Ben Yasemin'i hiç görmemiştim. Sadece Burağın anlattıklarından, kadının çok isterik ve azgın olduğunu biliyordum. Yasemin, her türlü fantaziye açık, kocasıyla sex konusunda sıkıntısı olan, 27 yaşında, türbanlı bir bayanmış. Küçük memeli ve küçük götlü, 1.68 boyunda, 50 kiloda, kumral bir kadınmış. Burak, Yasemin'le internetten tanıştıklarını, yaklaşık 2 yıldır görüştüklerini, bir kez Burağın ortağıyla 3'lü yaptıklarını söylemişti. Hiç görmemiş olmama rağmen, Burağın anlattıkları Yasemin'i çok istememe sebep olmuştu. Yasemin'in sert sikilmekten hoşlandığını, sexte herşeye açık olduğunu, götten sikilmeyi ve oral sex yapmayı çok sevdiğini öğrenmiştim. Bunu okuyan her erkek, böyle bir orospuyu ben gibi arzulamıştır eminim.
Burak'la, karımın şehir dışında (Annesinde) olduğu bir Pazar gününe anlaştık. Burak Kastamonu'ya geldi, buluştuk. Yasemin'i de anlaştığımız yerden arabaya alıp, evime geçtik. Yasemin türbanlı, zayıf ve hoş bir bayandı. Evde birkaç dakika havadan sudan sohbet ettik. Sonra ben odadan çıkınca Yasemin peşimden geldi ve koridorda dudaklarıma yapıştı. Bana tecavüz edercesine öpüyordu. Ben de karşılık verdim ve hemen bir elimi götüne, bir elimi memelerine attım. Elbiselerinin üstünden sertçe okşayarak öpüşüyorduk. O da boş durmuyor, pantolonumun üstünden yarağımı okşuyordu. Benim heyecanım tarif edilemezdi. Hem daha 10 dakika önce tanıştığım evli bir bayanla sevişiyordum, hem de ilk kez grup yapacaktım.
Koridorda Yasemin'le ayakta birbirimizi soyarken Burak yanımıza geldi. O da arkadan Yasemin'in kalçalarını okşamaya başladı. Sonra da Yasemin benle sevişirken Yasemin'i soymaya başladı. Yasemin pantolonumu indirip yarağımı ağzına aldı. Hiç yarak görmemiş gibi sakso çekiyordu, bu kadar isterik ve azgın bir kadını ilk kez görüyordum. Burak onu soyunca, Burak'la öpüşmeye başladı ve bana arkasını döndü. Ben de hemen küçük götünü avuçladım ve alttan amına yarağımı bir iki sürttükten sonra amına girdim. Amı oldukça sulanmıştı ve kolayca aldı yarağımı. Yasemin bir taraftan da Burağın pantolonunu indirip ona sakso çekmeye başladı. O sırada biz Burakla göz göze geldik. Aramızda mükemmel bir orospu vardı ve ikimiz de uçmuştuk. Sexte bu kadar rahat, azgın ve hiçbirşeye hayır demeyen, tabusuz, sınırsız bir kadın var deseler inanmazdım.
Koridorda ayakta yasemin Burağın sikini yalarken bir süre amından siktim. Burak daha önce Yasemin'in götten sikilmeyi çok sevdiğini ve girerken rahat olmamı, canı yansada devam etmemi söylemişti. İlk boşalmam ve bu heyecanlı ortamdan dolayı kısa sürecekti. Götünde boşalmak istiyordum. Amından çıkarıp göt deliğine yerleştirdim yarağımı ve yavaş yavaş yüklendim. Yasemin'in suratında acı ifadesi vardı ve "Offff!" diye inliyordu, ama hiç dur falan demedi. Ben de yüklenmeye devam ettim ve yarağımı götüne tamamen soktum. O gene Burakla öpüşüyor ve arada da Burağın yarağını yalıyordu. Birkaç dakika götünden büyük bir zevkle siktim ve götüne boşaldım. Ayakta yorulduğumuz için orda bıraktık. Ama gün uzundu, birer duş alıp, giyinmeden havlularla kahvaltı yapıp, biraz sohbet ederek dinlendik.
Sonra salona geçip koltukta gene öpüşmeye başladık. Yasemin iki erkeğin arasında çok rahat çok istekli idi. Böyle isterik bir kadın olamazdı. 10 kişi sikse zevkten kudurur ama itiraz etmezdi. Bu sefer koltukta Yasemin yarağımı yalarken, Burak amını sikmeye başladı. Amındaki yarağın zevkiyle kuduran Yasemin, gözüme bakarak, beni ağzıyla uçuruyordu. Bu pozisyon karımla en çok yaşamak istediğim pozisyondu. Ben karımın ağzına verirken, bir başka erkeğin de karımı sikmesiydi. Bunu karımla yapamamıştım, ama Yasemin'le harika bir grup yapıyorduk.
Sonra Yasemin, ben yatarken yarağımı amına alarak üstüne oturdu, Burak ta sırtını öperek götüne girmeye başladı. Tost yapmıştık Yasemin'i. Orospu o kadar zevk alıyordu ki, inlemelerini ve bağırmalarını komşular duymasın diye dudaklarını öpmeyi bırakamıyordum. Memeleri de ufak olmasına rağmen uçları fındık gibi ve sertti. Ellerim de memelerini avuçluyor ve uçlarını parmaklarımın arasında sıkarak canını yakıyordum. Bu onu dahada kudurtuyordu. Biraz sonra Burak Yasemin'in götüne boşaldı. Ben de amından sikmeye devam ederken, Yasemin gözüme bakarak sanki delirmiş gibi sarsılarak ve inleyerek boşaldı.
O ince çıtıpıtı kadının böyle değişebilemesi beni çok şaşırttı. Orgazm olurken resmen gözleri kaymış, kendini kaybetmişti. Ben de birkaç dakika sonra amına patladım. Korunduğunu bildiğim için amına büyük bir zevkle boşaldım. Burak yol yorgunu olduğu için dinlendi. Biz Yasemin'le banyoya gittik. Onu kendi ellerimle heryerini okşayarak yıkadım. Dudaklarını da kemiriyodum resmen, tabii kaltak ta benimkini. Önümde çöktürüp suyun altında verdim ağzına. Beni yalayarak boşaltacaktı. Tam boşalırken ağzından çıkarıp, ilk kez bir kadının suratına 31 çekerek boşaldım. 3. kez boşalmama rağmen bayağı bir sperm fışkırmış, yüzüne gözüne saçlarına dağılmıştı. Yasemin'in çok zevk aldığı belliydi.
Dinlenirken sohbet ettik gün boyu. Kocasının seks yapmayı sevmediğini, hiç sikmese aklına gelmediğini anlattı. Ama o çok azgındı. Zaten kocası yeterince sikse bile, ben onun tek erkekle doyabilceğini düşünmüyordum.
Sabah 8:00'de buluşmuştuk ve Yasemin eve akşam 17:00'de dönmek zorundaydı. O saate kadar evde çıplak dolaştık. Mutfakta, banyoda, salonda... dinlendikçe oynaştık ve seviştik. Burak'la beraber tost yapmadık birdaha, ama üçümüz beraber duşta da sikiştik. Hayatımda hiç bu kadar azgın olduğumu hatırlamıyorum. Yaseminin her deliğini defalarca siktim, 5 yada 6 defa boşaldım. Onlar gittiğinde de yorgun ve mutlu bir şekilde, yaşadığım rüya gibi günü düşünerek ve birgün karımı da Tost yapabilmeyi hayalleyerek uyudum :)
Kocam içince grup sex istiyordu sonunda tatilde oldu
25 yaşında 5 yıllık evli bir kadınım. Kocamla aynı yaştayız. Mükemmel bir evliliğimiz var, mutluyum, anlayışlı, her isteğimi yerine getiren bir kocam var. Ama tek sorunumuz cinselliğe bakış açımız. Kocam tam anlamıyla azgın bir erkek. Bense, onun kadar sekse meraklı değilim. Yetiştiriliş tarzım, seksi umacı gibi gösteren ailem, kendimi bakire olarak kocama saklayıp her şeyden kendimi soyutlamam, her şey bir araya geldi, neredeyse Frijit bir kadın oldum çıktım. Yıldırım aşkına tutulup birbirimizi sevdik, flört dönemini kısa tutup evlendik, birbirimizi yeteri kadar tanıyamadan. Sadece, ben ona ilk erkeğim olduğunu anlattım, o da buluğ çağından beri seks yaptığından bahsetti. Sayısız kız ve kadınla yatmış, ama tanıştıktan sonra sadece ben varmışım. Her şeyi bana o öğretecekmiş. Seviştiği hiçbir kadın benim kadar güzel, seksi, gösterişli değilmiş. Gerdek gecesinden başlayarak öğretmeye başladı da. İlk defa bir erkeği çırılçıplak gördüm, kalkmış bir erkekliğe ilk kez yakından bakıp dokundum, bacaklarımın arasına ilk kez bir yabancı el, bir erkek organı değdi. Zifaf korkumu, anlayışlı, sevecen kocamın yardımıyla atlatabildim, tüm gece uğraştıktan sonra, sabaha karşı bekaretimi verdim. Sonrası da hep böyle devam etti. Sürekli kocam istedi, ben verdim. Sadece içki içtiğim nadir günlerde bazen azıp ilk hareketi ben yaptım. Tek kadeh bile beni sarhoş etmeye yeter, rahatlar, gülmeye başlarım. İkinci kadehte hareketlerimi kontrol edemem, o Seks'i görev gibi gören kadın gider, kocama azgın bir fahişe olurum, sonra da sızar kalırım. Sabah başımın ağrısıyla, bacaklarımın arasında kocamın kurumuş dölleriyle, yanımda mutlu mesut yatan kocamla uyanırım. Bundan bir ay önce Antalya'ya tatile gittik. Güzel bir tatil köyüydü. Geniş bir arazinin içinde yayılmış Bungalow tipi, içleri çok güzel dekore edilmiş müstakil evlerden oluşmuştu. Her şey harikaydı, gülüyor, eğleniyorduk. Gündüzleri ortadaki büyük yüzme havuzuna, geceleri köyün içindeki diskoya gidiyorduk. Günlerimiz harika geçiyordu. Üçüncü günün sonunda havuz başında eğlenceler düzenleyen animatör gençle samimi olduk. Adı Hakan’dı ve hep bizimle takılmaya başlamıştı. Kocamla kafaları uyuyor, ben de onlara katılıyordum. Kısa sürede Hakan’ın asıl amacının bana asılmak olduğunu anladım. Hareketleri, bana bakışları değişikti. Tamam yakışıklı çocuktu, güçlü kuvvetli, gösterişli kasları, sportmen vücuduyla güzel bir erkekti. Ama kocam varken ona yüz veremezdim. Kocama birkaç kez ima ederek anlatmaya çalıştım. Gece yatağımızda sevişirken kocama, “Kadir... Şu Hakan... Gözü hep üzerimde... Yiyecek gibi bakıyor. Havuzda iki parça bez var üstümde, onları da gözleriyle soyuyor. Çekiniyorum...” falan dedim. Aldırmadı bile. Güldü, “Sikecek gibi mi bakıyor? Aldırma aşkım... Yanında ben varım. Öyle güzelsin ki, hele o minik bikinilerini giydiğinde öyle seksi oluyorsun ki, zavallı Hakan da her erkek gibi sana bakmadan yapamıyor. Boş ver! Sana bakan diğer erkeklerin yanında, o da, benim güzel, seksi karıma biraz bakıversin! Bence sakıncası yok, biz tatilimizin tadını çıkaralım!” diyerek sevişmeye devam etti. Ne geniş kocam vardı benim. Kendine o kadar güveniyordu ki, kıskanmak kelimesini bilmiyordu bile. Kocam her zamanki gibi misyoner pozisyonunda üstümde gidip gelirken, bu kadar rahatlığın iyi bir şey olup olmadığını sorgulayarak yattım altında. Bir parça kıskansa daha mı hoşuma gidecekti? Kısıtlasa, her şeyime karışsa, kızsa. Karar veremedim bir türlü. Boş verdim ben de. Dikkatimi içime girip çıkan kocamın sikine verdim, bir parça zevk duymaya çalıştım. Ertesi gün tatilimiz yine aynı şekilde devam etti. Yine havuz başı. Yine her boş anında yanımızda biten Hakan. Kocamın olmadığı anlarda onun beni yer gibi bakışları. Bir yandan çekiniyordum, pek yüz vermiyordum, bir yandan da böylesine beğenilmekten, istenilmekten gizli gizli bir mutluluk duyuyor, içim bir hoş oluyordu. Bir yanımda kocam, diğer yanımda Hakan. Bana hayran iki erkeğin arasında kendimi prenses gibi hissediyordum. Beşinci gün akşamı diskoya gittik. Harika bir ortam vardı. İnsanın kanını kaynatan canlı, gürültülü bir müzik, etrafta dünyaya aldırmaksızın dans edenler, öpüşenler, sevişenler... Sütyensiz, dik memelerimi ortaya seren kısacık, askılı bir tişört, altımda mini etek, ayaklarımda yüksek topuklu sandaletler vardı. Yanımda müziğe uygun kıpırdayıp duran kocamla ayakta dikilip etrafı seyrediyorduk. Hakan elinde kokteyl kadehleriyle yanımızda bitti. İçkiye dayanıksız olduğumu bildiğimden pek içmek istemiyordum. Ama hem Hakan’ın, hem kocamın ısrarlarını kıramadım, getirdiği kadehi aldım, içmeye başladık. İşte yine aynı şey oluyordu. Birkaç yudum sonra alkol damarlarımda dolaşmaya başladı. Benim de o evli, ağırbaşlı, ev kadını maskem bir anda çıt diye kırıldı, içimdeki kadın ortaya çıkıverdi. Birinci kadehlerimiz bittiğinde Hakan hemen gidip ikincileri getirdi. Ben de onlara katılmaya, olduğum yerde kıpırdayıp dans etmeye başladım. İkinci kadehlerimizi fondip yapıp kocamla kendimizi dans pistine attık. Loş ışığın altında yanıp sönen, dönüp duran ışıklar, gümbür gümbür çalan hareketli müzikler... Biraz sonra Hakan yanımıza geldi, yanımızda dans etmeye başladı. İki erkekle beraber dans ediyordum. Oryantal müzik başladı. En sevdiğim müzik. Kıvrılıyor, bükülüyor, uzun saçlarımı, mini eteğimi savurarak, müziğin ritmini içimde duyarak dans ediyordum. Hakan ve kocam da karşımda alkışlarıyla tempo tutuyorlardı. İkisinin de gözleri benim her yerimde dolaşıyor, bense onların arzulu bakışlarının altında bir profesyonel dansöz gibi kıvırıyordum. Müzik bitti, masamıza döndük. Hakan tekrar içki getirdi. Ben artık kendimi iyice koyvermiştim. Bir dikişte onu da içtim. Olduğum yerde devam eden çılgın dans müziğinin etkisinde masada oturan erkeklerin önünde dans ediyordum. Öyle coşmuştum ki, oturduğum koltuğun üzerine bile çıktığımı hatırlıyorum. İkisi de, hatta etraftaki erkekler de aşağıdan beni izliyorlardı. Savrulan minicik eteğimin altına giydiğim tanga külodu bile görüyorlardı eminim... Ve alkolün verdiği cesaretle buna aldırmıyordum bile. Hatta hoşuma gidiyordu bana öyle bakmaları... Kocam da beni durdurmak, aşağıya indirmek için hiçbir hareket yapmıyordu. Sanırım bana bakmaları kocamın da hoşuna gidiyordu. Bir süre sonra yoruldum. Hareketli dans, fazla kaçırdığım alkol iyice etkilemiş, ayakta duramıyordum. Başım dönüyordu. Gülüyor, saçma sapan konuşuyordum. Kocam koluma girdi, “Hadi gidelim hayatım, sen iyice zom oldun. Hakan bana yardım eder misin, karımı odamıza çıkaralım...” dedi. İki yanıma geçip kollarımı boyunlarına attılar, beni kaldırıp diskodan çıkardılar. Aslında onların da benden farkları yoktu, onlar da iyi içmişlerdi. Kahkahalarla gülüyorlar, konuşuyorlar, dengelerini zor sağlıyorlardı. Ama ne de olsa erkek olduklarından içkiye daha dayanıklıydılar. Diskodan çıktık. Odamıza kadar olan yol boyunca kocamın eli sırtımda, Hakan’ın eli ise belimde, kalçalarımdaydı. Ben yürüdükçe elini kalçalarımda okşarcasına oynatıyordu. Öyle sarhoştum ki, tepki veremiyordum, o da okşamalarına devam ediyordu. Odamıza geldik, kapıyı açtılar, içeri girdik hep birlikte. Beni yatağın yanına kadar getirdiler. Önce oturdum, sonra başım dönünce sırt üstü attım kendimi. Altımdaki mini etek sıyrılmış, küloduma kadar meydandaydı, biliyordum fakat aldırmıyordum. Bu kafayla, gecenin bu saatinde etek düzeltmekle uğraşacak halim yoktu hiç... Hakan da ayakta, hemen önümde duruyor bana bakıyordu. Sanırım tanga külodumun manzarası hoşuna gitmiş olmalıydı, gözlerini ayıramıyordu benden. Kocam yandaki koltuğa oturmuş, mini buzdolabından içecek bir şeyler aranıyordu sarhoş sarhoş. Hakan bana bakmayı bırakıp, isteksizce iyi geceler diledi. Kapıya yönelmişti ki, kocam elinde içki şişesiyle seslendi, “Nereye Hakancım? Gel birer içki daha alalım dostum, cila olur!” diye davet etti. Hakan da üstüne atladı, teklifi hemen kabul etti. Beni izlemeye doyamamıştı anlaşılan. Daha ilk içkilerini içerken kocam esnemeye başlamıştı. Bu arada Hakan’ın telefonu çaldı. Balkona çıkıp bir süre konuştu. Konuşurken bile gözleri benim üzerimden ayrılmıyordu, görüyordum. Hakan balkondayken kocam içkisini bitirmiş, koltukta kaykılıp horlamaya başlamıştı. Konuşmasını bitiren Hakan kocamın yanına geldi, “Kadir abi!” diye seslendi, horlayarak uyuklayan kocamı dürttü birkaç kez, uyandırmaya çalıştı. Kocam halen uyumaya devam ediyordu. Onu bıraktı, benim yanıma geldi. Ben kolumu bile kaldıramıyordum, kısık gözlerimin arasından etrafımda fıldır fıldır dönen odada olup bitenleri izlemeye çalışmakla yetiniyordum sadece. Yanıma oturdu. Uzun uzun beni seyretti. Her zamankinden farklı, boğuk bir sesle, “Bukeett!” diye seslendi bana. Başımı hafif kaldırıp aynı tonda, peltek peltek yanıtladım, “Efendiimmm?” diye. Gülüyordum bir yandan da. “Sen niye bir içki daha içmiyorsun Buket?” dedi. Elimi tutmuş okşuyordu bunu sorarken. “Çok sarhoş oldum Hakancım. İçki istemiyorum artık...” dedim. O da, “Canım, daha çok soda var bunun içinde. Bak, bu hapı da içine atıyorum. Bu ilaç baş dönmesine, sarhoşluğa birebirdir, etkilerini azaltır!” dedi. “Azaltır mı? Heyy, güzelmiş. Ver bari içeyim!” dedim, kolumu zorla kaldırıp kadehi aldım elinden, sırtımı yatağın başlığına dayayıp yudum yudum içtim. O da benimle beraber kendi içkisini yudumlarken havadan sudan konuşup duruyordu. Bu arada benden taraftaki elini de dizime atmıştı. Sonra o konuşmaya devam ederken, dizimdeki eli çok yavaş hareketlerle bacağımı okşamaya, hafif hafif yukarılara doğru ilerlemeye başladı. Umursamadım. Zaten bir şey yapacak, karşı koyacak halim de, niyetim de yoktu. Biraz sonra okşamaların dozu arttı, bacağımdaki el yine okşaya okşaya eteğimin altına girdi. Adeta bir yılanın süzülmesi gibi ilerliyordu bacaklarımda. Hoşuma da gidiyordu okşaması. Kedi gibi gerindim uzandığım yerde. İçimde bir şeyler akmaya, kaynamaya başladı. Bacaklarımın arasında okşayarak ilerleyen eli şimdi küloduma ulaşmış, amımı okşuyordu tanga külodumun üzerinden. Yarım ağızla itiraz ederek doğrulmaya çalıştım, “Aaa... Ne yapıyorsun Hakan?” dedim peltek peltek. “Şşşş! Sakin ol canım. Seni sikmek istiyorum sadece!” diyerek omuzlarımdan tutup geriye bastırdı beni. Direkt olarak sikmekten bahsetmesi komiğime gitmişti. Kızacağım yerde gülerek, “Terbiyesiz!” dedim. Elimi eteğimin altında kıpırdayıp duran elinin üstüne koydum ve “Ahh Hakan... Çok terbiyesizsin, biliyor musun? Hem terbiyesiz, hem yakışıklısın! Sana, heykel gibi vücuduna, kaslarına, mayonu kabartan sikine baktıkça bakasım geliyor! Bitiyorum Hakan! Yağlarım eriyor! Islanıyorum!” dedim. Sarhoşluğun verdiği cesaretle kelimeler istemsizce ağzımdan dökülüyordu. İçimden geçirdiğim, kendime bile söylemediğim şeyleri dile getiriyor, duygularımı, hayranlığımı itiraf ediyordum ona... Hakan, “Ben de sana hayranım aşkım! Bu güzel, biçimli vücuduna, gülüşüne, seksiliğine. Hastayım sana. Seni ilk gördüğüm anda da, her gördüğümde de sikim kalkıyor! Seni sevmek, okşamak, sikmek için deliriyorum! Ohhh! Çok güzelsin yavrum! O gün bu gün! Şimdi seni sikmek üzereyim! İsteğim oldu! Kocanın yanında sikecem seni! Onun gözlerinin önünde! Her yerini sikecem! Bu gece benimsin! Benim kadınımsın! Benim!” dedi ve elimi tutup kucağına koydu. Pantolonunun altında sertleşmiş, kazık gibi olmuş aletini tutturdu bana. “Şuna baksana! Nasıl istiyor seni! Amına girmek için sabırsızlanıyor yarağım! Ohhhh! Bebeğim benim! Canımmm!” dedi. Cevap verecek halim bile kalmamıştı. Onun böyle kaba, müstehcen, amlı, sikli, yaraklı kelimeler kullanarak konuşması da ayrı delirtiyordu beni. Tahrik oluyordum. Kocamdan pek duymadığım, konuşmasına izin vermediğim, susturduğum sözcüklerdi bunlar. Kendimi bıraktım bende. Beni seven, okşayan eline karşı koyacak gücüm yoktu. Tam tersine, karşı koymak şöyle dursun, daha da ilerlesin, okşasın, sevsin istiyordum. Kanım kaynıyordu. Amımı okşayan el iyice cüretini arttırmış, külodumu çekip çıkarıvermişti. Parmaklarını içime sokmuştu. Islanmaya başlayan amımın dudaklarını, klitorisimi okşuyordu parmaklarıyla... Kocama bakmayı akıl edebildim o durumdayken. Halen koltuğun üzerinde kaykılmış horlayıp duruyordu. Top atılsa duyacak hali yoktu. Sonra, bir şeyin farkına vardım. Kasıklarımda bir yanma başlamıştı. Alev alev yanıyordu amım, etrafı, içleri kaşınıyordu. Sanki vücudumun bütün kanı oramda toplanmıştı. Adeta tüm kanımın damarlarımda oraya doğru ilerlediğini hissedebiliyordum. “Ne oluyor bana böyle?” diye sormaya çalıştım. Hakan cevap bile vermedi bana. Eteğimi belime kadar sıvamış, başını kasıklarıma eğmiş, tüm dikkatini amıma vermişti. Dirseklerimin üzerinde doğrulmuş, ne yaptığını anlamaya çalışıyordum sarhoş kafayla. Dudaklarını yapıştırdı amıma. Dilini çıkarmış, bir köpek yavrusu gibi yalıyor, dudaklarıyla somuruyordu amımı. “Mmmmhhh!” diye inledim, “Ohhh, Hakan! Ne yapıyorsun sen?” dedim fısıltıyla. Yalamayı bırakıp bana baktı başını kaldırıp, “Amcığını yalıyorum canım! Güzel amcığını! İstemiyorsan bırakayım? Ne diyorsun? Bırakayım mı?” dedi. “Yoo! Hayır! Sakın bırakma! Çok güzel! Devam et!” diye atıldım hemen, “Yalaman hoşuma gidiyor, amımın ateşini alıyor sanki. Ne oluyor bana böyle Hakan? Amım yanıyor sanki. Ne yaptın bana sen? Yoksa... Koyduğun hap...” dediğimde, gülümsedi, “Sadece içkine azdırıcı koydum güzelim. Bu gece seni sikmem için yalvaracaksın bana! Sikimi sokmam için, amından götünden sikmem için, sikimi yalayabilmek için bana yalvaracaksın!” dedi. “Yoo! Hayır! Asla yapmam, yapamam senin dediklerini! Ben evli bir kadınım, kocamın yanında nasıl yaparsın bunu bana Hakan?” diye itiraz ettim gücümün kalan son kırıntılarıyla. Beni bıraktı, ayağa kalkıp üzerindeki pantolon ve gömleği hızla çıkarıp atıverdi. Sadece slip küloduyla kaldı. Külodun önünde kocaman bir kabarıklık vardı. Sonra külodunu da indirip çıkardı. Havuzda mayosu ıslandığında kabarıklığını gördüğüm ve hep merak ettiğim yarağı fırlayıverdi dışarıya. Kocamınkiyle aynı boyutta, biraz kalınca bir yarağı vardı, taş gibi olmuş, yukarıya doğru kalkmış haldeydi. Bana yaklaştı, yattığım yerden saçımı tutup canımı yakarak kendine çekti. Kasıklarına, yarağına yaklaştırdı dudaklarımı. Ne istediğini biliyordum. Çaresiz dilimi çıkarıp ucunu yaladım yavaşça. Bana, “Bu gece kocan benim tatlım! Yala onu!” dedi sert bir sesle. “Yala ve em!” dedi, sikinin başını ağzıma soktu haşince. Çaresizce dudaklarımı açıp içeriye kabul ettim. Saçımdan asılarak sikini sokup çıkarmaya başladı ağzıma. Diğer elini de uzatıp tişörtümün dekoltesinden soktu, sütyensiz göğüslerimin üzerinde dolaştırmaya, sıkıp avuçlamaya başladı. İnledim. Hoşuma gidiyordu onu yalamak. Kasıklarının erkek kokusu Afrodizyak gibi daha çok tahrik ediyor, delirtiyordu beni, sanki içkime koyduğu ilaç yetmezmiş gibi. Elimi kasıklarıma, apış arama götürdüm. Orada yanan ateşi parmaklarımla okşayıp söndürmeye çalıştım. Ne mümkün! Yanıyordum alev alev. İnce parmaklarım yangını söndürmekte yetersiz kalıyordu. Bir de göğüslerimi avuçlayıp duran el daha da arttırıyordu ateşimi. Sonra ağzımdaki yarağını çıkarıverdi, onu tutan elimden kurtarıp geri çekildi. Yarağını emmekten yalamaktan ıslanmış dudaklarıma yumuldu. Hırsla karşılık verdim dudaklarına. Nefessiz bırakıncaya kadar öptü beni. Sonra dudaklarımı da bırakıp beni yatağa itti, kendisi doğrulup geri çekildi. Yatağın yanında ayakta beni izliyordu ıslak yarağını okşayarak... Elinden oyuncağı alınmış çocuk gibi kalakaldım. Kasıklarımdaki o yanma, amımdaki şişkinlik, kaşıntı hissi halen devam ettiği gibi, sanki şiddeti daha da artıyordu. İki elimi de apış arama götürdüm, sıkıyor, okşuyor, yatağın içinde bacaklarım sımsıkı kapalı kıvranıyordum... Başımı yana çevirdiğimde birden gözüm kocama ilişti! Korktuğum başıma gelmişti. Gözleri açıktı. Bana bakıyordu. Yanıbaşında çırılçıplak bir erkekle beraber yatakta yatan karısına. Dünya başıma yıkıldı sanki. Utandım, yerin dibine geçtim. “Kadir!” diyebildim. Bu arada Hakan üzerime eğilmiş, üzerimde ne varsa bir bir çıkarıp atıyordu. Kısa sürede ben de çırılçıplak kaldım, yatakta kıvranır haldeydim. Duramıyor, içimde yükselen seks isteğini durduramıyordum. Kocamın ifadesiz bakışları parlamaya başladı sanki. Anlayamıyordum. Olan biteni kavrayamıyordum. Neler oluyordu bana böyle? Her zamanki alkol azgınlığı değildi bu. İçime bir şey girmesi, bir yarağın girip beni çılgınca becermesi için deliriyordum adeta. İçimdeki kaşıntıyı, yangını ancak böyle giderebilirdim. Öyle geliyordu bana... Kocama yalvardım, elimi uzatıp çağırdım, “Kadir… Kocam… Yanıma gel… Yatağa… Seni istiyorum… Hemen…” dedim. Kocam ise sarhoş, kolunu kaldıramayacak vaziyette, koltukta beni, bizi izlemekle yetiniyordu. Peltek peltek, tipik sarhoş konuşmasıyla, dilini ağzının içinde zor döndürerek cevap verdi bana, “Karıjımm... Harika görünüyorsun... İkiniz de öyle... Sanki pornolardaki sikişen artistler gibisiniz... Hadi sevişin... Ben sizi seyredeyim...” dedi. Pantolonunu indirmiş, yarı sertleşen sikini eliyle sıvazlayarak bize bakıyordu bunu söylerken. Kulaklarıma inanamıyordum, neler söylüyordu bu adam? Hakan atılıp söze karıştı, “Kadir abiden sana hayır yok. Benim seni sikmemi istiyor. Öyle değil mi Kadir abi? Karını becermemi ister misin? Şimdi, şurada, gözünün önünde sikeyim mi güzel karını? Seksi karını?” dedi. Kocam başını salladı onaylayarak, “Evet, karımı sik Hakan! Becer onu! Sik kaltağı! Amına koy karımın! Seksin ne olduğunu öğrensin! İsteyip de alamamak neymiş öğrensin! Yalvarmayı öğrensin!” dedi. Hakan bana döndü bu kez, “Sen ne diyorsun aşkım? Sikilmek istiyorsun değil mi? Oh, yavrum benim! Nasıl da kıvranıyorsun seks için, sikilmek için. Amcığından sular akıyor. Deli gibi sikilmek istiyorsun, biliyorum. Şu anda kim gelse sikilmeye razı vaziyettesin. Defalarca denedim bu hapı, etkilerini çok iyi biliyorum. Sabaha kadar siksem doymayacaksın artık! Durmadan sevişmek istiyorsun şu anda. Ama hayır, yalvar bana! Sikmem için yalvar! Amına koymam için, yarağımı amına sokmam için yalvar! Yoksa düzmem seni, sikmem!” dedi. Doğru söylüyordu. Öyle bir istekle kıvranıyordum, öyle bir çılgınca sevişme arzusu, sikilme isteği sarmıştı ki bedenimi. Bacaklarımı sımsıkı kapayıp amımı kıstırıyor, kollarımı kendime sarıp içimdeki kahredici isteği gidermek istiyordum. Ama nafile, dediğini yapmaktan başka çarem yoktu. Kısık sesle istediğini yaptım, “Lütfen Hakan...” diye kekeledim. Elini kulağına götürdü, gülerek, “Efendim? Duyamadım tatlım! Yüksek sesle söyle! Ben de, kocan da duyamıyoruz. Ne istiyorsun benden?” dedi. Artık sabrımın sonuna gelmiştim. Dayanamıyordum. Ne isterse yapmaya hazırdım, yeter ki siksin... “Piç herif, seni istiyorum!” diye bağırdım, “Sik beni alçak! Ne istediğimi biliyorsun orospu çocuğu! O hapı atarken bu duruma düşeceğimi biliyordun. Becer beni artık! Sik! Ne istersen yaparım, gel artık!” deyip, bacaklarımı olabildiğince ikiye ayırdım. Elimle amımın dudaklarından tutup açtım. İçinden sular akan pembe çiçeğimi ona gösterdim. Umutsuzca yalvardım. Onun sözcükleriyle, “Lütfenn... Seni istiyorum... O şeyini sok içime... Sikini... Yarrağını sok... Yalvarıyorum!” dedim. Gözlerimden yaş gelmeye başlamıştı, bayağı ağlıyordum istemsizce... “Peki aşkım, madem çok istiyorsun sikmemi, istediğini vereyim ben de! Öyle değil mi Kadir abi? Bak nasıl ağlıyor karıcığın! Sikmemi istiyor benden! Sikmem için yalvarıyor bana!” dedi. Elini uzatıp yanaklarımdan akan gözyaşlarımı sildi, “Canım benim, kıyamam sana! Nasıl da ağlıyor, şuna bak Kadir abi!” dedi. Kocam da, “Hadi artık Hakan! Sen de yalvartma artık. İstediğini ver karıma! Bak ben de bekliyorum, sik artık şunu!” dedi. Hakan sonunda dediğini yaptırmış, sikilmek için yalvartmıştı beni. Gözyaşlarımdan ıslanan yanağımı okşayan elini tutup avuçlarını öptüm, kendime çektim umutsuzca. Gülümseyerek geldi, bacaklarımı aralayıp arasına girdi. Sertleşmiş sikini tutup amıma sürttü. “Ohhhh!” diye inledim kıvranarak. Gerisinin gelmesini bekledim. Gelmedi. Sikini su içinde kalmış, ıslak yarığım boyunca ileri geri sürtüyor, klitorisimi sikiyle okşuyor, delirtiyordu beni. Sikinin bu ilk teması bile yetmişti bana. İlk kasılmalarımı yaşadım. Daha içime girmeden orgazm oluyordum. Amımdan sular fışkırıyordu adeta... Tişörtümü alıp bacak arama sürdü, amımın ıslaklığını aldı. Amımın sularıyla ıslanmış tişörtümü burnuna götürüp kokladı. Sonra yavaş hareketlerle sikini amımın girişine nişanladı, başını dayadı. Dışı kuruyan amıma zorla sokmaya başladı. Acıyla inledim. Aldırmadı bile. Amımın dudaklarını ikiye ayırıp sokmaya devam etti. İçimden gelen zevk suları tekrar akmaya, amımı kayganlaştırmaya başlamıştı hemen. Yarıya kadar soktu, geriye çıkardı. Tekrar soktu. Bu kez bir hamlede dibime kadar girmişti yarağı. Boynuna sarıldım sımsıkı. Kendime çektim. Öyle bir zevk alıyordum ki, “Ahhh! Çok güzel!” diye inledim. Öylece kaldı içimde. Hareket etmiyordu. “Hadii! Devam et! Sik beni Hakan!” dedim... Başını ellerimle tutmuş, dudaklarına çılgınca öpücükler konduruyordum. Gidip gelmesini istiyordum içimde, ama o hareketsiz duruyordu. Bu kez ben kalçalarımı kaldırıp indirmeye, sert yarağının amımda gidip gelmesini sağlamaya başladım. Delirmiştim adeta. Deli kuvveti gelmişti bana. Bacaklarımı beline dolayıp yana devrildim, erkeğimi sırt üstü yatırıp üzerine çıktım bir anda. Şimdi üstünlük bendeydi. İstediğim gibi hareket edebilirdim. O içimi kavuran istekle, inip kalkmaya başladım. Dizlerimin üzerinde yükseliyor, başı dışarıya çıkana kadar durmuyordum. Sonra hızla oturuyor, içimi yaran yarağı dibime kadar dayanıyor, kasıklarımız birbirine yapışıyordu... Bir makine gibi devamlı tekrarlıyordum bu hareketi. Kasıklarındaki kılların klitorisime sürtünmesi öldürüyordu zevkten. Tekrar boşaldım o zevkle. Hakan’da ise tık yoktu. Boşalmamıştı. Dimdik yarağı içimde, emrime hazır bir asker gibiydi. Boşalmam bitince beni yana devirdi. Kalktı, belimi tutup domalttı yatağın üzerinde. Arkamdan girdi bu kez amıma. Dakikalarca gidip geldi. Zevk sularım bacaklarımdan yatağa süzülüyordu. Elimi araya sokup parmağımı klitorisime götürdüm. Başım yastıkta, domalmış vaziyette, parmaklarımla klitorisimi okşayıp sıkarken, Hakan da piston gibi gidip geliyordu içimde... İyice hızlandırdı hareketlerini. Ben yine yükselmeye, orgazma yaklaşmıştım ki, aniden çıkıverdi içimden. Böğürüyordu adeta. Belimde, sırtımda sıcak dölleri hissettim yağmur gibi. Boşalıyordu. Tam orgazma yaklaştığım anda aniden içimden çıkması delirtmişti beni. Yatağa attım kendimi. Parmaklarımla kendimi okşamaya, klitorisimi hırpalamaya devam ettim. Beni heyecanla izleyen iki erkeğin önünde, yatakta kıvrana kıvrana kendimi tatmin ediyordum. Bağıra bağıra boşalmaya başladım az sonra. Dakikalarca kasıldım, titredim, inledim... Kasılmalarım bittiğinde çarmıha gerilmiş gibi kollarım, bacaklarım açık kala kaldım. Bitmiştim. Kollarım tutmuyordu. Nefes nefese, soluk almaya çalışıyordum. Göğsüm körük gibi inip kalkıyordu. Ter içindeydim. Sırtımda Hakan’ın dölleri vardı, yattığım yerde
ıslaklığını hissediyordum. Hakan elimden tuttu, kaldırıp koluma girdi, banyoya götürdü beni. Duşun altına soktu, bir güzel yıkadı, çıkarıp kuruladı. Tekrar yatağa getirip yatırdı. Gidip kendisi duşun altına girdi. Benimse parmağımı kıpırdatacak halim yoktu. Sırt üstü serilip kalmıştım yatakta... Birden bacaklarımın arasında bir temas hissettim. Zorla gözlerimi açıp baktım. Kocamdı. İnledim, “Yoo! Hayır!” dedim. Kocam bana aldırmıyordu bile. Teni ıslaktı, su damlacıkları süzülüyordu. O da duşa girmiş, sarhoşluğunu atmış gibiydi. Bu kez kocam bacaklarımı araladı, kalkmış sikini amımasoktu. O tanıdık zevk ateşi anında tüm vücudumu sardı yine. Kendime inanamıyordum. Az önce boşalmıştım. On dakika olmamıştı daha. Ama içime giren kocamın sikini iştahla, sevişmeye yeni başlamış gibi alıyordum amıma... Bacaklarımı ayırıp içimde yükselen şehvetin kollarına bıraktım kendimi. Gözlerim kapalı, kocamın içimde gidip gelen sikini hissetmeye çalışıyordum. Dudaklarıma temas eden bir sıcaklıkla gözlerimi açtım. Duştan çıkan Hakan yanımıza gelmiş, belindeki havluyu eliyle tutup tekrar sertleşmiş sikini dudaklarıma sürüyordu. “Aç ağzını! Yarrağımı ağzına al! Yala canım!” dedi. Dediğini yaptım hemen. Ağzımı kocaman açtım, sikini dudaklarımın arasından kaydırıverdi. Dudaklarımı kapatıp ağzıma alabildiğim kadarını somurmaya başladım. Dilimle de ağzımın içindeki kısmını okşuyor, emiyordum. Kocam da içimde gidip gelirken gözlerini benden ayırmıyor, karısını paylaştığı adamın sikini nasıl yaladığıma bakıyordu. Zevk aldığı belliydi, bizi izledikçe içimde gidip gelen sikinin daha da büyüdüğünü hissediyordum... Kendime, yaptıklarıma, yaşadıklarıma inanamıyordum. Bir rüyada, bir porno filmde gibi hissediyordum kendimi. Kocam bacaklarımın arasında, içimde gidip geliyor, ben elin adamının sikini ağzıma almış her tarafını yalayıp emiyordum. Bir elimle de alttan sarkan taşaklarını okşuyordum sürekli. Sikini bana emdiren Hakan’ın eli memelerimde dolaşıyor, okşuyor, uçlarını sıkıyordu. Kocamsa ayak bileklerimi tek eliyle tutup bacaklarımı havaya kaldırmış, iyice daralan amımda gidip gelirken, zevk sularımla ıslattığı parmağıyla götümün deliğini okşuyordu... O seks yapmayı görev gibi gören kadın mazide kalmıştı. Onun yerine azgın bir fahişe gelmişti. Azgın. Doyumsuz. Her yerimden, her deliğimden ayrı zevk alıyordum. Sürekli. Durmaksızın. Zevkten delirmek üzereydim... Önce Hakan’ın ağzımın içinde emerek, dilimle okşayarak emdiğim siki kasılmaya, ayı gibi homurdanmaya, boşalmaya başladı. Saçlarımdan tutup sikini dibine kadar ağzıma soktu. Midem bulanıyor, öğürmek, sikini çıkarmak istiyordum. Ama bırakmadı. Aksine bastırıyor, bademciklerime kadar sokuyordu sikini. Sıcak spermlerinin boğazımdan aşağıya kaydığını hissettim. Hiç bitmeyecek gibiydi boşalması. Sanki az önce boşalan o değildi... Kocam da hiç durmadan içimde gidip geliyordu, hızlanmaya başlamıştı. Hakan’ın orgazm iniltileri onu da ateşlemiş, o da kasılmaya başlamıştı. Gerilen vücudunu, daha da büyüyen sikinin amımda gidip gelmelerini hissediyordum. Hakan’ın ağzımın içine boşalması bitmeden, kocam da amıma boşalmaya başladı. Aynı anda, iki erkek birden döllerini akıtıyordu içime. Biri ağzıma, biri amıma. Bu da beni ateşledi. Tekrar orgazm olmaya, kocamın sikini amımla sağmaya başladım. Üçümüz birden boşalıyorduk. Odanın içini inlemeler, zevk feryatları kaplamıştı. Müthiş bir koro halinde, devinip duran, kasılan, şehvet ateşiyle yanan çırılçıplak bedenlerimizle yatağın üzerinde birbirimize karıştık sonunda... Ateşimize otel odasının kliması bile yetersiz kalmış, ter içindeydik hepimiz. Nefes nefeseydik. Hala yattığımız yerde kasılıp duruyor, kim, neremize denk gelirse birbirimizi okşuyorduk. Kollarımız, bacaklarımız birbirine dolanmıştı. Dakikalarca bu durumda yattık. Sonra kocam kalktı. İkimizin de elimizden tutup bizi kaldırdı, banyoya girdik hep beraber. İki erkek, bir kadın tepemizden akan ılık suyun altında birbirimize sarıldık. Ben ortalarında, kocamın dudaklarını öperken, Hakan arkamda boynumu, omuzlarımı öpüyordu. Suyun dinlendirici etkisiyle kendine gelen bedenlerimiz birbirine yapışmış gibiydi. Erkeklerimin tekrar kıpırdanmaya başlayan siklerinin temasını, vücudumda dolaştıklarını hissediyordum. Biri önden, diğeri arkamdan, bacaklarımın arasına girmişti. Hakan banyo rafına uzanıp duş şampuanını aldı, avucuna bolca döktü, bedenimin her yerini köpükler içinde bıraktı. Kocam da ön tarafımda aynı şeyi yaptı. Gözlerimi kapattım. Kendimi onların vücutlarının kaygan temasının, köpüklü ellerinin tüm vücudumda dolaşmasının verdiği zevke bıraktım. Kedi gibi mırıldanıyor, zevkten inliyordum aralarında... Döndüm, ikisine birden sarıldım. Ortada değildim şimdi, onlardan biriydim, birbirine sarılmış, köpükler içinde üç bedenden oluşmuş tek bir varlık gibiydik. Zevk içinde birbirimize sarılıyor, okşuyor, öpüşüyorduk. Dudaklarımız, dillerimiz birbirini okşuyordu. Erkeklerim bana sarılıp okşadıkları gibi birbirlerini de okşuyorlardı. Kocam kulaklarımı, dudaklarımı öpücük yağmuruna tutarken, eli Hakan’ın gelişmiş kaslarında dolaşıyor, göğsünü okşayarak aşağıya inip dimdik havaya dikilmiş yarağını sıvazlıyor, oradan bana geçiyor, okşayarak kasılan karnımdan yukarıya, memelerime kadar çıkıyor, memelerimi avuçlayıp beni zevkten inletiyordu. Ardından aynı şeyi Hakan da kocama ve bana uyguluyordu. Katıksız, saf bir şehvet duygusu kaplamıştı üçümüzü de... Hakan okşamayı bırakıp, güçlü kollarıyla beni havaya kaldırdı. Kaygan sikini altımdan amıma sürtmeye başladı. Bacaklarımı beline, kollarımı boynuna sarıp işini kolaylaştırmaya çalıştım. Yavaş yavaş aşağıya indirdi, çengel gibi beni yarağına astı adeta. Sikinin hepsi içimdeydi. Boynuna sarıldım sımsıkı... O arada kocam da arkamda ikimize birden sarılmış durumdaydı. Onun da kalkmış sikini götümün deliğinde hissettim. Hakan’ın kalçalarımı kavrayan elleri onları ikiye ayırmış, minik göt deliğimi kocamın girişine hazır hale getirmişti. Kocam duş şampuanının köpükleriyle kayganlaşan sikinin başını göt deliğime sürtüyor, beni delirtiyordu. Hiç yapmadığım bir şeydi bu. Kocama değil götümü siktirmek, sözünü bile ettirmemiştim. Şimdiyse, göt deliğimin kenarlarında dolaşıp duran, okşayan kocamın sikinin verdiği zevk, Hakan’ın amımdaki sertliğinin verdiği zevke karışmış durumdaydı. Merakla bekliyordum başıma gelecekleri... Kocam yüklenip bastırdı, kaygan sikinin başını yine köpükle kayganlaşmış minik göt deliğime soktu. Dudaklarımı ısırıp inledim. Hakan’ın dudaklarına kapandım. Pek beklediğim gibi acımamıştı. Sanırım köpüklerin etkisiyle olmuştu bu. Başı giren sik artık pek zorlukla karşılaşmadan yavaş yavaş girdi, girdi, sonunda kocamın kasıklarını kaba etlerimde hissettim. İki deliğim de dolmuştu şimdi. İçimdeki sikler sanki birbirlerine sürtünüyorlardı. Dudaklarımı ısırdım. Biraz acı. Çokça zevk... Önde Hakan belini oynattı, kalçalarımı indirip kaldırdı, içimde gidip geldi, durdu. Bu kez kocam arkamda, götümde gidip geldi birkaç kez, o da durdu. İnanamıyordum. Aldığım zevk bitirmişti beni. Hem amımdan, hem götümden sikilmek. Bayılmıştım buna. Hayatımda tatmadığım zevkleri tadıyordum... Ardından kocalarım bir makine ritminde çalışmaya başladı. Biri giriyor, diğeri çıkıyor, arkamdaki boşaltırken, önümdeki dolduruyordu zevk bölgemi. Dayanamıyordum, öylesine bir zevk alıyordum ki, inlemeye, feryat etmeye başladım. Hakan hemen dudaklarıma yapıştı, sesimi boğdu. Şimdi onun ağzının içinde boğuk boğuk inliyordum... Bir süre sonra yoruldular, dinlenmek için durdular. Bu kez Hakan’ın boynuna asıldım, kalçamı indirip kaldırmaya başladım. İçimde hareketsiz duran taş gibi sikler, içimde alçalıp yükseliyor, aynı anda deliklerime girip, aynı anda çıkıyorlardı. Bu da zorluyordu beni. Bacak aram patlayacak gibi geriliyor, zorlanıyordum... Sonra onlar harekete geçti, tekrar pompalamaya başladılar. Banyonun içinde vücutlarımızın çarpışmasıyla çıkan sesler, üçümüzün zevk inlemeleri yankılanıyor, bu sesler bizi daha çok baştan çıkarıyordu. Kocam bir süre sonra götümden çıktı, “Çocuklar, ben çok yoruldum!” dedi. Hakan amımdan çıkmadan, “Sen şurda yere yat Kadir abi! Biz sana gelelim!” dedi. Kocam duşun altından çıktı, sırt üstü banyonun fayanslarının üzerine sırtüstü uzandı. Siki dimdik havadaydı. Hakan beni kucakladı, kocamın yanına gittik. Arzudan titreyerek kocamın üzerine çıktım, sikini bir hamlede amıma aldım. Birkaç kez oturup kalktım... Hakan arkamdan yanaştı, butlarımı ikiye ayırdı. Gçtümün deliğini iyice açıp sikini dayadı. Bu kez yer değiştirmiş oldular. Biraz daha kalın olan Hakan’ın sikini zorlanarak alabildim götüme. Yine dolmuştum. Yine harekete başladık. Zevk makineleri önümde, arkamda çalışmaya başladılar. Zevkten çıldırıyordum. Taş gibi siklerin içimde kayarak ilerlemeleri, girip çıkarken içerilerimi okşamaları, içimde çarpışmaları, iki deliğimin arasındaki etleri ezmeleri delirtiyordu beni... Sonunda kaçınılmaz sonuç. Orgazm. Katıksız zevk. Küçük ölüm. Gözlerim kaydı, titremeler, kasılmalar başladı. Ben kasılırken içimdeki sikleri de ezmeye başladım. Girip çıkmakta zorlanıyorlardı. Kocam alttan bağırmaya başladı, “Ohhhh Aşkımmm! Amcığın delirtiyor beni! Geliyorum!” diye. Hakan da arkamda biteviye hareket halindeydi. Belimi tutan parmakları kasılıyor, kalçalarının hareketi artıyor, götümde gidip gelen siki daha çok girip çıkıyordu. Yine aynı anda boşalıyorduk, üçümüz birden. Kocam altımda amımın içine, Hakan arkamda götümün içine döllerini boşalttılar bağıra bağıra... Boşalmamız bittiğinde halsiz kalmıştık. Her iki deliğime de boşalan erkeklerimin bıraktığı döller bacaklarımdan aşağıya süzülüyordu. Sırayla duşun altına girip çıktık, kurulanan gidip kendini yatağa attı. Pestilimiz çıkmıştı akşamdan beri. Sabahın ilk ışıkları perdelerden süzülmeye başlamıştı. İki erkeğim iki yanımda, birer bacaklarını üstüme atmışlar, ellerini memelerimin üzerine koymuşlardı. Defalarca boşalmanın verdiği tatlı yorgunluk, huzur içinde kendimizi uykunun kollarına bıraktık... Öğleden sonraydı uyandığımda. İkisi de yoktu yanımda. Kalktım, duş aldım, bikinimi giyip dışarıya çıktım. Tahmin ettiğim gibi iki ortak havuz başında şezlonglara oturmuşlar sohbet ediyorlardı. Neşeleri yerindeydi ikisinin de. Gülüyor, kahkahalar atıyorlardı. Beni görünce kalktılar, ikisi de yanıma gelip yanaklarımdan, dudağımdan öptüler, sevgiyle sarıldılar... Orada kaldığımız üç gün boyunca ayrılmadık birbirimizden. Geceleri aynı yatağı paylaştık. Sabahlara kadar seviştik. Tatil bittiğinde evimize döndük. Kocamla o tatilde yaşadıklarımızdan, Hakan’dan söz açmadık bir daha. Yaşadığımız her şey o tatil köyünde kaldı. Ama kocamla aramızdaki ilişki de mükemmel bir hale geldi. Kocamın tam istediği kıvamda, seksi seven, isteyen, hiçbir şeye hayır demeyen bir kadın olup çıktım. Sevişmek için birimizden birinin istemesi, bir bakışımız yetiyor, birbirimizin kollarına atılıveriyor, saatlerce sevişiyoruz. Ne alkolün rehavetine, ne azdırıcı ilaca gereksinimimiz var. Mutluyuz. Her ne kadar itiraf etmesek, konuşmasak da, ikimiz de biliyoruz ki, bu mutluluğumuzu Hakan’a borçluyuz
Köylü Yengeme Uygulamalı Orgazm Dersi.
Selamlar. Dayım, köyden birisiyle evlenmişti. Yengem çıtı pıtı, güzel sayılabilecek, küçük göğüslü, iri götlü, minyon tipli, ama çok oynak bir kadındır. Evlendikten birkaç sene sonra pek anlaşamadılar. Yengem de nedense boşanmak yerine, evliliğini devam ettiriyordu. Herhalde 2 çocukları olduğundan boşanmak istemiyordu. Ben askerden geldiğimde, yengemle daha sık konuşuyor, dertleşiyorduk. Yengem
bana karşı çok açık konuşur, çekinmezdi. Ben de ona kız arkadaşlarımla olan ilişkilerimi anlatırdım. Yine birgün kız arkadaşlarım hakkında konuşurken, yengem, "Merak ettiğim birşeyi soracağım, ama gülmeyeceksin!" dedi. "Tamam yenge, sor!" dedim. Yengem, "Kadınlar da boşalıyormuş, doğru mu?" deyince, ben birden dondum kaldım. Şaşkınlığımı atınca, "Evet doğru, kadınlar da boşalır, yani Orgazm
olurlar. Sen Orgazm olmanın nasıl birşey olduğunu bilmiyormusun?" dedim. "Hayır, bilmiyorum!" dedi. Bu duruma ne diyeceğimi bilmiyordum doğrusu. Birkaç saniye düşünüp, "Peki, siz dayımla hiç ön sevişme yapmıyormusunuz?" diye sordum. Yengem, "O ne ki?" dedi. "Yani asıl işi yapmadan önce, öpüşüp koklaşıp, birbirinizi yalamıyormusunuz?" dedim. Yengem, "Yooo, hayır, dayın genelde üstüme
çıkar, 1-2 dakikada işini görür yatar!" dedi. Konuşmalarımız çok heycanlı yerlere gidiyordu ki, annem çağırınca, ogün öylece kapandı konu. İnanamıyordum, demek ki bu kadının ateşi bundan dolayı dışına vuruyordu. Çünkü yengem öyle şakalar yapıyordu ki, hemen oracıkta altıma yatırmamak için kendimi zor tuttuğum zaman çok olmuştur. Ama bazen de çok ilginçtir ki, yengem benden uzak duruyordu. Sanırım
evdekilerden çekiniyordu veya korkuyordu. Yengem birgün yine sabahtan bize gelmişti. Annem mutfakta çay demlerken, biz yengemle içerde şakalaşıyorduk. Ben kanepede uzanmıştım, yengem ayakta, bana şakalar yapıyordu. Birden şakayla elinden tutarak kendime çekmemle beraber, yengem bilerek kucağıma doğru oturdu. Götünün altında kalkmış yarağımı hissedince, "Ne oluyor?" diyerek kucağımdan
kalkmaya çalıştı. Ben de, "Seni istiyor!" dedim ve kalkmasına izin vermedim. Yengem, "Saçmalama, ben senin yengenim!" diyerek tekrar kalkmak için teşebbüste bulundu. Ama ben, "Ne var bunda ki yenge? Hem sana boşalmayı öğretirim!" dedim. Yengem, "Annen gelecek, kapatalım konuyu!" deyince, "Tamam, ama bu burada kalmaz, seni istiyorum yenge!" diyerek kucağımdan kalkmasına izin verdim. Yengem
kalkıp yandaki kanepeye oturunca, "Ne kadar istiyorsun göreceğiz!" dedi. Yengemin bu lafından daha da tahrik olmuştum. Ama o da biliyordu ki, o anda birşey yapamazdım, ortam müsait değildi. Yengeme, "Ben seni uygun zamanda yakalarım!" dedim. Yengem, "Zor yakalarsın! Göreceğiz!" dedi. Tam o sırada annem çaylarla içeri girince, doğal olarak konuyu değiştirdik. Yengem bir çay içip, evde işim var diyerek kalktı.
Ben yerimde duramıyordum, yengemle sevişmek için çıldırıyordum. Yengem o iri kalçalarını oynatarak bizim evden ayrıldı. Aklım yengemin kalçalarında kalmıştı, onları ilk defa kucağımda hissetmenin hazzıyla hemen banyoya koştum, 31 çekmeye. Banyoda yarağımı elime alır almaz boşaldım.
Aradan 1 hafta kadar geçti, yengemlere oturmaya gidecektim. Ama hazırlıklı
olmalıydım, onun için gitmeden önce duşumu aldım. Yengemlerin eve vardığımda, baktım çocuklar evin önünde oynuyorlardı. Kendi kendime, (Bu iş tamam, evde yengemden başka kimse yoksa bu iş olur!) dedim. Kalbimin atışları artmıştı. Yarağım bile bu düşüncelerden kalkmaya başlamıştı. İçimden (Ne olur evde başka kimse
olmasın!) diyerek zile bastım. Yengem, "Kim o?" deyince, "Benim yenge, aç!" dedim. Yegem, "Hıı, bir dakika!" dedi ve kapıyı açtı. Morali bozuktu. "Gel buyur..." deyince, "Ne oldu yenge, neyin var?" dedim. Yengem ağlayarak anlatmaya başladı. Kaynanasıyla anlaşamıyorlarmış. İçimden (Ne hayallerle geldik, ne bulduk!) diye geçirerek, "Üzülme
yenge, boşver, takma kafana!" falan diyerek yengemi teselli etmeye çalışıyordum. Morali yerine gelsin diye uğraşırken, yengem, "Başıma ağrılar girdi, çok kötüyüm!" dedi.
Kolonya şişesi TV'nin yanında duruyordu. Aldım geldim ve başladım yengemin başını ovalamaya. 10 dakika kadar ovaladıktan sonra, yengem, "Çok iyi geldi, biraz
rahatladım, ellerin dert görmesin, sana da zahmet oldu!" dedi. "Ne demek yenge, sen yeter ki rahatla!" dedim. Ben arkadan başını ovalamaya devam ederken, yengem başladı omuzlarını oynatmaya, "Omuzlarım da ağrıyor!" dedi. "Merak etme yenge, orayı da ovarım, birşeyin kalmaz!" dedim, başladım omuzlarını ovalamaya. Derken farkettim ki,
sütyenin askıları gözükmüyordu, sanırım yengem sütyen takmamıştı. Arkasından omuzlarını biraz ovduktan sonra, önüne geçerek omuzlarını arkaya doğru sıkıştırarak göğüslerine doğru bakıyordum. Yengem omuzlarını arkaya doğru gerdikçe, göğüs uçları belli oluyordu. Çıldırmaya başlamıştım bile. Göğüs uçları sanki (Yala beni, ısır beni!)
dercesine gömlekten çıkmaya çalışıyorlardı. Yengemin yaşı ilerledikçe, çocuklardan da olsa gerek, o küçük göğüsler irileşmiş, harika duruyordu.
Yengemi sikeceksem zaman kaybetmemeliydim. Ellerimi gömlek yakasından içeri sokup, omuzlarından aşağıya göğüslerine doğru inmeye çalıştım, ama gömlek izin
vermiyordu. Gömleğin bir düğmesi açsam ne tepki verirdi acaba? Bunu denemeliydim, yoksa öğrenemezdim. Bir düğmesi açmak için gömleğin düğmesine elimi atınca, yengem irkildi ve hemen elimi tuttu. Ama ben, "Sakin ol yenge, omuzlarına ulaşamıyorum böyle!" deyince, elini çekti. Ben de fırsat bu fırsat deyip, duğmesini açıp, elimi yavaş
yavaş göğüslerinin üzerine götürdüm. Yengem, "Yapma, çocuklar dışarda!" dese de, ben, "Kendini bana bırak, sana kadınlığını yaşatacağım, Orgazm nasıl olunur öğreteceğim!" diyordum. Yengem, "Ne olur ileri gitme!" deyip dururken, ben, "Tamam!" diyerek göğüs uçlarını parmaklarımın arasına almıştım bile. Artık geri dönüşü yoktu bu işin, bunu
yengem de biliyordu, ama, "Şimdi olmaz, yapma, çocuklar dışarda, heran gelebilirler!" diyebiliyordu sadece. Gömleğinin bütün düğmelerini açtım, o irileşmiş göğüsler önümde hazırdı artık. Eğilerek başladım yengemin göğüslerini yalamaya. Bazen dayanamıyordum, uçlarını kemiriyordum. Yengem, "Yapma, morartacaksın!" dedikçe, ben daha da
çıldırıyordum. Elimi yavaşça şalvarına attım. Yengem, "Yapma, şimdi olmaz!" dese de, aslında acele etmemi istiyordu. Hızlı bir şekilde şalvarını ayağından çekerek çıkartmamla, sadece külotu ile kalmıştı karşımda. Hemen külotunu da çıkararak, yengemi kanepeye doğru uzattım ve başladım hep hayalini kurduğum amını yalamaya.
Ama daha önce hiç amı yalanmadığı için, utangaç biçimde bacaklarını tam açmıyordu zilli. Adeta yeni gelin gibi naz yapıyordu ve bu beni daha da şehvetlendiriyordu. Biran önce amına girmeliydim, ama önce yengemin Orgazm olup boşaldığından emin olmalıydım. 15 dakika kadar amını yaladıktan sonra, yengem başımı ittirerek, kasıla
kasıla Orgazm olup boşaldı. Boşalırken şekilden şekile girmişti. Yengeme, "Şimdi anladın mı Orgazmın ne olduğunu?" deyince, yengem dudaklarını ısırarak sadece kafasını sallayabildi. Hemen yengemin bacaklarını omzuma kaldırıp, amının önünde yerimi aldım ve vıcık vıcık olmuş amına yarağımı soktum. Yengemin, "Ohhhhhh!" diye
inlemesi eşliğinde dibini bulmuştum. Hiç vakit kaybetmeden amına pompalamaya başladım. 5-6 dakika kadar amına sertçe gidip geldikten sonra, yengem sara nöbeti geçirir gibi debelenmeye başladı. Yeniden Orgazm oluyordu yengem. Ben de gelmek üzereydim, "İçine boşalayım mı?" dedim. Yengem inleyerek, "Boşal!" dedi sadece.
Böğürerek fışkırttım döllerimi amının derinliklerine... Yengeme Orgazmın nasıl birşey olduğunu öğretmiştim. Ama bu bana yetmezdi, bu fırsat bir daha çıkmayabilirdi karşıma, acele etmeliydim, devamı gelmeliydi, hayalini kurduğum o kalçaların arasına da girmeliydim. Pencereden çocuklara baktık, oynuyorlardı. Bir sigara molası verdik,
WC'ye falan gittik. Banyoya girip, belden aşağımızı yıkadık çıktık.
Yengem külodunu ve şalvarını giyecekken elinden aldım ve "Daha işimiz bitmedi, arkadan da yapacağım!" dedim. Yengem telaşa kapıldı hemen, "Ordan olmaz, daha dayın bile ordan yapmadı! Hem çok acıyormuş!" demeye başladı. "Sen bana bırak
aşkım!" diyerek, yengemi zorla domaltıp arkasına geçtim ve başladım götünün deliğini yalamaya. Yengemin çok hoşuna gitmişti, dilimi götünün deliğine sokup çıkardıkça çıldırmış gibi sesler çıkarıyordu. Bu arada yarağım tekrar kalkmıştı. Biraz da parmaklayarak göt deliğini
alıştırdıktan sonra, yengemi sırtüstü yatırdım. Yengemin bacaklarını omzuma alıp, götüne sokmaya çalışırken zorladıkça, yengem kalçalarını kaldırıp, "Yapma, olmuyor işte!" diyordu. Fakat olmalıydı, yengemin o götünü çatır çatır sikmeliydim. Yengemi tekrar domaltarak, önce amına soktum ve bir 5-6 dakika amını siktim. Amı vıcık vıcık
olmuştu yine. Amının sularını yarağımın başına bulaştırarak göt deliğine yüklendim. Birkaç denemeden sonra yarağımın kafası götüne girmiş ve yengemden, "Ihhhhhh!" diye bir ses gelmişti. Ama dinlermiyim hiç, birdaha yüklenmemle birlikte kalanını da kökledim. Yengem, "Uffff! Yanıyor! Çıkart! Öldüm!" dedikçe, ben, "Geçer şimdi aşkım!"
diyor, yengemin götüne pompalamaya devam ediyordum. Biliyordum, acı çekiyordu. Götünün içine bir boşalabilsem rahat bırakacaktım yengemi, ama bir türlü gelemiyordum. Bu sefer boşalmam uzun sürecekti. Bir 20-25 dakika siktim yengemin götünü. Yengemin göt deliği artık genişlemişti, çok rahat girip çıkıyordum götüne.
Yengem de artık sadece uzun uzun ıhılıyordu. Bir müddet sonra geleceğimi hissedince bir baktım ki, deliğinden kan gelmiş, yarağım kanlanmıştı. Canım yengeciğim benim, bilse başına gelecekleri asla götten vermezdi. İçine boşaldıktan sonra yarağımı götünden çıkarınca, o da anladı götünün kanadığını. Ama bana kızamıyordu, çünkü kadınlığını
sayemde yaşamıştı ve çok mutlu olmuştu. Gitme vaktim geldiğinde, yengem, "Cenabet gitme, duş al öyle çık!" dedi. "Tamam!" dedim. Bana banyoyu hazırlamaya giderken ayakta zor duruyordu. O oynak yengem, süt dökmüş kedi gibi olmuştu.
Merhaba değerli seks hikaye okurları. Tatil hazırlığı yapıyordum. Bir haftalığına karım olmadan Antalya'ya tatile gidip stress atıp gelecektim. O sırada karımın halası ve eniştesi bize oturmaya geldiler. Konu tatilden açılınca, onlar da Antalya'ya tatile gideceklerini söylediler. Baktık ki benimle aynı zamanda gidiyorlarmış. Teklif enişteden
geldi, "Neden beraber gitmiyoruz?" diye. Pek istemeyerek, ayıp olmasın diye kabul ettim. İzin zamanı geldi, herşey hazırlandı ve uçak Antalya'ya indi. Otel odalarımızı da yan yana aldık. Ve tatil başlamıştı. Tatilin dördüncü günündeydik, ben havuz kenarında güneşleniyordum. Yanımdaki güneşlenme yeri boştu. Birden karımın halası çıkageldi.
Karımın halası 35 yaşında, 1.60 boyunda, normal ölçülerde bir vücuda sahip, güzel bir kadındır. Tabiki bikini ile daha seksi bir kadın olmuştu. Selamlaştık, sonra havlusunu Şezlonga serip, üzerine yattı. Güneş gözlüklerinden gözlerinin içini göremiyordum. "Enişte nerde?" diye sordum. "Bırak enişteni, geldiğimizden beri içip içip sızmaktan
başka birsey bilmiyor adi herif!" dedi. Eniştenin içme bağımlılığını ben de biliyordum. Ayrıntıya girmeden, eniştenin odada sızmış olduğunu öğrendim. Daha sonra karımın halası, "Hadi kalk, sahilde yürüyüş yapalım!" dedi. "Tamam!" dedim. Ben şortumla, o da bikinisiyle sahilde yürüyüşe çıktık. Oradan buradan konuşuyorduk. Otelden baya
uzaklaşmıştık. Etrafta da fazla insan yoktu. Bir ara arkasında kaldığım bir anda içimden geldi ve bikinili poposuna bir tokat attım. "Hey, napıyorsun!" deyip döndü bana baktı ve gülümsedi. Gülümsemesinden cesaret alarak, "Napayım, çok güzel görünüyorlar, kendimi tutamadım!" dedim. O da gülerek, "Hmmm, hınzır seni!" dedi ve yürümeye
devam etti. Ama ben kafaya koymuştum, elim oraya tekrar gidecekti... Az sonra poposuna bir tokat daha attım, ama bu sefer elimi çekmedim, kalçasını okşayıp, sıkmaya başladım. Adeta devam etmemi istercesine kaldı öyle. Sonra döndü ve hiç birşey demeden sarılıp, birbirimizin dudaklarını emmeye koyulduk. Arkadan kalçasını
sıkıştırıp, bikinisinin altından parmağımı götüne ve amına sokmaya çalışıyordum. Bu arada kendisi dudaklarımı adeta emiyordu. Çok ateşliydi. Eli birden aşağılara doğru kaydı ve kalkmış olan sikimi fark etti. "Mmhhh harika, hemen sertleşiyor!" dedi. Ben o ara etrafa bakındım, tenha bir yer arıyordu gözlerim. Az ilerde gözüme bir yer ilişti.
Elinden tutup oraya doğru ilerlemeye başladık. İkimiz de ateşin doruğundaydık. Oraya gider gitmez, önümde diz çöküp şortumu indirdi. Demir gibi sert olan sikimi eline alıp, başına bir öpücük kondurdu. Ben ellerimi belime koyup tadını çıkarıyordum. Dudaklarını açıp başını ağzına aldı. Sonra gözleri kapalı, güneş gözlüğü kafasına ittirilmiş bir
vaziyette sikimi dibine kadar ağzına sokmaya çalıştı. Yarısına kadar alabildi. Hızlı hızlı yalamaya devam etti. Bazen tamamen çıkarıp diliyle başını okşuyordu. Benim sikim daha beter olmuş, kökünden kopacak gibiydi. Öyle güzel yalıyordu ki, o anda istesem ağzına boşalabilirdim, ama tuttum kendimi. Sonra o kumlara uzandı, ben de diz çöktüm
ve bacaklarını okşamaya başladım. Bacaklarını öpüyor, okşuyor ve dudaklarımla yukarıya doğru gidiyordum. Am bölgesine ulaştım, kokladım, bikinisini çıkarmadan dişledim o bölgeyi. Dudaklarım göbeğinde biraz oyalandıktan sonra yukarıya doğru devam ettim. Dirseklerinden destek alıp vücudunu kaldırdı. Benden bikinisinin üstünü
çözmemi istiyordu. Çözünce, ancak elime sığacak kadar büyük olan memeleri ortaya fırladılar. Meme uçları sertleşmişti. Dudaklarımla hissettim o sertliği. Meme uçlarını yalıyor, elimle memesini sıkıp, tamamını ağzıma alıyor, öpüyor, emiyordum. Bu arada nefes nefese kalmış bir halde zorla da olsa bikinisinin altını çıkarmaya çalıştığını
gördüm. Hemen çıkarmasına yardım ettim. Traşlı amı, o güzelim amı, çırışçıplak gözlerimin önündeydi. Tertemizdi ve adeta 'Ye beni!' diyordu. Amının dudaklarını aralayıp içine bir öpücük kondurdum. Dilimle klitorisine masaj yaptıkça, beni saçlarımdan tutup amına doğru bastırıyordu. Artık ne o, ne de ben dayanacak
haldeydik. Ben bir an önce sikimi o güzel amcığa sokmak istiyordum. O da sikimi içine almak istiyordu. Hazır olduğunu hissettiğim anda bacaklarının arasına sokuldum. Sikimi tutup başını tam amına ayarladım, niyetim sokmak değil, onu iyice deli etmekti. Sikimin başıyla amına vuruyordum. "Hadi sok!" diye inledi, "Sok lütfen, sok!" dedi. Yavaş yavaş
başını soktum. Sonra devamı geldi. Dibine kadar içine girdim, dibe ulaştığımda, "Ohhhh!" diye bir inleme geldi. Öylece kaldım. Sonra yavaş yavaş sikimi dışarı çektim. Tam çıkarmadan bir daha kökledim. Artık hareketlerim hızlanıyordu. O güzelim amcığa hızlı hızlı sokup çıkarıyordum. Bacaklarını belime dolamış, elleriyle kalçalarıma
sarılmış, ben sikimi dışarı çıkardığım anda beni içeri ittirmeye uğraşıyordu adeta. Birden iniltileri hızlanmaya başladı. Artık sadece inlemiyor, ses de çıkarıyordu. Boşalmak üzere olduğunu anladım. Benim niyetim daha fazla pozisyona girmekti, fakat sırtımı tırmalayıp, omzumu dişlediği anda onun boşaldığını anladım. O anda sanki sikim
amında sıkışmış, bir daha dışarı çıkmayacak gibiydi. Kafasını geri yere kumlara koydu. Gözlerinden yaş geldiğini fark edince, ben artık sokup çıkarmayı bıraktım. "Ne oldu, niye ağlıyorsun?" diye sordum. "İnan mutluluktan ağlıyorum, sakın yanlış anlama!" dedi. Sonra ilerden sesler duyduk, birileri geliyordu. Çabukça kalkıp toparlandık. Otele geri
dönerken ona, "Umarım bunun devamı vardır, çünkü ben doyamadım, sana doyamıyorum!" dedim. "Merak etme, ben bu tatili boşa geçirmeyeceğim, gece odandayım, ona göre!" dedi. Tatil boyunca sikişmelerimiz devam etti. İstanbul'a dönünce de fırsat buldukça sikişmeye devam ettik. Kendisi benden 10 yaş büyük. Onu her seferinde daha fazla arzuluyorum. Karımın halasıyla seks muhteşem oluyor.
olmalıydım, onun için gitmeden önce duşumu aldım. Yengemlerin eve vardığımda, baktım çocuklar evin önünde oynuyorlardı. Kendi kendime, (Bu iş tamam, evde yengemden başka kimse yoksa bu iş olur!) dedim. Kalbimin atışları artmıştı. Yarağım bile bu düşüncelerden kalkmaya başlamıştı. İçimden (Ne olur evde başka kimse
olmasın!) diyerek zile bastım. Yengem, "Kim o?" deyince, "Benim yenge, aç!" dedim. Yegem, "Hıı, bir dakika!" dedi ve kapıyı açtı. Morali bozuktu. "Gel buyur..." deyince, "Ne oldu yenge, neyin var?" dedim. Yengem ağlayarak anlatmaya başladı. Kaynanasıyla anlaşamıyorlarmış. İçimden (Ne hayallerle geldik, ne bulduk!) diye geçirerek, "Üzülme
yenge, boşver, takma kafana!" falan diyerek yengemi teselli etmeye çalışıyordum. Morali yerine gelsin diye uğraşırken, yengem, "Başıma ağrılar girdi, çok kötüyüm!" dedi.
Kolonya şişesi TV'nin yanında duruyordu. Aldım geldim ve başladım yengemin başını ovalamaya. 10 dakika kadar ovaladıktan sonra, yengem, "Çok iyi geldi, biraz
rahatladım, ellerin dert görmesin, sana da zahmet oldu!" dedi. "Ne demek yenge, sen yeter ki rahatla!" dedim. Ben arkadan başını ovalamaya devam ederken, yengem başladı omuzlarını oynatmaya, "Omuzlarım da ağrıyor!" dedi. "Merak etme yenge, orayı da ovarım, birşeyin kalmaz!" dedim, başladım omuzlarını ovalamaya. Derken farkettim ki,
sütyenin askıları gözükmüyordu, sanırım yengem sütyen takmamıştı. Arkasından omuzlarını biraz ovduktan sonra, önüne geçerek omuzlarını arkaya doğru sıkıştırarak göğüslerine doğru bakıyordum. Yengem omuzlarını arkaya doğru gerdikçe, göğüs uçları belli oluyordu. Çıldırmaya başlamıştım bile. Göğüs uçları sanki (Yala beni, ısır beni!)
dercesine gömlekten çıkmaya çalışıyorlardı. Yengemin yaşı ilerledikçe, çocuklardan da olsa gerek, o küçük göğüsler irileşmiş, harika duruyordu.
Yengemi sikeceksem zaman kaybetmemeliydim. Ellerimi gömlek yakasından içeri sokup, omuzlarından aşağıya göğüslerine doğru inmeye çalıştım, ama gömlek izin
vermiyordu. Gömleğin bir düğmesi açsam ne tepki verirdi acaba? Bunu denemeliydim, yoksa öğrenemezdim. Bir düğmesi açmak için gömleğin düğmesine elimi atınca, yengem irkildi ve hemen elimi tuttu. Ama ben, "Sakin ol yenge, omuzlarına ulaşamıyorum böyle!" deyince, elini çekti. Ben de fırsat bu fırsat deyip, duğmesini açıp, elimi yavaş
yavaş göğüslerinin üzerine götürdüm. Yengem, "Yapma, çocuklar dışarda!" dese de, ben, "Kendini bana bırak, sana kadınlığını yaşatacağım, Orgazm nasıl olunur öğreteceğim!" diyordum. Yengem, "Ne olur ileri gitme!" deyip dururken, ben, "Tamam!" diyerek göğüs uçlarını parmaklarımın arasına almıştım bile. Artık geri dönüşü yoktu bu işin, bunu
yengem de biliyordu, ama, "Şimdi olmaz, yapma, çocuklar dışarda, heran gelebilirler!" diyebiliyordu sadece. Gömleğinin bütün düğmelerini açtım, o irileşmiş göğüsler önümde hazırdı artık. Eğilerek başladım yengemin göğüslerini yalamaya. Bazen dayanamıyordum, uçlarını kemiriyordum. Yengem, "Yapma, morartacaksın!" dedikçe, ben daha da
çıldırıyordum. Elimi yavaşça şalvarına attım. Yengem, "Yapma, şimdi olmaz!" dese de, aslında acele etmemi istiyordu. Hızlı bir şekilde şalvarını ayağından çekerek çıkartmamla, sadece külotu ile kalmıştı karşımda. Hemen külotunu da çıkararak, yengemi kanepeye doğru uzattım ve başladım hep hayalini kurduğum amını yalamaya.
Ama daha önce hiç amı yalanmadığı için, utangaç biçimde bacaklarını tam açmıyordu zilli. Adeta yeni gelin gibi naz yapıyordu ve bu beni daha da şehvetlendiriyordu. Biran önce amına girmeliydim, ama önce yengemin Orgazm olup boşaldığından emin olmalıydım. 15 dakika kadar amını yaladıktan sonra, yengem başımı ittirerek, kasıla
kasıla Orgazm olup boşaldı. Boşalırken şekilden şekile girmişti. Yengeme, "Şimdi anladın mı Orgazmın ne olduğunu?" deyince, yengem dudaklarını ısırarak sadece kafasını sallayabildi. Hemen yengemin bacaklarını omzuma kaldırıp, amının önünde yerimi aldım ve vıcık vıcık olmuş amına yarağımı soktum. Yengemin, "Ohhhhhh!" diye
inlemesi eşliğinde dibini bulmuştum. Hiç vakit kaybetmeden amına pompalamaya başladım. 5-6 dakika kadar amına sertçe gidip geldikten sonra, yengem sara nöbeti geçirir gibi debelenmeye başladı. Yeniden Orgazm oluyordu yengem. Ben de gelmek üzereydim, "İçine boşalayım mı?" dedim. Yengem inleyerek, "Boşal!" dedi sadece.
Böğürerek fışkırttım döllerimi amının derinliklerine... Yengeme Orgazmın nasıl birşey olduğunu öğretmiştim. Ama bu bana yetmezdi, bu fırsat bir daha çıkmayabilirdi karşıma, acele etmeliydim, devamı gelmeliydi, hayalini kurduğum o kalçaların arasına da girmeliydim. Pencereden çocuklara baktık, oynuyorlardı. Bir sigara molası verdik,
WC'ye falan gittik. Banyoya girip, belden aşağımızı yıkadık çıktık.
Yengem külodunu ve şalvarını giyecekken elinden aldım ve "Daha işimiz bitmedi, arkadan da yapacağım!" dedim. Yengem telaşa kapıldı hemen, "Ordan olmaz, daha dayın bile ordan yapmadı! Hem çok acıyormuş!" demeye başladı. "Sen bana bırak
aşkım!" diyerek, yengemi zorla domaltıp arkasına geçtim ve başladım götünün deliğini yalamaya. Yengemin çok hoşuna gitmişti, dilimi götünün deliğine sokup çıkardıkça çıldırmış gibi sesler çıkarıyordu. Bu arada yarağım tekrar kalkmıştı. Biraz da parmaklayarak göt deliğini
alıştırdıktan sonra, yengemi sırtüstü yatırdım. Yengemin bacaklarını omzuma alıp, götüne sokmaya çalışırken zorladıkça, yengem kalçalarını kaldırıp, "Yapma, olmuyor işte!" diyordu. Fakat olmalıydı, yengemin o götünü çatır çatır sikmeliydim. Yengemi tekrar domaltarak, önce amına soktum ve bir 5-6 dakika amını siktim. Amı vıcık vıcık
olmuştu yine. Amının sularını yarağımın başına bulaştırarak göt deliğine yüklendim. Birkaç denemeden sonra yarağımın kafası götüne girmiş ve yengemden, "Ihhhhhh!" diye bir ses gelmişti. Ama dinlermiyim hiç, birdaha yüklenmemle birlikte kalanını da kökledim. Yengem, "Uffff! Yanıyor! Çıkart! Öldüm!" dedikçe, ben, "Geçer şimdi aşkım!"
diyor, yengemin götüne pompalamaya devam ediyordum. Biliyordum, acı çekiyordu. Götünün içine bir boşalabilsem rahat bırakacaktım yengemi, ama bir türlü gelemiyordum. Bu sefer boşalmam uzun sürecekti. Bir 20-25 dakika siktim yengemin götünü. Yengemin göt deliği artık genişlemişti, çok rahat girip çıkıyordum götüne.
Yengem de artık sadece uzun uzun ıhılıyordu. Bir müddet sonra geleceğimi hissedince bir baktım ki, deliğinden kan gelmiş, yarağım kanlanmıştı. Canım yengeciğim benim, bilse başına gelecekleri asla götten vermezdi. İçine boşaldıktan sonra yarağımı götünden çıkarınca, o da anladı götünün kanadığını. Ama bana kızamıyordu, çünkü kadınlığını
sayemde yaşamıştı ve çok mutlu olmuştu. Gitme vaktim geldiğinde, yengem, "Cenabet gitme, duş al öyle çık!" dedi. "Tamam!" dedim. Bana banyoyu hazırlamaya giderken ayakta zor duruyordu. O oynak yengem, süt dökmüş kedi gibi olmuştu.
Karımın olgun halasını siktim
Merhaba değerli seks hikaye okurları. Tatil hazırlığı yapıyordum. Bir haftalığına karım olmadan Antalya'ya tatile gidip stress atıp gelecektim. O sırada karımın halası ve eniştesi bize oturmaya geldiler. Konu tatilden açılınca, onlar da Antalya'ya tatile gideceklerini söylediler. Baktık ki benimle aynı zamanda gidiyorlarmış. Teklif enişteden
geldi, "Neden beraber gitmiyoruz?" diye. Pek istemeyerek, ayıp olmasın diye kabul ettim. İzin zamanı geldi, herşey hazırlandı ve uçak Antalya'ya indi. Otel odalarımızı da yan yana aldık. Ve tatil başlamıştı. Tatilin dördüncü günündeydik, ben havuz kenarında güneşleniyordum. Yanımdaki güneşlenme yeri boştu. Birden karımın halası çıkageldi.
Karımın halası 35 yaşında, 1.60 boyunda, normal ölçülerde bir vücuda sahip, güzel bir kadındır. Tabiki bikini ile daha seksi bir kadın olmuştu. Selamlaştık, sonra havlusunu Şezlonga serip, üzerine yattı. Güneş gözlüklerinden gözlerinin içini göremiyordum. "Enişte nerde?" diye sordum. "Bırak enişteni, geldiğimizden beri içip içip sızmaktan
başka birsey bilmiyor adi herif!" dedi. Eniştenin içme bağımlılığını ben de biliyordum. Ayrıntıya girmeden, eniştenin odada sızmış olduğunu öğrendim. Daha sonra karımın halası, "Hadi kalk, sahilde yürüyüş yapalım!" dedi. "Tamam!" dedim. Ben şortumla, o da bikinisiyle sahilde yürüyüşe çıktık. Oradan buradan konuşuyorduk. Otelden baya
uzaklaşmıştık. Etrafta da fazla insan yoktu. Bir ara arkasında kaldığım bir anda içimden geldi ve bikinili poposuna bir tokat attım. "Hey, napıyorsun!" deyip döndü bana baktı ve gülümsedi. Gülümsemesinden cesaret alarak, "Napayım, çok güzel görünüyorlar, kendimi tutamadım!" dedim. O da gülerek, "Hmmm, hınzır seni!" dedi ve yürümeye
devam etti. Ama ben kafaya koymuştum, elim oraya tekrar gidecekti... Az sonra poposuna bir tokat daha attım, ama bu sefer elimi çekmedim, kalçasını okşayıp, sıkmaya başladım. Adeta devam etmemi istercesine kaldı öyle. Sonra döndü ve hiç birşey demeden sarılıp, birbirimizin dudaklarını emmeye koyulduk. Arkadan kalçasını
sıkıştırıp, bikinisinin altından parmağımı götüne ve amına sokmaya çalışıyordum. Bu arada kendisi dudaklarımı adeta emiyordu. Çok ateşliydi. Eli birden aşağılara doğru kaydı ve kalkmış olan sikimi fark etti. "Mmhhh harika, hemen sertleşiyor!" dedi. Ben o ara etrafa bakındım, tenha bir yer arıyordu gözlerim. Az ilerde gözüme bir yer ilişti.
Elinden tutup oraya doğru ilerlemeye başladık. İkimiz de ateşin doruğundaydık. Oraya gider gitmez, önümde diz çöküp şortumu indirdi. Demir gibi sert olan sikimi eline alıp, başına bir öpücük kondurdu. Ben ellerimi belime koyup tadını çıkarıyordum. Dudaklarını açıp başını ağzına aldı. Sonra gözleri kapalı, güneş gözlüğü kafasına ittirilmiş bir
vaziyette sikimi dibine kadar ağzına sokmaya çalıştı. Yarısına kadar alabildi. Hızlı hızlı yalamaya devam etti. Bazen tamamen çıkarıp diliyle başını okşuyordu. Benim sikim daha beter olmuş, kökünden kopacak gibiydi. Öyle güzel yalıyordu ki, o anda istesem ağzına boşalabilirdim, ama tuttum kendimi. Sonra o kumlara uzandı, ben de diz çöktüm
ve bacaklarını okşamaya başladım. Bacaklarını öpüyor, okşuyor ve dudaklarımla yukarıya doğru gidiyordum. Am bölgesine ulaştım, kokladım, bikinisini çıkarmadan dişledim o bölgeyi. Dudaklarım göbeğinde biraz oyalandıktan sonra yukarıya doğru devam ettim. Dirseklerinden destek alıp vücudunu kaldırdı. Benden bikinisinin üstünü
çözmemi istiyordu. Çözünce, ancak elime sığacak kadar büyük olan memeleri ortaya fırladılar. Meme uçları sertleşmişti. Dudaklarımla hissettim o sertliği. Meme uçlarını yalıyor, elimle memesini sıkıp, tamamını ağzıma alıyor, öpüyor, emiyordum. Bu arada nefes nefese kalmış bir halde zorla da olsa bikinisinin altını çıkarmaya çalıştığını
gördüm. Hemen çıkarmasına yardım ettim. Traşlı amı, o güzelim amı, çırışçıplak gözlerimin önündeydi. Tertemizdi ve adeta 'Ye beni!' diyordu. Amının dudaklarını aralayıp içine bir öpücük kondurdum. Dilimle klitorisine masaj yaptıkça, beni saçlarımdan tutup amına doğru bastırıyordu. Artık ne o, ne de ben dayanacak
haldeydik. Ben bir an önce sikimi o güzel amcığa sokmak istiyordum. O da sikimi içine almak istiyordu. Hazır olduğunu hissettiğim anda bacaklarının arasına sokuldum. Sikimi tutup başını tam amına ayarladım, niyetim sokmak değil, onu iyice deli etmekti. Sikimin başıyla amına vuruyordum. "Hadi sok!" diye inledi, "Sok lütfen, sok!" dedi. Yavaş yavaş
başını soktum. Sonra devamı geldi. Dibine kadar içine girdim, dibe ulaştığımda, "Ohhhh!" diye bir inleme geldi. Öylece kaldım. Sonra yavaş yavaş sikimi dışarı çektim. Tam çıkarmadan bir daha kökledim. Artık hareketlerim hızlanıyordu. O güzelim amcığa hızlı hızlı sokup çıkarıyordum. Bacaklarını belime dolamış, elleriyle kalçalarıma
sarılmış, ben sikimi dışarı çıkardığım anda beni içeri ittirmeye uğraşıyordu adeta. Birden iniltileri hızlanmaya başladı. Artık sadece inlemiyor, ses de çıkarıyordu. Boşalmak üzere olduğunu anladım. Benim niyetim daha fazla pozisyona girmekti, fakat sırtımı tırmalayıp, omzumu dişlediği anda onun boşaldığını anladım. O anda sanki sikim
amında sıkışmış, bir daha dışarı çıkmayacak gibiydi. Kafasını geri yere kumlara koydu. Gözlerinden yaş geldiğini fark edince, ben artık sokup çıkarmayı bıraktım. "Ne oldu, niye ağlıyorsun?" diye sordum. "İnan mutluluktan ağlıyorum, sakın yanlış anlama!" dedi. Sonra ilerden sesler duyduk, birileri geliyordu. Çabukça kalkıp toparlandık. Otele geri
dönerken ona, "Umarım bunun devamı vardır, çünkü ben doyamadım, sana doyamıyorum!" dedim. "Merak etme, ben bu tatili boşa geçirmeyeceğim, gece odandayım, ona göre!" dedi. Tatil boyunca sikişmelerimiz devam etti. İstanbul'a dönünce de fırsat buldukça sikişmeye devam ettik. Kendisi benden 10 yaş büyük. Onu her seferinde daha fazla arzuluyorum. Karımın halasıyla seks muhteşem oluyor.
Karısını siktirmek istiyen beyler arasın istanbul 05551623625
YanıtlaSil