25 Mart 2016 Cuma

Yengem Önce Azdırdı, Sonra Siktirdi.........ve...........İş seyahatinde oteldeki genç yakışıklı ile.........ve...........Zorla Annemi Siktiler.........ve............. Kızlığımı En Yakın Arkadaşımın Kocası Bozdu

 


Selam 31’ci arkadaşlar. Dayımın 18 yaşındaki çıtır karısını nasıl siktiğimi paylaşmak istiyorum. Dayım geçen sene evlendi. Evlendiği kız, yani küçük yengem Kezban, sarışın, mavi gözlü, memeleri ve kalçası taş gibi biri. Dayıma bu kızı bir köyden bulup evlendirdiler. Kız köyde büyüdüğünden, hem saf, güzel hem, de harika fizikliydi. Bu arada dayım 35 yaşında, sarışın 

pek yakışıklı olmayan bir adamdır. Neyse, geçen sene bu kızla evlendiklerinde, ben içimden, (Bu kız nasıl vardı bu adama?) diye düşünmeden edemedim. Kız gerçekten çok güzeldi ve ben çok etkilenmiştim. Kız benden neredeyse 10 yaş küçüktü. Ama benim sikim kalkmıştı bir kere bu kıza. Yanlış bir şey olsun da istemiyordum. Bu yüzden düğünden sonra sadece bir bayram 

hariç, hiç yüz yüze gelmemiştim kızla.  Geçen ay dayım beni aradı, “Oğlum, niye bize gelmiyorsun hiç?” dedi ve biraz da sitem etti. Dayım anneannemle beraber yaşardı ve evlenmeden önce biz çok beraber zaman geçirirdik. Fakat evlendikten sonra, ben kıza dayanamam bir şey yaparım diye hiç gitmedim evlerine. Dayımın ısrarlarına dayanamadım ve 

Pazartesi günü geleceğimi söyledim. Hem anneannemi de görecektim, 2-3 gün de kalacaktım.     Neyse Pazartesi günü, ben öğlen saat 1 gibi dayımın evine gittim. Anneannem evde sanıyordum. Apartmanın dış kapısı açıktı, yukarı çıktım, en üst  katta oturuyorlardı. Evin bir de terası vardı, ama ne güzel, çevre binaların hepsinden yüksekte. Ben daire kapısının önüne gelince, tam zili çalacaktım ki, içeriden sesler geliyordu. Şeytan dürttü, içimden (Dinle biraz bakalım ne konuşuluyor içeride?) dedim.

 
Evin içinde biri telefonla konuşuyordu, herhalde Kezbandı konuşan. Telefondakine, “Evet, bu gün gelecek... Bir evlendiğimde, bir de bayramda gördüm... Evet, çok yakışıklı...” dedi. Sonra  bir gülüşme oldu. Ardından, “Üstüne atlamazsam iyidir!” dedi. Biraz daha gülüştüler ve “Hadi görüşürüz Fatma abla.” dedi kapandı telefon. Fatma abla dediği de, büyük dayımın karısıydı,

yani büyük yengem. Kulaklarıma inanamadım, yengemler benim hakkımda neler konuşuyorlardı. İçimden, (Ne yapsam, girmesem mi eve?) dedim, kapıda bekledim biraz, sonra bastım zile. Kapı direk açıldı. Karşıma Kezban yengem bir afet gibi çıktı. Saçlar hafif ıslak, yeni banyo yapmış gibi, memeler tişörtü neredeyse patlatacak, altında bir tayt, am göt

kabak gibi çıkmış...     Ama o da beni görünce gözleri parladı, “Hoşgeldin!” dedi. “Hoşbulduk!” dedim. Kezban bana  bir sarıldı, memelerini göğsüme yapıştırdı, sıcacık meme uçlarını bile hissettim. Bacağının biri benim bacak arama gelecek şekilde, amını da sürttü bana ve “Ev hali, kusura bakma.” dedi. Ben anneannemi soracaktım    ki, “Annem Fatma ablamlara gitti.


 ” dedi. İçimden, (Ne alaka, benim geleceğimi biliyordu, niye gitti ki?) dedim. Ben dayımı aradım hemen, “Dayı ben geldim, ama anneannem yok?” dedim. Dayım da, “Biliyorum, abimin karısı biraz hastaymış, sabah ona bakmaya gitti, sen keyfine bak, Kezban evde, akşam görüşürüz!” dedi, kapattı telefonu.     Bir Katakulli vardı bu işte. “Kezban ben üstümü 
değiştirmek istiyorum.” dedim. Bana bir oda  gösterdi, oraya geçtim. Benim ardımdan bu

 

hemen sarıldı telefona. Beni de şeytan dürttü, paralel telefonu da gördüm odada, sessizce kaldırdım ahizeyi. Kezban, Fatma yengemle konuşuyordu. “Abla, geldi!” dedi. Fatma yengem de, “Hadi iyisin, ben de annemi ikna ettim, burada kalacak bu akşam!” dedi. “Abla kendimi zor   tutuyorum, üzerine atlayacağım!” diyordu. Fatma yengem de, “Canın çektiyse siktir

kendini, ama dikkat et çok düzgün çocuktur, ben yıllardır neler yaptım da, yan gözle bile bakmadı bana. Ama sen çok gençsin, güzelsin de, belki sana dayanamaz!” dedi. “Ben şimdi halı yıkamaya başlayacağım, tahrik ederim herhalde, odun değil  ya, nihayetinde o da bir erkek, hem de tam   istediğim gibi bir erkek.” dedi, gülüştüler, sonra kapadı telefonu.    İçimden, (Sizi orospular, 

dayılarımın aldığı karılara bak be, bunların ikisi de orospunun önde gideni!) dedim. Üzerime alt eşofman ve bir tişört giyip çıktım odadan. Kezban hemen telefondaki gibi, “Tarkan sen keyfine bak, ben şu halıyı yıkayayım terasta, hava çok güzel.” dedi. Ben “Tamam.” dedim. Ne yapacak orospu diye beklemeye başladım. Kezbam halıyı aldı, hortumu çekti terasa, odaya gitti

üzerine kısa bir tayt, bir de memeleri gözüken bol bir tişört giydi geldi. Ben TV’yi açtım, kanepeye uzandım, Kezban da tam çaprazımda, terasın kapısı açık, bana memelerini gösterecek şekilde başladı halıyı yıkamaya...     Orospu halı mı yıkıyor, yoksa karşımda erotik duş mu yapıyor anlamadım. Suyu halıya tutarken, biraz da üstüne başına tutuyordu. Üzeri ıslandı hemen, Kezbanın memeleri, amı götü belli oluyordu. Dikkat edince sütyen takmadığı



ve   altına tanga giydiğini de görmüştüm. O manzarayı görünce benim sikim aynen kalktı tabii, altımda da eşofman olduğundan, dimdik oldu. Çaktırmadan baktım, Kezban göz ucuyla benim sikime bakıyor. Ben de iyice görsün diye, eşofmanın önünü elimle düzelttim, tam bir çadır kurdum. Birden seslendi, “Tarkan, bir yardım et, şu halıyı kaldıralım.” dedi. Ama gözü benim

sikimde...     “Tamam.” dedim, ayağa kalktım, sikim önümde çadır gibi, gittim yanına. Kezban öne eğilmiş,  memelerinin yarısı dışarıda, halıyı hafif kaldırmış bekliyor. Arkasına geçtim halıya  yardım bahanesiyle dayadım sikimi ıslak taytından götünün yarığına. Halı da ıslanınca bayağı ağırlaşmış. Yan yapalım, dik yapalım derken, ben yarağımı bunun götüne aşağı yukarı zorlamaya başladım. Kezban birden halıyı bıraktı yere, “Böyle olmaz, ben halıyı kucağıma 

alayım, sen arkadan destekle, kollarımın yanından kaldır, terasın duvarına asalım!” dedi. Aslında ben halıyı tek başıma asarım, ama ibneliğine, “Tamam.” dedim. Kezban benim yardımımla kucağına aldı halıyı, yukarı kaldırırken halıyı, ben kollarına alttan yardım bahanesiyle memelerini alttan bastırmaya başladım. Ben numaradan gücüm yetmiyormuş gibi

yapıp, arkadan yarağımı dayıyor, önden memelerini sıkıştırıyordum. Sanki ayakta sevişiyorduk.     Birden Kezban halıyı bırakıp sikimi eşofmanın üzerinden yakaladı. Bende de film koptu, bunu kendime çevirdiğim gibi yapıştım dudaklarına. Memelerini tamamen açığa çıkarttım, nasıl emip yalıyorum ama. Kezban da benim yarağımı nasıl sıktıra sıktıra 31

 

çektiriyor, “Dayında keşke bunun yarısı olsa...” diyerek. Bunun taytını tangasıyla birlikte sıyırıp, amına indim, o nasıl bir am öyle, ince bir çizgi. Dilimle am dudaklarını ayırınca, am deliğinin neredeyse yok denilecek kadar küçük olduğunu gördüm. Mis gibi kokuyordu. Dilimle amının deliğine  girmeye çalıştım. Kezban birden titremeye, kafamı amına bastırmaya başladı.

Şiddetli bir şekilde orgazm oluyordu. Ben de neredeyse boşalacaktım...    Kezbanın önünde doğruldum ve sikimin tamamını gösterince başladı kemirmeye. Benim sikim kızın elinde kürek sapı gibi duruyordu, iki eliyle bana 31 çektiriyordu. Ağzına sokmaya falan çalışırken, ben “Boşalacağım!” dedim ve tazyikle fışkırtmaya başladım. Kızın ağzı, yüzü, saçları, memeleri,

halı, teras duvarı hep döl oldu. Ama, boşalmam bitmiyordu. Kezban hayretle sikime bakıyordu, “Bu ne bee? Terkos suyu mu bu?” dedi. Açık havada da sevişmek ayrı güzel oluyormuş. Nasıl olsa bizi kimse göremezdi, hem bina yüksek, hem de terasın duvarları yüksekti.   
Ben boşalmama rağmen sikim kazık gibi duruyordu. Ben bunu terastaki koltuğun

üzerine yüzüstü yatırdım, arkasına geçip sikimi dayadım amının deliğine. Amının heryeri vıcık vıcık olmasına rağmen, ittirdim sikimi ama kafası bile girmedi. Kezban da çığlık atar gibi olunca, ben yarağı buna sokana kadar bütün mahalleyi toplar başımıza diye korktum. Kezbanı kucağıma aldığım gibi içeri götürdüm. Kapıyı pencereyi kapatıp, bunu önüme dört ayak domalttım, arkadan amına tekrar zorladım. Bu sefer yarağımın kafası girdi, ama Kezban nasıl

 

bağırıyor. Tekrar itince dibini buldum bu sefer. Ama Kezban altımda kıvranarak, önünde duran koltuğun minderini ısırdı ve ayı gibi böğürdü...    Başladım ben yavaş yavaş pompalamaya. Ama ben soktukça Kezban altımda çılgınlar gibi  kıvranıyordu. Amı yarağımın çapına alışınca başladı, “Hızlı... Daha hızlı sok!” demeye. Ben de, “Bak hele orospuya, içine zor

aldı, bir de hızlı istiyor!” diyerek hızlanınca, 1 dakika geçmeden bu yine başladı titremeye, kıvranmaya. Orgazm oluyordu yine. Boşalması bitince bunu kendime çevirdim, öpmeye, yalamaya başladım. Bir yandan da yavaş yavaş amına sokmaya başladım yine. Birbirimize sarılarak, öpüşerek sikişiyorduk. Ama ben nasıl sokuyorum buna. 4-5 dakika sonra Kezban

yine orgazm olmaya başlayınca, ben de aynı anda içine öyle bir fışkırmaya başladım ki, sanki biraz önce musluk gibi boşalan ben değilim. Öylece birbirimize sarılarak yığılıp kaldık. Ter içinde kalmıştık ikimiz de.     Sonra konuşmaya başladık. Kezbana dayımın fotoğrafını ilk gösterdiklerinde, ben de varmışım o fotoğrafta ve damadın ben olduğumu sanmış, çok

sevinmiş. Ama sonra dayıma istediklerini anlayınca içi burkulmuş. İstanbula gelmek te tesellisi olmuş. Ben birşey demeden banyoya  gittim ve yıkanıp çıktım, giyindiğim odaya girdim. Kezban yine telefona sarılmıştı hemen. Ben yine paralel telefonu kaldırdım. Tahmin ettiğim gibi Fatma yengemle konuşuyordu, “Abla, yaptık.” dedi. Fatma yengem de, “Ne çabuk kız? Hele anlat!” dedi. “Abla dayanamadım, halıyı 



bırakıp sikini tuttum. Ama o da en az benim kadar istekliydi. Abla inanırmısın muhteşem sikiyor! Sikmeden önce amımı bile yaladı!” dedi...    Fatma yengem de, “Kız birşey soracağım, yarağı nasıl? Büyük mü?” dedi. “Abla hani bizde hamur açtığımız küçük merdane var ya, onun gibi kalın, boyu da el bileğimden neredeyse dirseğime kadar valla!” dedi. Fatma yengem,

“Deme yaa! Ah keşke beni de sikse, benim de amım şöyle bir bayram yapsa! Bana bak, kız sen nasıl aldın o daracık amına?” dedi. “Bir de bana sor abla, bozuntuya vermedim, ama neredeyse bayılacaktım ilk girerken!” dedi. Fatma yengem, “Dayısına söyleyeceğim, bize çağırsın onu, bu sefer de ben siktirecem kendimi!” dedi. Kezban, “Mutlaka tadına bak abla!” dedi. Fatma

yengem, “Nerede şimdi senin sikici?” dedi. “Öbür odada giyiniyor abla.” dedi. Fatma yengem, “Aman dikkat et, kocan anlamasın, gerçi kocan akşam gelene kadar daha çok vakit var, daha sikişirsiniz siz!” dedi. “Bırakırmıyım abla, gelsin hemen atlayacağım kucağına!” dedi. Fatma yengem, “Hadi kapa telefonu, anlamasın konuştuğumuzu. Haa, dikkat et yırtmasın amını!”

dedi. Gülüştüler ve telefonu kapattılar.   Ben odadan çıktım, Kezban telefonda Fatma yengeme dediği gibi atladı üstüme. Akşam dayım gelene kadar çatır çatır siktim Kezbanı. Akşam dayım gelince, sohbet muhabbet derken, dayım demesin mi, “Abimle konuştuk bugün, senin geldiğini söyledim, abim de Fatma yengem de seni çok özlemişler, yarın birgün onlara da bir uğra, uğramazsan ayıp olur oğlum!” dedi. İçimden, (Fatma yengemin neyi özlediğini çok iyi

biliyorum, o orospu da azmış!) dedim. “Tamam dayı, bu hafta onlara da bir uğrarım!” dedim. Ertesi sabah dayımla beraber evden çıktım ve o günden beri gitmedim onlara birdaha.

  

 İş seyahatinde oteldeki genç yakışıklı ile




Kendimi ve durumumu daha önce anlatmıştım tekrar anlatıp uzatmayalım... Kocamdan başkası ile birlikte olduğum o ilk günden sonra bir kaç hafta geçmişti Erkan beni defalarca arayıp tekrar görüşmek istedi çok güzel bir seks deneyimi yaşamıştım ama bunu uzatmak tehlikeli olurdu.Aradan birkaç hafta geçmişti ki patronum Bodrum'da yeni bir mekan   açmak istiyordu ve benden bir kaç görüşme yapmam için Bodruma gitmemi istedi en fazla iki-üç gün sürecek 

bir iş ziyaretiydi. Patronumla konuştuktan iki gün sonra yazın ortasında Bodruma gittim daha arbayla Bodruma girer girmez bir billboard reklamı gözüme çarptı "Bodrum'da yaşanan Bodrum da kalır" aklıma kötü şeyler getirmişti bu reklam.Neyse   otele yerleştim her yerde tatil için gelmiş insanlar vardı ve ben iş için buradaydım.bütün gün işim için koşturduktan sonra 

sonunda otele geldim güzel bir duş ve dinlenmeden sonra siyah saten mini şortumu ve yine siyah saten askılı blüzümü giyerek akşam yemeği için aşağıya indim.yalnız bir bayan olarak akşam yemeğine gidince dikkat çekiyorsunuz tabii bir çok göz   vardı üzerimde ama benim dikkatimi üç kişilik bir arkadaş grubu çekmişti çok gençlerdi içlerinden ikisi benim baktığımı görünce daha dikkatli bakmaya başladılar yakışıklı gençlerdı ama benim çıtır eğitmeye niyetim 

yoktu.Diğer üçüncü genç melez gibiydi yarı siyah yarı beyaz  ve çok yakışıklıydı ayrıca daha hiç kafasını çevirip bakmamıştı.yabancılar mı acaba diye düşünürken masama gelen başka bir adamı başımdan atmaya çalışırken kalkıp gitmişler    farketmedim  yemekten sonra otelin sahilde ki barına indim içkimi alıp bir köşeye oturdum biraz ileride yemekteki grubu gördüm benden iş çıkartamayınca sahilde iki rus güzeli bulmuşlar onlarla sohbet ediyorlardı ama 

 

benim   melez yalnızdı yine çok hoş bir gençti ama biraz çekingendi sanırım bir süre sonra onların yanından ayrıldı bir içki alıp sahildeki şezlonglardan   birine uzandı ben de o tarafa yönlenip yakınlarında ki bir şezlonga uzandım sanki beni umursamaması ve gözmezden gelmesi sinirime dokunmuştu en fazla 22 yaşında nasıl bu kadar özgüvenli olur diye düşündüm.şezlonga uzanınca 4-5 dakika içinde her geçen sulanmaya başladı her geçen birşey 

söylüyor en sonunda dayanamadı "yalnız bir bayan sahilde bir akşam   keyif yapıp kafa dinleyemiyor değil mi" dedi.Ben de "evet haklısın aslında tatil değil iş için buradayım bütün gün yoğun çalıştım biraz dinlenmek için geldim ama olmayacak galiba odama dönsem iyi olacak" dedim."yakınına gelebilir miyim belki rahatsız edilmeni engelleriz ben de konuşmam sen kafanı  dinlersin" dedi."lütfen gel ben söyleyecektim ama yanlış   anlamanı istemedim" dedim 

sonra güzel bir sohbet başladı ismi Can'mış siyah ingiliz baba ve İzmir'li bir annenin çocuğuymuş ama İzmir de büyümüş profesyonel hentbolcuymuş yanında ki arkadaşlarıyla aynı takımda oynuyorlarmış.tatil için gelmişler çok güzel bir sohbet olmuştu 23 yaşında ama yaşından çok olgun davranan ve konuşan bir gençti bir kaç defa içkilerimizi tazeledik saat geç olmuştu sabah erken kalkmalıyım diyerek ayrıldım yanından ama çok    etkilenmiştim Can'dan 

ertesi gün işim saat iki gibi bitmişti otele geldim ve bikinimi giyip havuz kenarına indim baktım Can yalnız güneşleniyor yanına gittim arkadaşları yoktu yanında onları sorunca "dün gece tanıştıkları rusların odasında kaldılar ve sabahtan beri hala yoklar" dedi "ben de uzun bir gece olmuş anlaşılan" dedim sohbet ederken animasyon ekibi ikimizi de apar   topar  

 

 yerimizden kaldırıp havuz oyunlarından birine katılmamızı istedi Can istemedi ama ben hadi katılalım diyince beni kırmadı havuzun alçak bölümünde ben Canın omuzundaydım deve güreşi gibi ama elimizde uzun dışı süngerli sopalar vardı benimki tam olarak Canın ensesine değiyordu ensesinde ki uzun saçları kısmen de olsa arada sırada amıma batıp beni uyarıyordu. 

Hentbolcü olmasından dolayı çok kaslı bir vücüdu vardı karşımıza çıkanları bir bir deviriyorduk
o kadar sağlam duruyordu ki bize vursalarda yıkılmıyordu sonunda kazandık sanki çok önemli bir şey kazanmışız gibi sudan çıkınca kucağına atladım ve sevinmeye başladım bir anda gözgöze geldik ve öylece kaldık bir kaç saniye ben de dayanamadım ve dudağına küçük bir

öpücük kondurup "teşekkür ederim" dedim.Havuz kenarında ki yerimize döndüğümüz de ben alev alev yanıyordum o anda Can ben havuza giriyorum diyerek aniden kalkıp havuza atladı neden öyle yaptığını anlamadım sanki benden kaçar gibiydi.Ben zaten yanıyordum "ben de gireceğim" diyerek suya atladım Can havuz kenarına kollarını dayamış dururken suya daldım ona doğru yaklaştım yanına geldim "neden kaçıyorsun"dedim "ya ben bilmiyorum ki"derken

dudaklarına yapıştım çekingenliği ve sakin tavrı beni çok çekmişti tabi muhteşem kaslarını ve vücudunu unutmamak lazım ben öpmeye başlayınca önce şaşkınlıktan duraksadı sonra o da cevap vermeye başladı çok güzel öpüşüyordu birden karnıma dayanan aletini hissettim elimi suya daldırıp dokununca iri birşey olduğunu anladım ondan beklemeyeceğim bir atılganlıkla



"Hadi senin odana gidelim" dedi sudan çıktım havlumu alıp son derece isterik bir şekilde "hadi gidelim bebeğim" dedim kalçalarımı kıvıra kıvıra yürümeye başladım odaya giden o üç dakikalık yol bana çok uzun gelmişti. Odaya girer girmez beni kendine çevirip ayaktayken kucağına aldı öpüşmeye başladık amım  tam aletinin üstündeydi ve havadaydım çok güçlüydü

ve bu çok hoşuma gitmişti.Yatağın yanındaki sandalyeye oturdu kucağındaydım ve aleti yüzünden oturamıyordum ama o deli gibi öpüp yalamaya devam ediyordu bikinimin üstünü tek seferde çıkarttı ve göğüslerimi yalamaya başladı yalarken güçlü elleriyle sırtımı ve kalçalarımı okşayıp sıkıyordu çok hoşuma gitmişti daha sonra beni yüzüstü yatırıp ensemden

başlayarak aşağıya doğru yalamaya başladı sırtımdan bu haz aldığımı bilmiyordum bikinimin altını da çıkarttı dilini kuyruk sokumumdan başlayarak omurgamın üzerinden yavaş yavaş yalayarak enseme kadar devam etti bu hareketi beni mahvetmişti o sırtımı yalarken amımdan sular boşalıyordu bir eliyle de amımla oynamaya başladı çok güzel oynuyordu doğru yerleri biliyordu ve beni iyice azdırmıştı arada parmağını sokup çıkartması da inanılmaz güzel

oluyordu.beni sırtüstü yatırıp güzelce amımı yalamaya başladı işini biliyordu çok zevk alıyordum bir ara durup şortunu çıkarttı gördüğüm şey inanılmazdı büyük ve kalındı ama çok düzgündü biblo gibi duruyordu dizlerimin üzerine kalkıp sikinden tuttum ve kendime çektim o ayaktaydı o muhteşem şeyi yalamaya başladım azgınlığım ve o güzel aletin büyüsüyle çok 

 

iştahlı yalıyordum yumurtalıkları tek elimin avucuna sığmıyordu sikinin heryerini yumurtalıklarına kadar yalıyordum.kendisi yatağa sırtüstü yattı ve  69 pozisyonuna getirdi beni parmağını bir önüme bir arkama sokup çıkartıyordu bir taraftanda yalıyordu o beni azdırdıkça daha iştahla yalıyordum onun aletini daha fazla dayanamadım ve "yeter" diyerek dudaklarına

öpücük kondurdum elimle o güzel aleti tutup amıma dayadım büyüktü zor giriyordu ama dakikalardır yaladığı için kasıklarım iyice gevşemişti zorlanarakta olsa çok canım yanmadan alıyordum içime gözlerimin kapalı olmasından ve o aleti içime alırken tamamen aklımın orada olmasından dolayı ben farkında bile değilken bir anda daha yarısı bile girmemişken

omuzlarımdan tutup sikinin üstine bastırdı hiç beklemiyordum inanılmaz bir çığlık attım canım çok yanmıştı,aklımda şimşek çakmıştı sanki o anda öylece durdum mideme kadar hissettim aletini o kadar ani olmuştu ki hala nefes alamıyordum "bu kadar korkmana gerek yok aldın bak işte"dedi kızamadım bile üzerine git gel yapmaya başladım kısa bir süre sonra alışmıştım ve çok zevk alıyordum içimi tamamen dolduruyordu dayanamadım ve titreyerek boşalmaya başladım

boşaldığımı anlayınca yatağa yatırdı ve bacakalarımı kaldırıp girdi içime makine gibiydi yorulmak nedir bilmiyordu.ama benim bacaklarım ağrımıştı pozisyon değiştirip yüzüstü yattım amıma girdi siki tam doğru noktaya dokunuyordu zevkten yorganı tırmalıyordum gidip gelirken başparmağıyla arka deliğimle oynamaya başladı çok hoşuma

 

gitmişti parmağını arka deliğime sokup çıkarttıkça aldığım zevk ikiye katlanmıştı dakikalar geçtikçe aldığım zevkten ve kasılmalardan iyice yorulmuştum biraz durmasını istedim durdu ve içimden çıktı içimden çıkmasıyla ve vücudumun gevşemesiyle birlikte istemsizce boşalmaya başladım çıkarttığım seslerden kendim ile korkmuştum çığlıkla homurdanma arası garip sesler

çıkıyordum vücudum kendi kendine kasılıp gevşiyordu müthiş bir orgazm yaşadım kendime geldiğimde Can oturmuş gülümseyerek beni izliyordu kalkıp boynuna sarıldım "müthişsin çok teşekkür ederim" dedim o da bana "kuru kuru teşekkürle olmaz ben de istiyorum aynısından" dedi erkeğimin hakkıydı güzel bir boşalma erkeğimin sikini peçeteyle güzelce temizledikten

sonra son derece iştahlı bir şekilde yalamaya başladım kafasını ısırıyordum yalıyordum heryerini yumurtalıklarını emerken bir taraftan da elimle aletini okşamaya devam ediyordum hayatımda ilk defa birisine oral seks yaparken bu kadar zevk alıyordum aletini yalarken sanki içimdeymiş gibi hissediyordum kendi kendime kasılmalar yaşıyordum ellerimi hızlandırdım ve erkeğimin zevkin doruğuna yaklaştığını hissetmeye başladım homurdanmalar başlamıştı ve siki ellerimin

arasında kasılıyordu sikini ağzıma yüzüme boynuma göğüslerime heryerime sürtüyordum sürekli tükürüğümle ıslatıyordum arada ağzıma  sokabildiğim kadar sokuyordum sikini,kasılmaları hızlanınca sikinin kafasını ağzıma sokup ellerimi hızlandırdım ve bir anda ağzıma boşalmaya başladı o boşalırken hala aynı tempoda elimi çektirmeye devam ettim spermleri ağzıma sığmıyordu dudaklarımın kenarından üzerime akıyordu boşalması bittikten

sonra ağzımdan çıkarttım ve sikinin üzerinde kalan spermlerinin iyice kayganlaştırdığı sikine mastürbasyona devam ediyordum koskoca adam o kaslı vücut elimin altında kıvranıyordu ellerimi tutup yeter dedi ve ikimizde yatağa yığıldık.o şekilde kollarına yattım erkeğimin karınımız acıkınca duşumuzu yapıp yemeğe indik arkadaşları şaşkınlıkla bize bakıyordu iki sevgili gibiydik Can'la.O gece iki sefer daha sikti beni genç sevgilim...Doyumsuz ve muhteşem bir gün yaşamıştım....

Zorla Annemi Siktiler

     


Merhaba arkadaşlar.Başımdan geçen trajiseksi hikayeyi sizinle de paylaşmak istedim.İsmim Metin.İstanbul Maltepe’de oturuyorum.Üniversite 3.sınıf öğrencisiyim ve yaşım 21.Babam ben 11 yaşındayken öldü.Genç yaşında dul kalan annem Figen’de 39 yaşında yaşıtlarına göre çok genç gösteren seksi bir hatun.Annem hakkında hayatımda hiç yanlış düşüncelere

kapılmamama rağmen arkadaşlarla falan konuşurken birisini bişeye inandırmaya çalıştığımda alışkanlıktan olsa gerek “anamı siksinler” kelimesini sık kullanırım.Alışkanlık işte.Günlerden birgün samimi olduğum 3 sınıf arkadaşımı evimizin bahçesinde mangal yapmak için davet ettim.Gecenin geç saatlerine kadar içip eğlendik.Annem bu sırada pek aramıza girmedi ama

arada bir muhabbete ortak oldu ve bize hizmet etti.   O gece arkadaşlarım bizden çok memnun ayrıldı.Ertesi hafta aynı arkadaşlarım bana tekrar bizde toplanmak istediklerini söylediler.Severek kabul ettim.Anneme haber verdim akşama hazırlık yapsın diye.Akşam ders çıkışı bize geldik. Bahçede biraz eğlendik.Sonra yağmur bastırınca içeri çekildik.Arkadaşım

Mustafa biz içerde içerken “Figen abla neden bizimle oturmuyor yoksa çekiniyor mu?” diye sordu.Ben de “-Yok,annem çekinmez de bizi rahatsız  etmek istemediğinden dolayı gelmez.” dedim.O sırada Aytaç atıldı ve “o zaman çağır gelsin ya,sıkılmasın orada yalnız” dedi.Annemi yan odadan alıp geldiğimde ona da bir duble votka doldurmuş olduklarını gördüm.Sohbet sohbeti açtı arkadaşlarım ve annem çok kaynaştılar.Herkes çok mutluydu. Annem içkisini

 

bitirdikten az sonra uykusunun geldigini söyledi.Ama Faruk “AAAA.Olur mu Figen abla daha yeni başladık” deyip annemin kalkmasına engel oldu.Bu sırada Aytaç’da bir duble daha doldurdu anneme.”Ya çocuklar kendimi iyi  hissetmiyorum” dese de annem içkisini yudumlamaya devam etti.Bir iki dakika sonra anneme baktığımda kafasını kanepeye dayayıp

sızmıs olduğunu gördüm.Tam ben “Ben annemi yatırayım bari” deyip ayağa kalkmaya yeltenince Mustafa fırlayıp cebinden çıkardığı sustalıyla “otur yerine Metin” dedi. Ben şaşkınca “ne oluyor lan” deyince bu sefer Faruk kalktı ve o da bir çakı çıkardı cebinden. “Oğlum ne yapıyorsunuz siz” dedim.Mustafa “oğlum anamı siksinler deyip duruyordun işte biz de şimdi

Anything That Goes



ananı sikeceğiz” dediler. O an gördüğüm görüntüyle başımdan aşagı kaynar sular döküldü.Daha sabah omuz omuza kantinde çay içtiğimiz kankam pantolonunun üstünden annemin amını okşuyordu.”Oğlum siz manyak mısınız,annem öldürür kendini yapmayin” dedimse de Aytaç “merak etme kanka,içkisine  attığımız ilaç sayesinde yarın öğlene kadar

uyanmaz dedi.Korkma sadece anneni yıllardır hasret kaldığı yarrağa doyuracağız” dedi ve bodysinin üstünden göğüslerini yoğurmaya başladı.Bu sırada Faruk’la Mustafa ellerinde bıçaklarla oturduğum koltuğun yanlarına geldiler.Hepimiz Aytaç’ı izliyorduk şimdi.Önce bodysini çıkardı ve sütyeni aşağıya çekerek annemin iri memelerini emmeye başladi.Ardından kot pantolonunun düğmelerini açıp yavaşça çıkardi. Annem şimdi sade beyaz g-string külotla

 

kalmiştı.   Aytaç annemi kanepeye uzatıp kafasını da koltuğa koydu.Bir çırpıda çıplak kalıp bayağı büyük olan sikini tuttuğu gibi annemin ağzına sürmeye başladi.Bir yandan memelerini sıkıyordu.Bu arada bana “Lan Metin annenin elmalari da taş gibiymiş” diyerek güldü.Ben sinirle karışık şaşkın bir ruh halindeydim.En iyi arkadaşlarım neler yapıyordu.Sonra Aytaç

annemin külotunun yanından amını yalamaya başladı.Öyle sesli yalıyordu ki şapırtıları duyabiliyorduk.5 dk kadar sonra annemin külotunu çıkardı kucağıma fırlattı.Bacaklarını havaya kaldırıp sıkını biraz tükürükleyip annemin amına ittirmeye başladı.Bir iki itelemeden sonra girmişti.Şžimdi hızlı hızlı vuruyordu.Bir an annem uyanık olsa ne kadar zevk alırdı

acaba   diye düşünmekten kendimi alamıyordum.Aytaç biraz o pozisyonda annemi siktikten sonra kanepeye oturur vaziyette annemi kucağına aldı.Ben annemi sırttan görebiliyordum.Aytaç alttan vurdukça annem hopluyordu.Aytaç daha sonra anneme girmeye devam ederken götünün yanaklarını ayırarak “hadi çocuklar” dedi.Bu sırada Faruk fırladı ve

annemin göt deliğine yumuldu.Adeta kafasını yarığa gömdü.Bu sırada Mustafa yanımda nöbetteydi.Faruk da çıplak kalınca onun sikinin daha büyük olduğunu gördüm.Yatak odasına gidip gelince Faruk’un elinde krem olduğunu gördüm.Bana doğru sikini sallayarak “bak koçum,şimdi bunu anana sokacağım” diyerek kremlemeye başladi.Biraz da annemin deliğine sürdü.Sonra Aytaç alttan vurmaya devam ederken Faruk arka deliğe ittirmeye başladi.Yavaş




yavaş sokuyordu.Sonra birden yüklenerek kökledi annemin götüne.İnanamıyordum olanlara.Dün aynı takımda maç yaptığım,sınavlarda kopya verdiğim arkadaşlarım annemin deliklerini doldurmuş pompalıyorlardı.Bu arada Mustafa’nın da hareketlendiğini farkettim.Bir baktım o da soyunmuş sikini sıvazliyor.Daha sonra Aytaç’la Faruk annemden çıktılar.Faruk bu

sefer alta geçip annemi sikine oturttu.Annemin göt deliği açılmıştı görebiliyordum.Aytaç Mustafa’ya “hadi musti” dedi  ve Mustafa sikini kremlemeye başladi.Aytaç’da bana bakarak “sakın yerinden kıpırdama,yoksa annen sikilmekle kalmaz” diyerek elindeki bıçaği annemin götüne sürtmeye başladi.Faruk hızlanmıştı ve annemin göt yanaklarına tokat atmaya

başlamişti.Bu sırada Mustafa kremleme işini bitirip anneme arkadan daldı.Hızlı hareketlerle sikiyorlardı annemi.Mustafa arkadan öyle sert giriyordu ki şap şap şap sesler çıkıyordu.Faruk altta Mustafa üstte annemi becerirlerken Aytaç annemin ağzına vermişti yine.İleri-geri yapıyordu.Sanki annemin ağzını sikiyordu.Nedendir bilmem ama o an annemden

iğrendim.Ardından “ahhh. Evet Figen evet,ohhhh. ” diyerek annemin ağzına boşaldığını anladım Aytaç’ın.Ardından Mustafa annemin arkasından çıktı ve o da ağzına yöneldi. Oda “evet orospu Figen,hadi hadi ohhh al hepsini yut ohhh. ” diyerek boşalttı kendini.Faruk hala hoplatıyordu annemi.Ardından dev sikini çıkardı.Annemi kanepenin kolluğuna domalttı.Göt deliğine ittire ittire girdi ve sert sert vurmaya başladi.Bir yandan da göğüslerini eline aldı

 

alttan.Daha sonra annemin bir bacağını da kaldırıp kanepenin kolluğuna attı.Bacaklarının arasında daha iyi yerleşip saçını çeke çeke girmeye başladı.Bir kaç dakika sonra hızlı bir hareketle içinden çıkıp annemi ters çevirip koca sikini yarısına kadar annemin ağzına soktu ve sarsılarak boşalmaya başladı.   O kadar çok boşaldı ki annemin dudaklarının kenarından spermlerin aktığını görebiliyorum.Arkadaşlarım daha sonra giyindiler.Saat gece 2'yi

geçmişti.Biz gidiyoruz  Metin’cigim dedi Mustafa.Aytaç da “annen için teşekkürler kanka harikaydi” dedi.En son Faruk ayakkabılarını giyerken “oğlum,benim annem böyle bir göte sahip olsa her gün sikerim” dedi ve üçü de memnun bir şekilde gittiler.Ben şok halinden biraz kurtulmuş hala sandalyede oturuyordum ama.Faruk’un son sözleri beni tekrar şoke



etti.Anneme baktım kanepede çıplak vaziyette yüz üstü yatıyordu.Aklımda Faruk’un sözleri. “oğlum benim böyle bir göte sahip annem olacak her gün sikerim. “kucağıma baktım annemin slip külodu.Elime aldığımda sikimin taş gibi olduğunu farkettim.Anneme yaklaştım.Kanepenin yanına çömeldim.Annemin götü yusyuvarlaktı.Mustafa’nın annemin bu göte girerkenki hali

gözümün önüne geldi.”Oğlum Metin kalk” dedi içimden bir ses. Kalktım ve banyodan ıslak bir bez getirdim.Annemin ağzından akan spermleri sildim.Sonra amındakileri ve götünün arasını silmeye başladım.Elim götüne  değince,o tene değince Faruk’un annemi kanepenin kenarina domaltıp sikişi gözümün önünde canlandı.Bunu düşünürken ne göreyim ellerim annemin göt yanaklarını okşuyordu.Ani bir hareketle kafamı annemin yarığına gömdüm.Deliğini yalamaya 

 

başladim.Daha sonra çevirdim ve memelerini emmeye başladim.Memelerden sonra amını dilledim. Annemin her yerini yalıyordum.Daha sonra annemi Faruk gibi kanepenin kolluğuna domalttim ve sikimi kremledim.Biraz da annemin deliğine sürdüm.Çıldırmış gibiydim.Deliğe 
girene kadar annemi sikeceğime hiç ihtimal vermiyordum.Ama az sonra taş gibi sikimi

anneme iteliyorken buldum kendimi.Yarısından sonrasını bir ittirişte soktum.Şimdi köklemiştim.Annemin deliği sıcacıktı. Elalemin piçleri sikmişti annemi de ben mi sikmeyecektim.  Saçlarindan tutup şap şap vurmaya başladım anneciğime.Deminki üçlü aklımdan çıkmıyordu.Daha sert vurmaya başladım.Bu sırada da annemin kulağına eğilip

“ohhh ohhh anneciğim ohhh alll alll oglunun sikini ohhh” diye söylenmeye basladim. Bu sözler beni öyle azdirdi ki annemi omuzlarindan tutup iyice abanip “ohhh orospu Figenn ohhh” diyerek annemin götünün içine boşaldım.O gece annemi tam 6 kez daha siktim.Amına ağzına her yerine boşaldim.Annem ertesi gün hiçbir şey sormadı bana.

 


 Kızlığımı En Yakın Arkadaşımın Kocası Bozdu!




Benim yıllardır çok sıkı dostum, arkadaşım, kardeşten öte bir kız arkadaşım Didem, yeni evlendi. Ama arkadaşlık ettikleri ve nişanlı oldukları sürece adamı hiç gözüm tutmamıştı. Samimiydik, konuşuyor, geziyorduk, ama hoşuma gitmeyen bir şeyler vardı bu adamda. Çok yakışıklıydı ve ahlaksız bir yapısı vardı. Bana bakışlarını yakalıyordum ara sıra. Bacaklarıma, vücuduma istekli 

istekli, sikecek gibi bakıyordu. Benim baktığımı anlayınca başını başka tarafa çeviriyordu. Arada Didem olmasaydı, o bakışlara başka türlü yanıt verirdim! Didem havalarda uçuyordu, aşktan bir şey görecek hali yoktu. Her fırsatta öpüşüyorlar, koklaşıyorlar, sevişiyorlardı. Üstü kapalı uyarmaya çalıştım, ama Didem dinlemedi, o adamla evlendi...  Balayı falan derken evleneli bir 

ayı geçti. Didem’in ısrarlarına dayanamayarak, bir akşam yemeği için evlerine gittim. Üçümüz, yeni ev kadını Didem’ın hazırladığı yemekleri yedik, hediye götürdüğüm güzel şarabı açıp içtik. Sohbet ettik. Her şey güzeldi, yemek, şarap, sohbet. Benim güzel arkadaşım mutluluk sarhoşuydu zaten. Kocasının ağzının içine bakıyordu. Balayını anlattılar. Oteli, denizi, havuzu 

falan. Hatta, kocası birara içeriye gittiğinde, Didem üstü kapalı olarak, kocasının harika seviştiğini, yatakta kendisini çok mutlu ettiğini bile anlattı.  Gece yarısına doğru kalkmak istediğimde, ikisi birden beni evime bırakmak için ısrar ettiler. Ben, gerek olmadığını, taksiyle gideceğimi söyledim. Tam bunun tartışmasını yaparken Didem ağırlaşmaya, bayılır gibi kendinden geçmeye başladı. Ben hemen, “Ne oldu Didem? Neyin var?” diye ayıltmaya çalıştım. 

 

Kocasından kolonya istedim, getirdiği kolonyayı alnına, boynuna sürüyordum. Didem halen kendinde değildi, yere halının üzerine serilip kalmıştı. Kaldıramıyordum.  Telefona davranıp 112’yi aramaya çalıştığımda, kocası tutup telefonu elimden aldı ve “Merak etme, bir şeyi yok. Uyuyor sadece...” dedi. Gözlerinde acaip pırıltılar dolaşıyordu. “Nasıl yani? Nasıl uyumak bu?” 

diye olayı anlamaya çalışırken, kafama dank etti. Adamın gözlerindeki parıltılar anlatıyordu her şeyi. “Uyku ilacı verdim uyuması için! Seninle yalnız kalamıyoruz hiç... Uyursa yalnız kalırız diye düşündüm!” dedi. Şeytanca yakışıklı yüzünde, yine şeytanca bir sırıtış vardı. Anlamıştım olayı, karısını uyutup beni sikecekti...  Üstüme gelmeye başladı. Tam bana sarılmak isterken buna bir 

tokat patlattım ve “Seni şerefsiz! Nasıl düşünürsün bunu?” diye bağırıp kapıya fırladım. Ama nafile, kapı kilitliydi. Açamayınca  arkamı döndüm. Yavaşça üzerime geliyordu. Sıyrılıp balkon kapısına koştum. O da aynı şekilde kilitliydi. Sanki açılacakmış gibi kapı kolunu zorlayıp açmaya çalıştım. Tekrar dış kapıya aynı şekilde yüklendim. Yok, açılmıyordu.  Çaresizce döndüm, 

üstüme   geliyordu. Yana kaçtım, kollarını açıp üstüme geldi. Kaçacak yerim kalmamıştı. Sırtım duvara dayanmıştı. Ellerini iki yanımdan duvara dayadı, kollarının arasında hapsetti. O yakışıklı, kirli sakallı suratı bir santim burnumun dibindeydi şimdi. Korkuyordum, “Yapma! Nasıl böyle bir şey yaparsın? Karının en yakın arkadaşıyım ben! Yeni evlisin, neden böyle bir şeye gerek duyuyorsun?” diye bağırıyordum yüksek sesle. Koca eliyle ağzımı kapadı, “Bağırma canım! 

 

Bağırırsan hem sen, hem ben, hem arkadaşın rezil oluruz mahalleye! İster misin böyle bir duruma düşmeyi?” dedi. Başımı iki yana salladım. Elbette yapamazdım bunu.  Bana, “Seni seviyorum canım! İlk gördüğüm andan beri seni istiyorum. Öyle güzel, öyle seksisin ki... Güzelliğin, giydiğin seksi giysiler bitiriyor beni! Delirtiyorsun! Hadi, zorluk çıkartma, sen de 

zevk   alacaksın, inan!” diye fısıldıyor, ılık nefesi kulak memelerimde, boynumda   dolaşıyordu. Tüm bedeniyle yaslanmıştı bana. Kasıklarımda onun kalkmış yarağının sertliğini hissediyor, bu da alarm zilleri çaldırıyordu beynimin içinde.  Elini ağzımdan çekti. Yalvarmayı denedim, “Sakın aklından bile geçirme! Bırak gideyim, şerefsiz! Nasıl bunu düşünürsün? Kız oğlan kızım ben. 

Hem sen... Sen yeni evlisin! Karın yetmiyor mu sana? Bırak beni!” dedim, ama nafile. Çırpındım, tekme vurmaya, kollarından kurtulmaya çalıştım. Umurunda bile değildi. Gözleri vahşi vahşi parlıyordu. Kafaya koymuştu, bugün, bu gece beni becerecekti bu adam. O vahşi ışıltıları görünce anladım. Kızlığımı kaybedecektim bu gece! Yine de kurtulmayı denedim. Ama olmadı.  

Saçlarımdan kavrayıp dudaklarıma yapıştı. Başımı çevirdim, bir tokat yedim aniden. Sarsıldım. Tutup yere yatırdı beni. Sağa sola kıvrılıyor, üstümden atmaya çalışıyordum. Minyon tipli, 60 kilo bir kızın ne kadar kuvveti olabilir ki? İri yarı erkek ağırlığının altında eziliyordum. İki elimi tek eliyle tutmuş, halıya bastırmıştı. Bacaklarıyla bacaklarımı hapsetmiş, kıpırdamama izin vermiyordu. Didem, benim güzel arkadaşım, yanı başımızda kendinden geçmiş, baygın 



yatıyordu. Ona seslenmeyi denedim, ne faydası olacaksa? “Didem, nolur kendine gel! Didem! 
Kurtar beni!” dedim. Ama Didem’in ruhu bile duymuyordu. Kocası ise yanı başında beni yere yatırmış, sikmek üzereydi...   Nefesim kesilmiş, gücüm kalmamıştı bu hayvanın altında. Kendimi bıraktım, mücadele edecek halim kalmamıştı. Baskıyı hafifletti. Bluzumun yakasından tutup 

aşağıya çekti, yırtarak çıkardı. Sütyenimin askılarını kopardı, fırlatıp attı. Boğuşmanın etkisiyle nefes nefese kalmıştım, göğsüm aşağı yukarı inip kalkıyordu. Belden yukarım çıplak, gözlerinin önündeydim. O da bir an durup hayranlıkla seyretti memelerimi, “Ohhh! Canım benim! Çok güzelsin! Harikasın!” diye soludu. Sonra eğilip öpmeye başladı. Dudakları sıcak sıcak, 

memelerimde, uçlarında dolaşıyordu.  Sol eliyle ellerimi bastırırken, sağ elini aşağıya okşayarak indirdi. Eli, çıplak bacaklarımı okşaya okşaya, boğuşurken sıyrılan eteğimin altına girdi. Bacaklarımın içlerini okşayarak yukarı çıktı. Külodumu avuçladı. İrkildim. Ama hareket edemedim. Ağlıyordum. “Bırak! Lütfen bırak beni! Dokunma bana! Zarar verme!” diye 

yalvarıyordum. Dinlemedi beni. Elleri okşamaya devam etti. Şimdi hazineme ulaşmıştı parmakları. En kıymetli hazinemi, evet, amımı okşamaya başlamıştı parmakları. Ve o anda dehşetle bir olayın farkına vardım: Zevk alıyordum!  Evet. Her yandan ateş altındaydım. Dudakları memelerimin uçlarındaydı. Islak dili memelerimde, kabarmış meme uçlarımda dolaşıyordu durmadan. Etli dudaklarının arasına hapsediyor, diliyle okşuyordu meme uçlarımı. 

 

Ya parmakları? Çıplak amımı, klitorisimi okşayan o parmaklar. Dakikalar boyu sürüyordu bu durum. Kasıklarımda bir ateş, bir yangın başlamıştı artık. Ve o yangın gittikçe büyüyor, tüm vücuduma yayılıyordu.  Islandığımı hissediyordum. İçimden sular akıyordu sanki. İnanamıyordum buna. En yakın arkadaşım yanı başımda baygın yatıyor, kocası ise her yerimi 

okşuyor, öpüyor, emiyor, beni zevkten kıvrandırıyordu. Duygularımı anlatamam. Korku, dehşet, heyecan, zevk, utanma, vicdan azabı. O her tarafımı okşayıp yalarken, ben içimden kendi kendime konuşuyor, telkin etmeye çalışıyordum, (Tamam, sen bir kadınsın. Hayvanın okşamalarından zevk alabilirsin, ama kendini kaptırma. Geçecek bu. Şeytanın seni alt etmesine 

izin verme. Hayır!) diye.  Elimde olmadan ağzımdan, “Ihhh...” diye bir inilti koptu. Ve hayvan da anlamıştı zevk aldığımı. Parmağını amımdan çekti, ıslanmıştı parmakları, ışıkta amımın sularıyla parlıyordu. Parmağını  kokladı, yaladı bana bakarken. “Görüyor musun aşkım, nasıl zevk alıyorsun! Nasıl ıslanmış amcığın! Hadi bırak kendini bana, zevkine var!” diyordu.

Bıraktım ben de. Elini eteğimin kopçasına getirip kopardı. Eteği sıyırıp bacaklarımdan çıkardı. Minicik pembe külodumla kalmıştım. Hemen arkadan koparırcasına onu da çıkardı. Çırılçıplaktım şimdi. Utançla ellerimi apış arama götürdüm, hazinemi saklamaya çalıştım. Gülümseyerek yavaşça elimi tuttu, kenara çekti. Hayran gözlerle bakıyordu amıma. Yeni ağda yapmıştım. Amımı bir süre seyretti, sonra eğildi, öptü. Elimde olmadan yine, “Ooohhh...” diye 



inledim. Kapalı tutmaya çalıştığım bacaklarımı araladım yine elimde olmadan...  Ve ağzı, benim göz değmemiş, el değmemiş amıma kapandı. Islak dilini hissettim amımda. Ne oluyordu bana böyle? Nasıl bir zevkti bu? Hele dilinin ucunu klitorisimde hissettiğimde mahvoldum. Beynimde şimşekler çakıyordu sanki. İki elimi halının tüylerine geçirmiş, kasılmış parmaklarımla 

yoluyordum zevkten. Ama yine de ona katılmıyor, zevkini arttırmamaya çalışıyordum. Ama ne kadar saklayabilirdim aldığım korkunç zevki? Gözünü benden ayırmadan yalıyordu amımı. İçimden akan sular, zevkten kızaran yüzüm, kısılan gözlerim her şeyi anlatıyordu ona.. 
Sonunda yalamayı bırakıp kalktı. Aceleyle üstünde ne varsa çıkarıp attı. Şimdi aralık bacaklarımın arasında, heykelsi, kaslı, sportmen vücuduyla dizlerinin üstünde duruyordu. Az 

önce kasıklarıma bastırdığı sertlik serbest kalmış, yarağı havaya dikilmişti mızrak gibi. Muhteşem bir yarağı vardı. Biçimli, damarları kabarmış, geniş şapkalı bir şey...  Dizlerinin üzerinde yanaşıp o yarağı ağzıma yaklaştırdı. Ne istediğini anlamıştım, başımı diğer yana çevirdim. Saçımdan tutup kavradı. Can acısıyla istediğini yaptırıyordu bana. Ağzıma dayadı 

yarağını. Ağzım sımsıkı kapalıydı. Diğer eliyle çenemi tutup sıktı. Acıyla açılan ağzıma taş gibi olmuş yarağını sokuverdi...  Çaresizdim. En ufak hareketimde saçlarımdan asılıp canımı yakıyordu. İstediğini yaptım ben de, yarağını yaladım, emdim. Zorlukla ağzıma sığan yarağını vantuz gibi emiyordum artık. Porno videolarda seyredip mastürbasyon yaptığım oral sahnelerindeki kadınlardan farkım yoktu 



şimdi. Aklımda o videolardan ne kaldıysa, ağzımla, dilimle hepsini yaptım yarağına. O ise başını arkaya atmış, iki eliyle saçlarımdan kavramış, yarağını ağzıma sokup çıkarıyor, sonra yalamamı bekliyordu. Ben de yalıyordum boylu boyunca. Yaladım, yaladım... Neden boşalmıyordu bu hayvan? Yoksa planını önceden yapmış, karısına uyku hapı, kendine geciktirici falan mı almıştı 

sapık herif? Herhalde öyle olmalıydı. Dakikalarca yaladığım halde, zevkten böğürdüğü halde boşalmıyordu bir türlü...  Sonra bıraktı yalatmayı. Bacaklarımın arasına girdi tekrar. Tükürüklerimden ıslanmış yarağını, benim zevk sularımla ıslanmış amıma sürttü. Eliyle tutup boydan boya gezdirdi ıslaklığımda. Klitorisime baskı yaptığında kıvrandım. “Yapma... Bana bu 

kötülüğü yapma! Kızım ben. Bekaretime zarar verme. Bırak ağzımla boşaltayım seni!” diye inledim tekrar. “Çok güzel yalıyorsun tatlım. Müthiş oral yapıyorsun. Ama merak etme aşkım, seni öyle seveceğim ki, kendin yalvaracaksın içime gir diye!” dedi.  Öyle de oldu... İçime girmeden üzerime abandı. Kasıklarıma yaslanan yarağını ayırmadan dudaklarıma yumuldu. Etli dudaklarıyla dudaklarımı emmeye başladı. Eli bir mememi avuçlayıp 

sıkarken, dilinin ucuyla dudaklarımı okşuyordu bir yandan da. Nefes alabilmek için dudaklarımı araladığımda içime girdi o dil. Dilimi okşuyordu. Kendimden geçiyor, bayılacak gibi oluyordum. Nefes alamıyordum. O geniş kaslı göğüslerinin altında eziliyordu memelerim...  Namussuz adam öyle güzel öpüyordu ki, öyle güzel sevişiyordu ki, her yerime ayrı ayrı aynı anda zevk yıldırımları salıyordu sanki. Dayanamıyordum artık. Kasmaya çalıştığım bacaklarım, 



kendiliğinden sonuna kadar ayrılmıştı şimdi. Ve o açılan bacaklarımın arasında kıpırdayıp duruyordu yarağı. Hayvani yarağının sert başının amımın girişini zorlamaya başladığını hissediyor, içime girebilmesi için kalçalarımı oynatıyordum. O ise hiç acele etmiyordu. Beni zevkten zevke sürüklerken, memelerimle, dudaklarımla haince oyalanırken, hiç aldırış etmeden, 

sertliğinden bir şey kaybetmeden öylece bacaklarımın arasında duruyordu...  Zevk sularımın taştığını, arkamdan halıya süzüldüğünü hissediyordum. Sonunda dediği oldu. Yalvardım, “Hadi, gir içime artık! Bitsin bu işkence! Sok şunu içime namussuz!” diye. Gülümsedi dudaklarımın içinde, “Emin misin? İstiyor musun gerçekten?” diye sordu. Haykırdım, “Evet! İstiyorum hayvan 

herif, istiyorum! Ne yapacaksan yap, bitir şunu, bitir işimi, dayanamıyorum artık!” diye. 
Ve doğruldu. Bacaklarımın arasında yerleşti iyice. Gözlerini gözlerimden ayırmadan kalçalarını bastırdı içime doğru. Yarağının başının amımın girişini zorladığını hissettim. Girdi. O kadar ıslanmıştım ki, kaydı içime yavaşça. Başı girdi. Durdu. Gözlerime bakıyordu. Bense heyecanla, 

titreyerek bekliyordum onu. Ve tüm kalınlığıyla bastırıverdi içime. Bir sızı duydum içimde. Kollarımı boynuna sardım. “Ahhhh!” diye inledim. Acının bitmesini bekledim. O da bekledi. Sonra hareket etti. Yavaş yavaş. Soktu. Çıkardı. Soktu. Çıkardı. Hızlandı. Hızlandı. Zevk suları fışkırıyordu bacaklarımın arasından. İnanılmazdı hissettiklerim. Böyle bir zevk olamazdı. Resmen çığlık atıyordum zevkten. Zirveden zirveye uçuruyordu beni hayvan herif...


En sonunda boşaldı içime. Döllerinin sıcaklığını rahmimin derinliklerinde hissedince ben de delirdim. Tırnaklarımı sırtına, dişlerimi omuzuna geçirip, haykırdım, haykırdım, haykırdım...
 Kasılmalarımız bitince üstümden yuvarlandı yanıma. Sırtüstü uzandı. Yan dönüp başımı onun inip kalkan göğsüne koydum. Kalbinin çılgın bir tempoyla atan gümbürtüsünü 

duyuyordum. Ellerimle, dümdüz, sert karnını okşadım. Bacağımın biriyle, onun sert, erkek kaslı bacaklarını sardım. Halen zevk alan amımı, onun kıllı, sert bacağına dayadım. Bastırdım. Amımda bacağının sıcaklığını, sertliğini duyuyor, zevkten kasılıyordum. Bir süre böyle kaldık. Dinlendik. Sonra kalktı. Beni de elimden tutup kaldırdı.  Zavallı Didem, halen baygın vaziyette 

uyuyordu halının üzerinde. Eğilip yerde yatan arkadaşımın omuzlarından tuttu, bana baktı, ben de ayaklarından tuttum, kaldırıp koltuğa yatırdık. İçeriden örtü getirip üzerine örttü. Dudaklarını sevgiyle öpüp, başının altına bir yastık koydu. Ben koltuğun kenarında ayakta durmuş onu izliyordum. İçimi bir kıskançlık duygusu kavurdu birden...  Dolan, bulutlanan gözlerime baktı, 

anlamıştı hissettiklerimi. Gülümseyerek kalkıp geldi, beni kucakladı. Çırılçıplak birbirimize sarıldık. Ateşli ateşli öptü dudaklarımı, “Söylemiştim sana aşkım... Karımı sevdiğim kadar seni de seviyorum. Merak etme, ikinize de yetecek gücüm var benim!” dedi. Ve o güçlü kollarıyla kucaklayıp, kuş gibi kaldırdı beni. Banyoda bacaklarımdan akan dölleri, kanı temizledi özenle. Yıkadı beni. Ben de onu. Sonra yine kucaklayıp üzerimizdeki akan su damlalarıyla, çırılçıplak 



yatak odasına götürdü. Yatağa yatırdı nazikçe. Sonra üstüme geldi. Seviştik. Saatlerce... Sabaha kadar...  Aklımda sadece o an vardı. Hiç bir şeyi umarsamıyordum. Bekaretim... Namusum... Didem... Geleceğimiz... Hiç biri... Umursadığım tek bir şey vardı: Erkeğim! O’nun bana verdiği, yaşattığı korkunç şehvet, içinde yüzdüğüm zevk denizi. Ve artık onsuz yaşayamayacağım duygusu! 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder