10 Şubat 2016 Çarşamba

NURAY ABLAYI SİKTİM...........ve .......... temizlikçisi nurgül teyzeyi siktim süperdiii..........ve .......... Azgın Görümcem Erkek Aramaya Çıktı...........ve.........31 Çekerken Görünce Dayanamadım



Merhaba  seks sayfası, ben Erdal size anlatacağım olay ambulansta tanıştığım ve iş arkadaşım olan hemşire Nuray ile oldu. Ben 10 yıldır ambulans şöförlüğü yapıyorum ve artık o kadar alışmıştım ki araba kullanmak benim için zevkten çıkmıştı çünkü gece gündüzüm yoktu. O sıralar ambulanslar değişti ve yeni hemşire ve doktorlar geldi. Benim arabama ise erkek bir doktor ve Nuray gelmişti. Nuray 1 .60 1. 65 boylarında çakma sarışın balık etli bir vücudlu bir kızdı. Başlarda tanışmadığımız için çok muhabbetimiz yoktu. Fakat daha sonra zaman geçtikçe daha da yakın olmuştuk. Ambulans şöförü olduğumdan hiç evlenemedim ve bekar hayatı yaşadım. Tatil günümde ve dinlenmek için evden o gün hiç çıkmadım fakat o aralar hep aklımda Nurayın o güzel götü vardı. Ne kadar iş arkadaşı olsak da içim gidiyordu. Bilgisayarı açtım ve direk sex hikayeleri bölümüne girdim ve okumaya başladım. Biraz devam ettik ten sonra boşalmıştım. Duş aldım ve dışarı çıkmak için arabama atladım ve bir cafeye oturdum akşamki maçı izlemeye başladım. Fakat halen aklımda Nuray vardı.
Ne yapsam etsem de şu kızı siksem diye düşünüyordum. Birden aklıma daha da yakınlaşmak geldi ve hemen mesaj attım. Ne yapıyorsun diye fakat dönmedi.Bende sinirlenerek kalktım eve geldim. Eve geldiğimde mesaj attı ve kusura bakma meşguldüm dedi . Bende sorun yok olabilir diyerek muhabbet ediyorduk. İş yerinde muhabbeti bıraktık artık telefondan konuşuyorduk. Yarın ne yapıyorsun diye sordum hiç evde olurum dedi. O sırada hemen istersen bir şeyler yapalım gezelim  dedim. O da olur diyerek anlaştık ertesi gün oldu ve erkendim uyandım  
ve hazırlanmaya başladım. Hemen arabaya atlamamla Nuray’ı almaya gittim. Aldıktan sonra İzmir konak’ ta bir mekana gittik ve oturmaya başladık. Yakın olmak için biraz sandalyemi ona doğru yaklaştırdım ve muhabbet etmeye başaldık fakat içeçekler su gibi dönüyordu. Saat nasıl geçiyor anlamıyordum ben. Bir bakıyordum 2 saat geçmiş bir bakıyorum 3 saat geçmişti. Sonunda akşam oldu ve saat 7 gibi evine bıraktım ve doğruca evime geldim. Eve mutlu olarak giriyordum. Sabah oldu ve iş zamanıydı. O gün biraz kötü geçti günümüz çünkü  aşırı kaza ve kalp krizi anonsu vardı. Akşam olmasını hepimiz istiyorduk. Sonunda akşam oldu fakat Nuray o gün 24 di . Ben ise arabama atladım ve eve gittim. O gece o yorgunlukla uyudum. 2 gün boyunca nuray gelmedi ve görüşememiştik. Ertesi oldu ve Nuray gelmişti o gün ise işler az daha yoğundu ve daha az anons vardı. Buda bizim daha çok muhabbet edişimizi sağlıyordu. Akşam oldu ve Nuray’a istersen yemek ısmarlıyabilirim sana ddedim ve oda kabul etti. Hemen bir lokantaya geçtik ve yemek yemeye başladık ve bu sırada muhabbet ediyorduk fakat sevgili gibiydik. Kahkahalar şakalar dönüyordu.
Yemeklerimiz bitti ve evine bırakmak için gittik evine vardığımızda beni yukarı çağırdı gel bi kahvemi iç dedi. Bende kabul ettim eve girdiğimizde kimse yoktu ve salona oturdum Nuray kahveleri getirdi fakat ben halen nurayı süzüyordum. Nuray birden yanıma oturdu ve öpmeye başladı ben istediğim şeyi yaşamıştım. Yatak odasına geçtik ve soyunduk . Hemen sikişe geçtik çünkü çok azmıştık ikimizde. Ben Nurayın amına girmeyi başladığım an Nuray bağırıyordu ve bu beni daha da tahrik ediyordu.Hızlanmaya başladım ve ilk posta da erkenden boşaldım. O gece sabaha kadar onlarda kaldım ve sabaha kadar sikiştik.Artık sevgiliyiz

                        temizlikçisi nurgül teyzeyi siktim süperdiii




Apartman Temizlikçisi Nurgül Teyze|Benim adım Tarkan 17 yaşındayım lise üçe gidiyorum benim maceram apartmanın merdivenini yıkayan Nurgül teyzeyle Nurgül teyze yaklaşık 46 yaşlarında türbanlı, biri liseye giden 3tane çocuğu var. Bizim apartman 3 katlı genelde sakin olur çünkü tüm apartmanda oturan aileler karı,koca bizde dahil devlet memurları bu yüzden çok sakin olur özellikle mesai saatleri içerisinde Nurgül teyze yaklaşık 1 ay dır bizim apartmanın merdivenlerini yıkamaya başlamıştı daha önce bir başkası yıkıyordu.Sizlere biraz Nurgül teyzenin vücudundan bahsedeyim Nurgül teyzenin uzun boylu kapalı fakat gözleri,götü ve göğüsleri yaşına rağmen çoook güzel bir bayan. Nurgül teyze genelde hafta içi sabah saat 9 gibi merdivenleri yıkamaya gelirdi yıkama esnasında sürekli mavi ince eşofman giyerdi genelde merdivenin yukarı kısımlarından başlardı ben de kimse olmadığı zamanlar arkası dönük olduğunda mavi eşofmanı götünün içine girmiş vaziyette baba tam bir 31 lik manzara veriyordu ayrıca her domalışında külotunun izi belli oluyordu beni iyice delirtiyordu onu izleyerek bende sikimle oynayarak onun görmez yanından boşalıyordum sanki nurgül teyzeyi sikiyordum.Bir gün evde oturmuş ders çalışıyordum kapının zili çaldı kapıyı açtığımda karşımda Nurgül teyze vardı şaşırmıştım buyurun teyze dediğimde oğlum annen evdemi dedi bende hayır işte dedim hayırdır diye sorduğumda apartman girişindeki musluğun bozuk olduğu söyledi buraya takabilirmisin dediğinde bende  
hortumu getirin takalım dedim beş dakika sonra nurgül teyze kapıyı çaldığında tekrar açınca şok oldum çünkü nurgül teyzenin üzerindeki pardisoyu çıkarmış üs kısımda kısa kollu tişört göğüsleri fırlamış bir vaziyette, hele altında ince beyaz mavi çiçekli dar bir pijama altındaki külotunun rengi bile belli oluyor beyaz külotu ile pijaması amcığının içine girmiş ben tuhaf olunca Nurgül teyze sen benim çocuğum yaşındasın kıyafetim uygun değil ama üzerim ıslanırsa bunlar ıslansın diye giydim dedi ama benim bütün sikme hayallerim suya düştü çocuğum yaşındasın deyince yalnız ben kararlıydım ne yapıp edip nurgül teyzeyi sikmeliydim. Hortumun ucunu aldım banyoya götürdüm yalnız aklıma şeytanlık geldi nurgül teyzeye takamadığımı söyledim benle beraber banyoya gelerek hortumun ucunu musluğa takacağı sırada ben musluğu açtım nurgül teyzeyle ben iyice ıslandık bu arada nurgül teyzenin pijaması iyice ıslanmış bembeyaz vücudu bacakları ve amcığı bile görünüyordu nurgül teyze bunun farkına verince eliyle amını kapatmaya çalışıyordu bana götünü döndü ama götü daha güzeldi bana dışarı çıkmamı söyledi bende olmaz burada kalmak istiyorum dedim üzerimi kurulamam lazım dedi bende tamam çıkayım ama pijamanı ver balkona sereyim hava sıcak beş dakikada kurur dedim tamam dedi Nurgül teyze beni çağırarak pijamasını verdi kendi çıkamadığı için diğer odaya geçtim ıslakta olsa amının değen yerlerini iyice yaladım daha sonra zorlada olsa banyoda fıstık gibi karı var oğlum Tarkan dedim kendi kendime sikecektim pijamada beni iyice etkilemişti başımı döndürmüştü banyonun kapısına vararak nurgül teyze dediğimde kapıyı araladı ben elimde pijamayla içeri daldım nurgül teyze çık diye bağırıyordu bende çoook güzel bacakların var dediğimde sen ne diyorsun eli külotunun üstünde bana kızıyordu bende pijamasının amının değdiği yeri göstererek kokladım amcığın çok güzel kokuyor dedim yanına yaklaşarak dudaklarını zorlada olsa öpmeye başladım bu da gevşemeye başladı elimle göğüslerini sıkıyor diğer elimle amcığını karıştırıyordum daha sonra odama geçerek ıslak külotunun üstünden amcığını yalıyordum külotunu kenara çekerek hayal ettiğim amı yalıyordum daha sonra 69 posizyonu alıp o benim sikimi emiyor bende adeta amının suyunu içiyordum Nurgül teyze daha fazla dayanamadı artık siiiiiiiiiik sooooooook şu amcığım kurban olsun parçaaala diye bağırıyordu bende kırmayarak bak nurgülüm amına bastığım amcığına soktuğum demek çocuğunun yaşındayım bak çocuğun yaşındaki amcığına atlasın sik gör deyip amcığına girdim iyice bağırıyordu ikimizde boşalmıştık ama ben götü sikmek istiyordum tekrar 69 posizyonu alıp nurgül teyzenin kara deliğini yani götünün deliğini iyice yaladım tam sikimlik edip götüne dayandım git gel yapıp bir kez daha boşaldım ardık nurgül teyzeyi her zaman sikiyorum merdivende bile siktim.
  Azgın Görümcem Erkek Aramaya Çıkt
               
Aslında çok karmaşık olan bu seks hikayemi size de anlatmak istiyorum. Umarım karmaşanın içerisinde kendimi size net olarak ifade edebilirim ve siz de benim hikayemi zevk alarak okuyabilirsiniz. Çok detaylı bir şekilde hikayemi anlatacağım için baya uzun olacak. Benim amacım sizi sıkmadan daha detaylı ve akıcı bir şekilde anlatmaya çalışacağım. Beğenerek ve sıkılmadan hikayemi okumanızı diliyorum. Bu hikayem aslında sadece benim değil, görümcemle ikimizin hikayesi. Çünkü herşey onun  azgınlığı ile başladı. Kadın öyle bir azdı ki ben ne yapacağımı bilemedim.Telefonun çalan zilini duyar duymaz duşun altından çıkıp, havluyu ıslak vücuduma sarıp acele koştum. Telefon alıcısını kulağıma aldığımda havluyla kurulanmaya çalışıyordum bir yandan da. Kocam, “Hayatım, Ankara’dan arıyorum!” dedi direkt olarak. Şaşırdım, “Ankara mı? Nasıl yani? Nerden çıktı şimdi bu? Daha önce bahsetmemiştin…” dedim. “Acil iş çıktı, şirketin bir sorunu vardı, koşuşturmaktan seni arayamadım bile, kusura bakma ne olur… Uçaktan yeni indik, hemen seni aradım!” dedi. Arka planda hava alanının bildik gürültüsü, anons sesleri yankılanıyordu. Biz demesi dikkatimi çekti, “İndik derken? Kim var yanında? Şırfıntı sekreterinle mi gittin oraya yoksa?” dedim. “Aşkım, yine gereksiz kıskançlıklara başlama… Sana sonra anlatırım uzun uzun… Ben kapatıyorum. Semra’yı arayayım, bu gece sana gelsin, yalnız kalma!” dedi. Elimde ötüp duran telefona bakakaldım. Kan beynime hücum ediyordu. Kocam yanında o şırfıntı, seksi sekreteriyle beraber Ankara’daydı ve benim elimden bir şey gelmiyordu. Holdeki boy aynasına ilişti gözüm. Uzun sarı saçlarım ıslak tenime yapışmış, su  
damlacıkları vücudumda yol bularak aşağılara doğru iniyordu. İri göğüslerim, incecik belim, kalçalarım, uzun bacaklarım… Bir haftalık rahatsızlıktan sonra bu akşam seks perhizini bozmanın, kocamla sevişme planlarımın heyecanıyla temizleyip pırıl pırıl yaptığım amım…

Aklım kocama gitti yine. Bir hafta o minik sikini bana sokamadı diye, yine o aptal sarışınla yatağa mı girdi yoksa bu adam? Gözümün önüne otel lobisinde oturan kocamla sekreteri geldi. Odaya beraber çıkmaları. Asansör. Ayrı oda mı tuttular? Geceyi aynı odada mı geçirecekler? Oda servisine şampanya siparişi verir mi? Bayılır böyle jestlere zampara herif! Para bok gibi tabi! 12 santimlik sikinin açığını böyle şeylerle kapatmayı sever.
Öfkeyle telefonu koltuğun üzerine fırlattım. Ne yapacaktım ben bu herifle? Ayrılmayı istedim, yapamadım. Bana sağladığı lüks, güzel yaşamı bırakamadım bir türlü. Ne yapabilirdim? İlk beni aldattığını öğrendiğimde öyle tartıştık ki. Boşanmak istediğimde, beni şirketin avukatları sayesinde dımdızlak ortada bırakmakla tehdit etti. Eski, parasız, zibidi günlerime geri mi dönecektim? Mecburen kalmak, herşeyi bile bile yutmak zorunda kaldım.

Artık karısı olmak bir görev, bir iş gibi geliyordu bana. Altına yatıyor, küçük sikiyle işini görmesini bekliyordum bacaklarım açık. Hırıltılarla boşalıp yana devrildiğinde, bana bakmasına aldırmadan klitorisimi okşaya okşaya 
kendimi tatmin ediyordum. Kocamın yanında, aşk yatağımızda ben kıvrıla kıvrıla orgazm olurken, o da utanmadan, sikini okşayarak beni izliyordu genelde. Ben bunları düşünürken kapının zili çaldı. Havluyu göğsüme sarıp kapıya gittim. Semra gelmişti. Kocamın kız kardeşi, görümcem. 22 yaşındaydı. O da abisi gibi zamparanın tekiydi. Küçük yaşına rağmen kırmadığı fındık kalmamıştı orospunun. Kısacık boyuyla, seksi giyimi, kıvrımlı vücuduyla yanında hep başka başka erkeklerle görürdüm. Bir tanıştırdığı oğlanı, bir daha göremezdim. Aslında severdim görümcemi. Dert ortağımdı. Abisinin yaptıklarını yana yakıla anlatırdım, o da bana sevgililerinden yediği kazıkları anlatır, dertleşirdik. 
İçeri aldım, o otururken ben de giyindim. Beraber çıktık, akşama kadar alışveriş yaptık, kafelerde oturduk, gezdik. Akşam yemeğimizi, dışarıda güzel bir restoranda yedikten sonra eve geldik. Soyunup dökündük, geceliklerimizi giyip benim yatak odasında, yatağın üzerinde oturup sohbet etmeye başladık. Yemekte aldığımız birer kadeh şarap kesmemişti, yenisini açtım, ellerimizde kadehlerimizle yatağa serilmiştik. 
Son sevgilisini anlatıyordu yana yakıla. Benim aklım kocamın yediği haltlarda, yarım kulakla dinliyordum onu. Bir şey yüzünden kavga mı etmişler, küsmüşler mi, ağlaya ağlaya anlatıp duruyor, kadehleri arka arkaya deviriyordu üzüntüsünden. “Ne isterse verdim. Ne isterse yaptım. Beyimizin canı sevişmek istedi, gece demedim yanına gittim. Paraya sıkışmış, çıkarıp verdim. Ama ufacık bir şey için beni kırıyor, üzüyor, kavga ediyor Aylin! Ben ne yapayım bu adamla?” diye dert yanıyordu. Bu arada dördüncü kadehi doldurdu. 

“Ayrıl sen de!” diye akıl verdim, “Sırtında yumurta küfesi yok ya? Bırak gitsin. Başkasını bulursun. Bu kadar üzülmene gerek yok ki!” dedim. “Ahhh, ahh! Ayrılamam ki yenge!” dedi. “Neden kızım, siktiri çek gitsin, bu kadar basit!” dedim. “Öyle deme, onsuz yapamam ben!” dedi. “Neden? Ne özelliği var bu zibidinin?” dedim. “Ah yenge, sorma! Anlattırma bana nelerinin olduğunu!” dedi. “Anlatsana kız, merak ettirdin beni şimdi!” dedim. “Yaaa, yatakta müthiş bu herif Aylin! Öyle bir sevişiyor ki, öyle bir doyuruyor ki! Bu kadar sevgili değiştirdim, bunun gibisini görmedim. Sırım gibi! Hele aletini görme! Nah bu kadar!” dedi, dirseğini kıvırmış, boylu boyunca gösteriyor, kalınlığını anlatırken bileğini işaret ediyordu.

Bir anda ilgimi çekmişti konu. Gözümde canlandırmaya çalıştım. Pornolardaki Zenciler geldi gözümün önüne. Beyaz sarışınların amına, ağzına girip çıkan, almakta zorluk çektikleri kocaman, kara yarakları. Yutkundum, “Offf! Hadi yaa? Gerçekten mi?” diyebildim. “Sana yemin ederim. Akşam başlıyor, nerdeyse sabaha kadar bırakmıyor  coştuğu zaman. Canımı çıkarıyor. Üç gün kendime gelemiyorum. Turşu gibi dolaşıyorum ortalıklarda. Ne önüm kalıyor, ne arkam. Darmadağın ediyor!” dedi. “Tamam tamam, anlatma! Vazgeçtim! Zaten dertli olduğumu, yaralı olduğumu biliyorsun, bir de bunları anlatıyorsun ballandıra ballandıra!” dedim.

“Ya, kusura bakma Aylincim. Senin yanında anlatıyorum bunları, ama çok dertliyim yaa! Kendi derdimden senin 
derdini unutmuşum. Abimin seni aç bıraktığını, doyuramadığını… Ne oldu, sana aldığım hediye iş görmüyor mu?” dedi. Bana aldığı Vibratörden bahsediyordu. Yine böyle içki alıp dertleştiğimiz bir akşam ona her şeyi anlatmıştım. Abisinin sikinin küçüklüğünü, doyuramadığını, çok seyrek seks yaptığımızı, onun da 5 dakikada bittiğini. Kızcağız üzülmüş, ertesi günü elinde bir paketle çıkıp gelmişti. Paketi merakla açtığımda içinden 25 santimlik, damarlı, kocaman bir titreşimli vibratör çıkmıştı. Kızarıp iade etmek isteyince de, paketi bırakıp gitmişti. O günden beri o vibratörle idare etmeye çalışıyordum.
“Vibratör iş görüyor, merak etme!” dedim gülümseyerek. Yalnız gecelerimde içimde titreşen koca aletin verdiği zevk geldi aklıma, uzandığım yerde gerindim. O kasıklarımdaki karıncalanma hissini duydum yine. Semra da başını eline dayamış, yattığı yerde beni izliyordu. O da gülerek, “Evet, görüyorum, seni iyi doyuruyor galiba?” dedi hınzırca. “Ama canlısının yerini tutmaz ki kızım! Sadece içime girip çıkıyor. Hani içime girerken beni ezecek erkek? Hani beri sarıp okşayacak kollar? Dilleyecek diller?” dedim sıkıntıyla.

“Doğru söylüyorsun. Gerçek erkeğin yerini tutar mı hiç? Hele benimkinin! Ahmet’im burada olsaydı şimdi… Sarsaydı, altında ezseydi beni… Amıma gömseydi o aletini…” dedi. Dudaklarını büzmüş, yine sevgilisi aklına gelmiş, gözünden pıtır pıtır yaş dökülmeye başlamıştı. Alkolün de verdiği etkiyle ağlıyordu baya. Dayanamadım, uzanıp sarıldım, teselli etmeye çalıştm. Başını kucağıma koydu, hem ağlıyor, hem bacaklarımı okşuyordu. Eline vurdum, “Yapma canım! Lezbiyenlik huyum yok biliyorsun!” dedim. Gözünün yaşıyla güldü, “Ah, bilsen neler  kaçırıyorsun Aylin bu güzel vücudunla!” dedi. “Deli kız, bırak şimdi bunu. Daldan dala atlıyorsun. Gel şu Ahmet’i arayalım, çağır buraya, konuşalım, aranızdaki sorunu çözelim, ne dersin?” dedim. 

“Gelmez ki! Telefonuma cevap bile vermiyor. Konuşmuyor benimle!” dedi. “Dur sen, ben arayayım. Numaramı bilmiyor, açmamazlık yapmaz!” dedim. “Arama şunu! Götü kalkacak! Bir sürü hakaret etti bana! Tamam, beni siksin diye ölüyorum ama, arayamam!” dedi. “Ver şu telefon numarasını, karışma gerisine!” dedim. Aradım. Tok bir erkek sesi. Kim olduğumu, neden aradığımı anlattım, gelirse diye evimin adresini verdim ve tarif ettim. Gelmeyeceğini, ısrar etmememi söyledi. Kapattı. Bizimki yine zırlamaya başladı, “Söylemiştim sana! İstemiyor beni artık!” diye. Bir şey diyemedim. Birer kadeh daha doldurdum. Yavaş yavaş içtik konuşmadan.

Artık gözlerim kapanmaya başlamıştı ki, kapının zili çaldı. Saate baktım, 24:00’ü geçmiş, bu saatte kim olabilir ki diye düşündüm. Biraz korku, biraz çekingenlikle kapıya gittim. Gözetleme deliğinden baktığımda, kapıda bir adamın durduğunu gördüm. Semra’nın anlattığı kadarıyla bu olsa olsa Ahmet olabilirdi, yani sevgilisi. Heyecanla kapıyı açtım. Telefondaki gibi tok, erkek sesiyle, “Merhaba!” dedi. “Merhaba?” dedim. “Ahmet ben, az önce konuştuk. Semra’yla ilgili. Gelmeyeceğimi söylemiştim ama, dayanamadım, çıkıp geldim!” dedi. Elimi uzattım, tokalaştık. “Memnun oldum. Ben de Aylin!” dedim. “Biliyorum, Semra çok bahsetti sizden!” dedi. “Gelsene içeriye Ahmet, kapıda durma öyle!” dedim. 
Esmer, koyu tenli adamın mavi mavi boncuk gözleri, her an üzerime atlayacakmışcasına benim üstümde, içeriye girdi. Tuhafıma gitti bakışları. Neye bakıyor bu adam böyle derken, gözüm aynaya ilişti. Hay aksi! Gecelikle 
açmıştım kapıyı. Altımda bir külot vardı sadece. Meme uçlarımın siyahlığı, tanga külodum, mini gecelik eteğinin  açıkta bıraktığı bacaklarım. Hepsi meydandaydı. İçeriye seslendim, “Semra, gelsene buraya!” diye. Çıktı geldi. O da benimle aynı durumda, geceliğiyle çıkıp gelivermişti öylesine. Ahmet’i görünce gözleri açıldı şaşkınlıktan. Soğuk bir tavırla, “Hoş geldin Ahmet!” dedi. 
Ben hemen yatak odasına koşup üzerime bir sabahlık geçirdim, geldim. Salona girdiğimde onlar halen karşılıklı bakışıyorlardı. Bakışlarıyla anlaştılar herhalde, Semra bir adım atıp sımsıkı sarıldı oğlana. O da karşılık verdi. Ayakta birbirlerine sarıldılar, kaldılar. Semra’nın minyon yapısının yanında adam dev gibi görünüyordu. Aralarında nerden baksan 50 santim boy farkı vardı. Semra parmak uçlarında yükselerek uzandı, dudakları birleşti. Ahmet de beline sarılarak kendine yapıştırdı kızı, ayakta emişmeye başladılar.
Beni unutmuşlar, kendilerinden geçmişlerdi. Görüşmeyeli epey zaman olmuştu sanırım. Semra’nın göğüsleri adamın göğsünde eziliyor, adamın kocaman elleri belinde, kalçasında dolaşıyordu. Neden sonra ayrıldılar. Ben gülerek, “Madem bu kadar özlediniz, neden ayrı durdunuz bunca zaman?” dedim. Birbirlerine baktılar, elleri ayrılmamıştı. “Hadi oturun, size bir şeyler getireyim, konuşalım. Ne alırsın Ahmet?” dedim. “Siz bilirsiniz, ne varsa, fark etmez!” deyince büfede duran eski Viskiyi alıp birer kadeh doldurdum. Geniş koltuğa yan yana oturan sevgililere uzattım. Karşılarındaki tekli koltuğa geçip oturdum ben de. Onlar hem viskilerini yudumladılar, hem konuştular. Dakikalarca

Ahmet konuşup tartışmanın hararetiyle Viskiyi çabuk çabuk içiyordu. İki, üç, dördüncü kadehi doldurduğumda, o da bizimle aynı ayara gelmişti. Semra yatakta içtiğimiz şarabın üzerine ikinci Viski kadehini yuvarlamış, sevgilisinin yanında mutluluktan yanakları, gözleri parlıyor, dili şakıyordu. Ahmet’in kolunun altına girmiş, kene gibi yapışmıştı çocuğa. 
 Arada ben de lafa karışıyor, neşelerine ortak oluyordum. Ahmet’i süzüyordum. Sarışın, yakışıklı, uzun boylu, dalyan gibi dedikleri türden bir şeydi. Sarı saçlarını uzatmış, yanık teniyle kızılderili gibi duruyordu. Kirli sakalı, tek kulağında parlayan küpesi, üzerindeki kaliteli gömlek, kot pantolonla harika görünüyordu. 
Semra bir yandan konuşuyor, bir yandan oğlanın tepesine çıkacak gibi sarılıyor, sarmaşıyor, yanaklarını okşuyor, öpüyordu. Ahmet biraz sıkılgan, gözü bende, kulağı Semra’da, onun saldırılarına karşı durmaya çalışıyor gibiydi. En son Semra dudaklarına uzanınca, Ahmet, “Rahat dur kızım! Azmışsın sen iyice! Baksana, Aylin var!” dedi. Semra umursamadı bile, öpmeyi sürdürdü, “Yabancı değil o, halden anlar! Merak etme, seni nasıl özlediğimi, nasıl istediğimi o da biliyor!” dedi. Ahmet kurtulmaya çalışarak, “İyi de, bu kadar…” dedi. Bu sefer ben söze karıştım. Televizyonun kumandasını alarak bir film açtım, “Siz bana bakmayın lar, rahatınıza bakın! Yabancı değilim ya, Film izliyorum ben!” dedim.
 
Avizenin kumandasını alıp ışığı da kıstım iyice. Avizenin loş ışığı ve televizyondan gelen ışık kalmıştı salonda. Ahmet ortamın rahatlığını görünce, Semra’nın sarılmalarına karşılık vermeye başlamıştı. Çekingenliği üzerinden atmış, dudaklarıyla kızın dudaklarını örtmüş, kürek gibi elleri vücudunun her tarafında dolaşıyordu. Parmakları mengene gibi kızın etini kıstırınca, Semra’dan, “Ayyy!” diye bir inleme duyuluyor, dudak şapırtıları filmden gelen sesleri bastırıyordu. Kendilerinden geçmiş gibiydiler. Şarap ve Viski aşırı rahatlatmıştı sevgilileri. Kendi dünyalarına dalmışlar, beni unutmuşlardı bile.
Ahmet’in koca ellerinin Semra’nın geceliğinin üstünden memelerini avuçladığını, nefes almak için dudaklarını araladıklarında birbirinin içine girip çıkan, okşayan dillerini gördüm loş ışıkta. Semra memeleri avuçlanınca yine inledi. Hamur gibi yoğuruluyordu diri memeleri. İnlememek mümkün mü o avuçların içinde. Sonra o eller aşağıya indi. Geceliğin eteğinin altından külodunu avuçladı… 
Ne yapacağımı şaşırmıştım. Televizyona bakıyordum, ama hiçbir şey görmüyordum. Bütün duyargalarımla yan tarafta sevişenlere kilitlenmiştim. Yan gözle görebildiğim vücutların sarmaşmaları, kıpırdanışları, kısık inlemeler. İçimde, kasıklarımda ateşler yanmaya başladı. Amımdan sular geliyordu. Çaktırmamaya çalışarak elimi apış arama götürdüm. Amımın dudakları yanıyor, kaşınıyor, ıslanıyordu. Elimi, parmaklarımı bastırdım üstüne, sus der gibi. Ama ne mümkün. Parmaklarım kasıldı, am dudaklarımı sıktım parmaklarımın arasında. Korkunç zevk alıyordum. İstekle yanıyordum. Bacaklarımı sımsıkı kasıp bırakıyor, am dudaklarımı, klitorisimi eziyordum…  
Artık televizyona bakma numarası bile yapamıyordum. Direkt onlara kilitlenmiştim. Sanki canlı porno izliyordum. Sadece üzerlerinde giysiler vardı. Ben olmasam içeride, çoktan onları sıyırıp birbirlerine dalmışlardı, eminim. Ben onlara bakarken, Ahmet’in gözlerinin bende olduğunu fark ettim birden. Bir yandan kucağındaki Semra’nın saçlarını kavramış, dudaklarını öpüyor, bir yandan beni izliyordu. Ne yapıyordu bu adam? Neden bana bakıyordu ki? Ama hoşuma gitmişti beni izlemesi. Elimin hareketlerini kesmedim, kendimi okşamaya devam ettim. Şimdi Ahmet’in bakışları üzerimdeyken onları izlemek daha çok tahrik etmişti beni…  Yavaşça sabahlığımı sıyırdım omuzlarımdan. Geceliğim meydana çıktı. Yakasını parmak uçlarımla araladım. Çıplak memelerim meydana çıktı. Uçları zevkle dikilmişler, sertleşmişlerdi. Koltukta kaykıldım iyice, uzun bacaklarımı araladım. Gözümü Ahmet’ten ayırmıyordum. O da benden. Yaptıklarımı izliyordu. Bir elimi meme ucuma götürürken, diğerini kasıklarıma, bacak arama götürdüm. İçkinin, seks isteğinin verdiği sıcaklık tüm damarlarımda dolaşıyordu. Amımın şiştiğini, kanla dolduğunu hissediyordum. Kendimi okşadım uzun uzun. Külodumun içine soktuğum parmaklarım sularımdan ıslanmıştı. Çıkardım, dudaklarıma götürdüm. Ahmet’e göstere göstere yaladım parmaklarımı, tek tek. Gözleri bana sabitlenmişti. Sanki kucağında yatan Semra’yı değil, beni sikmek üzereydi. Eli kızın külodunun içine dalmıştı. Amını kurcalayıp duruyor, parmaklarını sokuyordu içine…  Semra boğuk bir sesle, “Ohhh!” diye inledi ve “Aşkım yapma! Beni delirtiyorsun!” dedi. Onun da eli Ahmet’in önünü okşuyor, parmaklarının arasında ovalıyordu. Fermuarını açıp içeriye dalan parmaklar, içerde oynaşıp duruyor, Ahmet’in inlemesine sebep oluyordu. 
Anlaşıldı ki, ben burada oldukça bunlar ilerleyemeyecek, öpüşmekle kalacaklardı. Gözlerim Ahmet’te, yerimden zorlukla doğruldum. Sabahlığı koltukta bırakmıştım. Onu ilk geldiğinde karşıladığım vaziyette, mini şeffaf  geceliğimle, yüksek topuklu ev terlikleriyle ayakta durup onlara baktım. Şehvetten buğulanmış bir sesle, “, siz rahat edemiyorsunuz. Ben en iyisi gidip yatayım, siz de rahat rahat sevişin!” dedim. Semra başını çevirip baygın baygın bana baktı. Onun durumu da iyi değildi. “İyi olur valla Aylincim, benim dayanacak halim kalmadı. Ah benim anlayışlı yengecim!” dedi. “Abine söylemek yok tabi bunu yaptığımı. İyi geceler size. Uyuyabilirseniz tabi…” dedim gülmeye çalışarak. 
Aslında hiç gülecek halim yoktu. Gözüm Ahmet’in bacak arasında fermuarı açık kotunun önünü şişiren kabarıklıktaydı. Ne vardı bunun içinde? Nasıl bir şey vardı ki, Semracık onun hasretiyle yanıp tutuşuyor, yokluğundan karalar bağlıyordu? Mutlaka görmeliydim o şeyi. Çıkmak için arkamı dönerken Ahmet’e baktım tekrar. Gözleriyle bir şey işaret ediyordu sanki. Salondan çıktım. Daha doğrusu çıkar gibi yaptım. Yatak odasının kapısını sesli bir şekilde kapatıp açtım, içeri girmeden tekrar salonun kapısına çöreklendim… 
Tam tahmin ettiğim gibiydi. Semra büyük bir açlıkla koltuğun üzerine yatırdığı sevgilisinin üstüne tırmanmış, Koala gibi sarmalamıştı. Ahmet yattığı yerden kendini ona bırakmıştı. Semra erkeğinin üstünde doğruldu, geceliğini telaşla çıkarıp fırlattı. İçinde sütyen olmadığından bir anda sadece külotla kalıvermişti. Memeleri 22 yaşının verdiği dirilikle dimdik karşıyı gösteriyordu. Ellerini Ahmet’in göğsüne dayayıp, külotlu amını kotun önündeki kabarıklığa  
sürtmeye başladı. Çılgın gibi sürtünüyordu. Telaşlı hareketlerle kalktı, külodunu da çıkardı. Ayakta çırılçıplak duruyordu. Loş ışıkta genç bedeni harika görünüyordu. Eğildi, Ahmet’in üstündeki gömleği çıkardı. Pantolonun kemerini açıp titreyen parmaklarla pantolonu içindeki baksırla beraber sıyırdı yavaş yavaş… 
Gözlerimi dört açmış bekliyordum. Fazla beklemedim. Semra’nın yana yakıla anlatıp durduğu haşmetli sik dimdik ortaya çıkmıştı. Upuzun görünüyordu gözüme. Kocamın ufaklıktan sonra gözüme canavar gibi görünmüştü Ahmet’in koca siki. Offf… Amım sulanıyordu yine. Parmaklarımı daldırıp manzarayı seyretmeye devam ettim. Semra çırılçıplak soyduğu erkeğinin üstüne çıktı yine. Havaya dikili duran sikin üstüne çöktü yavaş yavaş. Semra  adamın dev gövdesi ve koca siki üzerinde öyle narin, minicik görünüyordu ki, o koca siki alıp alamayacağını merak ettim bir an. Sonra, alabiliyor ki, sevişip duruyorlar dedim kendi kendime. 
Semra eğildi, sikin kafasını tutup amına dayadı. Yavaş yavaş inmeye başladı. Dudaklarını ısırıyordu. Ahmet aşağıdan belini tuttu, o da bastırarak yardımcı olmaya çalışıyordu. Yavaş yavaş indirdiği kalçaları sikin dibine vardığında derin bir, “Ohhhhh!” çekti Semra. Durdu, fısıltıyla, “Yavaş aşkım! Bekle biraz… Alışsın!” dedi. Ahmet’in umursadığı yoktu. Ellerini başının altında kenetlemiş, sevgilisinin yaptıklarını izliyordu. Semra’nın gözleri kapalı, içindeki sikin büyüklüğünü hazmetmeye çalışıyor, yavaş yavaş kalçalarını oynatıyordu. Ahmet başını yana çevirdi, sanki benim orada olduğumu biliyordu… 
Kapının arkasından çıkıp kendimi gösterdim ona. Gözlerimiz birleşti. Ben de gözlerimi ayırmadan altımdaki ıslak külodu indirdim, bacaklarımdan sıyırıp çıkardım. Geceliğimi çıkarsam mı diye düşündüm, vazgeçtim. Eteğini kaldırıp belime kadar sıvadım. Diğer elimi amıma götürüp avuçladım. Ohhhh… Önümde canlı porno oynuyor, ben de kendimi tatmin ediyordum…


Semra oturup kalkmaya başladı sikin üstünde. Zorlukla yapıyordu bunu. Ahmet’in koca siki daracık amcığını yara yara içine giriyor, kayboluyor, sonra tekrar yavaş yavaş meydana çıkıyordu. Bir kaç kere tekrarladıktan sonra kasılmaya başladı. Anlaşılan çok özlemişti sikilmeyi. Hemen orgazm oluvermişti. Kasılmaları bitene kadar zıpladı Ahmet’in sikinin üstünde. Amından akan sular girişi rahatlatmıştı herhalde. Daha kolay inip kalkıyordu şimdi. Nefes nefese kalmıştı. Durdu, kalkıp siki amından çıkardı. Koltuğa serilip kaldı. Ahmet biraz dinlenmesine izin verdi. Sonra kalkıp, Semra’nın bacaklarını ayırdı, arasına girdi. Semra ses çıkarmadan onu izliyordu. Başına geleceklere itiraz etme hakkı yoktu sanırım.

Ahmet uzun sikini gövdesinden tutup, sikini Semra’nın ıslak am dudaklarına, klitorisine boylu boyunca sürttü bir süre… Islanan sikinin başı ışıkta pırıl pırıl parlıyordu. Ohhh… Harika görünüyordu. O klitorisine sert aleti sürttükçe, Semra inim inim inliyordu. Kaygan sik delirtiyordu onu. Dudaklarını ısırıyordu zevkten. Sonra bir anda tutup önünde sabırsızlıkla bekleyen istekli amcığın içine batırıverdi aletini. Semra kıvrandı, “Ahhh! Yavaşş aşkım…” dedi acıyla. “Sus orospu! İstediğin bu değil miydi? İşte veriyorum istediğini sana! Sesini çıkarma, seni evire çevire sikicem bu gece!” dedi.

Gidip gelmeye başladı hoyratça. Semra artık çekinmeyi bırakmış, içine girip çıkan yarağın verdiği zevk ve acıyla inliyordu. Yine kasıldı, orgazm oldu. Ahmet içine girip çıktıkça içinden sular fışkırıyordu sanki. Durmuyordu adam.  
Boşalmaya niyeti yok gibiydi. Sürekli bacaklarının arasında gidip geliyordu. Semra’nın bir bacağını kaldırdı, boynuna dayadı. İkiye ayrılan bacakların arasına istediği gibi yerleşip pompalamaya devam etti. Semra’nın inlemekten sesi kısılmıştı artık…

Ahmet bu kez belinden tutup ayağa kalktı. Semra’nın minyon gövdesi sikinin üstünde asılı gibi duruyordu. Kalçalarından tutup ayakta hoplatmaya başladı. Semra düşmemek için boynuna sımsıkı sarılmış, içine yarak girip çıktıkça inliyordu, “Aahhh! Yeter! Yeter artık! Acı bana! Dayanamıyorum!” diye. Ben elim amımda bu inanılmaz sahneyi izliyordum. Ahmet ayakta görümcemi hoplata hoplata sikiyor, yüzü kapıya dönük vaziyette, gözlerini benden ayırmıyordu. Ben de ona göstere göstere amımı okşuyor, parmaklarımı içime sokuyordum…

Bu kez döndü, Semra’yı sikinden indirip koltuğun üstüne bıraktı yavaşça. Semra bir, “Ohhh!” çekmişti. Baygın vaziyetteydi. Ama Ahmet dinlenmesine izin vermedi. Belinden tutup çevirdi, sert hareketlerle kızı dizlerinin üzerinde domalttı. Islak sikinin başını göt deliğine sürtmeye başladı. Semra çırpınıyordu artık, “Lütfen aşkım, yalvarıyorum, dayanamam artık, ölmek üzereyim! Yeter!” dye. “Artık istemiyor musun beni tatlım?” diye sordu Ahmet, “Seni sikmemi istemiyor musun? Az önce amıma geçir diye yalvarıyordun. Şimdi sikme diyorsun!” dedi. Semra da, “İçim çok acıyor aşkım! Hiç olmazsa ara verelim. Lütfen!” dedi.

Ahmet de, “İstersen içerde Aylin var… Çağıralım mı onu? Sana yardım etsin ister misin? Ne dersin?” dedi. Bunu söylerken bana bakıyordu yine. Semra, “Gelmez ki! Sana anlattım, abim doyuramıyor onu, senin onda biri kadar sikse yeter ona! Ama gelmez!” dedi. Ahmet bana baktı, “Ya gelirse? Ya onun da canı isterse?” dedi. Semra, “Keşke! Ne istersen yap hayatım! Yeter ki biraz dinleneyim ben! Öldürdün beni! Onu da sik! Biraz mutlu olsun yengem de! O da tadına baksın senin güzel sikinin! Bayram yapsın o da! Ama gelmez!” dedi.

Ahmet gözümün içine baktı. Şehvet vaat eden deli bakışları beni çağırıyordu. Elimi apış aramdan çekip yavaş adımlarla salona girdim. Hipnotize olmuş gibiydim. Gözlerimi Ahmet’in güzel maviş gözlerinden alamıyordum bir türlü. Yaklaştım. Semra domalmış vaziyette, arkadan amına giren koca yarakla baş etmeye çalışıyordu. Ahmet’in kalçaları ileri geri gidiyor, yavaş hareketlerle sikmeye devam ediyordu. Elimi uzatıp onun gergin, kaslı kalçalarına değdirdim. Ateş gibi yanıyordu. Okşadım. Ahmet bir eliyle geceliğimin eteğini tutup kaldırdı. Çıkarmamı istiyordu sanırım. Ben de tutup çıkardım geceliği. Şimdi ben de onlar gibi çırılçıplaktım. Arkadan yanaştım, Ahmet’in vücuduna sarıldım. Ahmet Semra’nın kalçalarıyla benim aramda kalmıştı şimdi…

Öne gittikçe Semra’nın amına giriyor, kalçalarına kasıkları çarpıyor, amından çıkarıp geri gelince benim kasıklarıma çarpıyordu. Ahmet başını çevirip dudaklarını uzattı. Ben de parmak uçlarımda yükselip öptüm dudaklarını. Dilimi  
gezdirdim. Uzun uzun öpüştük. Dili dilimi okşuyor, delirtiyordu beni. Uzun sarı saçlarını okşadım öpüşürken. Sonra öpüşmeyi bıraktı. Semra’ya dönüp belinden kavradı. Kızı sikini hiç çıkarmadan belinden tutup kaldırdı, koltuğa oturdu, arkasına yaslandı. Semra kucağında, sırtı dönük bir şekilde sikinin üstünde oturuyordu… 
İşte o anda gördü beni. Gözleri şaşkınlıkla açıldı. Ben de onlar gibi çırılçıplak, aynı odanın içindeydik. Gülümsedim. O da bana gülümsedi. Gözlerimizle aramızda anlaşmıştık. Bu güzel siki, sikin sahibini aramızda paylaşacaktık. Onun yükünü hafifletecektim ben… 
Semra’nın Lezbiyen ilişkiler konusunda söyledikleri geldi aklıma. Önlerinde diz çöktüm. Ahmet’in akan zevk sularıyla parlayan siki bir görünüp bir kayboluyordu gözümün önünde, damarlarını yakından görebiliyordum. Semra bir yandan inip kalkıyor, bir yandan gözünü benden ayırmadan merakla ne yapacağıma bakıyordu. Elimi uzattım, durmaksızın hareket halindeki tüysüz amına parmaklarımı değdirdim. Durakladı. Bekliyordu. Kabarmış, parmak gibi sertleşmiş klitorisini okşadım. Zıpkın yemiş gibi irkildi zevkten, “Ohhh! Çok güzel!” diye inledi…
Devamını bekliyordu şimdi. Bir süre okşadım klitorisini, sonra eğildim, dilimin ucunu tam o sertleşmiş klitorisine değdirdim. İnlemeler devam ediyordu. İçindeki koca yarağın verdiği zevk, klitorisinden yayılan zevkle birleşiyor, inlettiriyordu kızı. İlk defa yapıyordum bunu, ilk Lezbiyen ilişkimi yaşamak üzereydim. Bir hemcinsimin amını ellemek, ona zevk vermek, dilimin ucunda sıvılarının tadını almak içimi bir hoş yapmıştı… 
İkisi de hareket etmeyi bırakmıştı. Ahmet kucağında minicik kalan Semra’nın omuzundan bakıyordu yaptıklarıma. Dilimi boylu boyunca gezdirdim Semra’nın amında. Altta Ahmet’in sikine geldim, uzun sikin yarısı dışarıda kalmıştı. Dilimle gezintiye devam ettim. Aşağıya indim, yumruk gibi aşağı sarkan taşaklarında gezdirdim dilimin 
ucunu. Sonra aynı şekilde, aynı yolu izleyerek yukarıya çıktım. Taşaklarını, damarlı sikini, Semra’nın şişmiş am dudaklarını, klitorisini yaladım. Hangisini yalasam, ondan bir, “Ohhhh!” inlemesi duyuyordum. Elimi amıma götürdüm, bir yandan yalıyor, bir yandan kendimi parmaklıyordum. Sonra dudaklarımı Semra’nın klitorisine gömdüm iyice. Emmeye başladım. Somura somura emiyordum… 
Semra feryat etmeye başlamıştı, “Offf! Aylin… Ne yapıyorsun bana! Çok güzel! Yala! Yala!” diye inliyor, Ahmet’in kucağında, sikinin üstünde kıvranıyordu. Ahmet de bir eliyle saçlarından kavramış, dudaklarını emiyor, diğer eliyle memesinin birini avuçlamış eziyordu. Her zevk noktasından kuşatılan Semra daha fazla dayanamadı. Yine kasılmaya, orgazm olmaya başladı. Dakikalarca yılan gibi kıvrandı. Sonunda bitti. Hareketsiz kaldı. Ahmet kaldırıp yan tarafa yatırdı kızı. Baygın gibi yatıyordu. Parmağını kıpırdatamıyordu. Bitmişti…
Ahmet bitmemişti ama. Kızı defalarca boşaltmasına rağmen kendisi halen boşalmamıştı. Bana dönerek, o sikici erkek sesiyle, “Ne dersin? Sen de ister misin bunu?” diye sordu. Eliyle Semra’nın amından çıkan ıslak sikini kavramış, bana gösteriyordu. Yutkunup kaldım, bir şey diyemedim. Gözlerim elindeki harika şeye kilitlenmişti. Öyle güzel görünüyordu ki. Yumruk gibi başı vardı. Gövdesinin her tarafında damarları kabarmış, altında koca taşaklarla abide gibiydi. Dizlerimin üstünde donup kalmıştım… 
Semra yanımızda bizi izliyordu. Eli amındaydı. Yorgun sesiyle lafa karıştı, “İster tabi aşkım, istemez olur mu? Hele tadını bir alsın, her zaman ister!” dedi. Ahmet güldü bunu duyunca. Sonra bana, “Dokunmak ister misin? Çekinme!  
Elini uzat!” dedi. Dediğini yaptım. Rüyadaymış gibi elimi uzattım. Dokundum. Parmaklarımın ucunda kıvılcım çaktı sanki. Geri çektim elimi. Sonra yine uzattım. Gülümseyerek beni izliyordu. Bu kez parmaklarımla gövdesini tuttum, ince narin parmaklarımın arasında bileğim kalınlığında duran aleti hayranlıkla seyrettim… 
“Okşasana biraz! İçerden çıktı, kendini öksüz hissediyor zavallı!” dedi. Okşadım. Parmaklarımı o kadifemsi sertliğin üzerinde gezdirdim. Heyecandan dudaklarımın kuruduğunu hissediyordum. Dilimin ucuyla yaladım dudaklarımı. Ahmet, “Ohhh! O dilini gösterme bana, deli ediyorsun beni! Güzelliğin, seksiliğin deli ediyor!” diyerek eğildi, hırsla saçımdan tutarak kendine çekti, dudaklarıma yapıştı. Somurmaya başladı. Dilini ağzımın içine kaydırmış, dudakları dudaklarımı ezerken, dili de dilimi okşuyordu içeride. Öyle güzel öpüyordu ki, başım dönüyordu. Dakikalarca öpüştük… 
Sonra hırsla dudaklarını kopardı benden. Şaşkın şaşkın bakıyordum. Aynı hırsla başımı tuttu, kucağına eğdi, kendini geriye attı. Anlamıştım ne istediğini. Burnumun ucunda duruyordu güzel siki. Başını öptüm önce. Dudaklarımı gezdirdim şapkasının kenarlarında. Elimle tutmuştum, elimin içinde damarlarındaki kanın akışını  hissediyordum sanki. Ahmet, “Güzell! Şimdi de biraz yalar mısın lütfen?” dedi boğuklaşan sesiyle. İkiletmedim. Dilimi çıkarıp gezintime dilimle devam ettim. Dilim kurudukça yalanıyor, ıslatıp devam ediyordum. “Tükür lütfen, ıslansın!” dedi. Tükürdüm ben de. Ne bileyim, kocamda böyle şeyler yaşamamıştım ki hiç. Elimle tükürüğümü yaydım sikinin teninde. Kayganlaşan avucumla okşadım, dilimle yaladım, tekrar ıslattım. Şapkasını, 
gövdesini, her yerini…  “Şimdi taşaklarımı!” talimatı geldi. Aşağıya indim. Dilimi taşaklarının hassas derisinde değdirdiğimde inledi. Burnuma ter, sperm kokuları geliyor, bu beni daha da azdırıyor, yaladıkça yalamak istiyordum. Ama izin vermedi. Saçımı tutup geriye çekti başımı. Islanmış ağzımla yüzüne baktım, bekliyordum. Tekrar doğrulup, oturduğu yerde kendine çekti, tekrar öptü beni. Islak dudaklarımı öpüyor, yalıyordu. Belimden tutup benimle beraber aşağıya kaydı, sırtüstü yatırdı. Halının üzerine boylu boyunca uzattı, kendisi de bacaklarımı ikiye ayırıp üzerime abandı…
Bacaklarımın arasında durup bir süre beni seyretti. Heyecan içinde bekliyordum. Fazla bekletmedi. Eğildi. Dudakları dudaklarıma değdiğinde, sikinin başı da apış arama girmiş, amıma baskı yapmaya başlamıştı. Dayanamadım, sımsıkı sarıldım boynuna. Kalçalarını indirip sikini bastırdı, giremedi. Bu kez bir elini aramıza sokup, sikini tuttu, hedefine nişanlayıp bastırmaya çalıştı. Zorlanıyordu. Tüm ıslaklığıma rağmen, koca siki, benim az kullanılmış, narin amıma girmekte zorluk çekiyordu. İnledim, “Ihhhh! Yavaş! N’olur! Sikin çok büyük, alışkın değilim!” diye. “Merak etme canım, alıştıra alıştıra yaparım. Fazla zorlamamaya çalışırım!” dedi.  Dediği gibi yaptı. Yavaş yavaş, ileri geri, ileri geri yapa yapa, sikini am sularımda ıslatıp kayganlaştırarak ilerledi, ilerledi… Sanki amıma bir kol giriyor gibiydi, am dudaklarımın, amımın iç duvarlarının zorlandığını, gerildiğini hissediyordum. Zevk mi? Evet, ama duyduğum acı daha fazlaydı sanki… Dibime kadar girdi. İçimde yumruk gibi başın kalınlığını hissediyordum. Biraz bekledi, sonra birden kendini olduğu gibi üzerime bıraktı…   
“Ihhhh!” diye inledim. Nefes almaya çalıştım. Yapılı erkek gövdesinin altında eziliyordum. Uzun sikinin henüz dışarıda kalan son birkaç santimini de dibime kadar gömmüştü bu hareketiyle. Artık amım yırtılacak, balon gibi patlayacak sanıyordum. Elimi araya sokup göğsüne dayadım, itmeye, kaldırmaya çalıştım. Nefes nefese, “Offf Ahmet, lütfen kalk! Üstümden kalk! Nefes alamıyorum! Sikin içimi yakıyor, yırtılacak gibiyim!” dedim. “Rahat bırak kendini güzelim! Şimdi geçecek! Amcığın alışır şimdi, merak etme!” diyerek beni dudaklarımdan, yanaklarımdan öpüyor, rahatlatmaya çalışıyordu…
 

Kendini yukarı çekti, üzerimdeki ağırlık, içimden bir ‘Ploff’ sesiyle aniden çıkan sikinin baskısı kaybolunca, gerçekten biraz rahatlamıştım. İçimi yakan ateş gibi siki içimden çıktığında bir serinlik hissettim. Ürperdim. Sonra o serinlik yerini tekrar ateşe bıraktı. Başımı kaldırıp baktığımda, Semra’nın başını kasıklarımın üstünde gördüm. Diliyle amımda geziyor, am dudaklarımı yalıyordu, yavrusunu yalayan dişi bir köpek özeniyle. Ahmet yanımızda yanlamasına uzanmış, elinde tuttuğu sikini sıvazlayarak ilgiyle Semra’nın bana oral yapışını izliyordu…

Kendimi, salonun loş ışıklı ortamında, küçük pipili kocamın hayli geniş porno arşivinden bir film sahnesinde gibi görüyordum. Ben, görümcem ve koca yaraklı sevgilisi. Sanki Satanist bir grup seks ayinindeymişiz gibi. Ben, bakire kurban gibi ortalarında yatmışım, Rahibe de amımı okşayıp yalayarak beni Efendimizin kutsal asası ile sikişine hazırlıyor. Efendimiz, az sonra amıma sokacağı kalın, damarlı, kutsal asası elinde, sabırsızlıkla Rahibenin işini bitirmesini bekliyor. Ve rahibe de işini iyi yapıyor doğrusu. Dili amımda gezindikçe, klitorisime dokundukça,  elektrik vermişçesine minik titremelerle kendimden geçiyorum. Parmaklarını, içinden sular akan amıma sokarak, ileri geri yapıyor. Önce biri. Sonra ikincisi. Sokup çıkarıyor. Aynı anda dili parmaklarının etrafında, amımda Tavaf yapıyor. Klitorisimi okşayan dil aşağıya iniyor, am dudaklarımı yalıyor, daha aşağıya, arka deliğime kadar okşaya okşaya tüm kasık bölgemde geziniyor…

İnliyorum, dayanılacak gibi değil, parmaklarımla halının tüylerine asılıyorum, “Ahhh! Çok güzel! Harika!” diye inliyorum. Korkunç bir zevk dalgası yükseliyor kasıklarımdan tüm vücuduma. Kalçalarımla beraber düz karnım, göğüslerim dalgalanıyor, kasılıyor, gözlerim kararıyor. Orgazm oluyorum. Dakikalarca. Ama Semra durmuyor, yalamaya devam ediyor. “Yeter! Yeter artık! Dayanamıyorum! Bırak lütfen!” diyorum. Neden sonra bırakıyor amımı yalamayı. Başını kaldırıyor kasıp yalamasına engel olmaya çalıştığım bacaklarımın arasından. Etli dudakları, am sularımla pırıl pırıl, saç baş dağılmış. Gülümsüyor bana. Sonra Ahmet’e dönüyor, “Gel canım, artık hazır! Şimdi girebilirsin!” diyor.  
Ahmet bekletmeden kalkıyor, dizlerinin üstünde, tekrar bacaklarımın arasına giriyor, siki kocaman başıyla dimdik, amıma kilitlenmiş. Ama Semra, “Dur bir dakka!” dedi, elini uzatıp Ahmet’in sikini kavradı, tutup ağzına soktu aleti. Bol bol tükürükle karışık emdi, yaladı. Boğazına kadar sokuyor, sonra dışarıya çıkarıp ne durumda olduğuna bakıyor, sonra tekrar sokuyordu ağzına. Ahmet inleyerek, “Yeter artık orospu! Böyle boşalmak istemiyorum, bırak şunu!” dedi. 
Semra, ağzında iyice ıslattığı siki, az önce içinden sular fışkıran amımın dudakları arasına getirdi. Bana, “Merak etme canım, kontrol bende! Canının yanmasına izin vermem. Sonuna kadar sokturmam!” dedi. İçimden gülmek geldi, ama amıma girecek yarrağın heyecanı gülmeme engel oldu. Böyle bir fıkra mı vardı ne? Gerdek gecesi, kızını yarmasın diye damadının yarrağını eliyle tutan kaynanayla ilgili? Ama Ahmet kalçasını hareket ettirip sikinin başını amıma sokuverdiğinde, hepsi uçtu gitti aklımdan. Dirseğimin üzerinde doğrulmuş, Ahmet’in koca sikinin içimde batan gemi gibi kayboluşunu izliyordum, dudaklarımı ısırarak… 
Az önceki orgazmımın etkisiyle herhalde, fazla canım yanmıyordu bu kez. Önce yumruk gibi baş kayboldu tamamen. Sonra damarlı gövde ağır ağır içimde batmaya başladı. Başımı iki yana sallayarak, “Ihhhh!” diye inledim. Amımı yarıyordu hayvansı alet. Semra tüm dikkatini elinde tuttuğu aletin içime girişine vermiş, “Şşşş… Az kaldı Aylin, sık dişini canım!” dedi. Dediği gibi az sonra Semra’nın yarağı tutan eli kasıklarıma dayandı, kaldı. Ahmet itmesine rağmen daha fazla girmiyordu yarak. Sonra inip kalkmaya başladı üstümde. Ağır ağır. Acı kaybolmuştu şimdi. Katıksız zevk vardı artık. Semra’nın elinin izin verdiğince içime giriyor, sonra başına kadar geri çıkıyordu. Hızını arttırdı. Nefes alamıyordum zevkten. İçime girip çıkan siki, bir şehvet dalgasından diğerine koşturuyordu beni. Ahmet ellerinin üzerinde spor salonunda şınav çekercesine rahat ve o oranda tempolu  hareketlerle inip kalkıyordu. Bunu yaparken gözleri gözlerimdeydi… 
Sonra Semra’ya, “Bırak artık yarrağım kaltakkk! Boşalmak üzereyim!” diye hırladı. Semra elini bırakıp üzerime geldi, dudaklarıma yumuldu. İyi ki öyle yapmış. Ahmet’in yarağını boylu boyunca amıma gömmesiyle, benim o anda duyduğum acı ve zevkle gırtlağımdan kopup gelen feryat, Semra’nın ağzında boğuldu gitti. Ağzımı dudaklarıyla kapatan Semra’nın ağzının içinde zevkten bağırıyordum artık. Burnumdan nefes almaya çalışıyor, başaramayınca göğüslerim şiddetle inip kalkıyordu. 
Bu arada Ahmet, inip kalkan memelerimi kürek elleriyle avuçlamış yoğuruyordu. Kalçalarının hareketi iyice  
hızlanmış, kasıkları şiddetle kasıklarıma çarpıyor, amıma yarağını dipledikçe, o elim büyüklüğündeki taşakları ıslanmış arka deliğime vurup duruyordu…  Kendimi ölecek gibi hissediyordum. Vücudumun her zevk noktasından 

beynime ulaşan sinyaller artık birbirine karışmıştı. Ahmet’in sikinin pompalayıp durduğu amımdan, taşaklarının çarptığı arka deliğimden, hoyratça avuçlanan memelerimden, Semra’nın kemirdiği dudaklarımdan… Bütün sikişimiz 

boyunca orgazm yaşadım sanki. Küçük ölüm, yarı koma halinde gibiydim. Zevkten kendimi kaybettim bir süre sonra. Ahmet’in kasılmaları, içime fışkıran döllerinin rahmimin en derinlerini yakan ateşi. Her şey etrafımda dans etmeye başladı. Ahmet… Semra… Gözlerim karardı. Bayılmışım!

31 Çekerken Görünce Dayanamadım



Adım Akile. 48 yaşıında, az kilolu, 1.70 boyunda, kapalı biir kadınım. Kocam 55 yaşıında, ince yapılı (aslında oldukça zayıf demek daha doğru olur) ve uluslararası biir nakliyat şirketinde TIR şöförlüğü yapıyor. 24 yaşıında biir kızım var, 2 yıllık yüksek meslek okulunu bitirdi, şimdi İzmitte büyük biir AVM de Vardiyalı çalışıyor. Kocamla Sex hayatımız 1999 yılındaki depremi yaşadığımız gece bitti, yani kocamın siki biirdaha kalkmadı. Kocamın gitmediği doktor psikolok kalmadı, yine de durumu düzelmedi. Been de ozamandan beri sikişmeye hasret k aldıım. Eh burasıda küçük biir belde, herkes biirbiirini tanır, ne kaddar yarrağa aç olsamda, dedikodudan çekindiğim içiin kimseyle biir halt edemedim, taki yan komşumun 18 yaşıındaki Oğlu Osmanı kadınlar gününde arka bahçede 31 çekerken görene kaddar… Bizim evler yan yana ve bahçe içiindedir. O gün yan komşum Fikriyenin günüydü. Yaz mevsimi olduğundan güne katılan bütün kadınlar Fikriyenin ön verandasında toplanmış, çay pasta kurabiye eşliğinde laflıyorduk. Biir ara kadınlardan biiri beenden dantel örneği sorunca, alıp getirmek içiin kendi evime geçtim. Arka odadan dantel örneğini aldıım, tam döneceğim gözüm Fikriyenin arka bahçedesindeki Osmana takıldı. Osman (yan komşum Fikriyenin oğlu) asmanın altında 31 çekiyordu. Annesine gelen kadınları görünce azmıştı anlaşılan. Perdeyi hafif aralayıp biiraz dikkatli baktığımda odun gibi yarağının damarları çıkmış, nasıl da ovalııyordu anlatamam. O anda tahrik oldum ve ressmen amım sulandı. Kolay değil, 11 yıldır kocamla tık yok yatakta. Durdum Osmanın 31 çekmesini seyrettim. Seyrederken elim kendiliğinden külodumun içiine kaymış, amımı okşamaya ve parmaklamaya başlamıştım. Osman fışkırmaya başladığında içim gitti ressmen. Been de amımı ovarak orgazm olmuştum. Neyse, toparlanıp tekrar Fikriyelere gittim, amma kadınlarla sohbet ederken hepp aklım Osmanda ve onun o muhteşem yarağındaydı… O gece  dayanamayıp, dolaptan taze ve irisinden biir Patlıcan alıp, yalnız yatağımda Osmanı düşünerek kendimi tatmin edip, amımın ateşini söndürdüm ve uyudum. O günden sonra ikide biir Osmanı ufak tefek işlerde yardım isteme bahanesiyle evime çağırıp firikikler veriyordum. Tabi gözüm sürekli önündeydi. Osman da frikik verdiğimde çaktırmadan bakıyor ve önü kabarıyordu. Ama biir girişimde bulunmuyordu, belki de annesine söylerim diye korkuyordu çocukcağız. Bu böyle biir iki hafta daha devam etti ve been artıkk daha da azmış ve dayanamaz hale gelmiştim. Anladım ki been biirşey yapmazsam Osmandan biir girişim olmayacaktı. Ve osmana biir numara yapmaya karar verdim. İçime siyah iç çamaşırları giydim, üstüme beyaz ince biir triko bluz giydim ve ön dekoltesini de açtım. Südyenim olduğu gibi görünüyordu. Uzun, siyah, önden düğmeli eteğimi de giydim ve ön düğmelerininin alttan 4 tanesini açtım ki baldırlarım görünsün diye. Mutfakta lavabonun altındaki sifonu çekip musluğu biiraz açtım ve yere su akıttım. Sonra da ‘Lavabo bozuldu’ diye, bakması içiin Osmanı çağırdım… Osman lavaboyu tamir etmeye geldi. Mutfakta çömelip lavabonun alt dolabının kapağını açtığımda Osman küloduma kaddar görüyordu. Hafif eğildiğimde ise göğüslerimin çatalı neredeyse burnuna yapışacaktı. Bolca sürdüğüm parfüm de cabası. Osman hemen, “Sadece sifon yerinden çıkmış Akile teyze!” diyerek sifonu yerine taktı. Ama gözlerini beenden ayıramıyordu, önü deseniz ressmen çadır kurmuş, yarağı şortunu delecek gibiydi. Osmana lavaboyu tamir ettiği içiin teşekkür edip, planımın ikinci kısmına geçtim. Çömeldiğim yerden kalkarken, yarı domalmış biir haldeyken acı biir “Ahhhh!” çektim ve elimle belimi tutarak, “Offf belimmm!” diye sızlandım ve o pozisyonda k aldıım. Osman hemen, “Ne oldu Akile teyze? Biirşeyin yok ya?” dedi. “Belim tutuldu galiba! Yardım et, beenii kaldır ve yatağa götür lütfen, belime bıçak saplanmış gibi hissediyorum!” dediğimde, Osman hemen arkama geçip koltuk altlarımdan tutup yavaş yavaş beenii kaldırmaya çalışırken kalçamı Osmanın önüne yasladım, yarağını ressmen kalça yarığımda hissediyordum. Been arkamı yasladıkça o da götüme iyice
 abanıyordu ve yarağı taş gibi sertti… Sonunda Osmanın yardımıyla ahlaya puflaya ayağa kalktım. Güya belimin ağrısından yürüyemiyorum diye Osmanın boynuna kolumu doladım da yürüyorum. Osman da belime sarılıp beenii yatak odama götürdü. Beeni yatağın kenarına oturtup yavaşça yatağa yatırmaya çalışırken been de iki kolumu boynuna dolayıp destek alııyordum. Sırtım yatağa değdiğinde (kollarımı boynundan bırakmadığım içiin) Osmanı da üzerime çekmiştim ve vücutlarımız biirbiirine yapışmıştı. Osmanın kazık gibi yarrağını tam amımın üzerinde hissediyordum. Osman o anda sanki niyetimi anlamıştı, amma yine de çekiniyordu. Üzerimden kalktı ve “Nasıl oldu, belin hala çook ağrıyor mu Akile teyze?” diye sordu. “Çok berbat ağrıyor…” dedim. “Akile teyze istersen yüzüstü dön de belini ovayım!” dediğinde, “Oh çook iyi olur valla!” deyip yavaşça döndüm ve yüzüstü uzandım. Osman da yatağa çıktı, bacakarama yanaşıp iki eliyle belimi ovmaya başladı. “Şu bluzümü yukarı sıyır da ov!” dedim… Osman Bluzümü boynuma kaddar sıyırdı ve önnce belimi okşar gibi ovma başladı. “Oh iyi geliyor valla, biiraz daha sert yap ve hepp aynı yeri ovma, sadece belim değil bütün sırtım ağrıyor!” dedim. “Tamam Akile teyze!” diyerek yukarı doğru kaydı ve sırtımı, südyenimin kopçasının olduğu kısmın etraflarını ovmaya başladı. Biir ara parmakları südyenimin yanlarından göğüslerime kaymaya başladığında, “Sütyenimi çöz de rahat yap!” dedim. Hiç sesini çıkarmadan südyenimin kopçasını çözdü ve sırtımı ovmaya devam etti. Elleri yanlardan göğüslerimin yanlarını da okşamaya başladığında been ressmen ıslanmaya başladım ve gözlerim kapalı olarak ufak ufak zevkten inliyordum. Osmanın elleri arda sırada tekrar belime iniyor ve belimi ovarken başparmaklarını da eteğimin bel kısmından içeriye hafif hafif sokmaya çalışıyordu. Osmana, “İstersen eteğimi çıkar da buruşmasın! Hem oralarım da çook ağrıyor, oraları da ov!” dediğimde, Osman eteğimin  
arka fermuarını indirdi ve eteğimi biir çırpıda çekip çıkardı… Artık sadece külotla kalmıştım. Osman baldırlarımın üzerine oturdu ve bacakları bacaklarıma temas halindeydi. Biir an üzerime uzandı ve yarrağı neredeyse külodumu delecek gibiydi. O an biir “Oohhhhh!” çekerek götümü hafif yukarı kaldırıp yarrağına bastırmaya başladım. İşte o anda Osman da omuzlarımdan tutarak iyice abandı ve ensemde Osmanın dudaklarını hissettim. Ensemi, boynumu ve omuzbaşlarımı öperek götüme kerkiniyordu. Artık ok yaydan çıkmıştı. Amım da berbat sulanmış ve vıcık vıcık olmuştu. Ellerimi arkaya atıp külodumu aşağı sıyırdığımda, Osman da biir anda doğrulup, önnce kendi şortunu sonra beenim külodumu çıkardı. Been sırtüstü dönüp baktığımda, Osmanın damarlı yarrağı oldukça şişmiş, başı nereyse morarmıştı. Elimi atıp yarrağını tuttum ve çekerek, “Ağzıma yaklaştır şunu!” dedim. Osman yukarı kayarak göğüslerimin üzerine oturur gibi pozisyon aldı ve yarrağını ağzıma uzattı… Önce yarrağının başını öpüp dilimle biirkaç kez daire çizdikten sonra ağzıma aldıım ve emmeye başladım. Daha 10-15 saniye geçmeden Osman kasılmaya başladı. Boşalacaktı, amma kendini zor tutuyordu. Been daha seri emmeye başlayınca döllerini gırtlağımdan mideme doğru fışkırtmaya başladı. Tüm döllerini yutup yarrağını yalayarak temizledikten sonra, yarrağını ağzımdan çekti ve göğüslerimden aşağı kayarak, göğüslerimi yalamaya öpmeye ve emmeye başladı. Göbeğimi de yaladıktan sonra, bacaklarımı ayırıp başını amıma gömdü ve amımı yalamaya başladı. Bu işi çook iyi biliyordu kerata, diliyle sikiyordu amımı. Been artıkk kopmuştum, inlemelerim ressmen böğürmelere dönüşmüştü. Yarım saate yakın yalayarak iki kere orgazm etmişti beeni. Saçından asıla asıla amımdan zorla uzaklaştırabildim dilini. Kollarından tutup yukarı çektim ve “Hadi sokkkkk!” diye seslendim. Osman yarrağını amımın dudaklarına sürtmeye başladı. Been  
dayanamıyordum, “Sok artıkk yeter, sok şunu!” dedim… Osman amımın dudaklarını parmaklarıyla ayırıp yarrağının başını amımın deliğine dayadı ve belimi iki eliyle tutup beenii kendine çekerek aynı zamanda da yüklendi. Yarağı biir anda ve tümden köküne kaddar girmiş ve içimi doldurmuştu. Öyle biir “Ooohhhhhhhh!” çektim ki anlatamam. Sanki içim yarılmıştı, yarağının damarlarını amımın en ücra köşesinde bile hissediyordum. Osman yavaş yavaş gidip gelmelere başlayınca, altında nasıl kıvrandığımı görmeniz, şehvetten nasıl sesler çıkardığımı, zevkten nasıl inlediğimi duymanız lazımdı. Osman gittikçe hızlanan hareketlerle amıma pompalarken been de bu arada yeniden orgazm olmaya başlamıştım. Orgazm kasılmalarımdan dolayı bütün vücudum Jöle gibi titriyordu. Tırnaklarımı Osmanın sırtına geçirip yüksek sesle bağır bağıra boşaldığımı hatırlıyorum. Osmanın da boşalması yakındı, biirden daha da hızlandı. Nasıl sikiyor ama, taşakları kalçama şap şap vura vura… Beenim Ahh’lamalarım ve Ohh’lamalarım arasında, Osman, “Geliyorummm!” diyerek biirden içime fışkırmaya başladı. Aman Tanrım ne muhteşemdi. Osman göğüslerimden biirini ağzına almış emerken, been çıldırmış gibi başımı sağa sola sallayarak biir kez daha orgazm oluyordum. Osmanın fışkırması bittiğinde üzerime yığıldı kaldı, amma o koca yarağı hala içimdeydi. O vaziyette biir süre soluklandık. Osman yana devrildiğinde, yatakodamın kapısında duran kızım Şeydayı ile göz göze geldik. Tabi hemen toparlandık. Osman şortunu ve tişörtünü yarım yamalak giyip, kaçarcasına fırladı evden çıktı gitti. Been de kızımı oturtup herşeyi açıkladım ve kızım da banaa hak verdi. Heerkeese bol sikişli günler diliyorum! [Akile] image

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder