14 Nisan 2016 Perşembe

TÜRBANLI YENGEMİN ÇIPLAK RESİMLERİ........ ve...........Dağda arabamız bozuldu, ben sikildim....... ve.........Erkek Kardesim Kız Arkadasimi Becerdi..........ve.......... Küçük Sevgilim .

   

Slm. Ben Franѕa’dan katılıyorum. Adım Yavuz, 18 yaşındayım. Ailemle Lille’de kalıyorum. Abimle yengem de bizimle aynı aрartmanda, fakat bir alt katımızda oturuyorlar. Aѕlen Konya’lıyız. Abim yengemle Konya’da evleniр Franѕa’ya getirdi. Yengem başını örtѕe ve Türban giyinѕe de çok ѕexy bir kadın. En azından ben öyle buluyorum. Yengemi daha hiç başı, göğѕü açık görmedim. Evde bile, ya Türbanla, yada başörtüѕü ve uzun etekle gezer. Yengem beyaz tenli, elma yanaklı ve etli dudakları olan, fazla da şişman ѕayılmayan, fakat uzun boylu ve uzun baсaklı, giydiği uzun eteğe rağmen, hatları belli olan, dolgun yuvarlak kalçalı bir fiziği var. Annem babam dahil, tüm akrabalarımıza ѕaygıda kuѕur etmez, kendi halinde, ѕeѕѕiz bir kadındır yengem. Yani tam bir kaрalı kutu! Aсaba abimle yengemin ѕekѕ hayatları naѕıldır diye de düşünmekten edemiyordum. Yengem kaрalı giyindiği için (ayak bileğini dahi görmedim), yengemin vüсudunu çok merak ediyordum. Zamanla bu merakım bir tutkuya dönüştü, yengemin en ufaсık hareketini dikkatliсe gözlemlemeye başladım  . Bir kereѕinde yengem mutfakta dolabın üѕt gözüne tenсere koyarken, yetişemediği için yukarıya uzandı. İşte o eѕnada bluzu atletiyle birlikte arkadan 3-4 сm yukarı toрlandı, beli açıldı. O anda ѕikimin birden ѕertleştiğini ve taş gibi olduğunu hiѕѕettim. Yengem farketmeden hemen tuvalete gittim ve 31 çekerek indirdim ѕikimi. Bu olaydan ѕonra artık yengeme başka gözle bakmaya ve geсeleri yengemi hayal ederek 31 çekmeye başladım. Yengem artık aklımdan çıkmıyordu birtürlü. Yengemi ѕikmeyi bırakın, çıрlak görmek için  
neler vermezdim!
Abim işi gereği, mal almaya ѕık ѕık San-Quentin’e giderdi. Yine bir akşam yemekten ѕonra aşağı abimlere indim, TV ѕeyretmek için. Yukarda bizimkiler Türk kanallarını ѕeyrederler ѕürekli. Zili çaldığımda, yengem elinde bulaşık eldiveniyle açtı kaрıyı, “Geç otur, bulaşık yıkıyorum, Abin de şimdi banyoya girdi, San-Quentin’e gideсekmiş. Bulaşıklar bitѕin çay yaрaсam.” dedi. Geçtim ѕalona TV’yi açtım, MTV ѕeyrediyorum. Tanımadığım bir şarkıсının hayatını anlatan belgeѕel vardı, ѕıkıldım, kanalları ѕırayla gezdim, fakat ѕeyredeсek birşey bulamadım, yine MTV’ye getirdim. Baktım maѕada abimin Ceр telefonu duruyor. Herhalde yeni almış olmalıydı, kaliteli birşeye benziyordu. Merak ettim inсelemeye başladım. İlk defa ekrana dokunmalı bir telefonu yakından inсeliyordum. Menünün oraѕını, buraѕını kurсalarken, ‘İmageѕ’ diye bir doѕyaya çıktı. Merak ya bu, açtım doѕyayı…
Bir ѕürü ‘İmage’ uzantılı veriler vardı, ѕonu gelmeyeсek gibi. Birinсi ‘İmage’ yazanı açtım, yengemin reѕmi! Hemde ѕaçları açık! Aсaba yengemin başka reѕimleri varmı diye devam ettim, ikinсi ve üçünсü ‘İmage’ı açtım, onlarda yengemin reѕimleri. Galiba reѕimlerin heрѕi  yengeme aitti. Şeytan dürttü, diğer reѕimlere bakmadan heрѕini Bluetooth’la benim telefona gönderdim. Abimin telefonunu tekrar aldığım gibi maѕaya bıraktım. Okadar çoktu ki reѕimler, baya uzun ѕürmüştü. En ѕon reѕim gönderildikten 3-4 dakika ѕonra yengem bulaşığı bitirmiş, elinde çay teрѕiѕi ile geldi. Az ѕonra da abim banyodan çıktı. Çaylarımızı içtikten ѕonra ben ayakladım. Abim, “Otur daha erken.” dedi. “Bilgiѕayarda işim var, gideyim.” 
dedim. “İyi ѕen bilirѕin, git.” dedi. Beni kaрıya uğurlarken, “Yarın San-Quentin’e gidiyorum, yengene göz kulak ol! Hatta işin yokѕa yarın burda kal.” dedi. “Tamam!” dedim ve yukarı çıktım.
Eve girdiğimde heyeсandan öleсektim, bir an önсe yengemin reѕimlerine bakmak iѕtiyordum. Bizimkilere, “Ben yatıyorum!” diyerek odama girdim ve kaрıyı kilitledim, Bilgiѕayarı açtım ve telefonumdaki reѕimleri yükledim. Yükleme bittikten ѕonra moѕaik görünümüne tıkladım, reѕimlerin heрѕi Pul Format’ında açılmaya başladı. Aman Tanrım! O da ne öyle ?!? Gördüklerime inanamadım! Bütün reѕimler yengemin reѕimleriydi ve ѕadeсe başı açık değil, reѕimlerin numarları yükѕeldikçe yengemin de her tarafı açılıyordu! Şok  olmuştum! Fakat aynı zamanda çok büyük bir ѕevinç ve heyeсan da hiѕѕediyordum. Körün iѕtediği bir göz, Tanrı vermiş iki göz! Heyeсandan ne yaрaсağımı bilmiyordum. Reѕimlere ѕırayla ve ѕindire ѕindire bakmaya karar verdim…
Meğer benim o kaрalı diye bildiğim yengem neymiş öyle be! Yengem her reѕimde daha da açılıyor, aynı iççamaşırı tanıtımı yaрan Fotomodeller gibi, değişik değişik renk ve modelde külotlarla ѕütyenlerle, ѕexy ѕexy рozlar veriyordu! Sikim naѕıl kalktı, aynı taş gibi oldu. Az ѕonra yengemin Tanga külot ile yatakta arkaѕını dönmüş, domalarak рoz verdiği reѕmi görünсe, daha elimi ѕikime dokunmadan donuma boşaldım. Hem de az buz da değil, en az bir avuç! Böyle birşey ilk defa başıma geliyor   Sрermlerim ta kot рantolonumdan dışarı çıkmaya çalışıyordu. Bu kadar çok tahrik oluр boşalaсağımı bilѕeydim, рantolonumu ve  
külodumu çıkarır, kağıt mendile veya рeçeteye boşalırdım. Külodum ve рantolonumun önü berbat olmuştu. Hemen ѕoyundum, ѕрermlerden  ѕıyırabildiğimi рeçeteye toрlayıр çöрe attım. Pantolonu ve külodu kurumaѕı içim kaloriferin üzerine bıraktım. Yeni bir külotla eşofman altı giydim…
Yengemin reѕimlerine bakmaya devam ettikçe, şaşkınlığım da ѕikim gibi büyüyerek artıyordu. Yengemin iççamaşırlı reѕimleri bitmiş, ѕadeсe külotla ve göğüѕleri açık olan reѕimleri başlamıştı. Yengemin рozlarını gördükçe kafayı yiyordum. Bir reѕimde yengem çıрlak göğüѕlerini iki eline almış, birleştirmiş, öne eğilmişti. Bir diğerinde aynı рornofilimlerdeki karılar gibi, ѕertleşmiş göğüѕ uçlarını рarmakları araѕına almış, bir başka reѕimde iѕe göğüѕ uçlarını yalıyordu! Artık ѕikim donuma ѕığmaz oldu. Ne olur ne olmaz diye Bilgiѕayarın yanına bir tomar kağıt рeçete koydum, ve eşofmanımla külodumu dizime kadar ѕıyırdım, ѕikimi elime aldım öyle bakıyorum yengemin reѕimlerine. Vay anaѕına be! Yengem neymiş öyle! Çıldırdım reѕmen ya! Kudurdum iyiсe!
Sikimi ѕıvazlaya ѕıvazlaya yengemin reѕimlerine bakmaya devam ettim. Sıra yengemin külotѕuz reѕimlerine gelmişti. Yengemin amı traşlıydı, bunu beklerdim yengemden, fakat tam ortaѕına, ‘Brezilya uѕulu am traşı’ dedikleri modelden, uzun inсe bir şerit şeklinde bir tutam 
kıl bırakmıştı. Şok üѕtüne şoka giriyordum. Meğer herkeѕin ѕeѕѕiz ѕedaѕız diye bildiği  yengem, ne yerebakan, yürek yakanmış öyle. Sıra yakın çekim amсık reѕimlerine geldiğinde, ben bir tutam рeçete almak zorunda kaldım. Yengem amının dudaklarını iki рarmağıyla ѕağa ѕola ayırmış, taa amının рembe içlerine kadar, amının delğine kadar görünüyordu! Ne yalanırdı, ne ѕikilirdi ama! Elimde olmadan yeniden boşaldım!
Bu herhalde yengemin en aşırı reѕmi diye düşünürken, ѕonraki reѕimlerde yanıldığımı anladım. İyi ki de yanılmışım! Yengemin ѕonraki reѕimleri iѕe yatakta domalmış bir рozda, iki eliyle götünün yanaklarını ayırır şekildeydi. Yengemin göt deliği krater ağzı gibi açılmış, büzüğünün tüm datayına kadar belli oluyordu. Az önсe boşalmama rağmen ѕikimin yeniden ѕertleşmeye başladığını hiѕѕediyordum  . Sonraki reѕimlerde yengem amına ve götüne değişik değişik сiѕimler ѕokmuştu. Birinde amına Tarağın ѕaрını ѕokmuş, birinde Deodorant kutuѕu. Götüne iѕe ѕırayla, Dolmakalem’den tutun da, Mum, Tornavida’nın ѕaрı, Şaraр şişeѕine kadar, evde ne bulunurѕa ѕokmuştu…
Bir ѕonraki ѕeriyi görünсe daha çok şaşırdım, yengem abimin ѕikini yalarken çekilmişti. Şaşırdığım şey yengemin ağzına almaѕından çok, abimin küçüсük ѕikiydi! Bir yandan hayret ederek reѕimlere bakmaya devam ettim. Yengem abimin ѕikini tümden ağzına alıyordu. Birkaç reѕim ѕonra iѕe, abim yengemin ağzına yüzüne boşalmış, yengemin gözlerine ѕaçlarına kadar abimin ѕрermleri bulaşmıştı. 
En ѕon reѕimlere baktığımda iѕe, yaѕtıkların kılıfından ve çarşafın renginden anladığım kadarıyla, abim başka bir gün çekmişti ѕon reѕimleri. Bunları, abim yengemi domaltmış götünden ѕikerken çekmişti. En ѕon reѕim iѕe abimin ѕрermleri yengemin götünden dışarı ѕüzülürken idi. Bu ѕon reѕme bakarken öyle bir boşalmışım ki, ѕрermlerim taa Bilgiѕayarın Klavyeѕine ve Monitörüne fışkırmıştı!
Peçeteyle hertarafı ѕiliр temizledikten ѕonra, yengemin çıрlak reѕimlerine en baştan, içime ѕindire ѕindire, defalarсa kez daha baktım, geсenin ѕaat üçüne kadar! Gözlerim iyiсe kızarıр aсımaya başlayınсa yatmaya karar verdim. Ama hemen uyuyamadım. Gözlerimi kaрadığımda yengemi naѕıl ѕikerim düşünсeѕi beni bir iki ѕaat daha uyutmadı. Henüz naѕıl yaрaсağımı bilmiyorum, ama mutlaka bir yolunu buluр, eninde ѕonunda yengemi ѕikeсeğim! Bu konuda çok kararlıyım! Hoşçakalın ve yengemi ѕikebilmem için bana şanѕ dileyin arkadaşlar!

Dağda arabamız bozuldu, ben sikildim


Kocam geçen sene yıllardır hayal ettiği 4x4 bir cip aldı. Bahar mevsimine girmiştik. Havalar sıcaklamış, kışın kapalı havalarda evde, alışveriş merkezlerinde kapalı kalmanın verdiği karamsarlık yerini bir coşkuya bırakmıştı. Yeni arabanın hevesiyle bir hafta izin aldı, beni de başımın etini yiye yiye ikna etti. Arabaya atlayıp dağ bayır geze geze, plansız, programsız, kestirmelerden, dağ yollarından güneye kadar inecektik. Yeni evliydik, ateşimiz başımızda, bahar havasının kışkırtan sıcaklığı da eklenince, dağ bayır geziyor, her fırsatta, her tenhada mola verdiğimizde yemekten önce birbirimizi yiyor, karnımızı sonra doyuruyorduk. Üzerimde sütyensiz askılı tişört, minicik bir etek, bacaklarımda siyah, ince jartiyer çorabı… Yollarda hem tuvalet zorluğu olmasın, hem kocamla sevişeceğimiz zaman hazır olayım diye altımda külot yok  
kaldırıp jartiyer çorabımın dantellerini, külotsuz amımı ona gösterip kızıştırıyorum, azdırıyorum kocamı… Arabayı kullanırken kucağına kaydırdığım elimle pantolonun fermuarını indirip sertleşmiş sikini iyice kaldırıyorum okşaya okşaya… Sonra eğilip başımı kasıklarına gömüyorum, yalaya yalaya  mahvediyorum. Kamyonların yanından geçerken iyice yavaşlıyor kocam… Bir eli direksiyonda, bir eli eteğimi sıyırmış, çıplak kalçalarımı okşar vaziyette, ben sikini yalarken kamyonun şoförüne bir an seyrettiriyor, adam gözlerini faltaşı gibi açınca gaza basıp uzaklaşıyor. Şoförün tepkisini, neler yaptığını kahkahalarla anlatıyor bana… Sonunda dayanamaz hale gelince, bir ara yola, ağaç altına çekip başını eteğimin altına gömüyor, çoraplı bacaklarımı okşaya okşaya amımı dillemeye başlıyor… Sonra da ya kucağına oturtturuyor, ya da dışarıda kaputun üstünde acımasızca içime girip işimi bitiriyor…   
 
 Sevişirken kameraya çekiyor bizi… Ya da ben ona seksi pozlar veriyorum. Dans ederken, kendimi okşarken, yolun kenarında yanımızdan arabalar geçerken tişörtü bir anlığına indirip çıplak memelerimi kameraya gösterirken… Bir köy restoranında yemek yerken, etrafta insanlar varken ben eteğimi kaldırıp çıplak amımı parmaklarımla ayırırken… Öyle çılgınlıklar yapıyorduk, birbirimizi öyle tahrik ediyorduk ki…

İlk günün sonunda bir pansiyonda kaldık. Gece şömine ateşinin karşısında şarap içtik, seviştik, yatıp uyuduk. Sabah kalkıp kahvaltıdan sonra yolumuza devam ettik. Kocam cipi denemenin, öğrenmenin hevesiyle sürekli haritadan bakarak ara yollardan, arabanın gücünü sınayacak bozuk dağ yollarından seçiyordu 
rotamızı… Bir önceki gün yaptığımız şekilde güle eğlene, öpüşe sikişe yol alıyorduk.  
Akşama doğru her iki tarafı yaşlı çam ağaçlarıyla kaplı, yüksek bir dağın tepesine doğru kıvrıla kıvrıla yükselen daracık toprak yolu aşmaya çalışıyorduk.
 
Dağın zirvesini aştıktan sonra beş on kilometre ileride dağ eteğinde yer alan turistik bir kasabada kalacaktık. Fakat yol hem bozuk, hem de aşırı dikti. Cipin güçlü motorunun bile zorlandığını sesinden anlayabiliyordum. Virajlı dağ yolunda fazla hız yapamadığımızdan vakit iyice ilerlemiş, akşam olmaya başlamıştı bile… Biz hala dağın tepesine çıkmaya çalışıyorduk. Sonunda olan oldu. Motordan sesler gelmeye, araba teklemeye başladı. Biraz sonra da tamamen sustu. Tık yoktu. Akşamın alacası inmeye başlamış, etrafta in cin top  oynuyor… Arabada yiyecek var, ama dağın tepesinde hava iyice soğuk, titremeye başladım. Motor çalışmadığından kalorifer de yok. Tabi ilk aklımıza gelen telefonla yardım istemek oldu, fakat maalesef… Sinyal yok, ikimizin de cep telefonları çekmiyor dağ başında… Yardım isteyemiyoruz. Rüzgar kuvvetlenmeye başladı, ağaçların arasında uğultular çıkararak estikçe ben kocamın koluna sarılıyorum korkuyla… Birkaç saat önce neşeyle birbirimize saldıran, oynaşan biz değiliz sanki… Haritaya baktık, kasabaya varmamıza daha nerden baksan otuz kilometre var. Dağın başında kalakalmış durumdayız. Uzun örgü ceketimi giydim biraz sıcak tutar belki diye… Biraz ileride ağaçların arasında aşağıya doğru inen bir patika yola ilişti gözüm, kocama gösterdim. Traktör tekerlek izleri sanırım, toprak yolun iki yanında devam edip giden çukur açmış. Daracık patika yoldan biraz aşağı indiğimizde ağaçların üzerinden yükselen bir duman gördük. Bir baca… Bir ev… Bir soba… Mutlaka birileri olmalı diye düşündük. Heyecanla, ayaklarımız çamurlu yoldaki traktör tekerleğinin çukurlarına gire çıka, tökezleye koştura yoldan aşağıya indik. 
Biraz sonra taş duvar üzerinde yükselen, ağaçtan yapılmış, güzel görünümlü orman evi tipinde bir ev çıktı karşımıza… Biraz sevinç, biraz merakla kapıyı çalıp seslendik. Kapı gıcırtıyla açıldı… Hani orman ayısı derler ya, o türden bir herif duruyordu karşımızda… Öyle uzun boylu ki, kapıya vurmamak için başını öne eğmiş, kapının genişliğinde bir şey  
Kalın bir sesle, - Buyur beyim.. diye bizi bir süzdü önce… Durumu anlattı kocam, arabamızın bozulduğunu, yolda kaldığımızı…  - Bu saatte nerden bulucanız? Sabah yiğenim kasabaya incek, yardım getirir. Telefon falan çekmez burlarda… Gelin içeriye… deyip içeri buyur etti. Gözlerini kaçırarak da olsa bana bakıyordu ayıcık… Örgü ceketimin düğmeleri açık duruyordu, askılı bluzumun meydanda bıraktığı sütyensiz memelerim ilgisini çekmişti anlaşılan… Of, erkeklerin her zamanki yılışık ilgisi… Bu dağ başında da aynı şey… Ceketin önünü örtüp manzarasını kapattım hıyarın… İçeriye girdik.   Dağ eviydi girdiğimiz ev… Televizyon, çanak anten, her yer halılarla kaplı, her yer ahşaptan… İçkinin türlü çeşidi olan tıka basa dolu bir dolap… Yigenim dediği yakışıklıca bir genç geldi, çekinerek hoş geldiniz dedi, adamla bir şeyler konuştular, - Benim gitmem lazım… diyerek çıktı. Kocam arkasından bakarak adama, - Köyde tamirci varsa bir haber etseydik… dedi. - Beyim, onun işi köyde değil. Ben size çay koyam, içiniz ısınır önce… dedi. Çayı demledi şöminedeki odun ateşinin üstünde… Çayı beklerken sohbet etmeye başladılar. Üstü kapalı anlattı ama, anladığım kadarıyla içki imalatı, içki sigara kaçakçılığı falan bir şeyler karıştırıyorlarmış dağ başında… Adı da Kazım’mış. - Bizim işimiz içki sigara beyim… Başka pislikler yoktur bizde… diye anlattı kocama. Bir yandan da kaçamak bakışlarla bana bakıyordu. Uzun örgü ceketimle oturuyordum ama oturduğum yerde önü açılmış, yine askılı tişörtün dekoltesinden memelerim meydana çıkmıştı. Bacak bacak üstüne atınca da bacaklarım dizlerime kadar açılmıştı. Şöminenin sıcaklığından gevşemiştim. İstifimi 
bozmadım, varsın bakıversin, bu dağ başında evine aldı ya bizi… Çay demlenince birer bardak doldurdu, sıcak sıcak… Birkaç odun daha attı şömineye, dışarıya çıktı. Kocama,
- Herif ayı gibi ha… diyerek gülümsedim çayımı yudumlarken… O da güldü,
- Çayları verirken gözleri patlayacaktı memelerine, bacaklarına bakarken… Sen de az değilsin ha… Memelerini, bacaklarını yaydın kaldın adamın önünde… Böyle giderse sana kaymak ister bu herif… Azmıştır bu dağ başında buralarda…
- Ayyy hemen yazdın senaryoyu… Sıcaktan mayıştım kaldım ne yapayım… dedim gülerek, sonra ciddileştim. Kocacım, istersen hemen çıkıp kaçalım, başımıza bir şey gelmeden… Uzanıp bacaklarımı okşadı, eli eteğimin altına kayarken,
- Saçmalama Gül… Bu gece karanlığında nereye gideceksin? Aslında tabi fena fikir değil. Aynı beraber izlediğimiz seks filmleri gibi… Adam ayı gibi, seni altına alsa, şurda bir güzel becerse… Offf… Ne güzel olurdu… 
- Asıl sen saçmalama… O ayı karını sikecek, sen de izleyecek misin yani? Dedim eline vurarak… Amım ıslanmıştı okşayan elinden, hem muhabbetin konusundan…                                      
- O filmleri izlerken böyle konuşmuyordun ama… Filmi seyrederken o zenciler gelip beni sikse diye kıvranıyordun altımda… Al sana zenci işte… Hem boyu iki metre nerdeyse, hem esmer tenli… Ağzı, elleri kocaman, pala bıyıkları da var üstüne üstlük… Şalvarını indirse, kesin kol gibi yarağı da vardır bunun…
- Hadi, saçmalama aşkım… Beni dinle… Adamın bakışları kötü, beğenmedim. Kalkalım, arabada yatalım bu gece… - Emin misin? Soğuktan donarız bak…
- Bu ayının beni zorla sikmesinden iyidir hiç olmazsa… Kalk hadi…  

Kocam kalktı istemeye istemeye… İçeriye, mutfakta uğraşıp bir şeyler yapan adamın yanına gitti, - Kazım biz kalktık. Çaya teşekkürler… diye seslendi.
-Aaa noldu beyim bi kusur mu ettik? Beraber yemek yiyelim. Hem bu soğukta gece boyunca napcanız, nerde bekliceniz ? -Arabada kalırız. Ne yapalım, senin düzenin kendine göre, bizi yatıracak yerin yoktur falan… - Beyim, kalın burada kıvrılır yatarız. İçeride bi oda daha var yani… - Yok yaa.. Sağolasın, biz dediğim gibi gidelim, seni rahatsız etmeyelim… diyen kocam içeri geldi, elimi tutup kaldırdı. Kapıya döndüğümüzde ayı mutfağın kapısında elinde koca bir tüfekle dikiliyordu

- Beyim, gusura galma… Heç sizi salmam bu gece… Oturup yemek yir, iki muhabbet eder, yatarız.  Yatarız derken gözleri döne döne benim üstümde dolaşıyordu. Adamın niyeti belli olmuştu. Bu koca adam beni sikmeden bırakmayacaktı bu gece… Yıldırım gibi gözümün önünden şimdiye kadar geçtiğimiz ve önümüzde geçeceğimiz kilometrelerce patika yollar, ıssız, insansız dağ manzarası, çekmeyen telefonlar, çalışmayan arabamız geçti. Sonra da kocama doğru sallayıp durduğu tüfeğin namlusu…
Kocam da durumu anlamış olmalı ki, çaresiz gözlerle bana baktı bir an… Gözlerimizle anlaştık. Yapacak hiçbir şeyimiz yoktu. Bu çam yarmasına boyun eğmek ve bu geceyi hasarsız atlatmak için ne istiyorsa yerine getirmemiz gerekiyordu. Yine de yiğitliğe bok sürmemek için sanırım, önüme atılıverdi. Aslında hiç de öyle ölürüm de namusumu vermem diyecek tiplerden değildi kocam… Ödü patlardı böyle şeylerden…
- Ne demek Kazım? Bizi tehdit mi ediyorsun sen? Kazımın fincan gözleri parladı, elini şalvarının önüne götürdü, çadır gibi olmuş şalvarın içindeki şeyi avuçladı bize göstere göstere… Tüfeğin namlusunu kocamın göğsüne tuttu,  
- Yok beyim… Vaziyeti anlatıyom. Aslında anladınız da… Hadi, pabuçlarınızı çıkarın, üstünüzü de… Yalınayak kaçmaya kalkmazsınız dağın başında… Çıplak ayacıklarınız taşın üstünde on metre gidemezsiniz. Beni de üzmemiş olursunuz. Hava da buz gibi… Kaçayım deseniz donar kalırsınız… Zaten yigen dışarıda, elinde keleşle nöbette duruyor. İki adım gidemezsiniz. Eğilip ayakkabılarımızı çıkardık uslu uslu… - Üstünüzü de diyerek hatırlattı.
Kocam ceketini, gömleğini çıkardı. Ayağında bir pantolonu kalmış, kılsız tüysüz üst kısmı meydana çıkmıştı. Ben de uzun örgü ceketimi çıkardım korka korka… İncecik, askılı tişörtüm ve mini eteğimle kaldım ben de… Korku ve heyecandan, yaşayacağımız gecenin belirsizliğinden titriyordum, meme uçlarım kabarmış, parmak gibi tişörtün kumaşının altından görünüyorlardı. Adeta çıplakmışım gibi,  ellerimle memelerimi örtmeye çalıştım. İki adımda yanıma geldi çam yarması,
- Gorkma yavru guşum… diyerek memelerimi örten elimi aşağıya indirdi kocaman kıllı eliyle tutarak… Tişörtün dekoltesinden zaten ucuna kadar görünen gerdanıma, kumaşı zorlayan iri memelerime, uçlarına baktı yalanarak… Benden zarar gelmez… Dediğimi yaparsanız yani… Hadi sofrayı kurun bakalım bize, mutfakta her şey hazır… Ben de ocağı harlayayım da, bu incecik şeyle üşümeyesin cıblak cıbıldak…
Kocaman, kürek gibi elinin içinde çocuk eli gibi kalmıştı elim… Ateş gibi yanıyordu eli, içim ürperdi. Başımı yukarıya kaldırıp simsiyah pala bıyıklarına, altındaki etli dudaklarına baktım. O pala bıyıkların bedenimde dolaşmasını istedim bir anda… Kasıklarımdan yukarı doğru bir alev dalgası yalayıp geçti bedenimi… Gözlerimi kaçırdım, kocama baktım. Gülümseyerek, anlayışla bakıyordu sanki bana… Ne düşündüğümü, içimden ne geçtiğini anlamış gibiydi. 
Kazım masanın başına geçti oturdu, bize baktı görevimizi hatırlatırcasına… Mutfağa yöneldim, kocam arkamdan geldi. Sessizce adamın hazırladığı yiyecekleri, tabakları içeriye taşımaya başladık. Üstümdeki korku gitmiş, alışmaya başlamıştım. Sanki tatile gelmişiz gibi davranıyordum. Güzelce hazırladım sofrayı… İçeriye gidip gelirken evdeki gibi kalçalarımı sallaya sallaya, mini eteğimi savurta savurta yürüyordum. Kazım’ın sikici bakışları üstümde dolaştıkça hoşuma gidiyordu.
Kocam da yardım ediyordu bana… İçkileri de getirmemizi istedi Kazım. Kocama seslenip yukarıdaki raftan almasını söyledim. Uzanıp rakı ve kırmızı şarap şişesi aldı iki tane, elime tutuşturdu… Alıp gidemedim, şişeleri bırakmamıştı elinden… Yüzüne baktım… Hınzır bir gülümseme vardı yüzünde… Fısıldayarak,
- Bakıyorum dünden hazırsın karıcım… Ceylan gibi sekip duruyorsun adamın  
önünde… Pek korkmuş gibi bir halin yok… Ben de gülerek gözlerine baktım, 
- Ne yapalım, başka çare var mı aşkım? Adam ne istiyorsa yapmak zorundayız. Dağın başındayız geceyarısında… Adamın elinde tüfek…
Önümü kocamın kasıklarına bastırdım. Mutfak bankosuna dayanmıştı, pantolonun önündeki kabarıklığı kasıklarımda hissedebiliyordum. Üstü çıplaktı. Soğuk içki şişelerini iki göğsünde gezdirince ürperdi, minik meme uçları kabarıverdi soğuk temasla… Dudaklarından öperek,
- Adamın biri beni sikmeyi çok istiyor diye canımdan olamam… Sen de istemezsin bunu değil mi? Karşı çıksak bile önce seni halleder, sonra beni istediği gibi siker bu adam… Belki ikimizi de…
Elini eteğimin altına daldırıp jartiyer çorabımın açıkta bıraktığı ve ıslanmaya başlayan kadınlığımı avuçladı. İnledim. Parmaklarını am dudaklarımın arasından geçirip ıslaklığını aldı, çıkarıp burnuna götürüp derin bir nefesle kokusunu içine çekti… 
- Mmm… Anlaşılan bu gece çok sıcak olacak… Benim dişi ceylanım iyice kızışmış… Güldüm, arkamı dönüp elinden kurtuldum, içeriye giderken omzumun üzerinden, - Aptal şey… diye cilvelendim kocama…    
.
 Oturup yemeğimizi yedik. Güzel bir et yemeği, yanına pilav hazırlamıştı Kazım,  
iyi bir aşçıydı adam… Erkekler rakı içti, ben şarap… Kocamın gözleri kızarmıştı iki kadeh sonra… Adamsa iyi içiyordu. Gözleri sürekli üstümdeydi. İçkilerin verdiği hararetle ortamdaki gerginlik kaybolmuştu şimdi… Gülüp konuşmaya başlamıştık. Tüfek duvara dayandığı yerde duruyordu, kimsenin baktığı yoktu. Sanki ahbabımızın evine yemeğe gelmiştik kocamla…
Rakı şişesini bitirdiler, Kazım içeriye bir şişe daha getirmek için gitti. Kocam elini masanın altından bacaklarıma attı. Okşaya okşaya yukarılara çıktı, amımı avuçlayıp sıktı. İnledim dudaklarımı ısırarak… Bacaklarımı kapatıp elini hapsettim o amımı kurcalarken… 

Kazım gelirken çekti elini… Gözüme baka baka parmaklarını kokladı tekrar… Yemek bittiğinden sofrayı toplamaya karar verdik. Eğiliyor, kalkıyor, arı gibi mutfakla oda arasında gidip geliyordum. Sonunda bitirdim, odaya geldim. Odanın bir köşesindeki şark köşesine kurulduk. Alçak bir divan, yastıklar, yerde uzun tüylü beyaz bir post… Duvarlarda asılı üç tane gaz lambası yanıyor titrek, loş ışıklarıyla…
Biz kocamla divanda oturuyoruz, Kazım da önümüzde yerdeki postekinin  
üstünde… Onlar rakı içiyorlar, ben votka limon… İçkilerimizi içerken sohbet ediyoruz. Kazım’ın gözleri otururken iyice açılan mini eteğimde, durmadan anlatıyor. İçinde silah, dövüş, jandarma, hapis olan korkunç hikayeler… Ben
 ürperiyorum bu vahşi adamı dinlerken… Beni anlıyor gözlerime bakınca, rakısından koca bir yudum çekiyor, elinin tersiyle pala bıyıklarını silerken,
- Gorkma gulüm… Benden zarar gelmez. Napcan, burada hayat böyle işte… Dağın başında, kadınsız… Çok zor bizim hayatımız…
Gözleri bacaklarımda dolaşıyor yine… Ayaklarımı oynatıyorum. Büyülenmiş gibi ince siyah külotlu çorabın altından parlayan kırmızı ojelerimden gözünü ayıramıyor mıknatıs varmış gibi… Hoşuma gidiyor ayaklarıma sikici bakışlarla bakması… İçim kabarıyor… 
Rakı kadehleri boşalınca ağır hareketlerle kalkıp içki getiriyorum, kadehlerini dolduruyorum. Kazım’ın kadehini doldururken iyice eğiliyorum, memelerimi gözünün içine dayarcasına… O da gözünü ayıramıyor zaten… Kocamınkini doldururken arkamı dönüyorum, domalır vaziyette yavaşça içkiyi kadehe akıtıyorum. Mini eteğimden jartiyer çorabımın bittiği yeri, hatta şeftalimi gördüğüne emin olana kadar oyalanıyorum. Sonra tekrar ayaklarımı ona doğru uzatıp kocamın yanına uzanırcasına oturuyorum divana…  

İçkinin yanına meze diye mutfaktan meyve getirip oturduğum yerde bağdaş kurarak soyuyorum, dilimliyorum, erkeklere veriyorum meyve tabaklarını… Kazım 
iyice terlemeye başladı, bağdaş kurmuş bacaklarımın arasına uzanacak  nerdeyse… Bardağını bir dikişte kafasına dikiyor hırsla… Gülüyorum,
- Aaa, Kazım biraz yavaş… Biraz soluk alayım, sigaramı içeyim ben de… diyerek masanın yanına gidip aldığım içkiyle kadehini tekrar dolduruyorum. Dans edercesine hareketlerle gelip tekrar yerime oturuyorum.
- Gusura bakma yenge… diyerek kalktı, duvara dayalı dolabın kapağını açtı.
Dolabın içi tıka basa kaçak sigara dolu. Her çeşit var. Bir tane light sigara alıp yanıma geldi. Paketi açıp bir tane uzattı bana, çakmağıyla yaktı. Bir nefes çekip O şeklinde yuvarladığım kırmızı rujlu dudaklarımın arasından ona doğru savurdum dumanını… Ciğerlerine kadar çekti dumanı…
Başımı kocamın kucağına koyup bacaklarımı karnıma çektim. Oturduğu yerden bacaklarımı kalçalarıma kadar, olduğu gibi görebiliyordu. Farkında değilmiş gibi yapıp eteğimi çekiştirip kutumu örtmeye çalıştım.  
- Ah, beyim dedi iç geçirerek… İyi ki arabanız bozulmuş. İyi ki buraya geldiniz. Sayenizde insan gördüm. Kadın gördüm. Öyle zor ki bu dağ başında kadınsızlık… Kimse bana böyle hizmet etmemişti bugüne kadar… Çok zor… Çookk… Off… Bilemezsiniz… diyerek tekrar kadehi kafasına dikti.

Kocamın sikinin sertliğini yanağımda duyabiliyordum. Çaktırmadan elimi uzatıp sertliğini sıktım avucumda… Saçıma asıldı. Odada üç tane gaz lambası vardı. Televizyon buzdolabı için jeneratör kullanıyordu. Duvardaki televizyonu görünce,
- Kazımcım, televizyonu açsana biraz, ses olsun, müzik falan vardır, dedim. 
Kalkıp açtı televizyonu… Bu dağ başında, bu abaza heriften ne beklenir ki… Tahmin etmeliydim. Daha önce kaldığı yerden açıldı televizyon. Şifreli kanallardan birinde porno film oynuyordu resmen… İki adam kadının birini beceriyorlar. Biri sikerken, diğeri kocaman sikini ağzına vermiş, kadın yediği kalın yarakla ciyak ciyak yeeesss… yeesss… fuck me… diye bağırıyor. Kazım gözlerini benden ayırmadan, sanki çok normal bir şeymiş gibi,
- İşte beyim, bizim dostumuzı, kadınımız bunlar… Geceleri de, gündüzleri de yalnızız hep, bunları seyredip dururuz…Double penetration, orgies, gangbang
Gözümüz ekrana kilitlenmiş, iki erkeğin arasında sikilip duran kadının feryatları kulaklarımızda, soluksuz izliyoruz. Kazım ayaklarımın dibinde oturuyordu. Gözümün ucuyla onun filmle değil, benim bacaklarımla ilgilendiğini görebiliyordum. Ayaklarımı oynattım. Kırmızı ojeli tırnaklarım parladı televizyonun ışığında. Birden kocaman elleriyle ayağımı kuş gibi arasına alıp avuçladı, öpmeye başladı.
- Heyy… Ne yapıyorsun Kazım? diye çektim ayağımı…
- Gusura bakma yenge, dayanamadım… diyerek tekrar eline aldı, öpmeye devam etti. Kocam zevahiri kurtarmak istercesine sert bir sesle,
- Kazım, ayıp oluyor ama… Ben buradayken… Benim yanmda karıma sulanıyorsun. Ayıp değil mi yaptığın? diye diklendi. Sanki ekranda seks filmi seyreden biz değilmişiz gibi, biraz komik bir durumdu tabi… Kazım inlercesine kocama yalvardı,
- Beyim nolur gusuruma bakma… Yalnızlık zor… Kadınsızlık çok zor burada… 
Yerinden hızla kalktı. Telaşlandım, eyvah, tüfeği almaya mı gidiyor acaba diye korktum. Ama yandaki odaya gitti. Geri geldiğinde elinde bir tomar para tutuyordu. Kocama uzattı,  
- Beyim, nolur izin ver… Biraz kadın kokusu duyam… Öpem, koklayam… dedi.
Eşimle şaşırıp kalmıştık. Birbirimize baktık, kaldık. Tamam, bunu konuşmuştuk, anlaşmıştık, adam ne isterse yapacaktık. Tüfek hala kenarda dayalı duruyordu. İstese zorla yapabilirdi, daha kötü şeyler başımıza gelebilirdi. Bunun yerine adam bize, kocama daha doğrusu, para uzatıyordu. Tüfeğe baktığımızı görmüştü,
- Ben zorla istemiyom beyim… dedi. Gozellikle olsun. İsteye isteye olsun. Filimdeki gibi olsun… Filimdeki kadın gibi olsun…
Kocam cevap verirken az önceki sertlikten eser kalmamıştı sesinde…
- Yani Kazım… Yine de ayıp oluyor. Sen aynı durumda olsan karını başkasına para için verir miydin? diye yol yapıyordu.
- Beyim inan verirdim. Sen bilemezsin kadınsızlık nedir… Hem kötülük yok ki bunda… Biraz sevecem oksayıp öpecem sadece… Zorlamam beyim.. deyip paraları kocamın eline tutuşturdu. Kocam bana baktı, para tomarını pantolon cebine tıkıştırırken Kazım’a, 
- Sen mutfağa kadar git, ben karımla konuşayım, ikna edeyim… dedi. Kazım mutlu bir şekilde odadan çıktı. Eşimle şaşkınca bakıştık.
- Az orospu değilsin. Delirttin herifi…
- Ayy ne yapayım aşkım… Adam o kadar iyi niyetli ki… Aslında hiç tipim değil ama hem hoşsohbet, hem biraz oynaşırız, fena mı olur?
- Zaten tüfek kurşunu yemekten iyidir. Ben tecavüz beklerken olanlara bak… Üstüne bir de dünyanın parasını verecek saf… Sadece öpüp koklayacakmış… diyerek güldü sessizce… Gerinerek,
- Eh, öpüp koklasın o zaman kocacım, iznin olursa… dedim. Ama işi öpüp koklamakta bırakırsa, sen işimi bitirirsin tamam mı? Bir güzel sikersin beni… Akşamdan beri azdım, kudurdum…
Biz konuşurken içeriden su sesleri geliyordu. Yıkanıyordu sanırım… On dakika sonra içeriye girdiğinde, üstünde sadece bir peştamal vardı. Önündeki kabarıklık acaip duruyor, heyecan verici görünüyordu. Yanımıza geldi, önümde diz çöktü, ayaklarımı okşayıp öpmeye başladı. Cilveli bir sesle,  
- Sadece öpücen, okşayacan, kokumu çekeceksin, di mi Kazımcım? Fazla ileri gitmek yok değil mi? diye sordum işveli işveli… Kazımcık ağzı kulaklarında, zevkten dört köşe olmuş vaziyette,
- He yenge… He… Aynen dediğin gibi… Hele biraz izin ver de öpem, koklayam seni… diyerek bacaklarımı ayırdı.
Kazım koca ağzıyla bacaklarımı yalıyor, emiyor, pala bıyıkları firça gibi sürtüyor… İlk defa bıyıklı birisi ile sevişiyordum… Hem de böyle uzun, sert, pala gibi bir bıyıklıyla… Bir eli memelerime geldi, üstten okşamaya başladı. Koca avucu içinde sütyensiz memem kayboluyordu. Doğrulup dudaklarıma yaklaştı. Aç kalmış ayılar gibi dudaklarımı emip koca diliyle ağzımda dolaşıyordu. Ağzım ağzında kayboluyor, bıyıkları hoş bir gıdıklamayla boynumda dolaşıyordu… Beni zevkten ürperten bıyıklar memelerime indi…  - Kurban hele çıkar elbiseyi, rahat edek… Kokunu duyam… Tadını alam … - Bak Kazım, sadece öpmek koklamak var tamam mı? Daha ileri gitmeyeceksin. Söz verdin… diyerek ayağa kalktım. 

Tişörtün askılarını indirdim. Belime kadar sıyırdığım tişört memelerimi meydana 

çıkarmıştı. Onu belimde bırakıp eteğimin kopçasını açtım. Kalçalarımı oynata oynata eteğimi sıyırdım, aşağıya indirdim. Üstümde sadece bir çift jartiyer çorabı kalmıştı. Kazım önümde diz çökmüş bacaklarıma sarılıyor, elleyip öpüyordu durmadan… Artık olduğu gibi görünen, açıkta kalmış ağdalı amcığıma bakıp,
- Ohhh… Gurban… Bu ne böyle? Şekerpare gibi duruyor… deyip başladı oramı öpmeye…
Kocam divana uzanmış, uzandığı yerden sikini okşayarak bizi izliyordu. Amımın yalanmasından çok hoşlanırım. Kara kıvırcık saçlarına asılıp bir süre ayakta amımı öpüp yalamasına izin verdim. Sonra divana oturdum. O da peşimden geldi azmış erkek köpek gibi… Dudaklarımdan başlayıp göğüslerime geldi. Öpüp emiyor, uçlarını kalın dudaklarının arasına alıp çekiştiriyordu. Elleri vücudumun her noktasında dolaşıyordu. Memelerimi okşayan bıyıklar aşağıya indi, göbeğimden kasıklarıma geldi. Amımı öpüp yalıyor, dili kürek gibi içime giriyor, dudaklarını çekiyor, klitorisimi emiyordu. 
Bacaklarım titremeye başladı. Tatlı tatlı geliyordum. İçimden zevk sularımın aktığını hissediyordum. O da bütün akan suyumu yalıyor, içiyordu adeta… 
 Bacaklarımla kafasını kıstırıp kasıldım, inledim zevkle, orgazmın zevkini çıkarmaya başladım. Dakikalarca… Ayımın kürek gibi dili beni uçurmaya yetmişti.
Kendime gelince ayaklarımı gevşettim. Kölemi serbest bıraktım. Ayaklarımı önüne götürdüm tekrar… Parmak uçlarımla peştemalın düğümünü çözüp sıyırdım. Kapkara, kocaman başlı, filmlerdeki zencilerin siki gibi bir azman çıktı ortaya… O koca şeyi kaygan çoraplı iki ayağımın tabanıyla kavradım, üstünden gidip gelmeye başladım. Kazım zevkle kendini arkaya atmış, inleyip duruyordu. Ayak tabanlarımda kocaman kafasını hissediyordum.
Kocam da yan tarafta bizi izlemeye devam ediyordu. Bir baktım, elindeki kamerayı işaret ediyor. Gizlice çekim yapıyordu. Kazım’ın sikini işaret edip kendi kolunu gösterdi. Kol gibiydi evet… Daha da heyecanlandım.  
Kazım belimden tutup divanın kenarına çekti beni… Bacaklarında duran peştemalı yere fırlatıp üstüme geldi. Dudaklarımı memelerimi öpüp yalıyor, bir eliyle de o koca sikini tutup ıslak am dudaklarımda sürtüp duruyordu. Alev alev  
yanıyordu amcığım… Kıvranarak bacaklarımı kapatmaya çalışıyordum ama ne mümkün… Koca yarak sürtündükçe bacak aramda, sanki ateş değmiş gibi tenim yanıyordu. 
- Kurban… İzin ver girem içine… Nolur kurban… diye diye inliyor, üstümde gidip geliyordu.

Ben kendimi kastıkça içime girmekte zorlanıyordu. Koç başı gibi kale kapımı zorlayan koca siki boylu boyunca amımın dudakları arasında gidip geliyor, bu bile bana yetiyor, zevkten çılgına çeviriyordu. İnleyip duruyordum ayımın altında…
- Kazımmm… Ohhhh… Ohhhh… Hani sadece öpüp koklayacaktın… Tadımı  alacaktın? Kokumu alacaktın? Ohhh… Sokmak yoktu… Öyle anlaşmadık mı seninle? Ohhhh… Şimdi amıma girmek istiyorsun Kazımmm… Ohhh…. Diye dudaklarım kulak memelerinde inleyip dururken, sıcak nefesimi boynunda alıp verirken biliyordum ki ben böyle davrandıkça daha da coşacak, saldıracaktı üstüme…
- Kurban biliyom, öyle dedim… Ama azıcık gireyim amına… Nolur? Bak fena oluyom… Ucundan azcık sokayım… İzin ver gadınım… diye sallanıyor, titriyordu 
 üstümde debelenirken… 
- Dur bi nefes alayım, kurban olduğum… diye ittim üstümden kaldırdım. Dibimde diz çökmüş, oturuyordu.
- Kalk ayağa.. dedim. Oturduğum yerde, burnumun dibinde koca yarak taş gibi kalkmış, ucunda zevk suları parlıyor.  
- Ohaaaa.. Kazım, bu ne böyle…? At yarağı kadar… Yuhhh… Nasıl büyüttün bunu böyle? Bu beni parçalar beeee… diyerek aldım elime…

Parmaklarım zor birleşiyordu çevresinde… Başı bir mantar şeklinde sapka gibi… Parmak gibi kabarmış kan damarları tüm çevresinde dolanıyor… Altta koç yumurtası gibi kocaman taşakları sarkıyor…
- Bunlar padişah taşağı herhalde… Altı okka taşak dedikleri bu mu oluyor Kazım?
Elimle avuçladım bir, üstüne öbür elim iki , alttaki elimi tekrar üstüne koydum üç, 
başının bir kısmı hala dışarda duruyordu muhteşem aletin ! Dibinden başına doğru sıvazladım. Zevk suları çoğaldı ucundaki delikte… Dilimle alıp çevresine yaydım suları…. Sonra ağzımı kocaman açıp başını emmeye başladım koca aletin… Muhteşemdi… Adam esmerdi, aleti de daha koyu bir renk, zenci yarağı gibi değil ama oldukça koyu bir rengi vardı. Başladım komple, boylu boyunca dilimi gezdirmeye, yalamaya… Aletin açıkta kalan yerlerini de elimle idare  ediyorum.
- Ohhhh be… Bu nasıl bir şey Kazım? Kocaman, muhteşem bir aletin var… Yedikçe yiyesi geliyor insanın… dedikçe zevkten dört köşe oluyordu ağzı kulaklarında… Kocam da gizlemeyi bıraktığı kamerayı alıp yanımıza yaklaşıyor, Kazım’ın koca sikini yalarken çekim yapıyordu.
- Ohhhh… Ye kurban ye… Nasıl istiyorsan ye… Bak beyin de hoşuna gitti… Kocam gaz lambasına bakıp, 
- Işık az yaa… Görüntü iyi değil. Kazım başka ışık, lamba var mı evde?
Bu arada Kazım titremeye başlayınca ağzımı çektim koca sikinden… Hemen  
boşalmasını istemiyordum. Serbest kalan Kazım da kalktı, kalkık ıslak sikini sallaya sallaya gidip içerden bir seyyar lamba getirip yaktı, divana oturdu. Bana da, 
- Gel gurban, biz işimize bakalım. dedi.
  

Önüne oturdum, kasıklarına eğilip muhteşemini tekrar ağzıma aldım. Az önceki gibi yalayıp yutuyor, ellerimle gövdesinin kalan yerlerini, taşaklarını okşayıp duruyordum. Koltuk altlarımdan tutup beni yukarıya çekti, kucağına oturttu. İçime girmek istiyordu.

Ben de artık girsin istiyordum ama ağırdan alıyor, kendimi ağırdan satmaya çalışıyordum. İçime almadan ıslak aletini am dudaklarımın arasına boylu boyunca alıp ağır hareketlerle yaylanmaya, öne arkaya gidip gelmeye başladım. O uzun aletin gövdesi boyunca klitorisimi okşuyor, zevkten delirtiyordu beni… Benimle beraber Kazım da inliyordu zevkten… 
- Ohhh kurban… Eritiyon beni… Sal kendini sokam biraz kurban… Yalvarırım koyver kendini… Otur şunun üstüne… diye elleri kalçalarımda yoğuruyor, memelerimi sırayla emiyor yutuyor, pala bıyıklarını gerdanımın her yerinde,
 boyunlarımda dolaştırıyordu. -Ooohhhh… Kazımmm… Sadece elleyip öpecem dedin… Şimdi amıma sokmak istiyorsun yaramaz… Böyle anlaşmadiık ki seninle… Olmaz ki böyle… Ohhh… Mımmmm… diye inleyip dururken kalçalarımı kazığının üstünde sallayıp duruyordum. - Kurban bak, birazcık sokayım. Ucu giriversin amcığına… Hadi üzme beni… Dayanamıyom… Hadi…  - Bak, ucundan azcık sokacan, tamam mı? diye kalkıp sırılsıklam, alev alev yanan amcığımı kocaman olmuş aletin mantar şeklindeki kafasına dayadım.  

Başı kapımı zorlaya zorlaya girdi. Kıllı ayımın boynuna sımsıkı sarılmış, titreyen dizlerimin üstünde zorlukla durabiliyordum. Zevkten geberiyordum. Kalçalarımı kavrayan kürek gibi eller sımsıkı tuttu, yavaş yavaş aşağıya indirmeye başladı beni… Daha fazla tutamadım kendimi… Öyle tatlı bir geriyordu ki am dudaklarımı, içimi öylesine tatlı tatlı, kalın kalın dolduruyordu ki… Kendimi geriye çektim. Araya eğilip baktım, amımın suları kara yarağın etrafından süzülüyordu beyaz beyaz, parlıyordu ışıkta… Biraz inip kalktım kalın sik içimi kütür kütür yararken bacak  
aramda duyduğum basınçtan gelmeye başladım. Daha yarağın hepsini içime alamadan, yarısında boşalıyordum. O da
- Ohhhh… Ohhh… diye homurdanmaya başlayınca onun da boşalacağını anladım. 

İçimden çıkarıp önünde diz çöktüm, ağzıma aldım. Amımın suları yarağı boylu boyunca kaplamıştı, ellerimin arasında yapış yapıştı koca siki… Fışkırmaya başladı. Ağzımın içinde fişek gibi döllerini hissediyordum. Öyle çok geldi ki, nerdeyse boğulacaktım, ağzımın kenarından süzülmeye başladı fazlaları… Emmeye, elimle sıvazlamaya devam ettim. Birkaç kere daha fışkırdı, ağzım yüzüm dölleriyle doldu. Homurtularla inliyordu başını arkaya atmıştı. İnleyerek gözlerini açtı sonunda,
- Kusura kalma, çabuk geldim, seni mutlu edemedim… diyerek kalktı içeriye gitti.
Su sesi gelmeye başladı. Kendini yıkıyordu. Ben şaşırmıştım bu duruma… Erken boşaldığı için özür diliyordu. Halbuki ben de boşalmıştım onunla beraber… Ben de kalkıp banyoya gittim, elimi yüzümü yıkadım, döllerini temizledim. O da 
kendini kuruluyordu. Bana da havlu verdi, kurulandım. Sonra beni kucaklayıp içeriye götürdü. Divana yatırdı boylu boyunca,
- Kurban kusura bakma… Temin kaza oldu, çabuk geldim. Şimdi seni iyi ederim… diyerek yine amcığımı yalamaya başladı. Parmakları, dili yine delirtiyor, zevkten kudurtuyordu. İnliyordum altında,  
- Hani sadece öpüp koklayıp bırakacaktın Kazımm? Yedin yedin bitirdin beni… Erittin… Napıyorsun böyle bana? Oramda bir şey kalmadı, yedin yuttun bitirdin erkeğim… deyince koptu gitti gene… Dizlerinin üstünde yaklaşıp bacaklarımı araladı, arama girdi. Koca sikini eliyle tutup amıma sürtmeye başladığında yine uçuyordum zevkten… 
 - Ahh…Ahhh.. Nasıl yemem yutmam gadınım… Öyle tatlısın ki… Fırın gibi yanıyo amcığın… deyip sokuverdi muhteşem aletini amcığıma…
Bir anda başı giren alet amcığıma girip çıkıyor, tatlı tatlı, alıştıra alıştıra yol açıyordu kendine… Amım zonklamaya başlamıştı kalınlığı içine aldıkça… Ömrümde duymadığım kadar zevk duyuyordum yarağı kalın kalın içime girip çıktıkça… Deliriyordum. 
- Oohhhh… Ahhhhh… Bitirdin beni Kazım… Koca sikin öldürdü beni… Oohhh… Bu ne güzel sikiş böyle erkeğim… Öldürdün beni yarağınla… Ohhhh… diye diye inliyordum altında… 

Tüm ağırlığıyla üstüme abandıkça, o yüz kilonun üstündeki sumocu gövdesiyle altında nefessiz kalıyor, eziliyordum. Geri çekildikçe üstümdeki ağırlık kalkıyor, ben nefes alabilmek için çırpınıyordum. Kocam kamerayı hala bırakmamıştı elinden… Yanımızda, yöremizde dolanıp duruyor, o koca yarağın amıma girip çıkışını en iyi açıdan çekmeye çalışıyordu. Belki yarım saat boyunca altında inlete inlete sikti beni… Kaç defa boşaldım, bacaklarımı kaç defa beline sarıp kendime çektim bilmiyorum.
Sonunda son darbeyi vurdu, belimden tutup kendine çekti beni… Yarıya kadar girip çıkan yarağı köküne kadar amıma girdi. Ben kendimi kaybettim o anda… Koca yarak boğazıma kadar dayandı zannettim, bir an öyle hareketsiz kaldı.


Yarı baygın halimde aletinin içimde zonkladığını, damarlarının attığını hissediyordum. Gerilen vajina duvarlarımın verdiği zevkle, rahmime dayanan iri başının verdiği acı birbirine karışmıştı. Ölüyorum zannettim. Gözlerimden yaş akıyordu.
-Ayy… Durrr… Hayvannn… Deldin… Yardın beni… Offff… Acıyoo… Hareket etme sakın… Yandımm… Durrr… Ohhh… diye feryat ettim. İçim patlamıştı sanki yeni gerdeğe girmiş gibiydim. Tüm amım zonkluyordu duvarlarıyla, tüm hücrelerimle… Koca alet, balta sapı gibi içimde… Tümüyle sarmıştım koca aleti… Bir zaman öyle kaldık. Sonra alıştı amım… Kaslarımı oynatmaya çalıştım yavaş yavaş… İçimdeki muhteşem aleti hissetmeye çalıştım. Acım da hafifledi. Zevk duygusu yayılmaya başladı tüm vücuduma… Şöminenin ateşi bir yandan, içimdeki şehvet yangını bir yandan, amımdaki aletin fırın gibi sıcaklığı diğer yandan… Terlemeye başladım.  Kollarımla boynuna sarıldım. Kalçalarımı oynattım yavaşça… Gidip gelmeye, kalçalarımı kaldırım indirmeye başladım altında… Kazım da girip çıkıyordu bir yandan… Girişi ayrı, çıkışı ayrı zevk veriyordu… Yara yara amımı 
, her zevkten uçuyordum. Tekrar tekrar orgazm yaşıyordum çılgın bir tempoyla… Biri duyacak korkusu yoktu bu dağ başında… İçimden geldiği gibi davranıyor, bağırıyor, feryat ediyor, inliyor, kahkahalar atıyordum çılgın gibi… İçimden çıkardı sikini Divana oturdu. Ne istediğini anlayıp hemen tepesine tırmandım. Kucağına çıkıp bacaklarımı iyice açtım… İyice açılmış, genişlemiş amcığımı koca sikin kafasına nişanlayıp yavaşça oturmaya başladım. İçi yanıyordu, sırılsıklam olmuş, sular akıyordu amımdan Zevkten gözlerim kaydı, feryadı kopardım, - Ohhhh… Sok len koca ayım Sok Deldin beni, parçaladın amcığımı… diye salıverdim kendimi… 

 
  Kazık gibi girdi alet içime, dibime kadar… Titreye titreye, inleye inleye zıplıyordum üstünde… Memelerimi ağzına dayadım, pala bıyıklarına sürttüm. Uçları parmak gibi kabarmış memelerimi hırsla, dişleye dişleye emiyor, beni acıdan ve zevkten bağırtıyordu hayvan… Kalçalarım kürek gibi ellerinin arasında yoğruluyordu. 
Birden onca zevkin arasında, göt deliğimde bir ıslaklık hissedip ürperdim. Kocam arkamdan yanaşmış götümün deliğini yalıyordu ıslak ıslak… Bir an hareketsiz durup dilini hissetmeye çalıştım. Boylu boyunca yalıyordu deliğimi… Anlaşılan Kazım’ın koca yarağı da nasibini alıyordu dilinden, onu da yalıyordu.   beni…  Konuşmuyorduk hiç… Kazım uzandığı yerden hareketsiz, bizi izliyordu. Kocam iyice yaladı deliğimi… Sonra ensemden tutup Kazım’a doğru eğdi beni, domaldım. Kayganlaşan arka deliğime dimdik olmuş yarağını kaydırıverdi, ileri geri yapıp alıştırdı götümü…. Kökleyip duruyordu.  İçimde bir milim boşluk kalmamıştı. İki yarak tarafından sikilip duruyordum. Bağırmaktan sesim kısılmıştı artık… Acaip zevk alıyordum. Delirecek gibiydim artık zevkten… Amımda kocaman, hayvan gibi yarak, götümde kocamın yarağı durmaksızın pompalıyorlardı beni aralarında… Boşalmam uzun sürmedi… İki erkek beni aralarına almışlar, acımaksızın düzüp duruyorlardı. Bayılmak üzereydim, dayanacak halim kalmamıştı. Kocam arkamdan sikini çıkarttı ben boşaldıktan sonra, getirip ağzıma verdi. Buz gibi olmuş yarağı yalamaya başladım. Kazım da iyice hızlanmıştı amımda… Ben kocamın sikini yalarken, o alttan pompalıyordu Kazım’ın aksine kocam tümüyle kılsız bir vücuda sahipti. Ne kasıklarında, ne bacaklarında, kalçalarında hiç kıl yok, yumurta gibiydi. Kazım kocamı böyle görünce - Beyim, sende de hiç kıl yokmuş, dedi hayretle… Kocam siki benim ağzımda emilirken cevap yetiştirdi,  - Ne yapayım, sen neden kıllıysan, ben de ondan kılsızım… dedi. Kazım düşünceli düşünceli, - Haklısın beyim… dedi. Sonra kocamın kılsız kalçalarını okşamaya başladı. Ben kocamın sikini yalarken o da altımda doğrulup başını yaklaştırdı, kocamın sikini benimle beraber yalamaya başladı. Şaşkınlıkla bakakaldık kocamla… Fakat hemen ardından olayı devam ettirdik. Kocam Kazım’ın kafasını eliyle tutup ağzına sikini sokuyor, Kazım da bir yandan sikini yaladığı adamın karısının amına, yani bana alttan koca yarağını sokup çıkarıyordu. Kocam divana uzandı. Elimden tutup kendine, üstüne çekti beni… 69 yapmaya  başladık. Ben kocamın sikini yalarken o da amımı yalıyordu. Kazım arkamdan yaklaştı. Kocam amımı yalarken Kazım’ın sikini tutup bir güzel yaladı, ıslattı, içime soktu aleti… Kazım amıma girip çıkmaya başlamıştı yine… Bu kez kocam alttan klitorisimi, gerçi çektikçe amımdan dışarı çıkan Kazım’ın koca yarağını yalayıp duruyordu.  Yine zevk feryatları koparmaya başlamıştım. Kocam elini uzatıp bacaklarımdan süzülen am sularımda parmaklarını ıslatıp arka deliğime sürdü iyice… İçimde boşluk hissedince başımı çevirip baktım, Kazım’ın sikini tutmuş, arka deliğimde başını gezdiriyordu.

 
  - Oha… O hayvanı götüme sokmayacaksınız di mi? İstemiyorum, sakın ha… diye hafiften naz yaptım. Oysa kocamla evde bu pozisyon için vibratör bulunduruyorduk, alışıktım yani… Başını sokunca Kazım belimden tutup yüklenmeye başladı. Kütür kütür götüme giriyordu koca yarak… Eşim altımdan kalkmış kalçalarımı ayırıyor, kol gibi aletin içime girmesine yardım ediyordu. - Hayvansınız siz… Hayvanlar… Götümden ne istiyorsunuz? Ohhhh… Acıyo… Sokma Kazım… Kazımım… Sokma aşkım… Götümün deliği acıyoo… Ahhhh… diye inliyordum durmadan… 
Oysa alışıktım buna… Coşturmak için yapıyordum bunu… Yine de kıçıma giren devasa alet acıtıyordu gerçekten… Zevk almaya başlamıştım. Fakat hayvan gerçekten köklemeye başlayınca canım yanmaya başladı iyice… Kocam alttan klitorisimi okşamasına rağmen acı zevki bastırıyordu… Kendimi öne atıp   kurtulmaya çalıştım, içimden çıkardım kocamanı, amıma dayadım. - Yeter artık aşkım… Canım çok yandı. Hadi biraz amımı sik… Amımı yar benim… Ohhhh… diye elimle tutup amıma soktum yine…   Bu kez üçümüz beraber boşaldık. Olduğumuz yerde serilip yattık. Amım götüm sızlıyordu. Sikilmekten yorgun düşmüştüm. Başımı kaldırıp baktım, amımın dudakları kabarmış, dışarı taşmıştı. Kolumu kaldıracak halim yoktu, ayı pestilimi çıkarmıştı benim… Birer sigara yaktık. - Offf… Kazım, öldürdün beni… dedim. En son ne zaman kadın siktin sen? - İki sene oldu heralde gurban… - Peki, yeğenin?  - Yeğen dediğime bakma işte, beraber kaçak işi yapıyoruz. Bu dağ başında karı koca gibi, o bana, ben ona… Ama kadının yeri başka oluyo, amı da götü de başka tad veriyo gurban… Oy amına götüne gurban olduğum… diyerek okşamaya başladı beni… Koca sikinin inmiş hali bile kocamın kalkmışından daha iri duruyordu bacaklarının arasında… Kalktık, banyoya gittik hep beraber… Ağzımızı yüzümüzü temizledik.   Amıma soğuk suyu çarpınca ferahladım. Odaya geçip oturduk. Yarım saatten fazla böyle kaldık. Bir ara içimiz geçmiş. Vücudumun okşanmasıyla uyandım. Kazım çıplak vücudumu okşayıp yalıyor, kocam kenarda horlayarak uyuyordu. Baktım, karşımızda yeğen… Üstünü soyunmuş, çıplak vaziyette, bize bakarak sikini okşayıp duruyor, - Kurban, bi he desen, şu çocuğun gönlünü yapsan ha? Hadi kurban… Çocuğa baktım. Konuşmamıza aldırmadan sikini sıvazlıyor, 31 çekiyordu bana baka baka… Acıdım. Ha bir eksik, ha bir fazla, ne zararı vardı ki…Gülerek bacaklarımı aralayıp oğlana seslendim,  - Gel bakalım çömez… Senin de gönlünü yapayım bari… Sevinerek geldi yanıma… Siki kocamınki kadar vardı. Başını apış arama daldırdı, acemice amımı yaladı bir süre… Acemi de olsa ıslak dil işte, yine azdırmayı başardı beni…   Islanınca saçından tutup kendime çektim, bacaklarımın arasına yerleşti, sikini gömdü amıma… Birkaç kez gidip gelmesi yetti, - Geliyom… diye inledi… - Sakın içime boşalma… diyerek kendimi çektim, sikini çıkarıp ağzıma verdi, püskürtmeye başladı.
Ben yarım kalmıştım. Kazım’a baktım, anında anladı… Oğlanın boşalttığı boşluğu
 o doldurdu hemen, koca sikini tekrar gömdü içime, gidip gelmeye başladı… Amımın duvarlarını çatlatarak, narin gövdemi altında eze eze tekrar sikti beni… Zevkten uçurdu… Artık bitmiştim. Sıcak ve seks kokan odada hepimiz uyuyup kaldık.
  

Sabah neşeyle uyandık. Güzel bir kahvaltı yaptık. Kocam ben gidip arabaya bakayım diyerek yeğeni de yanına aldı, çıktı. Kazım’la yalnız kalmıştık. Bunu fırsat bilen koca ayı tekrar daldı bana… Geceden hala bütün deliklerim sızlıyordu 
ama hayır diyemedim. Bir süre sonra sevişmenin ortasında arabanın sesini duyduk, korna çaldı. Kocam arkasında yeğenle beraber içeriye girdiğinde Kazım beni altına almış, zevk çığlıkları attıra attıra amıma koyuyordu.
- Bakıyorum hiç vakit kaybetmiyorsunuz… diyerek bir çırpıda soyunup yanımıza geldi. Sikini ağzıma verdi. 

Oğlan da çırılçıplak soyunup yanımızda bitmişti. Kazım içimden çıkıp yerini ona verdi. Oğlan genişlemiş amıma girdi, beş on dakika girip çıktıktan sonra göbeğime fışkırttı. O çıkınca Kazım tekrar gömdü koca sikini… Kocam ağzımda emdirdiği 
 sikini gırtlağıma kadar soktu, bağıra bağıra döllerini boşalttı biraz sonra… O da çekildi. Kazım’la ikimiz kalmıştık. Boşalmamız uzun sürdü. İkimiz de bağıra bağıra orgazm olduk. Kazım boşalırken gerçekten bir ayı gibi böğürüyordu üstümde…
Ne kollarımda, ne bacaklarımda derman kalmıştı. Sikini ağzıma sokup döllerini yalattı, temizletti bana… Sonra da bir kukla gibi kucaklayıp banyoya götürdü. Güzelce yıkadı ılık suyun altında, öpe okşaya temizledi her tarafımı…
   
 

Üstümüzü başımızı toplayıp giyindik, kendimize çeki düzen verdik. Bacaklarım titriyordu hala… Evden çıktık. Kazım arabanın bagajını bir sürü içki şişesi, sigaralar, çay paketleriyle doldurdu. Kocam direksiyona geçti, ben de yanına oturdum. Kazım açık camdan uzanıp dudaklarıma son bir kez yumuldu, memelerimi avuçladı. Pala bıyıklarını yine yanaklarıma, boynuma, gerdanıma sürttü. Eteğimin altından amımı avuçlayıp sıkarken kocama,  - Beyim yine gelin… Her zaman başımın üstünde yeriniz var, bilesiniz ha… diyerek uğurladı bizi… 
Yola çıktığımızda kocam anlattı ne olduğunu… Aslında çok basit bir şeymiş. Sigorta kutusuna bakmış, marşa giden sigorta atmış. İki dakikada halledilebilecek bir arıza için yolda kalmışız. Tesadüf işte… O gün orada kalmak, o yaraklarla sikişmek varmış kaderde… Güzel bir geceydi. Hayatımda böyle zevk yaşamamıştım hiç… Kimbilir, belki bir gün yolumuz yine buralara düşer.

Erkek Kardesim Kız Arkadasimi Becerdi




Merhaba değerli seks hikaye  okurları ben 22 yaşında kızıl saçlı yeşil gözlü beyaz tenli 1.84 boyunda 98-59-94 ölçülerinde bir bayanım. adım ceyda. benden 4 yaş küçük bi kardeşim var adı murathan. neyse hikayeme geçeyim.ben ve kardeşim ebeveynlerimiz tatile gittikleri için evde tek kalıyorduk.ilk gündü; kardeşim akşam 11 de ben yatıyorum diye odasına gitti.bende 1 gibi yatmaya giderken kardeşimin odasına girdim. bi de ne göriyim kardeşimin bilgisayarda porno film izlerken uyuya kalmış ve film hala oynuyordu.ve bende

bunu  onun yaşı itibariyle normal karşıladım.ertesi gün sabah kahvaltı yaparken murathan ın canının çok sıkkın olduğunu farkettim.ve onunla konuşmaya başladım.o bana çok güzel olduğumu beni gören her erkeğin beni arzuladığını düşündüğünü söyledi.ben önce şaşırdım.filmler artık sana banalmı geliyor dedim.o utandı önce ama sonra evet dedi.bende ona kız arkadaşınla samimiyeti ilerletmesini söyledim.ama o her şeye denediği halde bir türlü kız arkadaşını ikna edemediğini söyledi ve ardından

fahişelerle bu işi yapmak istemediğini söyledi.bende doğru düşündüğünü, () ve ona bu konuda yardımcı olabileceğimi söyledim.o da nasıl yardımcı olacağımı  sordu. bende görürsün  dedim.porno izlerken yakaladığımda kilodu üstünde yoktu ve gayet büyük ve kalın bir siki olduğunu görmüştüm. benimde o 
anda orospuluk damarlarım kabarmıştı.akşam murathan eve geldi.ben onu kapıda siyah bir tanga ve 



beyaz bir bodyle karşıladım.o heyecandan küçük dilini yutacaktı.ona sana nasıl yardımcı olacağımı anladınmı dedim.o da gayet iyi anlıyorum dedi.ben ilk önce pantolonunun üstünden sikini okşamaya başladım.hoşuna gitmişti.ben bodymi çıkardım ve ellerini göğüsüme götürdüm. o da hiç vakit kaybetmen göğüslerimi emmeye başladı.ben onu soymaya başladım ve koca sikini emmeye başladım ve o birden ağzıma boşaldı.onun sikini bi daha dirilttim.o da benim  tangamı çıkarttı ve amatörce 

amımı  yalamaya başladı.bu beni iyice azdırmıştı.inlemeye başlamıştım.sonra ona sik ablanın amını diye bağırdım.o da sikini yavaş yavaş amımın deriliklerine sokmaya başladı.( ) ritmi çok iyiydi. çok hızlıydı.ve ikimiz birlikte çığlıklar atarak boşaldık.murathan bana şimdi sıra o hep hayali kurduğum götüne geldi dedi.ben şaşırdım ve ona demek sen hep beni düşlüyordun haa dedim.oda evet senin götünü şişirmeyi çok istiyorum dedi.bende hemen  domaldım.o arkama geçti.ve hiç beklemeden sikini 

götümün dibine kadar kökledi.ama götüm çok acıyordu. o hiç çığlıklarıma aldırış etmeden beni hızlı hızlı götten sikti.o götüme bütün spermlerini boşalttığında benim götümden hafif hafif
kanlar,gözümdende yaşlar boşalıyordu.ben ağlarken o sikini iki göğsümün arasına koymuş göğüslerimi sikiyordu.ve birden yüzüme boşaldı.ben onun bütün spermlerini yalayıp yuttum.bu sikişin üstüne

birer sigara yakıp rahatladık.ebeveynlerimiz gelene kadar 1 hafta saatlerce sikiştik.son günlere doğru artık götüm acımıyordu.murathan göt deliğimi bayağı genişletmişti çünkü?ha unutmadan annemler geldikten 1 hafta sonra murathandan dan hamile kaldığımı öğrendim ve bebeği hemen aldırdım.     çünkü bebek aldırmayada alışkınım. anlarsınız yaa?



 

Küçük Sevgilim


 
Bir akşam üzeri hafif çiseleyen yağmurda otomobilimle merterden avcılara doğru giderken yolun kenarında umutsuzca dolmuş veya taksi bekleyen o güzel kıza rastladım yanına yaklaşıp farları yakıp söndürdüm oda hafif bir el hareketi yapınca yanına yaklaşıp ön yolcu tarafının camını açıp merhaba diyerek selam verdim ( hafif bir gülüm semeyle ) avcılara doğru gittiğimi ve eğer isterse onuda götürebileceğimi söyledim , biraz ürkek birazda 
 yağmurun verdiği huzursuzluklada olsa gerek kabul etti . arabaya bindikten sonra bir müddet ne o nede ben konuştuk ama bu arada ona bakmaktan kendimi alamıyordum.1,55 boylarında zayıf ama kilosu boyu ile uyumlu idi küt kesilmiş saçları yuvarlak hatlı yüzüne yakışmış hafif makyajlı yüzü tertemizi bir kız çocuğunu andırıyordu yaşıda tahminimce 18 filan olmalıydı ela gözleri ise ona ayrı bambaşka bir saflık ve güzellik veriyordu,kısacası 
güzel bir kızdı .Baktım konuşmamaya kararlı ona ne iş yapıyorsun diye sordum oda daha çalışacak kadar büyümediğini lise son sınıfta olduğunu bu gün yani cumartesi günüde dershaneden evine gittiğini söyledi , tamda tahmin ettiğim yaşlarda idi , baktım o soru sormamakta kararlı bede onu konuşturmakta kararlı sorularıma devam ettim.derslerin nasıl eviniz nerde yani onu kendime ısındırmak için elimden geleni yaptım ve sonunda 
başarılı oldum tamda o konuşmaya başlamıştı ki ineceğe yere yaklaştığımı kenara çekmemi istedi. Biraz üzülmüştüm durduğumda nedense çok yavaş hareket ediyor sanki benden bir şeyler bekliyor gibi hissettim ona dönerek. sohbetimiz baya güzelleşiyordu eğer istersen yarın buluşup konuşalım dedim.biraz durup hafif tererrütlü olabilir dedi ona 
kartımı verip arkasına cep telefonumu yazdım yarın umarım ararsın dedikten sonra arabadan indi yürürken onu seyrediyordum üzerindeki mont tam kalça hizasında idi ve kalçaları gerçekten her insanın dönüp bir daha bakacağı cinste bir güzellikte yuvarlak hatlı harika bir şeydi.yirmi metre kadar gitmiştiki sanki gidip gitmediğimi kontrol edercesine dönüp baktı orda olduğumu görüncede hafif bir tebessüm ve eliyle bay bay yapıp geri 
döndü hani sevinince biraz hızlı birazda zıplayarak giderya çocuklar oda aynı o hareketlerle yoluna devam etti. Bu çok hoşuma gitmiş ve küçük bir gülümseme olmuştu yüzümde, yoluma devam edip eve ulaştım.  Sade döşenmiş bir bekar evim vardı bir oturma gurubu hemen camın kenarında mini bar Amerikan vari mutfak birde yatak odası olan küçük ama güzel bir ev tüm yalnızlığımı paylaştığım bir ev. ertesi günün pazar 
olması  ve birazda o tatlı kızı düşünmekten olsa gerek bir viski doldurup kanepeye uzandım elektronik eşyalar önem veririm evimin oturma odası tam bir sinema salonu gibidir ev sinema sistemi dev ekran televizyon her çeşit vcd mevcuttur televizyonu açıp kanalları zaplamaya başladım aklımda bir taraftan o kızda idi o kız diyorum çünkü adını 
sormayı unutmuştum .gece iki civarında yattım sabah telefonu sesi ile uyandığımda saat onikiyi gösteriyordu, telefonu açtım günaydın beni hatırladınızmı dün görüşmüştük diyen hafif titreyen bir ses vardı karşımda merhaba nasıl unatabilirm diye yanıtladım eğer isterseniz saat ikide dersim bitiyor dünkü beni aldığınız yerde buluşabiliriz tamam 

memnuniyetle diyerek telefonu kapattım kalkıp doğru duşa girdim duştan sonra tıraş olup üzerimi giyindim saat bir olmuştu ve artık çıkmalıydım .Buluşma yerine vardığımda dünkünden çok farklı bir kişi karşımda duruyordu sanki benden hoşlandığını göstermek istercesine süslenmiş dünkünden çok çok farklı yaşına göre daha olgun bir görüntü almıştı dünkü hafif makyajın yerinde yerler esiyor daha ağır bir makyaj çıkıyordu karşıma dün ki 
hali beni daha çok etkilemişti çünkü daha bir doğallık ve masumiyet vardı beni görünce hafif bir tebessüm yapıp el salladı ve durur durmaz arabaya bindi merhaba faslından sonra dün den beri merak ettiğim adını sordum adı gamze idi nereye gitmek istersin diye sordum oda farketmez sen seç dedi onu ara sıra uğradığım restourant`a götürmeye karar verdim yolda giderken sohbetimiz koyulaşıyor bir birimizi tanımak için her şeyi soruyorduk 
arabanın sıcaklığı ile montunun fermuarını açtı üzerine beyaz bir gömlek giymiş altınada diz üstü siyah bir etek giymişti gömleği içine giydiği sutyeni saklamayacak kadar şeffaftı sutyeninden göğüslerinin ufaklığı alenen belli oluyordu bir gözüm bir kulağım onda diğer gözüm kulağım yolda restourant`a vardık içeri geçip cam kenarı bir köşe seçip oturduk 
garson gelip hoş geldiniz ne alırdınız diye sordu kararı bana bırakınca balık ve beyaz şarap ısmarladım yemeği yerken şaraplarımızı yudumluyorduk şarap içişinden daha önce hiç alkol kullanmadığı belli oluyordu işte beni etkileyenden bu sadeliği ve doğallığı idi yaklaşık üçer kadeh şarap içip yemeğimizi yedikten sonra kahvelerimiz yudumlamaya başladık şimdi nereye gitmek istersin diye sordum senin evine cevabı beni bir hayli 
şaşırtmıştı neden diye sorduğumda seninle daha iyi ve sakin bir ortamda konuşmak ve senin evini görmek için dedi bende tamam deyip hesabı ödedim Eve ulaştığımızda kapıdan girmeden önce dağınıklık için şimdiden özür dilerim diyerek onu içeri aldım montunu alıp askıya taktıktan sonra onu salona aldım kanepedeki gazeteleri bir kenara itip yer gösterdim oturtunca hoş geldin ne içersin diye sordum fark etmez ne varsa onu içerim 
dedi bende viski kola ve çikolata ikram ettim bu arada bana evimin çok şirin olduğunu ve zevkli döşendiğini söyledi yerinden kalkıp vcd nin önündeki kocaman cd arşivine yöneldi dizlerinin üzerine oturup ne kadar çok cd var dedi ne yapalım yalnızlığımı bu cd lerle paylaşıyorum dedim cd lerin arasından seçim yapmaya çalışıyordu bende nasıl bir film istersin diye sordum oda bizi anlatan yani bir liseli aşk filmi olabilir dedi sanki içimi 
okuyordu yarı porno ama konulu liseli kızların erkek arkadaşlarıyla ters ilişkiye girdikleri bir film vardı çekmecedeki özel filmlerin arasından onu seçerken onlar neden orada dedi bende bunlar özel cd dedim anlamış ve hafif bir gülümseme almıştı filmi bulduktan sonra filmin biraz açık olduğunu söyledim oda problem değil bu güne kadar görmediğim bir şey olmadığını sanıyorum diye manalı bir cevap vermişti peki deyip filmi vcd ye yerleştirdim 
filmin başında okul kıyafetli kızlar erkek arkadaşları ile masumane öpücükler ve koklaşmalar olan sahneler vardı daha sonraki bölümde ise bir partideki o çıtır kızların erkek arkadaşlarıyla bir parti deki ters ilişki sahneleri başlıyordu film ilerlerken biz sohbetimize devam ediyorduk ve parti başlamış erkeklerle kızlar iyice haşir neşir olmaya başlamıştı ikimizde susmuş filme bakıyorduk göz ucu ile baktığımda filme çok dikkatli 
baktığını gördüm bende etkilenmiştim defalarca seyretmeme rağmen aletim taş gibi olmuştu ben onu düzeltirken oda bana bakmıştı ortam ısınmaya başlamıştı filmin artık son sahneleri gelmiş yanına biraz daha yaklaştım hafif bir sesle nasıl beğendin mi diye sordum aynı ses tonuyla karşılık verirken film bitti vcd yi kapatıp müzik setine slov parçalardan oluşan bir cd taktım ve dans edelimmi diyerek elimi uzattım elimden tutup ayağa kalktı 
boylarımız arasında yaklaşık on santim vardı ellerini direk boynuma doladı bana da beline dolamak düştü yeni iki sevgili değil de uzun süredir çıkan iki sevgili gibi dansa başladık başını boynuma yasladı artık aramızdan sus sızmayacak şekilde kenetlenmiştik göğüsleri göğsüme bal kutusu da aletime yapışmış şekilde dansa devam ediyorduk parfümünün kokusu başımı döndürüyordu aletim taş gibi ona sürtüyordu ellerim yavaş ama nazikçe 
kalçalarına kaydı onları avuçlayıp sıkmaya başladım iyice kendinden geçmişti başını kaldırıp bana baktı hafif hafif başlarımız yaklaştı dudaklarımız kenetlendi artık film kopmuştu… İhtirasla bir birimizi öpüyor kokluyorduk ellerim bir kafasında bir sırtında bir kalçalarında geziniyordu kaç dakika öpüştük hatırlamıyorum bile cep telefonun sesi ile ayrıldık telefonunu açtı efendim anne diye sordu artık annesi ne söylediyse anne 
edalardayım saat dokuz buçuk gibi gelirim ders çalışıyoruz diye telefonu kapattı bana dönüp saat dokuza kadar seninim dedi tekrar dudaklarımız kenetlendi ama bu defa bir taraf tanda bir birimizi soyuyorduk bir süre sonra sadece kilotlarımızla kalmıştık vücudu alev gibi yanıyor göğüs uçları fındık tanesi gibi irileşiyordu küçük ama muhteşem göğüslerini öpmeye başladım ama ayakta bu iş insanın boynunu ağrıtıyor elinden tutup 
onu yatak odasına götürdüm yatağa birlikte uzandık aletim artık kilotuda istemiyor özgürlük istiyordu bir elimle kilodumu çıkardım aletimi bacağında hissedince kafasını kaldırıp ona baktı film dekiler gibi dedikten sonra kafasını tekrar yastığa koydu dudaklarından başlayıp boynuna oradan kulak memelerine oradan göğüslerine doğru öpüp yalıyordum göğüsleri o kadar tatlıydı ki onları koparıp yiye sim geliyordu ama 
aşağılarda daha başka güzellikler beni bekliyordu ilkdefa bir kızla tanıştığım gün sevişiyordum bu bana hem tuhaf geliyor hemde çok mutlu ediyordu ben aşağılar doru inerken oda eliyle saçlarımı okşuyordu artık kilot hizasına kadar gelmiştim devam edip etmemekte tereddüt ederken o hareketlendi ve ellerini başımdan çekip kilodunu aşağıya doğru sıyırdı bana da tutup dizlerinden aşağısını çıkarmak kaldı ama benim şakınlığım 
devam ediyordu balkutusunun harika bir görüntüsü vardı onu ortadan ikiye ayıran çizgi dışında hiçbir bozulma belirtisi yoktu yani anlayacağınız ( filmdeki amcıklar nerede bu nerede ) bana onu öpüp yalayıp yutmaktan başka seçenek kalmamıştı ve yumuldum dil darbelerimin her değişinde titriyor ve kasılıyordu kalçaları bir sağa bir sola bir aşağıya bir 
yukarıya hareket ediyor elleriyle kafama bastırıp daha derinlere ulaşmamı istiyordu elimle o taze amcığı ayırıp dilimi aşağıdan yukarı hareket ettiriyordum amcığı sulandıkça sulanıyordu sanki içinden çeşme akıyordu ama bu çeşmenin suyu bal gibi tatlıydı son bir iki hareketimden sonra kasıldı kafamı bacaklarının arasına sıkıştırıp çok şiddetli bir şekilde titremeye başladı birkaç kasılmadan sonra gevşedi ve başımı bıraktı yanına uzandığımda 
image
gözleri kapalı hafif hafif inliyordu yanağına bir öpücük kondurup göğüslerini okşamaya başladım elini elimin üzerine koyup aşağılara yitti anlaşılan doymamıştı emrine itat edip elimi bal kutusunun üzerindeki bızırına sürtmeye başladım her sürtüşümde kasılıyor ve inliyordu biraz sonra gözlerini açıp bana döndü teşekkür edercesine dudaklarımı öptü ama ben rahatlamamıştım sanki bunu bilircesine üzerime çıktı ata biner gibi aletimin üzerine 
oturdu ama içine almadan ileri geri giderek hem beni hem de kendini zevk denizinde uçurmak için hareketlenmeye başladı zevk alıyordum ama içine girmek kadar değil ara sıra doğrulup göğüs uçlarını öpüyor yalıyordum o ise gözleri kapalı gidip gelmeye devam ediyordu amcığı yine sırılsıklam olmuştu birden durdu… Seni içime almak istiyorum fakat bakireyim arkadan denemek istiyorum fakat aletinin kalınlığı beni korkutuyor senden 
önceki erkek arkadaşlarımla bu kadar bile ileri gitmemiştim dedi bende ona sana bırakıyorum dene alamazsan yapmayız dedim tamam işaretini alınca yataktan kalkıp komidi deki çekmeceden yüz kremimi aldım beni tuhaf tuhaf seyredişinden daha önce yapmadığını anlamıştım kremle birlikte tekrar yatağa uzandım kremi açıp aletimin başına sürdüm o yanımda dizlerinin üzerinde beni seyrediyordu kremi yanıma koyup hadi gel 
dedim film dekiler gibi aletimin üzerine çömeldi bir eliyle dibinden tutup kara deliğine sürttü sonra oturmaya çalıştı ama olmuyor kayıyordu bir iki denemeden sonra ucu hafifçe girmeye başladı çok heyecanlanmıştı ayakları titriyordu amcığından suları süzülüyor sikimin kıllarına yapışıyordu harika bir manzara vardı o hala içine almak için uğraşıyordu başı girince bir çığlıkla kalktı üzerimden olmuyor çok canım acıyor dedi ona devam et 
birazdan çok zevk alacaksın diye iknaya çalışıyordum peki deyip tekrar pozisyon aldı ikinci denemede başı yine gir tam kalkacaktıki tutum ve bekle dedim o şekilde beklemeye başladık bir dakika sonra nasıl biraz rahatladın mı diye sordum biraz ürkek cevap verdi evet eliyle sikimi tutup sadece birkaç santimini boş bırakarak oturmaya baladı ona ıkınmasını böylece daha rahat olacağını söyledim ne dersem yapıyordu artık on santimi 
rahatlıkla içinde idi sikimi tutan elini çektim hadi devam et dedim ama o hiç hareket etmiyordu birden doğruldum doğrulmamla sikime oturması bir oldu ve tahmin edeceğiniz gibi bir çığlık dur ne olur dur dedi onu kucaklayıp tamam sakin ol şimdi geçecek bak hareket etmiyorum diye sakinleştirmeye çalışıyordum bu arada da sikimi içinde nabız attırır gibi hareket ettiriyordum ne olur kalkma böyle kalalım canım yanar ileri geri 
yapmayalım diye yalvarıyordu ona harikasın tatlım korkma çok zevk alacaksın yeterki kendini sıkma diye sakinleştiriyordum biraz daha bekledikten sonra tekrar uzandım ve hadi tatlım yavaşça kalk ve otur dedim korkarakta olsa dediğimi yapmaya başladı bir santim iki santim derken artık alışmış zevk almaya başlamış başına kadar kalkıp oturuyordu bende kendimden geçmiş memelerini okşuyordum birden oturdu ve ayyyy 
diye  bi çığlık koptu ne olduğunu anlamaya çalışırken sikimden süzülen kanları fark ettim otururken sikim kaymış ve amına girmiştim gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı doğrulup onu kucakladım korkma üzülme diye sakinleştirmeye çalıştım ama o hala ağlıyordu üzerimden kaldırıp yatağa yatırdım yanaklarını öperek sakinleştirmeye devam ettim bir süre sonra sakinleştirme öpücükleri zevk ve seks öpücüklerine dönmüştü artık 
ağlamıyor teslim olmuş bana karşılık veriyordu bu heyecanla sikim inmiş ama boşalmamıştım öpücüklerin etkisiyle sikim tekrar kalktı bacaklarını aralayıp yerimi aldım bir elimle sikime yol gösteriyor bir taraf tanda dudaklarını öpmeye devam ediyordum hedefi bulunca itmeye başladım harikaydı götü kadar sıkı ama daha güzeldi oda beni istiyor ve kendine çekiyordu artık her şey serbesti giderek hızlanıyordum yüzünde hem 
zevk hem de acıyı birlikte görüyordum sikimi içinden çıkardım kalçalarının altına yastık koydum şimdi götü de beni bekliyordu beni anlarcasına hayır boşver onu önden devam et dedi hayır tatlım sana öyle bir zevk yaşatacağımki ömrün boyunca unutamayacaksın dedim ve sikimi götüne dayadım rahatça başı girdi yüzündeki acı artmıştı ama umursayacak durumda değildim sikim götüne tamamen girince çıkartıp amına soktum 
dipleyip çıkardım ve götüne soktum sikimi bir amına bir götüne sokuyordum kendinden geçmiş öylece yatıyordu yüzündeki ifade zevk aldığının işaretiydi artık gelmek üzereydim sikimi götüne sokup dipledim bir iki hareketten sonra çeşmeden akan sular gibi götüne boşalmaya başladım ömrümde hiç bu kadar boşalmamıştım harikaydı oda titremeye başladı ve gevşedi üzerine yığılıp kalmıştım kulağına eğilip bana bu güzel dakikaları 
yaşattığı için teşekkür ettim sarıldık bir müddet öylece yattık saate baktığımda dokuza yirmi vardı ona hadi duş alıp çıkalım dedim kalkıp elinden tutum yürümekte zorlanıyordu banyo küvetine oturtup onu yıkadım çıkıp kurulandık ona sarılıp sana doymadım dedim oda bende sana doyamadım dedi öpüşüp giyindik arabaya binip hareket ettik sabahtan beri kafamı kurcalayan soruyu ona sormaya karar verdim ona dönüp beni yanlış 
anlamazsan sana bir şey sormak istiyorum dedim sor dedi beni daha bugün tanıdın ve aynı gün benimle seviştin neden böyle bir şey yaptın dedim oda bana ben yaşımdan büyük olgun erkekleri oldum olası beğendim sende aradığım her şey vardı elbette bu kadar ileri gide bileceğimi sanmıyordum ama olan oldu pişman değilim dedi ve ayrıca 
bana bu güzel dakikaları yaşattığın için teşekkür ederim dedi bende sana teşekkür ederim deyip konuyu kapattım evinin önüne birkaç apartman kala durduk seni bir daha ne zaman göreceğim dedim ben seni ararım dedi ve bir iyi akşamlar öpücüğü ile arabadan indi apartmana girinceye kadar onu takip ettim yürüyüşü dün kine nazaran çok değişmişti mutlu bir son..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder