29 Ekim 2015 Perşembe

Kocam Artık Beni Sikmiyordu, Kayınbabamın Yarağı Sağolsun ................ve.............Oğlum Beni En Yakın Arkadaşına Siktirdi................ve............İkinci Balayımız 3........ ve ............. Yengemi banyoda sikiyorum






Merhabalar, ben Semragül. Buğday tenli, simsiyah saçlı, sexy vücuda sahip bir kadınım. Evliyim ve bir çocuk annesiyim. Kocamla 10 yıldan fazla evliyiz, fakat yarağa tam olarak doymadım. Son zamanlarda heyecan denilen şey sıfırlandı gibi bir şey, erkenden seks hayatımız bitti. Kocam artık beni sikmiyordu, kocamın işyerinde çalışan genç bir sekreterle sikiştiğinden şüpheleniyordum, fakat elimde kanıtım yoktu. Bir gün artık evdeki gerilimli atmosfere dayanamdım ve kocama boşanmak 

istediğimi söyledim. Kocam da, “Hayatım, sen Depresyona girmişsin, senin uzun ve güzel bir tatile ihtiyacın var. Sana bir teklif, al çocuğu da şöyle bir babamın yanına git, bir süre kal orda, tatil yap, gez eğlen!” dedi. Ben, “Tamam da, bu bizim durumumuza çözüm mü şimdi? Ömür boyu orada mı kalacağım,  sorunumuza çare arasak daha doğru değil mi?” dedim. Kocam, “Sen şimdi bir git, hem havan değişir, eski arkadaşlarını falan da görmüş olursun, sıkıldığında atla gel, o zaman 

bir çaresine bakarız!” dedi. Daha fazla üstelemedim, işime de geldi, bekârlık arkadaşlarımı ve hatta ve hatta eski sevgilimi, ilk göz ağrımı da görebilme umuduyla “Peki tamam!” dedim.    Kayınbabam 54 yaşında, sırım gibi, her gün yürüyüşünü, koşusunu yapan sportmen biri. Aslında az rüyalarıma girmedi. Kocamla yapamadığım sevişmelerimin, yaşayamadığım orgazmlarımın kahramanı düşlerimde kayınbabam olmuştur. Kaynanamın vakitsiz ölümünden sonra, bir çok adaylar 

olmasına rağmen evlenmeyerek, yaşamını tek başına sürdüren, gününü gün eden biri. Üstelik evine bekar ve dul kadınların seks amaçlı ziyaretleri hiç eksik olmaz. Bu durumda evinde çocuklu bir kadını ister mi, isterse ne kadar süre ile tahammül edebilir, sormadan gitmek olmazdı. Kocam meğer daha önce kayınbabamla konuşmuş, ayarlamış, bizleri bekliyormuş. Gittiğimizde çok sevecen ve istekli karşıladı bizi, “Hoşgeldiniz güzelim, yeriniz hazır, ev senin, ne istiyorsan,

 

 nasıl istiyorsan o şekilde hareket et, rahat ol!” diyerek beni gerçekten de ilk günden çok ama çok rahatlattı. 

Kayınbabamın evi iki katlı, üst katta yatak odaları, altta geniş bir oturma grubu, açık mutfak ve küçük bir yatak odası daha olan yazlık tipi evlerden. Çocuğum bebekliğinden beri ayrı odada yattığından, üçümüze de yukarıda birer oda düşmüş oldu. Yanyana üç yatak odasından benim odam ortada, bir uçta kayınbabamın, bir uçta da çocuğumun odası olmak üzere 

odaları paylaştık. Banyo tam da benim odamın karşısındaydı. Daha ilk geceden kayınbabamın ziyaretine o meşhur kadın arkadaşlarından biri geldi. Bizi tanıştırdı. Kadın kocasından ayrılmış normal bir evkadını idi, fakat kıyafetleri ve hareketleri Orospu gibiydi ve kayınbabamla sikişmeye geldiği her şeyinden belli oluyordu. Kendime inanamıyordum, kayınbabamı o kadından kıskanmıştım, fakat belli etmedim ve gece biraz ilerleyince onları yalnız bırakarak odama yatmaya gittim. Fakat image

sıcaktan uyuyamadım, odamın kapısını açtım ve tekrar yattım. Yarım saat sonra da kayınbabamla o kadın yukarı kayınbabamın odasına çıktılar. Nasıl sikiştiklerini malesef göremiyordum, fakat her nekadar sessiz olmaya çalışsalarda inleme sesleri benim odamdan duyuluyordu, kayınbabam kadını tam iki saat inlete inlete sikti... 

Beni uyuyorum biliyorlardı, sikişmeleri bittikten sonra kadın giyinik, kayınbabam da çırılçıplak bir şekilde çıktılar alt kata indiler, kayınbabam kadını gönderdi. Sonra sikini sallaya sallaya yukarı çıktı ve banyoya girdi, (ben uyuyorum diye herhalde) banyonun kapısını kapatmadan duşunu aldı, sonra da gitti yattı. Aklım başımdan gitmişti. Hemen o saat karar verdim, ne yapıp edip kendimi kayınbabama siktirmeliydim. Birkaç gün bilerek ve isteyerek, odamın kapısını açık tutarak ve üstümü güya delice uyur numarasıyla açarak, her bir yerlerimi kayınbabama sergiledim... 
 

O haftanın sonunda kayınbabam, “Yavrum, bu akşam seninle kafaları bir çekelim, çok güzel balık ayırttım, özlemişsindir, gecenin keyfini çıkaralım!” dedi. “Oh, harikasın babacığım!” deyip, hemen fırlayıp sarıldım. Ama ne sarılma. Tüm  bedenimi, göğüslerimi, göbeğimi olduğu gibi kayınbabamın vücuduna yasladım. O da ister istemez, düşmemek için, elleriyle beni sarmaladı. Epey bir süre öylece birbirimize sarılı kaldık. Ayrıldığımızda ikimiz de titriyorduk, nefes alış 

verişlerimiz değişmişti. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu sanki. Kayınbabam, “Ben balıkları alıp geleyim!” diyerek hemen dışarı çıktı. Kocama ilk kez dua ettim, iyi ki beni buraya göndermiş diye. Artık ne eski sevgilim, ne de eski arkadaşlarım gözümdeydi. İllaki kayınbabamla olacaktım. Geceleri oram buram açık, sereserpe kendimi röntgenletirken, az mı azıp azıp kendimi tatmin etmiştim. Artık bugün bu iş tamamdı. Hemen banyoya seğirttim, zaten kaymak gibi olan image

amcığımı bir kez daha güzelce traşladım, kayınbabamın ağzına layık duruma getirdim ve en sexy kıyafetimi giyip hazırlandım...   Kayınbabamla yemeğimizi yerken, içkimizi de hafif hafif yudumluyorduk. Çocuğum karnı doyduktan sonra alışkın olduğu erken saatte, uyumak için odasına çıktı, artık sabaha kadar deliksiz uyurdu. Ben, göğüs dekoltesi oldukça derin bir giysiyle, bilerek ve bildirerek, eğilerek kayınbabama göz banyosu yaptırıyordum. Hiç konuşmuyorduk. Bir kez 

kadehlerimizi tokuşturmuştuk, ondan sonra herkes istediği gibi içkisini yudumluyordu. Gözlerimiz gözlerimizde, ben boyuna frikikler verirken, kayınbabamın gözleri memelerime kayıyor, diliyle dudaklarını yalıyor ve tekrar gözlerini gözlerime dikip kadehinden yudumunu alırken, ben de aynı onun gibi dilimle hem dudaklarımı hem kadehimin kenarını yalıyor ve içkimden yudumlar alıyordum. Konuşmasak da, ikimiz de birbirimizi arzuluyorduk...  

 

Yeterli bir süre flört ettikten sonra kadehimden birkaç damla içkiyi göğsüme memelerime döküp, ayağa kalkıp kayınbabamın yanına geldim, eğildim. Kayınbabam elindeki içki kadehini bırakıp, iki eliyle memelerimi yandan sıkıştırıp, burnunu ve ağzını memelerime gömüp, koklamaya, dillemeye emmeye ısırmaya başladı. Elleri göbeğime ve bacaklarıma indi. Yukarı çıkıp eteğimin kopçalarını alışkın bir şekilde açıp eteğimi ayaklarımın dibine indirdi. Ağzını bir anda külodumun

 üstünden amıma vantuz gibi yapıştırdı. Gerçekten bir vantuz gibi emiyordu. Sanki amım olduğu gibi kayınbabamın ağzının içine akıyor çekiliyordu. Heyecandan nefes alamıyordum, içim gidiyor, kendimden geçiyordum. Bir anda külodumun sırılsıklam olduğunu farkettim, sarsıla sarsıla boşalıyordum, sanki işiyordum. İlk defa böyle bir orgazm yaşıyordum...   Kayınbabam beni, “Canım gelinim, güzel kızım benim!” diyerek dizine oturttu ve “Demek sen de istiyordunimage

 ha? Biliyormusun ben de seni çok arzuluyordum!” dedi. “Hayır babacığım, hiç hissettirmedin. İnsan şöyle bir yoklar, hissettirir, ben de bunca zamandır sensiz ve yaraksız kalmazdım babacığım!” dedim. Kayınbabam da, “Canım gelinim benim,  kocan söndüremiyor mu ateşini?” dedi. “Kocamla seks hayatımız bitti, artık beni sikmiyor! Hatta oğlundan boşanmayı bile düşünüyorum babacığım!” dedim. “Vay benim aptal beyinsiz oğlum vay, böylesine güzel ve ateşli bir 

kadın sikilmez mi! Güzelim, canım, birtanem, seni oğlum yerine kendime istiyorum? Seni her gün ve gece sabahlara kadar evire çevire, heryerini sikmek istiyorum, dünyalar güzeli gelinim benim!” dedi. Ben de kayınbabamın dudaklarını öperek, “Babacığım, ben de senin artık gelinin kızın değil, karın olmak istiyorum! Erkeğimsin artık sen de benim, nerelerimden nasıl ne istiyorsan hepsi senindir, emrine amadedir!” dedim. 

 

Kayınbabam beni kucağında taşıyarak yatak odasına götürdü, yatağa yatırdı. Çok nazik ve yavaş hareketlerle önce sırılsıklam olan külodumu çıkardı. Sonra halen üstümde olan süeterimi çıkardı. “Canım benim, çok güzel bir tablo gibisin. Seni önce sindire sindire seyrederek, görüntünü beynime nakşedeceğim!” dedi. Ayağa kalktı, gözleri bende, kendi üstündekileri yavaş yavaş çıkarmaya başladı. En son külodunu sıyırdığında, kayınbabamın yıllardır hayalini 

kurduğum yarağı, dimdik kalkmış bir şekilde göbeğine değiyordu. Yarak diye bildiğim kocamınkinden çok daha büyük ve kalındı. Kayınbabam yavaş, arzulu ve ritmik hareketlerle üzerime abandığında, yarağı da bir anda amımın girişini kendiliğinden buldu. Nasıl olacak demeye kalmadı, doğa arzu ve istek hükmünü yerine getirdi, hepsini içime aldım ve neredeyse (Daha yok mu?) diye bağırasım geldi. Derin bir nefes aldığımı hatırlıyorum...  

Kendime geldiğimde halen sarsıntılarla kramplar yaşıyor, vücudumun hiçbir yerine hakim olamıyordum. Orgazm üzerine orgazm dedikleri bu olsa gerekti. Kayınbabam amımın hakkını verdikten sonra, “Canım yavrum, güzelim benim!” diyerek beni yan çevirerek, o devasa yarağını kara kutumun ağzına getirerek, götüme badana fırça çekmeye başladı. Daha ben, (Nasıl girer o kocaman yarak götüme?) diye telaşlanırken, kayınbabam küçük küçük ama kararlı vuruşlarla, yarağının 

başını götüme gömmüştü bile. Yine nefesim kesildi, bıçakla yarılıyorum sandım. Kayınbabam işini iyi biliyordu, bir müddeet durdu, bekledi, elleri amımda ve memelerimde beni rahatlattı. Küçük bir yüklenmeyle bir daha girdiğinde, öyle bir noktama geldi ki, sonsuz zevk kaynağım götümdü herhalde. “Hepsini sok babacığım! Nazik davranma, dilediğin gibi sik götümü!” diye bağırırken, ilk defa götümde bir yarak, kaçıncı kez orgazm olduğumu hatırlamadan, titremelerle amımdan da bir şelale

gibi boşalıyordum...   Kayınbabam da sert sert pompalayarak sikiyordu götümü. Sonunda götümü dölleriyle doldururken, “Canım benim, güzelim benim, artık sen buralısın, hiçbir yere gitmiyorsun, o aptal oğlumdan da boşanıyorsun! Artık benim karımsın, benim sevgilimsin, benim Orospumsun! Ben de o siktiğim karıların hepsini siktir edip, bundan sonra sadece seni sikeceğim!” diyordu             

                                    .                                           Oğlum Beni En Yakın Arkadaşına Siktirdi 

                            image

.Merhaba, ben Serpil. 42 yaşında, 1.69 boyunda, 68 kiloda, sarışın, beyaz tenli, dolgun ve diri vücutlu bakımlı bir bayanım. Dulum. Eşim 2 sene evvel trafik kazasında vefat etti, ben de oğlumla başbaşa kaldım. Bir giyim mağazamız var, durumumuz oldukça iyi. Bu olay başımdan geçtiğinde oğlum Emre 19 yaşındaydı. Yaz tatili için Alanyadaki yazlığımıza gitmeye hazırlanıyorduk. Emre, “Anne, Murat ta bizimle gelmek istiyor.” dedi. Ben de, “Tabi oğlum, gelsin.” dedim. Murat 

Emrenin en iyi arkadaşıydı, o da 19 yaşında bir delikanlıydı. Hazırlığımızı tamamlayıp geceden yola koyulduk.    
Sabah saat 9 civarı yazlığa vardık. Eşyaları yukarı çıkardıktan sonra, “Ben üstümü değiştireyim.” diyerek odama girdim. Havalar çok sıcak olduğu için kapıyı tam kapatmamıştım. Üstümdeki elbiseleri çıkarıp altıma bir şort üstüme de bir askılı badi giydim. Tam arkamı dönüp kapıya yöneldiğimde, kapının önünden bir karaltının uzaklaştığını gördüm. Oğlumdur diye 

umursamayıp çıktım. Aşağı inip sağı solu toparlayıp düzeltmeye başladım. Ben temizlikle uğraşırken Murat hep benim yanımda geziyordu. Sonra bunun sebebini anladım, ben temizlik yaparken eğilip kalktığımdan göğüslerim gözlerinin önüne seriliyordu. Başta sinir olmuştum Muratın göğüslerime bakmasına, ama sonra bu iş hoşuma gitmişti. Neyse temizliği tamamlayıp, bazı eksikleri alması için Emreyi alış verişe gönderdim. Murat ta, “Serpil teyze ben bir duş alayım.” dedi ve 

banyoya gitti...    Duş bahaneydi, kesin 31 çekmeye gitmişti. Bir iki dakika sonra banyonun önünde soluğu aldım ve anahtar deliğinden bakmaya başladım. Tam da tahmin ettiğim gibi, Murat yarrağını çıkarmış 31 çekiyordu. Oldukça büyük bir yarrağı vardı. 2 senedir elime erkek eli değmediği için amım bir anda sulanıverdi, elimi amıma attım ve okşamaya başladım. Murat gitgide hızlanıyordu, tabi ben de. Bir süre sonra Murat öyle bir boşaldı ki, dölleri duvardaki fayanslara 

 

fışkırdı. Tabi o anda ben de boşalmıştım. Hemen toparlanıp sessizce odama gittim ve vıcık vıcık ıslanmış külodumu değiştirdim. Murat banyodan çıktığında Emre de marketten gelmişti.    Kahvaltı tarzında hafif bir öğlen yemeği hazırlayıp yediğimizde, bu arada saat te 14:00 civarı olmuştu. “Hadi denize gidelim!” dediler. “Tamam gidelim!” dedim ve bikinimi giymek için odama çıktım. Odamın kapısını bu sefer bilerek aralık bırakmıştım, acaba Murat dikizleyecek mi diye. 

Soyunup, özellikle en küçük bikinimi giydim, göğüslerim bikiniden taşacak gibi duruyordu. Arkamı döndüğümde kapıda kimse yoktu. Emrenin, “Hadi anne yaa, nerde kaldın!” demesiyle, “Tamam hazırım!” dedim ve aşağı indim. Emre, “Amma oyalandın anne yaa!” diyerek yazlıktan çıktı. Ama Murat öylece durmuş, tepeden tırnağa vücudumu süzüyordu. Gülümseyerek Muratın yanından geçtim ve biz de çıktık...   Sahile vardığımızda havluyu serdim ve üzerine oturup image

sağa sola bakınmaya başladım. Emre ve Murat denize girmiş yüzüyorlardı. Sonra bir ara Murat denizden çıkıp yanıma geldi ve “Serpil teyze güneşin altında böyle oturursan yanacaksın, güneşkremi süreyim sana!” dedi. “Tamam!” diyerek havlunun üzerine uzandım. Murat güneşkremini sırtıma sürerken sanki vücudumu okşar gibi yavaş hareket ediyordu. İçim bir hoş olmuştu, ben de Muratı iyicene azdırmaya karar vermiştim, “Muratcığım bikiniyi çöz de iz kalmasın!” dedim. Murat, 

“Tamam Serpil teyze!” derken sesi titriyordu. Bikinimin ipini çözdü ve sırtımı yağlamaya devam etti. Bu arada ben de 2 senenin özlemiyle iyice azmıştım ve amım yine sulanmaya başlamıştı. Murat işi ilerletmiş göğüslerimin yana doğru taşan kısımlarını kremliyordu. Kafamı çevirip baktığımda yarrağı kalkmış, nerdeyse mayosunu yırtıp dışarı çıkacaktı. Bacaklarıma filan da sürdükten sonra, “Tamam oldu, ben gidiyorum!” diyerek koşarak denize gitti... 

 

Ben bir süre güneşlendikten sonra doğrulup bikinimi bağladım, ön tarafımı kremlerken baktığımda Murat yalnız başına denizde duruyordu, Emre yoktu yanında. Ben de kalkıp denize girdim. Muratın yanına giderek, “Emre nerde?” diye sordum. “Bir kızla çıktı gitti!” dedi. “Sen niye gitmedin?” diye sordum. Murat ta, “Onlar eskiden tanışıyorlarmış, bir işleri varmış, akşama geç gelecekmiş...” falan dedi. Ben de gülümseyerek, “Ne işiymiş o?” dedim. “Yaa Serpil teyze, sorma işte!” dedi.

 “Tamam, tamam!” diyerek buna su sıçrattım, o da bana sıçrattı, ben bunun üstüne atladım ve suda oynaşmaya başladık. Muratın eli vücudumun her yerinde geziyordu, bu çok hoşuma gitmişti ve ben de mahsus bunun yarrağına elimle çarpıyordum. Bir saat kadar oynaştıktan sonra sudan çıktık. Bir süre güneşlendikten sonra, “Hadi gidelim artık!” dedim. Kalktık ve eve gittik... 

Üzerimi değiştirmek için odama girdiğimde amım halen cayır cayır yanıyor, canım müthiş sikilmek istiyordu. Fakat Muratla bu iş olmazdı, oğlumun en yakın arkadaşıydı diye düşünürken, Murat, “Ben duşa giriyorum Serpil teyze!” diye seslendi. Kendime hakim olamadım ve çırılçıplak vaziyette hemen banyonun önünde aldım soluğu. Kapının deliğinden baktığımda Murat yine 31 çekiyordu. Artık ne olacaksa olsun diye düşünerek kapıyı açıp banyoya daldım. Murat elinde yarrağı ile

 bana bakıp kalmıştı. İkimiz de bir tek kelime etmeden bunun yanına gittim ve “Bu ateşi sen yaktın, sen söndür!” diyerek bunun dudaklarına yapıştım. Deli gibi öpüşüyorduk. Yarrağını elime aldığımda içim titremişti, kolay değil, iki senedir yarrak yüzü görmemiştim. Hemen eğilip yarrağını ağzıma aldım. Murat ta saçlarımdan tutmuş bastırıyor, yarrağını gırtlağıma kadar sokup çıkarıyordu. Sonra kalkıp tekrar dudaklarına yapıştım. Biraz daha öpüşüp banyodan çıktık ve odama gittik...

 

Yatağa uzanıp, “Hadi gel!” dedim. Murat bacaklarımı aralayıp üzerime uzandı ve dudaklarıma yapıştı. Bir müddet öptükten sonra göğüslerime geçti. Ordan aşağılara doğru kayarak amımı yalamaya başladı. Artık dayanacak gücüm kalmamıştı, Muratın saçlarından çekerek, “Sikeceksen sik beni artık!” dedim. Murat, “Tamam Serpil teyze!” dedi ve yarrağını amıma soktu. Yarrağı sanki içimi yararak girmişti amıma. Yavaş yavaş sokup çıkarıyordu. Dayanamadım ve “Hızlan!” 

diye bağırdım. Murat git gide hızlanırken, ben de bacaklarımı beline dolamış, yarrağının daha derinlere girmesini sağlıyordum. Bu arada ben ikinci orgazmımı yaşıyordum. Birden pozisyon değiştirip ben üste çıkmıştım, Muratın yarrağı üstünde bir jokey gibi zıplıyordum. Murat, “Boşalacağım!” dedi. Ama ben istifimi bile bozmadan zıplamaya devam ettim ve Murat bütün döllerini içime boşalttı. Aynı anda ben de üçüncüye boşalmış ve Muratın üstüne yığılmıştım... 

Muratın boşalmasına rağmen yarrağı halen içimde kütük gibi duruyordu. Bir iki dakika öyle kaldıktan sonra birden beni kaldırıp önünde domalttı, arkadan amıma girip beni köpekleme pozisyonunda sert sert sikmeye başladı. Sonra kollarımı ve bacaklarımı yanlara çekiştirip beni yatağa yüz üstü yapıştırıp üstüme abanarak beni sikmeye devam etti. Öyle bir sikiyordu ki beni, altında ağırlığıyla zevkten dört köşe oluyordum. 5-10 dakika kadar o pozisyonda siktikten sonra beni çevirip sırt 

üstü yatırdı ve göğüslerimin üstüne oturup yarrağını ağzıma verdi. Yarrağını deli gibi yalıyordum. Bir iki dakika yalattıktan sonra ağzıma öyle bir soktu ve titremeye başladı ki, ağzıma boşalıyordu. Çıkarmak istedim ama başaramadım, bütün döllerini ağzıma boşalttı, ben de mecburen bütün döllerini yuttum. Murat, “Harika bir kadınsın Serpil teyze!” diyerek yanıma yattı, biraz göğüslerimi okşayarak boynumu boğazımı öptükten sonra, “Ben bir duş alayım...” diyerek kalktı odadan çıktı.

  

Ben zevkten mayışmış bir şekilde kalkamamıştım. İki yıldır yarrağa hasretlikten sonra ilk defa sikilmenin yorgunluğuyla biraz daha yattım. Aşağıdan konuşma sesleri gelince ne oluyor diye merak ettim, üzerime sabahlığımı geçirip aşağıya indim. Emre gelmiş, Murat ta duşunu almış banyodan beline doladığı havluyla salonda oturmuş, gülüşerek konuşuyorlardı. Ben olanı biteni anlamaya çalışırken, Emre gülümseyerek başıyla Muratı işaret etti ve “Sana sürprizimi beğenmişsin anne!”

 dedi. Ben şok olmuştum, kaçarcasına hemen odama geri döndüm kapımı kapadım. Doğrusu utancımdan ne düşüneceğimi bilmiyordum. Oğlum beni en iyi arkadaşına siktirmişti. İki dakika sonra kapı açıldı Emre odama girdi. Ben öylece oturuyordum. Yanıma oturdu ve, “Anne, senin daha fazla erkeksiz kalmana gönlüm razı olmadı. Adının kötüye çıkmasını istemediğin için kimseyle beraber olmadığını biliyordum, o yüzden böyle bir oyun yaptık. Bunda utanılacak bir 

durum yok, Murata sonuna kadar güvenebilirsin ve istediğin zaman beraber olabilirsin!” dedi.  
Emreye sarılıp yanaklarından öperek, anlayışı ve beni düşündüğü için teşekkür ettim. O günden beri Muratla karı koca gibiyiz, istediğimiz zaman sikişiyoruz. Emre yanımızda olsa da, Muratın canı sikişmek istediğinde Emreden müsade isteyip, beni odaya götürüp bir güzel sikiyor. Sikilmek kadar güzel birşey yok, hele yediğiniz yarrak oğlunuz yaşında gencecik bir delikanlının sert yarrağıysa :))   

                      
                 İkinci Balayımız 3



Gökhan’la görüşmem sona erdikten sonra yukarı çıktım. Kerem kollarını açmış yatağımızda geriniyordu gülerek. Geleli 24 saat bile olmadan yeterince döllediğini bundan sonra da biraz zevkimize bakalım gibi şeyler söylerken ben de 
ona Gökhanı soruyordum. Hiçbirşey saklamadan, patavatsız sayılacak kadar açık şekilde Gökhanın kalçalarını çok beğendiğini, benden alamadığını ondan almaya çalıştığını söyledi. Beni elimden tutup yatağa çekerken ben biraz daha zorladım 
onu. Normal birşey değildi söyledikleri. Başka erkek olsa gider parasını verip bir kadınla veya ne bileyim belki travesti ile olurdu. Ama Kerem bir erkekle olmak istiyordu. Hem de kocaman bir penisi olan ve karısını becermek istediğini açıkça 
söyleyen biriyle. Benim şaşkınlığım ve kızayım mı yoksa üzüleyim mi hallerim Kerimin hoşuna gitmişti. Elini şortumun içine sokup çıplak kalçalarımı avuçladı. “ Sen bırak şimdi Gökhan’ın kalçalarını da beğendin di mi çocuğun aletini ? “ 
deyince ürperdim biraz. Hayatımda gördüğüm tek erkek kocamdı. Onunla tanışmadan önce hiçbirşey yaşamamıştım. Tanıştıktan sonra da en azından ilk yıllarda sevişmelerimizden çok tatmin oluyordum. Dolayısıyla hiçbir erkeği bu şekilde 

düşünmemiştim. Kerem kalçalarımı okşarken parmağı da arka tarafımda dolaşıyor, deliğimin üstünde geziniyordu. Sanki doğacak çocuğumuzu konuşur gibi birbirimizi öpüp okşayarak Gökhan denen delikanlıyı konuşuyorduk yatağımızda. 
Arkamdan sarıldı kocam. Elleri tişörtümün içine girmiş iri göğüslerimi avuçlarken arkamda da sıcak, taş gibi olmuş sikini hissediyordum. Şortumu yavaşça sıyırırken boynumu öpmeye başladı. Yavaşça dayadı ve hafifçe yüklendi 
sonra. Canım biraz yandı ama daha fazla sokunca canımın yandığını yüzümden anladı. 5-6 saatlik uykuyu saymazsak yazlığa geldiğimizden beri hiç tepemden inmemişti. Artık pek dayanacak halde değildim. Sana bir masaj yapalım, rahatlatalım o 
zaman diye gülerek önce gögüslerimi sonra karnımı yalayarak başını bacaklarımın arasına gömdü kocam. Dili en hassas yerlerimde dolaşıyor, zevk sularımı emerken dilini de içime sokup çıkarıyordu. İnlemeye başladım. Saçlarını 
okşuyor, kafasını bastırıyordum. Dilini içimde gezdirmesi ve oynatması beni delirtiyordu. Esk**en de bunu yapardı ama fazla uzatmaz içime girerdi. Şimdi ise uzun uzun, bir çocuğun şeker emmesi gibi yalıyor ve emiyordu. Kıvranmaya 
 
başladım iyice. Bacaklarımı kaldırdı. Dili kasıklarımda dolaşıyor, değdiği yerde ateşimi o an için söndürüyor ve sonrasında daha büyük bir yangına sebep oluyordu. Gözlerim kaymış halde bacaklarımı iyice araladım. Göbeğimin üzerine 
oturdu. Önünde kafası mosmor olmuş ve zevk suları damlayan siki sallanıyordu. Tam memelerimin arasına koyup hafif hafif sürtünmeye başladı. Orta parmağı da iyice ıslanan amıma girip çıkıyordu yavaş yavaş. Yapma dayanamıyorum 
diye kısk sesle inlemeye başlarken göğüslerimin arasında sürtünen siki dudaklarımın arasına girdi. Yavaş yavaş sokup çıkartırken vıcık vıcık ıslanan parmağı da arka deliğimi okşuyordu. Ağzıma biraz daha girerken parmağı da girdi. Niyetini 
anlamıştım ama itiraz edecek durumda değildim. Aynı tempoda hem ağzıma hem de deliğime girip çıkıyordu. Ben de aldığım zevkle iyice emmeye başladım ağzımdakini. Boğazıma kadar girip çıkıyor, bütün ağzımı dolduruyordu. Gökhanın ki 
bayaa büyüktü kocama göre. Acaba onu da alabilir miydim bu şekilde diye merak etmeye başladığım sırada Kerem ikinci parmağını da amıma soktu. Bu kadarı da fazlaydı artık benim için. Hemen tepki verdi vücudum. Kasılmaya 
başladım, gözlerim kararırken titremeye başladım. Kerem boğazıma kadar sokup çıkarıyor aynı tempoda hızlı hızlı parmaklarını çalıştırıyordu. “ Dünyada delirtmeyeceği erkek yok karımın, çıldırtıyorsun beni, seni bu halde izlemek harika, 
orospu karım benim ohhh yala hadii” demeye başladığında ben de ağzımda kocamın siki varken orgazma ulaştım. Kendime geldiğimde Kerem de yanımda yatıyordu. Boşalmamış, hemen yanımda beni seyrederek masturbasyon yapıyordu.
– Seni böyle izlemek daha zevkli Aşkım çok fenasın ama ya. Beni bulutlara uçurdun ama sen bu halde.. Şşşt keyfini çıkar. Senin zevkin daha önemli Elime alıp okşamaya başladım yavaş yavaş. Kafasını sıkarak kasıklarına kadar 
okşuyordum yavaş yavaş. Gökhan’la konuştuklarını anlatmaya başladı. Beni çok beğendiğini, haftada 3-4 kere konuştuklarını, bana neler yapmak istediğini anlatırken inliyordu zevkten. – Bana bile izin vermiyorsun ama Gökhan’a kesin verirsin arkadan di mi
– Çok büyük aşkım onun ki. Seninkini alamıyorken onun ki hayatta girmez Ohhh alırsın sen doyumsuz karım benim Sen yardımcı olursan belki Ohhh orospu karım benim. Benden önce ona mı vereceksin o güzel götünü Sen de o zaman onu yaparsın kocacım Gülerek telefonunu aldı. 

Skype ı açtığını ve kamerayı kapatarak Gökhan’ı aradığını gördüm. Elimle bastıra bastıra okşuyordum. Gökhan daha 2. çalışta cevap vermiş ve tam da beni düşünürek asıldığını anlatıyordu – Abi Gamze’nin götü anlattığından daha güzelmiş ya. Hiç çıkmıyor aklımdan.
– Yarar mıydın o götünü onun Benim yarrağımı köküne kadar yedi mi karpuz gibi yarılırdı götü
– Gamze alamam diyor ama onunkini Abicim işi bileceksin. Ben ona öyle bir geçirirdim var ya bir daha inmek istemezdi üstünden Karımı benden iyi 
sikerdin di mi Döl içinde bırakırdım orospu karını
Onlar konuşurken ben de biraz daha hızlanarak okşuyordum kocamın yarrağını. Kerem de onu nasıl sikeceğini anlatmaya başlarken ben de iyice kıvama gelmeye başlamıştım. Kerem telefonu 
yatağa koyup beni ters çevirdi. Altıma bir yastık koydu. Kalçalarım iyice çıkmıştı. Dilini deliğimin çevresinde hafifçe inledim. Aynı anda telefondan da tepki verdi Gökhan. – Ohhh gamze yiyor musun kocanın yarrağını
– Ihhhh ,ohhh kereeemm Ohhh bırak ta ben sokayım oraya, unutayamayacaksın inan. İnat etme hadi ne olur Ohhhhhh Gökhan senin için hazırlıyorum Gamzeyi. Çok dar deliği karımın.
– Ohhh ben ona girerken sen de bana mı 
 
gireceksin Çıkardığım sesler Gökhanı delirtirken Kerem de arkamda deliğimi yalıyor, bazen parmağını bazen de dilini sokup içimde oynatıyordu. Gökhanın bu kadar açık konuşması da şaşırtıyordu beni biraz. Sanırım benim tahmin 
ettiğimden daha uzun bir zamandır görüşüyorlardı kocamla. Kerem iyice yumuşattığı deliğime ikinci parmağını sokarken hafifçe irkilerek çığlık attım. Deliğimin iyice açıldığını tahmin ediyordum ama hala canımın çok yanacağını biliyordum. 
Parmakları girip çıkıyor, boşta kalan eliyle de her yerimi okşuyordu. Kulağıma eğilip ona yaptıklarımı anlatmamı istedi. Suratına çok ileri gidiyorsun der gibi bakınca yalvararak baktı bana. – Ohhh Gökhan Kerem iyice genişletti arkamı, parmakları girip çıkıyor. Ama hala çok dar
– Ohhh alırsın sen kahpe Mmmm sana hazırladığını söylüyor ama sanırım ilk o yapacak
– Ohhh alıştırsın seni. Bayıltacam seni altımda
– Ohhhh krem sürüyor Gökhan girecek sanırım
– Sok abi sok dağıt götünü onun Yatağın hemen kenarından aldığı kremi önce deliğime sürdü. 
Parmakları içime girip çıktıkça krem de deliğimi iyice yumuşattı. Parmaklarını çıkardıktan sonra arkamdan üstüme eğildi. Ensemi, kulaklarımın arkasını, boynumu öperken deliğimde sıcak ve çok sert, kalınca birşey hissettim. Yavaşça yüklendi. İnledim. Biraz daha yüklenirken kafası 
image
girmeye başladı. Çığlık atınca telefondan garip bir inleme sesi geldi ama şu an onu düşünecek hiç halim yoktu. Santim santim giriyordu içime. Dinlene dinlene sokuyor, ben her alıştığımda ve kendimi gevşettiğimde biraz daha sokuyordu. 
Yarısına kadar sokmuştu ki ben artık acıdan dayanamıyacak hale geldim. Kıpırdamaması için adeta yalvardım incecik, bitkin bir sesle. Ağırlığını üstüme vererek öylece kaldı kocam. Beni öperken teşekkürler ediyor, bütün evin eşyalarını 
değiştireceğini, bana yepyeni takılar alacağını hatta o çok istediğim araba için gelecek hafta galeriye gideceğimizi söylerken zor konuşuyordu. İyice çocuk gibi olmuştu. “ Gamzee çok darsın, ateş gibi yanıyorrr, ohhh kızlığını alırken bile böyle 
olmadım. Ohhhh bu ne böyleee” derken telefondan ikinci bir inleme sesi geldi. Yavaşça hareket etmeye başladı sonra. Yarısına kadar girmişken hafif hafif sokup çekiyordu. Acıdan dolayı zevk falan pek düşünmüyordum, hatta 
sadece kocama teşekkür etmek için sırf bu akşama özel birşey olduğunu, bir daha hayatta izin vermeyeceğimi düşünürken Kerem biraz daha soktu. Yavaş yavaş sokup çıkartarak keyfini çıkara çıkara arkamdan beceriyordu kocam. Deliğim  
alışmaya başladıkça aldığım zevki fark ettim. Ve başladığı mızdan beri ilk defa dudaklarımın arasından zevk iniltisi çıktı. Aynı anda hem Kerem hem de Gökhan inledi bu sesi duyunca. Hızlanmaya başladı Kerem biraz, içimde hafifçe 
çevirerek çıkartırken aniden sertçe yüklendi ve köküne kadar girdi içime. Acıdan bayılacağımı düşünürken aldığım zevkten daha az bir acıyla karşılaştım. Aynı anda ben inlemeye Kerem de sertçe beni sikmeye başladı. Kafasına kadar çekip 
köklemeye başlarken hareketleri de hızlandı ve sertleşti. Kollarımı kendine doğru çekerek iyice abana bana sokarken ben acıdan ve zevkten bayılacak gibi olmuştum. Çığlıklarımın sebebinin zevk mi acı mı olduğunu bilmiyordum artık. Yan 
çevirdi, domalttı, bacaklarımı omuzuna aldı, her pozisyonda, her şekilde beni becerirken arada telefona bakıyordu. Bacaklarım omuzundayken birden yüklendi iyice. Köküne kadar sokmuşken hayvan gibi böğürmeye başladı, sonra acı 
çekiyormuş gibi inlerken içimden çıkararak göğüslerime, suratıma, göbeğime doğru boşaldı. Her yerime çarpıyor, yağmur gibi yağıyordu. Sonunda nefes nefese yanıma uzanırken telefondan “ çok iyiydiniz, bana güvendiğiniz için 
 
de teşekkürler. Merak etmeyin sakın sır tutmasını bilirim “ diye bir ses duyduk. Telefonu hızla aldığımda kameranın açıldığını ve Gökhanın yarım saatir bizi izlediğini anladım. Önünde adeta bembeyaz, sanki koca bir dondurma erimiş gibi bir 
birikinti vardı. Doğrusu Kerem bile buna biraz şaşırmış ve tepki göstererek telefonu hemen kapatmıştı. Uzunca bir süre konuşmadan yattık. Arkam çok acıyordu ve üstüm başım batmış haldeydi. Ben kalkıp banyoya girerken Kerem de 
alt kattakine girdi birşey demeden. Banyoda her yerimi temizledim. Minnacık deliğim mosmor olmuş ve büyümüştü. Acıyordu. Acaba Gökhan’ın ki girse neler olurdu diye düşünmeden edemedim. Daha mı zevk alırdım ? Peki ya ağzıma girerse ya image
oraya girerse ve boşalırsa. Kafam allak bullak olmuş bir vaziyette banyodan çıktığımda Keremin bahçede mangalı yaktığını fark ettim. Bu gece benim için bitmiştir diye düşünerek giyindim. 
Mutfağa inip hazırladığım mezeleri ve etleri çıkararak sofrayı hazırladım. Sofraya oturduğumuzda Kerem gülümsüyordu. Hayatının en zevkli anını yaşadığını söyleyerek teşekkür ediyordu. Gökhan konusuna pek gelmek istemiyor 
 
gibiydi. Yemeğimizi yiyip içkilerimizi içerken konuyu ben açtım. Kerem bunu zaten fark ettiğini, Gökhana güvenebileceğimizi, merak etmememi söyledi. Hatta bir an için altında onu düşündüğünü ve o zaman daha fazla dayanamayıp boşaldığını 
söyleyince ben de şaşırdım. Şaşırdıktan sonra kızdım. Sonra da kavga çıkardım. Ağzıma geleni söyledim Kereme. O hiç cevap vermiyor, niye kızdığımı anlamaya çalışıyordu. Bu hali daha çok sinirlendirdi beni. Sonunda çok seviyorsa 
Gökhan’ı, o zaman çağırmasını onun gözünün önünde beni çatır çatır sikmesine izin vereceğimi söyleyince gözleri parladı. – Sen ciddi misin – Evet hem de çok. Madem bu kadar istiyorsun onu sikmeyi çağır o zaman. Bedelini de ödersin ama
– Gamze farkında mısın Neyin be Beni zevkten öldürmek üzeresin ve bunu kolayca kabul ettin. Aylarca uğraşırım sanıyordum bunun için
– Gökhan beni sikerken bizi seyretmek çok mu hoşuna gidecek yani Offf tam o zevkle sokmak 
istiyorum ona Ya içime boşalırsa, ya silah falan çıkarıp ikimize de tecavüz ederse ya 4-5 kişi daha çaığırırsa Ya sen çok fazla zevk alırsan peki
– Offf ne dediğini bilmiyorsun sen yaa. O ilaçlar delirtti seni, alma bence artık. Hem yeterince 
image
boşaldın içime İstemediğin hiç birşey olmayacak ama istediğin herşeyin de olacağına söz veriyorum Biraz yatışsam da belli etmedim. Sofrayı toplarken, bulaşık yıkarken hep gözümün önüne Gökhan’ın sportmen vücüdu, kasları ve tabii ki bacaklarının arasında ki o kocaman şeyi 
geliyordu. İstiyor muydum evet, korkuyor muydum hem de çok. Peki herşey tepetaklak gidebilir miydi ? hem de nasıl. Yemek sonrası 2 bardak konyak koydum, hafif serin havada bahçede oturduk. Başka şeylerden konuşurken Kerem ev dekorasyonu ile ilgili bir siteyi gösterdi ve nasıl 
olsun evimiz bak bakalım deyince stresim ve endişelerim gitti. Kadınları sakinleştirmesini ve gönlünü almasını çok iyi biliyordu. Saatlerce bunun muhabbeti yaptık. Yukarı çıkarken Kerem gene kalçalarımı, gögüslerimi ellemeye başlamıştı ama çok yorgun olduğumu söyledim.Yatarken de 
elleri durmayınca biraz dinlenmesini, yarın belki de çok uzun bir gün olacağını söyleyince tokat atmışım gibi kaldı suratı. Onun bu haline gülerek hafifçe dudağını öptüm ve birbirimize sarılarak uyuduk.
Ertesi gün uyandığımda Kerem yoktu. Telefon ettiğimde Çeşmeye indiğini, senelik su, elektrik faturalarını yatırdığını, 15 dk ya geleceğini söyledi. Ben de kahvaltıyı hazırlarken araba yanaştı. Kocam içeri girerken ona nasıl aşık olduğumu bir 
daha anladım. İstediği şeyleri yapmak, onu mutlu görmek beni de çok mutlu ediyordu. Kahvaltı yaparken bu sefer ben aranmaya başlamıştım resmen. Masanın altından ayağımı uzatarak şortunun önüne getirince eveeet diye bir ses geldi Kerem’den. Aynı anda telefonuna bir mesaj geldi. Gökhan’ın konuşmak istediğini söyleyince bana ver dedim telefonu                                                                
  

Yengemi banyoda sikiyorum


image    
 Selam arkadaşlar.sicakhikayeler.org Sex Hikayeleri sitesine kısa zaman önce tesadüfen girdim. Yengesini sikenlerin hikayelerini okuyunca, demek ki sadece ben değil, birçok kişi yengesini sikiyormuş diyerek, cesaretlendim ve hikayemi 

yazmaya karar verdim. Bu arada ben Kamil, 31 yaşında ve 1.80 boyundayım. Evliyim ve karımla normal seks hayatımız var, mutlu ve huzurlu yaşantımızı elimizden geldiğince devam ettiriyoruz. Benim abim benden 5 yaş büyük (36 

yaşında). Abimin karısı (yengem) ise 31 yaşında, 1.60 boylarında, balık etli, esmer, alımlı bir kadındır. Abim sürekli alkol alır ve yengemi döver, olmadık hakaretlerde bulunur. Bize göre abimle yengem hiç mutlu değillerdi. Bu olaylara bazen 

ben de tanık olduğum için, birkaç kere aralarını yapmak istedim diye, abimle küsmüştük. Karımla da yengem hiç geçinmezler, genelde küs olurlar. Ve ben mecburen karımın tarafını tutmak zorunda kaldığım için, yengemle ben de 6 aydır konuşmuyordum. Yani kısaca, birbirimize gelip gitmiyorduk.

 
Benim ev müstakil, büyük bir bahçesi var ve ağaçlık. Bahçede ayriyeten de kiler gibi kullandığımız geniş bir odadan ibaret müştemilat var. Oraya genelde evde kullanmadığımız eşyaları, kanepe, halıları v.s koyarız. Geçen hafta 
Pazartesi gecesiydi, karım yatmış uyumuş, ben ise uyuyamamış, yaz olduğu için de pencereyi açıp, pencere önünde sigara keyfi yapıyordum. Evin ışıkları da sönüktü. Saat gece yarısını geçmişti ki, bahçede bir hışırtı duydum. Tümimage 
dikkatimi oraya vermiştim ve etrafı gözetliyordum, fakat kimseyi de göremiyordum. Acaba mahallenin yaramaz çocukları meyve ağacına mı dalıyorlardı? Gelip isteseler gönülden verirdim, bahçeye girip ağaçları kırmalarına gönlüm razı olmuyor. Ama 
çocuk işte, böylesi daha zevkli oluyor herhalde diye içimden geçirdim. Uykum iyice kaçmıştı… Çocukları döveceğimden değil de, emniyetim olsun diye elime bir odun alıp, sessizce bahçeye çıktım. Üzerimde eşofman, askılı atlet ve terlik 
vardı. Etrafa bakındım, kimse yoktu. Geri geldim, biraz kapının önünde dikilip etrafa bakınıyordum. Bahçe duvarının orada, güllerin arasından bir hışırtı geldi, o tarafa yöneldim. Çalıların arasında bir hareketlenme vardı. Biraz daha yaklaşınca 
   
üzerinde beyaz giysi olan birisi vardı. Kendimi güvenceye alarak, “Kim var orada?” diye seslendim. Cevap gelmeyince tekrar seslendim. Birisi sessizce, “Benim!” dedi. Tanıyamadım, “Kimsin? Çık oradan!” deyince de, yine sessizce, 
“Ben Fatmayım!” dedi. Ben de, “Hangi Fatma?” dedim. “Yengen!” dedi. Ben şok olmuştum, yengemin ne işi vardı bu saatte, hem benim bahçemde, hem de küs idik, konuşmuyorduk birbirimizle… Yanına yaklaştım, “Yenge? Ne 
yapıyorsun burada?” dedim. “Sus da yanıma çök!” dedi. Yanına çöktüm, “Yenge ne arıyorsun bizim bahçede?” diye kızınca, “Abinden saklanıyorum!” deyip ağlamaya başladı. Dayanamadım, “Yaa kalk eve girelim, böyle olmaz!” dedim. “Yok, kesinlikle 
gelmem, yarın karın başıma kakar, bak yine kul oldu bana falan der!” diye hayıflandı. “Peki ne olacak, burada bahçede mi kalacaksın?” dedim. “Bilmiyorum…” dedi. “Sen hele bir anlat bakayım, ne oldu?” dedim. Yengem de, “O şerefsiz abin eve 
sarhoş geldi, bana yapmadığını bırakmadı, canımı zor kurtardım, dışarı kendimi zor attım, aklıma ilk gelen yer burası oldu, buraya sığındım. Gece yarısı sokaklarda bu halimle nasıl gezebilirdim, iti var kopuğu var!” diye anlatıyor, için için de 
 
ağlıyordu. “Yenge ama burada olmaz ki, hadi kalk içeri gidelim!” diye ısrar ettim, fakat yengem gelmemekte kararlıydı… “Yenge ozaman seni evine götüreyim!” dedim. “Yok olmaz, abin çok sarhoş, seni de görünce iyice delirir! Yatsın 
uyusun, birazdan giderim!” dedi. “Ozaman kalk şu bahçedeki odaya gidelim, orda bekleyelim, sen de biraz sakinleş!” dedim. Yengem de, “Ama ışığı yakma, karanlıkta biraz oturup giderim!” dedi. “Olur, sen burada bekle, ben anahtarı getireyim!” 
dedim. Yengem olduğu yerde beklerken, ben sessizce eve gidip anahtarı aldım, karımı da kontrol ettim, mışıl mışıl uyuyordu. Tekrar yengemin yanına gidip, “Hadi kalk, gel!” diye sessizce çağırdım. Yengem kalkarken sendeledi, 
düşmesin diye hemen kolundan tuttum. Ayağa kalkınca üzerinde basma çiçekli gecelik vardı. Yengemin elini tutup, bir elimle de omuzundan tuttum, “Hadi gel!” dedim. Yengem de, “Ne olursun sessiz olalım, karının bu durumumu görmesini istemiyorum!” dedi. “Tamam, hadi!” dedim…
O vaziyette müştemilata gittik. Kapıyı açtım, odaya girdik. Lambayı açmadım, zaten ay ışığının loşluğu içeriyi tam aydınlatmasa da yetiyordu. Hemen kanepenin üzerini boşaltıp, “Otur şuraya!” 
 
dedim. Yengem oturdu, “Ya Kamil, su var mı, içim yandı?” dedi. “Getireyim!” deyip sürahiyi alıp bahçedeki çeşmeden doldurup getirdim. Fakat bardak bulamadım, “Sürahiden iç!” dedim. Yengem de sürahiden içerken suyun bir kısmı 
üzerine döküldü. Göğsü ıslanmış, geceliği memelerine yapışmıştı. O anda farkettim ki, yengem südyen takmamıştı. Biraz dikkat edince sudan ıslanıp sertleşen meme uçlarının siyahlığı belli oluyordu. Ben heyecanlanıp, içimde birşeyler image
kıpırdamaya başladı. Gözümü yengemin memelerinden kaçıramıyordum ve baktıkça da yarağım hareketlenmeye başlamıştı. Kendi kendime, (Yaa ne oluyorum?) dedim, evde karım var, gitsem uykuda olsa bile uyandırır, ateşli 
sikişirdim, ama o anda gidip karımı sikmek hiçte istemiyordum… Düşüncelerimi dağıtmak için, “Şimdi anlat bakayım yenge, tam olarak ne oldu?” dedim. Yengem anlatmaya başladı, “Ben yatıyordum, abin sarhoş geldi, bana suçsuz yere 
bir sürü hakaret, küfürler etti, Sen orospusun! Herkesle sikişiyorsun! diyerek tekme tokat dövmeye başladı. Ben de bir fırsat bulup kaçtım evden!” dedi. Ben de, “Ulan şu abimin yaptığına bak ya! Olur mu öyle hakaret!” deyince, yengem, 
 
“Gidip onla bunla sikişsem, orospuluk yapsam, ozaman laf söylemez pezevenk abin!” dedi. “Yenge ayıp oluyor, biraz usluplu konuş!” dedim. “Ama Kamil yemin ederim ki daha abinden başkasının eli elime değmedi! Hani gerçekten bir 
kocalık yapsa, gam yemem, kocamdır döver de, sever de, deyip sineme çekerim! Ama sadece dayak atmasını biliyor şerefsiz, öbür işe geldi mi tık yok! Bir gün olsun bana kadınlığımı yaşatmadı!” dedi… Yengemin konuşmalarından 
ben şok olmuştum. Ne diyeceğimi bilemediğim için, “Karı koca arasında olabilir böyle şeyler…” diyebildim sadece. Yengem de, “Ama sen abin gibi değilsin, karın çok şanslı!” dedi. “Tabii öyle değilim yenge, hiç olur mu öyle şey, insan karısına öyle 
hakaret küfür eder mi?” deyince, yengem kafasını omuzuma yaslayıp ağlamaya başladı. “Tamam, sus ağlama, çaresine bakarız…” dedim. Yengem ağlamayı kesti, tekrar suyu istedi. Sürahiyi verdim. İçerken suyu yine üzerine döktü, “Ooof ya, bak ne 
yaptım, sinirden elim ayağım titriyor!” deyip ayağa kalktı, geceliğine dökülen suyu çırparken eğildi. Alttan siyah külotu belli oluyordu. Geceliğin suyunu sıkarken öyle domaldı ki, götünün yanakları geceliğini yırtarcasına zorluyordu. Kendi 
image
kendime, “Olur mu lan, şu kadına yapılır mı bunlar!” diye hayıflanırken, yengem dönüp, “Ne oldu?” dedi. Ben de, “Yok birşey, abime kızıyorum!” dedim… Yengemin o domalmış vaziyette görünce benim yarak iyiden iyiye kalkıp, 
eşofmanımın önünü zorluyordu, ama içerisi loş olduğu için yengem fark edemez diyerek kendimi teselli ediyordum. Yengem geceliğnin eteğini sıktıktan sonra, kanepeye oturmayıp, “Belim ağrıdı…” diyerek, odanın bir ucundan öbür ucuna 
yürüyor, kendi kendine konuşuyordu. Ben de yengem yürürken götüne bakıyor, nasıl kıvırdığına dikkat ediyordum. Yarağım öyle bir oldu ki, artık sabrım kalmamış, ya burada yengemi sikeceğim, yada çıkıp gitsin de, ben de gidip karımı uyandırıp 
sikeyim diye içimden geçiriyordum. Neyse ki şeytana uymadım ve daha fazla azmamak için, “Yenge öyle dolaşma, gel otur şuraya!” dedim. En azından kıvırta kıvırta yürümez, ben de daha fazla tahrik olmam diye düşündüm. Fakat yengem, 
“Oturunca belim ağrıyor!” dedi ve odanın içinde volta atmaya devam etti… Az sonra önümde durdu, “Kamil ya, belimi kütletsen belki iyi gelir!” dedi ve ellerini kafasının üstünde kenetleyip sırtını 
 
bana döndü. Ben de ayağa kalkıp, yengemin arkasından yaklaşıp, dirseklerinden iki elimle kavrayıp, yengemi yukarı kaldırıp silkelemeye başladım. Yarağım yengemin götünün arasına girince, dizlerimin bağı sanki çözüldü. Yengemin 
götünün sıcaklığı yarağımı daha feci etkilemişti. Yengemi aşağı indirince yarağım yengemin götünün arasından çıktı, ama busefer de yengemin geceliğinin arkası yarağımın da baskısıyla götünün arasına girmişti ve daha feci 
azmıştım. Yengem ıhılayarak, “Offf be!” deyince sordum, “Nasıl, iyi geldi mi yenge?” dedim. “Evet, belimin kütürtüsünü duymadın mı?” dedi döndü ve “Ama şeyy…” dedi. Ben de, “Evet, ama ne?” dedim. Yengem önüme bakıyordu, yanıma 
yaklaşıp yarağımı işaret ederek, “Bu ne lan?” dedi. Ben de artık çekinmeden, “Ne olacak, yarak!” dedim. Yengem sertçe, “Benim için mi böyle kalktı bu?” dedi. Ben ne yapacağımı şaşırdım, işin açıkçası bağırıp çağırmaya başlarsa çıkacak 
rezaleti düşündüm. Ama bağırmadı, gayet sakince, “Bak ya şunun haline!” dedi. “Ne olmuş halime yaa?” dedim. “Lan neredeyse yengen falan demeyip yatırıp sikeceksin beni burda!” dedi. “Yaaa yenge…” dedim. “Sikersin, sikersin!” diye 
tekrarladı. “Sus yaa yenge!” dedim. “Susmasam ne yaparsın lan?” dedi. Ben de, “Töbe töbe, başıma belayı satın aldım!” diye hayıflandım. Yengem, “Ne belasıymış, söyle bakayım!” dedi. “Yok birşey yenge, erkek değilmiyim, ne yapayım, 
kalktı işte!” dedim. Yengem, “Lan keserim o sikini!” diye tehdit savurdu. Harbiden belayı satın almıştım, olaya bak yaa, tamam desem de kadın habire üzerime geliyordu. Çıldırmak işten bile değildi… Sonunda dayanamadım, “Yeter artık 
yenge yaa, valla sikecem şimdi!” diye ağzımdan kaçmış oldu. Yengem de yanıma iyice sokuldu, yarağım tam yengemin göbeğine baskı yapıyordu. Yengem atletimden tutarak, “Sik de göreyim!” dedi. Artık iş iyice çığrından çıkmıştı, “Yeter laan!” 
dedim ve ayağa kalktım. Yengem elini yarağıma atarak, yarağımı öyle bir tuttu ki, koparacak sandım. “Bu ne lan? Kazık gibi olmuş! Bunu mu sokacaksın bana?” dedi. Ben de, “Evet onu sana köküne kadar sokacağım!” dedim. Yengem, “Hadi 
soksana!” deyip dudaklarıma yapıştı. Artık ok yaydan çıkmıştı, karşılıklı olarak birbirimizin dudaklarını emiyorduk. Ellerimiz de boş durmuyor, yengem eşofmanımın üstünden yarağımı eline almış, sıvazlıyor, sıkıp sıkıp bırakıyordu, ben de 
 
yengemin kalçalarını okşuyor, avuçluyor, sıkıyordum… Yengem, “Abinin dediğini sen gerçek yap, sik beni bari de, bundan sonra abinin bana Orospu demesi zoruma gitmesin!” dedi. Ben de, “Sen yeter ki iste yenge, ben seni sikerim!” 
deyince, “Sik koçum! Orsospun yap beni!” diye inliyordu. Eşofmanımın içine elini soktu ve yarağımı dışarı çıkardı, “Oooo ne kadar da kalın yarağın varmış, karın nekadar şanslı, bununla karını hergün sikiyormusun?” diye inliyordu. Ben 
de, “Evet her gün sikiyorum karımı, bundan sonra sen de karımsın, orospumsun, bu yarak senin de artık, istedigin zaman senle de sikişiriz!” dedim ve geceliğini kafasından çıkarıp kenara attım. Yengem de eşofmanımı donumla birlikte aşağı 
indirdi, beni kanepeye doğru iteledi, ayağımdan çıkardı onlar. Sonra önümde durup, kendi külotunu çıkarıp kanepenin üzerine koydu ve bacak arama yaklaştı iyice… Yengemin göbeğini öpüp, yalayıp emiyor, memelerini okşuyordum. 
Kanepeden inip, yengemin önünde çöktüm ve amına yumuldum. Yengemin amı hafif kıllıydı, sanırım 1-2 hafta önce traş etmiş olmalıydı. Amına dilimi değdirince, yengem, “Ooohhh, aahhh!” diye inlemeye başladı. Sonra benim kanepeye 
 
uzanmamı istedi. Ben uzandım, yengem de yüzüme oturdu, amını ağzıma öyle bastırıp emdiriyor, parmaklarıyla amının dudaklarını ayırıp bızırını yalatıyordu. Birden saçlarımı çekip kafamı amına bastırıp, titremeye başladı. Yengem 
boşalıyordu. Ağzım yüzüm am suyu olmuştu, ağzıma akanları yaladım içtim. Yengem halen amını ağzıma bastırıyordu, ben de götünü avuçlayıp, parmağımla göt deliğini okşuyordum. Parmağımı götüne sokunca, “Ooohhhhh, hayat bu 
işte!” dedi. Parmağımı götünden çıkarmadan aşağı kaydı ve dudağımdan öpmeye başladı. Öpüşürken, eliyle elimi tutuyor, parmağımı götünden çıkarmamı istemiyordu…
Biraz öpüştükten sonra yengem parmağımı götünden çıkartıp, aşağıya yere indi, önümde diz çöktü, yarağıma öpücükler kondurup, “Bundan sonra benim de bunda hakkım var, bana da sokacaksın bunu, değil mi Kamilim?” diyordu. 
“Tabii ki yenge, seni öyle sikeceğim ki, yarağa doyacaksın!” dedim. “Doyur koçum beni! Doyur yengeni! Doyur orospunu!” deyip, yarağımı ağzına almaya çalışıyordu. Fakat yarağım ağzına sığmıyordu. Yengemi kolundan tutup yukarı 
 
kaldırdım, dudağından uzun uzun öptüm ve “Gel kucağıma!” dedim. Yengem uysal bir şekilde kalkıp bacaklarını ayırdı, bacaklarımı bacaklarının arasına aldı, ben de biraz ileri kaydım. Yarağım elindeydi, eline sığmıyordu, yarağımın kafası kıp 
kırmızı olmuştu. Yarağımı amına sürtmeye başladı, amını fırçalıyor, sonra da göt deliğine sürtüyor, tekrar amına sürtüyordu. Yarağımın Kafasını amına soktu, o şekilde götünü kıvıra kıvıra, yavaş yavaş amına sokuyordu. Yarıya 
kadar girmişti ki durdu, “Çok kalın, daha yarısı girdi!” diyerek öne eğildi, dudaklarımı öpüp tekrar doğruldu, götünü kıvırıyordu… Yengemin kalçalarından tuttum, kendimi yukarı kaldırıp, onu da aşağı bastırınca, yarağımın tamamı girdi. 
Acıyla, “Aaahhh yaktın içimi!” diye sızlandı. Ben kalçalarını sağa sola oynatınca, yavaş yavaş alışıyordu. Yengemin amı okadar dardı ki, am değil sanki sikilmemiş göt deliği gibi sıkıyordu yarağımı. Alttan amına hafif hafif ileri geri 
yaparken, memelerini emiyor, götünün yanaklarını okşuyordum. Yengem, “Çok kalın yarağın var, sanki kızlığımı yeni bozdun!” dedi. Ben de, “Yeni bozdum diye farz et!” dedim. O da, “Boz Kamilim, boz birtanem, geçir amcığıma, sik yengeni!” diyor, “Aaahhh oooffff!” diye inleyerek oturup kalkıyordu. Ben de alttan hızlı hızlı pompalıyordum…
image
Yengem, “Yoruldum!” deyince, üstümden kaldırıp, kanepeye ellerini koyup domalttım, arkasına geçtim. Tam amına sokacaktım ki, elini arkaya uzatıp yarağımı eline aldı, bacaklarının arasına soktu, “Biraz böyle sik!” dedi. Başta niye öyle 
istedi diye şaşırmıştım, ama sonra anladım ki, ben ileri geri yaparken yarağımın amının dudakları arasında gidip gelmesinden ve bızırına fırça atmasından çok zevk alıyordu. Yengemi biraz öyle ‘Bacak arası’ siktikten sonra, kendisi eliyle amına 
yarağımı götürdü, amının deliğine yarağımın kafasını soktu ve “Hadi!” dedi. Ben de yavaş yavaş, ileri geri yaparak, santim santim daha da derinliklere sokuyordum. Hızlanmıştım, olabildiğince hızlı pompalyordum. Göt yanaklarını iki elimle iyice ayırdım, amının dahada derinlerine girmeye çalışıyordum…
Yengem, “Daha hızlı, daha hızlı sik, sert sik, koy amıma!” diye inliyordu. Daha da hızlandım ve yengem titreye titreye ve böğürerek boşaldı. Ben de gelmek üzereydim, iyice yorulmuştum, son bir köklemeyle yengemin amına döllerimi attırmaya başladım. İkimiz de bitmiştik. Yengem domalmış halde kalırken, ben de üzerine abandım, sikim amında biraz öyle bekledik…
 
Sonra kalktık ve toparlandık. Saat te gece 3 olmuştu. Yengem, “Ben artık gideyim!” dedi. “Nasıl gideceksin bu halde?” dedim. “Birşey olmaz, aralardan giderim!” dedi. “Eve kadar ben de geleyim!” dedim. “Olur, ama abin seni görmesin!” 
dedi. “Tamam!” dedim. Bahçelerimizin sınır duvarına yaklaşınca, “Canım beni artık sık sık sikersin, değil mi Kamilim?” dedi. “Sikmek isterim yenge de, nasıl olacak bu iş?” dedim. Yengem de, “Abinle barış, gerisini bana bırak!” diyerek 
dudağıma yapıştı. Öpüşürken yengemin götünü avuçladım, “Ozaman birdahakine burayı da sikeceğim!” dedim. “Götten mi sikeceksin?” dedi. “Evet, götünü sikeceğim!” dedim. “Bakarız çaresine!” dedi. Bizim bahçeden çıktık, sessizce onların bahçesinden içeri girdik (onların da evi 
müstakil ve bahçeli). Eve yaklaşınca dudağından öptüm, “Dur gören olur!” dedi. Götünü tekrar avuçlayarak, kulağına, “Burayı ne zaman sikeceğim?” dedim. Yengem de, “En kısa zamanda, sen yeter ki abinle barış!” dedi. Pencere açıktı, ordan içeri girdi. İkinci sikişmemizde yengemi götten de sikeceğim için sabırsızlanıyorum!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder