28 Şubat 2019 Perşembe

Lüks Villada Seks! (1) (Tahsin 38 Y., Samsun)......... ve............Lüks Villada Seks! (2) (Tahsin 38 Y., Samsun.............ve............ Lüks Villada Seks! (3) (Tahsin 38 Y., Samsun.............ve.............Lüks Villada Seks! (4) (Tahsin 38 Y., Samsun.

 Merhaba, adım Tahsin, 38 yaşındayım. Karım Hanife ile 14 yıldır evliyiz. Çok istememize rağmen çocuğumuz olmadı. Parasızlık nedeniyle üniversiteyi ikinci sınıftan terk etmiştim. Maddi durumumuz iyi olmadığından karı koca birlikte pek çok işte  çalışmıştık. Tarlalarda, çiftliklerde, meyve sebze veya fındık bahçelerinde yıllarca çalıştık. En son Ordu’ dafındık   toplama işinde çalışırken, fındık bahçesinin sahibi olan adam abisinin Samsun’daki villasına yatılı bir karı koca aradığını, kendisinin bizim çalışmamızdan memnun kaldığını, istersek orada çalışabileceğimizi söyledi. Hanife ile  konuyu görüştüğümde üzerine atladı hemen. “Bu zamana kadar sağda solda sürünüp durduk, hiç olmazsa devamlı kalacak bir  yerimiz olur” dedi. Cevabımız olumlu olunca kısa bir süre sonra villada çalışmaya
 başladık. Villa Samsun merkezine 30-35 kilometre mesafede, sahile yakın bir yerdeydi. Etrafı yüksek duvarlar ve ağaçlarla çevrili 3 katlı  villanın 5 odası, büyük bir salonu ve mutfağı ile oldukça büyük bir bahçesi vardı. Arka bahçesinde ayrıca bir de havuzu vardı,  ama havuz uzun zamandır kullanılmadığından suyu yarısına inmiş ve epey kirlenmişti. Bahçe de uzun zamandır ilgilenilmemiş haldeydi. Karım villanın iç işleriyle ilgileniyordu. Mutfak, yemek, temizlik ve çamaşır işleri ondaydı. Bense bahçe ve evin problemlerine bakıyordum. Ev de bahçe gibi bayağıdır ihmal edilmişti çünkü. Elimden hemen hemen  her iş geldiği için çekinmeden yapıyordum. Haftada birkaç kez de araçla
 Samsun merkeze gidip alışverişleri yapıyor, ihtiyaç olan malzemeleri alıyordum. Ev sahiplerimiz Numan Bey ve karısı Meliha Hanımdı. Numan Bey 50, karısı ise 45 yaşındaydı. Meliha Hanım Numan Beyin ikinci karısıydı. Numan Beyin ilk karısından bir oğlu vardı, ama oğlu annesi ile yaşıyordu. Numan Bey sofu bir adamdı. Az konuşan, içine kapanık, kendi  halinde, münzevi biriydi. Villadan dışarı nadiren çıkıyordu. Karısı Meliha Hanım ise tesettürlü, ibadetini aksatmayan, muhafazakar bir kadındı. Karım da kapalı, kendince ibadetini yerine getirmeye çalışan bir kadın   olduğu   için Meliha Hanım ile anlaşmaları  kolay oldu. Ben de her ne kadar dinin gereklerini yerine getirmeye çalışsam da arada bazen içki içmekten geri kalmayan biriydim Villada çatı katındaki büyük odada kalıyorduk. Numan Bey ve eşinin odası ise viılanın ikinci kattaydı. Sabah erkenden kalkıp kahvaltımızı yaptıktan sonra ben bahçeye geçiyor veya acil olan diğer işleri  hallediyordum. Karım ise Numan Bey ve eşinin kahvaltısını hazırlıyordu. Gerçi ikisi de sabahın çok erken saatlerinde kalkıyordu, ama kahvaltı    zamanına kadar odalarında kalıyorlardı. Gün ışırken ayak seslerini duyuyordum. Akşamları ise yemekten sonra ben odamıza çekilirken karım aşağıda kalıp onlara çay, tatlı veya meyve ikramında    bulunuyordu. Onlar odalarına gidene kadar da yukarı gelmiyordu. Haftanın yedi günü bu şekilde geçiyordu. Karım evin içinde benden daha fazla çalışıyordu, ama işinden memnundu. Üniversiteyi ikinci sınıftan terk etmiş ve az buçuk mürekkep yalamış olmam ikisinin de bana karşı davranışlarında bir









 
 
 miktar saygı göstermelerine neden oluyordu. Ama yine de onların zengin bizimse fakir olduğumuz gerçeği zaman zaman yüzümüze vuruyordu. Numan Bey sessiz bir adamken karısı ise arasıra sesini yükseltip karımla beni küçük gören tavırlar içine girebiliyordu. Ama hemen sonra yaptığına pişman olmuş gibi davranıp gönlümüzü almaya çalışıyordu. İyi niyetli bir kadındı, ama bazen deli tarafı tutabiliyordu. Numan Bey herhangi bir işte çalışmıyordu, emekli de değildi. Aileden gelen bir zenginliği vardı. İşlerin başında fındık bahçesinin  sahibi olan ve bize bu işi ayarlayan kardeşi vardı. Kardeşi abisinin hissesine düşen payı eksiksiz veriyordu. O hisse de epey büyüktü, Numan Beyin çalışmasına saten gerek kalmıyordu… İşe gireli birkaç hafta olmuş ama henüz karımla ilişkiye girememiştim.
   
 Yeni hayatımıza alışma evresinde sikişecek zamanı ve rahatlığı bulamamıştık. Daha doğrusu  ben istesem de karım kendini hazır hissetmemişti. Karım Hanife 35 yaşında, 1,65 boyunda ve yaklaşık 70 kilo Beyaz tenli güzel sayılacak bir kadındır. Büyük kahverengi gözlerinin üzerindeki kalın siyah kaşları bir yay gibi uzanır. Yanaklarındaki ve çenesindeki tüyleri almayı zaman zaman ihmal etse de bacaklarında ve kalçalarında tüy veya kıl  bulunmaz. Çocuk doğurmadığından memeleri sarkmamış, vücudu deforme olmamıştır. Çalışırken altına şalvar, üstüne ise uzun kollu gömlekler veya bluzlar giyer. Başını ise çalışmasına engel olmasın diye uzun saçlarını topuz yaparak tepesinden bağlar.
 Bu durumda beyaz ve uzun boynu ile ensesi görünür. Bir Pazar gecesi saat 23:00’e gelirken Hanife geldi. Kapıyı kapatıp, Ay yoruldum valla diyerek kendini yatağın üstüne attı. ben Yanağından öpüp, Hadi kız, ne zamana kadar boş bırakacaksın beni diyerek bol veuzun kollu çiçekli gömleğinin üstünden dolgun ve şişkin birer büyük portakalı andıran memelerini avuçladım. Ancak bir farklılık hemen  dikkatimi çekti, sutyen giymemişti. “Niye sutyen giymedin kız  diye sorunca Çalışırken rahatsız oluyorum, terliyorum, sonra memelerimin altı pişik olup kaşınıyor dedi gülerek Gömleğinin düğmelerini açtım tek tek 
Altına ince askılı beyaz bir atlet giymişti. Atleti yukarı sıyırıp memelerini açığa çıkardım
Büyük meme başları sütlü kahverengi iken etli  uçları biraz daha koyu kahverengiydi. Eğilip etli uçlarını emdim bir süre. Yarağım sertleşti derhal. Kaç zamandır sikişmemiştik. Karım o süre boyunca 31 çektiğimi biliyordu, ama artık 31 çekmek istemiyordum. “Hadi kız soyun, daha fazla dayanamıycam dediğimde, “Ay Tahsin azdın mı gece gece dedi sırıtarak. Bu sırıtmasının anlamını iyi biliyordum.  O da en az benim kadar azmıştı, ama belli etmek istemeyip kendince naz yapıyordu. “Azdım valla, daha fazla beklemek gibi bir niyetim yok. Eğer kabul etmezsen bu gece seni zorla domaltıp  sikecem dedim çıplak memelerini avuçlayıp sıkarken. “Tamam, ama banyo yapayım önce dedi ve kalktı  . Orta kattaki 3

 
 odanın kendine ait banyosu varken çatı katındaki 2 odanın banyosu yoktu. Merdiven başındaki banyoyu kullanıyorduk. Hanife çekmeceleri açıp havlu ve iç çamaşırlarını alırken ben de doğrulup kalktım, televizyonu kapattım. “Ben de geliyorum, karı koca beraber yıkanalım dediğimde, Hanife, “Tahsin deli misin, daha yatmamışlardır, bizi duyabilirler dedi ürkekçe. “Duyarlarsa duysunlar, ne olacak karım değil misin” dediğimde, “İyi tamam dedi ve banyoya geçti. Peşinden ben de girdim banyoya, kapıyı kapayıp kilitledim.  Hanife anlamını iyi bildiğim gülümsemesi eşliğinde soyunmaya başlarken, ben de onu izliyordum. Başındaki parlak siyah türbanını iğnelerini  tek tek  çıkartarak açtı. Siyah bonesini de  
  açınca beline dökülen siyah saçları çıktı meydana. Gömleğinin düğmelerini açmıştım zaten, onu çıkarıp beyaz atletini çıkardı başının üstünden. Beyaz, güneş yüzü görmemiş memeleri, karnı ve göbeği şimdi karşımdaydı. Şalvarın kalın lastiklerinden tutup sıyırdı aşağı. Beyaz ve dolgun kalçaları, bacakları  göründüğünde yarağımın sertliği daha da artmıştı. Amının izi kasıklarını sıkan koyu krem renkli pamuklu külotunun altında belirmişti. Külotunu da tutup çıkardığında kaç zamandır özlediğim manzara karşıma çıkmıştı. Etli amının dudakları halen ilk günkü gibi pembeydi. Kasıklarında ve amının üzerinde bir miktar uzamış siyah kıllar vardı. Buraya   geldiğimizden beri etek tıraşı olmamıştı. Ama benim için önemli bir şey değildi bu. Bana, “Sen de soyunsana!” deyince bir çırpıda çıkardım üstümdekileri. Karımın da yarağıma hasret kaldığı bakışlarından anlaşılıyordu. Sallanan
 yarağımı tutup, “Ufff, çok özlemişim seni dedi dudaklarını ısırarak. Banyonun ortasında ayakta sıkıca sarıldık birbirimize.Dudak dudağa öpüşmeye başlarken dolgun ve diri memeleri birer yastık gibi çıplak göğsüme baskı yapıyor, beni geri itiyordu. 14 yıllık evliliğimiz boyunca karım sevişme ve  öpüşme konusunda epey yol kat etmişti. Şimdi de maharetini gösteriyordu. Uzun pembe dilini sokmuştu ağzıma. Serbest bıraktığım dudaklarımın arasından ağzıma giren dili bir yılan gibi oynuyordu. Dilimle karşılık veriyordum diline, ama karımın azgınlığı karşısında dilim etki etmiyordu sanki.  Elleri belimde, sırtımda, ensemde geziniyor beni kendine çekiyordu. Sıkıca bastırıyordu  Ağzımı vakumlamış, onu yutmak istiyor gibi emiyor, içine çekiyordu. Uğultulu inlemeleri banyonun çıplak fayans duvarlarına çarpıp akisler yaratıyor gibiydi. Öpüşmekten, dilimi ve dudaklarımı emmekten yorulduğu anda dilimi soktum ağzına. Bu kez ben ağzının içinde oynatmaya başladım dilimi. kökünden koparacakmış gibi emdi, çekti içine. Dudaklarımı emip ısırıyordu ara ara. Dudak dudağa öpüşmemize ara verip beyaz uzun boynunun kat kat olmuş etlerini emmeye başladım. Dudaklarından  sonra onları vakumlayıp emdim, yalayıp parlattım. Hanife de aynı şekilde karşılık verdi, boynumun etleri güçlü emmeleri ile sızlamaya başlamıştı.  Öpüşmeyi bıraktık. Eğildim ve memelerini tutup emmeye, öpüp yalamaya başladım. Etli uçlarını emdikçe şişip büyüyorlardı. Onları ufak ufak ısırdıkça
 


 
 karımın aldığı zevk katlanıyordu.Saçlarımı  çekiştirirken inlemeleri her geçen saniye ile birlikte çoğalıyordu. “Hadi sik artık, gir içime, bırak hadi, sik artık!” demeye başlamıştı.  Yeniden doğruldum. Kısa bir süre daha dudak dudağa öpüştükten sonra köşedeki duş başlığının olduğu tarafa geçtik. Çatı katı olduğundan banyonun tavanı düz değildi. Çatı bazı yerlerde aşağı doğru inerken bazı  yerlerde yukarı eğimliydi. Duşa kabin veya duş teknesi yoktu, duş başlığından akan su eğimli zeminden gidere akıyordu. Karım duvardaki musluktan tutunarak bacaklarını açarak domaldı. Arkasına geçtim, yarağımı bir miktar tükürükleyip ıslattım. Hanife uzun siyah saçlarını omzuna atıp yüzünü kapatmasına engel
 olurken, “Hadi Tahsin” diyordu.  “Tamam güzelim, sakin ol!” dedim ve yarağımı tutup amına bastırdım. Doğum yapmamış amı yavaşça genişleyip açılırken  yarağım girdi içine ağır ağır. Sonunda dibine kadar girdiğinde derin bir, “Ohhh” sesi dudaklarımdan döküldü. Gözlerimi kapayıp yaşadığım mutluluğu hissettim iliklerime kadar. Hanife’nin sımsıcak ve ıslak amının içindeydim kaç zaman sonra. O da en az benim kadar mutluydu. “Uffff!” sesi bir ıslığı andırırcasına çıktı ağzından. Ufak ufak yavaş hareketlerle amında  çalışmaya   başladım. Karım aldığı zevkle gerilmişti, musluğun üstünde duran duş başlığı bu sırada yere düşüp gecenin sessizliğini bölen bir gürültü çıkardı. Hanife çıkan gürültüyle, “Yavaş ol dedi ama bunu fısıltıyla söylemişti. Ellerimi beline attım ve gittikçe hızlanarak sikmeye başladım. Beyaz, yağlı ve dolgun götünün yanakları löpürdüyor, sırtının ve belinin etleri titriyordu. Bacaklarında ve kalçalarında olmayan tüylerin hepsi bel çukurunda toplanmış gibiydi. Bel çukuru minik bir orman görünümündeydi, ama bu halinden çok hoşlanıyordum. Çıplak yattığı gecelerde tüylü bel çukurunda parmaklarımı gezdiriyor, dudaklarımın ucunda tüyleri hissediyordum. Pompaladıkça, karımdan, “Ayyy, ahhh, ıhhh!” sesleri gelmeye başlamıştı şimdi. Ayakta  sikişmemiz tam gaz devam ediyordu. Ancak onu en çok memnun
 edecek şeyi yapma zamanı gelmişti. O da sikişin ortasında yarağımı amından çıkarıp amını ve göt deliğini dilleyip emmekti. Hanife bundan çok hoşlanıyordu. Yarağımı çıkardım amından ve arkasında dizlerimin üstüne çöktüm. Ellerimi atıp göt yanaklarını ayırdım. Hanife de bana  yardımcı olmak için bacaklarını biraz daha ayırdı. Şişip büyümüş am dudaklarını emmeye başladığımda yarağımın içine girmesinden daha büyük zevk alır şekilde inledi. Açık duran amına dilimi soktum, yapış yapış, sıcak ve kendine has kokusu olan yağlı sıvısını emdim. Hanife nefesi kesilecekmiş gibi bir sesle karşılık verdi bu hareketime. Islak pembe amı bir bakireninki gibi dar değildi ama yaşına göre bir kadın için fazlasıyla dardı. Dilim amının etten duvarları arasında alev alev yanıyordu. Büyük bir zevk


 
 

 
alıyordum. Yarağım kalın bir sopa gibi şişmiş, önümde sallanırken doğruldum ve amına soktum yeniden. Hanife içi geçmiş gibi inledi, yarağımı çıkardığımdaysa tekrar sokmam içinadeta yalvardı. Onu üzmeyip yeniden soktum, kısa bir süre bekledikten sonra tekrar çıkardım. Bu şekilde hem boşalmamı geciktiriyor, hem de ona daha fazla zevk veriyordum . Tekrar arkasında diz çöktüm. Amının dudaklarını iştahla emdikten sonra sıranın göt  deliğine geldiğini söyledim. Parmaklarımla ayırdığım bembeyaz göt yanaklarının ortasındaki kara deliğin ağzına uzattım dilimi. Terlemiş ve hafiften bir osuruk kokusunun geldiği deliği sabunluktaki lifle sildim. Yeniden dilledim. Hanife ile çocuğumuzun olması  için   bazı zamanlar götten de ilişkiye girmiştik. Çocuğumuzun olması için gitmediğimiz doktor kalmamıştı, ama gitmediğimiz hoca da kalmamıştı. O hocalardan biri de karıma, “Amından gebe kalamazsan bir de götten deneyin!” demişti. Biz de o hocanın sözüne uyarak epey zaman sadece götten ilişkiye girmiştik. Cahil bir adam sayılmazdım, ama o  zamanlar bana da inandırıcı gelmişti bu sözler. Ancak onca zaman Hanife’yi götünden siksem de hamile kalmamıştı. Karımın benden esirgemediği göt deliğini uzun uzun dilleyip yaladım. Ucunda minik siyah kılların olduğu delik açılıp kapanıyor, dillemelerime karşılık veriyor, sanki benimle konuşuyordu. Bir göt deliğini bir amını dilleye dilleye  saniyeler birbirini kovalayıp dakikalara dönüştü. Hanife’nin sabrı kalmamıştı artık. Tahsin hadi sik sik  
artık, ne yapıyorsun” dedi kızmış gibi. Tekrar doğruldum ve yarağımı sıvazlayıp bastırdım amına. Amı yarağımı içine aldı dibine kadar yine. Bir süre o şekilde bekledikten sonra pompalamaya başladım. Belinden sıkıca tutuyordum onu. Hanife musluktan  tutunurken yavaşça ellerini duvara dayayarak doğruldu bu sırada. Amına girip çıkan yarağım ona doyumsuz bir zevk veriyordu. Omzuna attığı uzun siyah saçlarına asılıp çektim sol elimle. Sağ elimi ise öne uzatıp memelerini avuçladım. Yarak darbelerimle birlikte memeleri löpürdeyip duruyordu sürekli. Göt yanakları da aynı şekilde oynuyordu. Sonrasında Hanife daha rahat edebilmek için eğimli çatının altındaki köşeye kaydı. Ellerini duvarın iki yanına koyarak domalmasını sürdürürken ben de aynı şekilde  sikmeye  devam ettim. Karımla
 harika bir sikişmenin ortasındaydım. İkimiz de yoğun bir zevk alıyor, inliyorduk. Hemen alt kattaki ev sahiplerimizin duymasına engel olmak için kendimizi kassak da, zaman zaman aldığımız zevk baskın çıkıp şiddetli inilti ve sikiş sesleri banyonun duvarlarında yankılanıyordu. Karımın terlemiş kasıklarına ve göt  yanaklarına çarpan kasıklarımdan ve taşaklarımdan çıkan ‘Şop şop şop!’ sesleri gecenin sessizliğini bölüyordu. Numan Bey ve karısının odaları banyonun altında kalmıyordu, ama merdiven boşluğundan duyabilirlerdi bu. Hanife başını çevirip, “Tahsin yavaş yap” sik dese de, ben o noktadan sonra 
 
 

yavaşlayacak halde değildim. Kendimi kaybetmişçesine  belimi oynatıp pompalıyordum amına. Karımın genişleyen amı yarağımla birlikte içine hava da alıyordu.  Zaman zaman osuruğa benzeyen sesler ‘Şop şop şop!’ seslerine eşlik ediyordu bu nedenle. Boşalmaya adım adım yaklaşıyordum artık. Her yanım kasılmaya başladı, kaslarım ip gibi gerilmişti. Hanife de ellerini başının üstünde tutup iyice eğilmişti artık sikişin verdiği zevkle. Benim gibi o da yorulmuş, tarifsiz zevkin etkisiyle gücünü tüketmişti. Memeleri yarak darbelerimle birlikte şiddetle oynuyor, sarsılıyordu.   Sonunda sarsıla sarsıla karımın amına boşaldım. Boşalırken de sokup çıkartmaya devam ettim yarağımı. Bittiğinde yarağımı içinde tutup yüklendim iyice. Son döl damlasını bile ziyan etmeden amına akıtmak istiyordum. Artık Hanife’nin hamile kalması mucizelere bağlı olsa  da, gene de her sikişmemizde döllerimi
 ziyan etmemeye uğraşıyordum. Geri çekilip amından çıktım. Yarağım döllerim ve amının sıvıları ile kaplanmıştı. Hanife’nin beyaz göt yanakları ve kasıkları iyice kızarmış haldeydi. Yavaşça doğrulurken, “Ne öyle ayı gibi yapıyorsun, duyarlarsa ne olacak?” dedi kızgın bir ses tonuyla. Hoşuna gitmedi mi?” diye sorduğumda, “Ya ben ne diyorum, sen ne diyorsun!” dedi sinirle ve  suyu açtı.Sikişimizin ardından bu kez de suyun sesi ile çınladı banyonun duvarları. Hanife’nin siniri saniyeler içinde yok oldu. Karı koca aldığımız hazla birbirimizi güzelce sabunlayıp yıkandık. Hanife getirdiği havlu ile kurulanıp çamaşırlarını giyindi. Ben se sadece kurulandım, çamaşırlarım odada kalmıştı. Kapının topuzunu yavaşça çevirip
   açtım. Evde derin bir sessizlik vardı. Merdiven boşluğundaki perdesiz camdan ayın ışığı vuruyordu mermer basamakların üzerine. Hanife parmak uçlarına basarak odaya girerken, ben de anadan doğma halde peşinden girip kapattım kapıyı. Hanife’nin verdiği külotu ve atleti giyinip girdim yatağa. Az önce güzel bir sikiş yaşamış birbirimize duyduğumuz hasreti sona erdirmiştik, ama Hanife, “Benim uykum geldi, Allah rahatlık versin” diyerek sırtını dönüp yattı. En azından bir şeyler konuşuruz diye düşünmüştüm, ama Hanife götünü dönünce, “İyi, sana da demekten başka çarem kalmadı. Telefonu açıp onunla oyalandım  
   
   


    Lüks Villada Seks! (2) (Tahsin 38 Y., Samsun

   


bir süre, sonra da yattım  Sabah erkenden kalkıp kahvaltımızı yaptıktan sonra bahçeye geçtim. Bakımsız kalan ağaçların budanması gereken dalları vardı, birkaç gündür onlarla uğraşıyordum. Saat 10:00 gibi çay içmek için eve geçtiğimde karım mutfakta bulaşık yıkıyordu. Numan Bey ve Meliha Hanım görünmüyordu. Karımın beline sarılıp yanağından öptüm.  Neredelerdiye sorduğumda dirseğiyle beni itip, “Ne yapıyorsun be   görecekler dedi   gülerek. Gerçekten de geriye döndüğümde Meliha Hanımı tam karşımda gördüm. Salon ve mutfak bitişikti, Amerikan mutfak denilen türdeydi, kapısı da yoktu. Büyük salonun merdiven boşluğundaki girişindeydi Meliha Hanım. Korkutucu bakışları vardı kadının, o   an utancımdan başımı öne eğerken çay içemeden mutfağın bahçeye açılan kapısından çıktım
 dışarı. Allahtan karım Meliha Hanımın geldiğini   görmemiş bulaşık yıkamaya   devam etmişti. Öğleye kadar bahçede kalıp çalıştım. Öğle yemeği için eve girdiğimde, karımın suratının pancar gibi kızardığını gördüm. “Ne oldu diye sorduğumda, “Yok bir   şey dedi sinirle. Belki de ben çıktıktan sonra Meliha Hanım onu paylamıştı. Kadın bana edemediği sözleri karıma söylemişti anlaşılan. Karım yemeğimi verirken kendisi tabağındakilere hiç dokunmadı. Öğleden sonra bahçede  çalışırken arkamdan gelen bir  çıtırtıyla geriye döndüm. Meliha Hanımdı gelen, yerdeki kuru dallardan birine basmıştı.   Korkuttum mu?” dedi gülümseyerek. “Yok, Estağfurullah, olur mu öyle şey dedim. Bir ağacın yanında küçük
 merdivenin üstündeydim. Aşağı indim ayıp olmasın diye. Bu zamana kadar böyle bir şey  yapmadığı için şaşkındım. Meliha Hanımın karımdan sonra beni de paylayacağını düşündüm. O nedenle başıma  gelecekleri kabullenmiş halde    kadının yüzüne bakmaya çekiniyordum. Ama o bana ağaçlarla, bahçenin bakımıyla ilgili şeyler sordu, bilgi almak istediğini söyledi. O olay hakkında tek kelime etmeyeceğini anladığımda rahatladım  Bahçe aslında çok güzel, ama bakım şart. Elimden geldiğince toparlamaya çalışıyorum. Baharda ağaçlara aşı yaparsak daha da iyi olacaktır” dediğimde, “Bu aşı dediğin nasıl oluyor usta, anlatsana!” dedi karşılık olarak. Anlayacağı   şekilde basitçe anlatmaya çalıştım. Meliha Hanım dikkatle dinliyor, gösterdiğim örneklere bakıyordu. Kadının koca  villada otura otura sıkıldığını, konuşacak birine, ilgisini çekecek bir şeye ihtiyacı olduğunu düşündüm. Muhafazakar bir kadın olsa da yabancı bir erkekle konuşma ihtiyacı hissetmişti. “Bir ara şu havuza da bakabilir misin?” diye sorunca, “Tabii, ne demek, onu da hallederim!” dedim. “Sen çalışmaya devam et, öyle de konuşabiliriz!”   diyerek eline  aldığı bir çam kozalağı ile oynarken ben yeniden merdivene çıktım. Daha önce nerelerde  çalıştığımı, üniversitede ne okuduğumu vs. bir sürü soru sordu ben çalışırken. İşe gireceğimiz zamanda da bu soruları sormuştu, ama şimdi yine soruyordu. Elindeki kozalakla oynayıp bir elimdeki işe bir bana  






 bakıyordu. Nerdeyse yere kadar inen koyu  yeşil ince bir pardesü  giymiş, başını omuzlarını da örten siyah bir türbanla   bağlamıştı. Uzun beyaz yüzü ve elleri haricinde görünen bir yeri yoktu. Uzun boylu bir kadındı. Hatta kocasından biraz daha uzun kalıyordu. Güzel bir fiziği, güzel bir yüzü vardı Meliha Hanımın. Siyah babet ayakkabılar vardı ayağında, ince siyah çoraplı ayakları görünüyordu zaman zaman pardesünün savrulan eteklerinin altından. “Sana kolay gelsin!” diyerek yanımdan  uzaklaşırken arkasından baktım. Elindeki kozalakla oynaya    oynaya eve girdi. Karımı azarlamış mıydı Belki de kadın başına beni paylayamayacağı için öylesine havadan sudan sorular sormuştu sadece. Garip sorular beynimi kurcalarken bahçede akşama kadar çalışmaya
 devam ettim. Saat 18:00’e gelirken büyük tuvaletimi yapmak için eve geçtim. Çişim geldiğinde bahçedeki küçük tuvaleti kullanıyordum, ama büyük tuvaletimi çatı katındaki, karımla sikiştiğimiz banyoda yapıyordum. Karım mutfaktaydı yine, akşam yemeğini hazırlıyordu. Meliha Hanım ve Numan Bey görünmüyordu. Karımın yüzündeki kızarıklık geçmiş, ama siniri aynı kalmıştı. “Ne oldu, söylesene!” dediğimde yine yanıt vermeyip geçiştirdi. Ama sonra, “Meliha Hanım yanına gelip sana ne söyledi?” diye sordu. Vereceğim cevabı merak eder şekilde gözlerini açtı.“Hiç, işle ilgili, o nedir, bu nedir filan sorular sordu. Havuza bakmamı istedi…” dediğimde,   “Hımm!” yaptı manalı bir şekilde . “Geçen bana da demişti havuzu, ama unuttum sana demeyi!” dedi daha sonra. “Ben tuvalete gidiyorum!” diyerek merdivenlere yönelirken oda işine geri döndü. Mermer basamaklardan çoraplı ayaklarımla sessizce çıkıyordum. İkinci katın merdiven sahanlığına geldiğimde Numan Beylerin yatak odası kapısının kapalı olduğunu gördüm. Bu saatte kapalı olmazdı kapıları. Acaba yatıyorlar mıydı akşam yemeği öncesinde diye düşündüm, ama bu düşünce bir anda geldiği gibi geri gitti. İçerden gacır gucur birtakım sesler geldi kulağıma. Ne oluyor diyerek yavaşça parmak uçlarıma basarak kapıya yanaşıp kulağımı dayadım. Duyduğum sesler yatak gıcırtısıydı,Numan Bey ve Meliha Hanım içerde gündüz
 vakti sikişiyordu. Nefes alışverişimi kontrol etmeye çalışarak durup dinlemeye başladım. Yatak odalarında siyah ferforje demirden bir karyolaları vardı. Sikişmenin etkisiyle demir karyolanın gıcırtılarına ayaklarının parke zemin üzerindeki takırtıları karışıyordu. Aralarda güçlü ve şiddetli tıpkı dün gece karımla sikişirken çıkanlara benzeyen şekilde ‘Şop şop şop!’ seslerini duyuyordum. Numan Bey münzevi ve sofu görüntüsünün altında iyi bir sikiciydi anlaşılan. Daha birkaç saat önce bana sorular soran karısını çatır çatır sikiyordu. Gıcırtı sesleri yavaş yavaş sona erdi sandığım anda daha yüksek perdeden çıkmaya



   


 

başladı. Yoğun bir sikişmenin üstüne denk gelmiştim. Sesler aralarda yavaşlayıp hızlanmaya devam ederek 15-20 saniye daha devam ettikten sonra nihayet kesildi. Sessiz olmaya dikkat ederek üst kata çıkıp banyoya   girdim. Tuvaletimi yapıp aşağı indiğimde kapıları halen kapalıydı. Bir süre daha çalıştım bahçede. Bahçe malzemelerini arkada kalan küçük depoya koyup eve geçtim mutfak  kapısından. Numan Bey aşağı inmiş, Meliha Hanım ise henüz gelmemişti. Numan Bey başıyla selam verdi. Kırlaşmış saçları biraz ıslak gibiydi. Sikişmenin ardından yıkanmış, temizlenmişti  . Ben mutfak masasında yemeğimi yerken Meliha Hanım da indi.  Aynı uzun pardesüsü üstündeydi ama başını koyu mavi bir türbanla bağlamıştı bu kez. Beni görünce selam verdi, kocası gibi başıyla yapmadan. Selamını alırken Numan Beyin karşısına oturup telefonunu aldı eline. Yemeğimi yerken
 kadınla adama bakmadan edemiyordum. Bir karı  koca ne yaparsa onlar da aynısını yapmışlardı, ama bunu daha hava kararmadan ve biz odamıza çıkmamışken yapmaları şaşırtıcıydı. Yemeğimi yedikten sonra, “Hayırlı akşamlar!” diyerek odamıza çıktım. Hanife onların yemeklerini hazırlıyordu ben çıkarken. Hanife’nin gelmesi 22:30’u buldu. Yine yorgun görünüyordu. Soyunup yatağa girdiğinde  sarıldım. “Niye sinirliydin bugün” diye sorduğumda, “Boş ver dedi. “Ne oldu kız, ne saklıyorsun sen benden” dediğimde, “Ya söyleyip de canını sıkmak istemiyorum!” dedi. O söylemese de bir şeylerin olduğunu anladım. “Meliha Hanım ne söyledi sana” dediğimde, “Bir şey demedi bana, onunla ilgisi yok ki” dedi. “Ne peki, başka ne oldu ki  ” dediğimdeyse, “Kızma ama dedi dudaklarını
 büzüştürerek. “Hadi uzatma, bırak oyun oynamayı da anlat dedim biraz da sert bir tonla. “Şey, kahvaltıdan sonra bulaşıkları yıkarken Meliha Hanım yukarı çıktı. Numan Bey kaldı aşağıda. Benden kahve istedi, ben de yapıp yanına götürdüm. Kahveyi sehpaya koyarken elimi tuttu birden, benden  hoşlandığını söyledi. Korkup elimi çektim hemen. Tezgaha dönerken peşimden geldi bu sefer, belimden sarılıp ellemeye, öpmeye çalışınca dirseğimle vurdum karnına. Canı  yanınca bir şey demeden yukarı çıktı…” deyince Hanife’nin sözleri karşısında çok şaşırdım. İçine kapanık, sofu dediğimiz adam karıma sulanmıştı. “Vay orospu çocuğu dedim. Hanife ellerini göğsüme koyup, “Allah aşkına Tahsin ses etme. Kaç zaman sonra böyle bir iş bulduk, kaybetmeyelim. Azıcık ellemesinde bir şey yok. Paraya
ihtiyacımız  var sonuçta dedi beni sakinleştirmeye çalışan bir tonda. Daha önce çalıştığımız yerlerde de Hanife’ye sulanan, elleyen adamlar olmuştu. Tarlalarda, bağ bahçe işlerinde çalıştığımız zamanlarda işi kaybetmeyelim diye karımın kendini elletmelerine alışmıştım. Bütün bunların sona erdiğini düşündüğüm bir zamanda yeniden ortaya çıkması canımı  sıktı. Hanife ses çıkartmamam için yemin ettirdi. Bu işi kaybetmek istemiyordu. Eskisi gibi meyve yada fındık bahçelerinde, tarlalarda yevmiyeli işçi olarak üç kuruşa çalışıp, çadırlarda, barakalarda kaldığımız günlere geri dönmek istemiyordu. Ona daha iyi koşullar sağlayamadığım için kendimi suçlu hissediyordum. O yüzden dediğini  yapıp   sessiz



 
  
 kalacaktım . Hanife’ye, “Akşam tuvalet için gelmiştim ya. Yukarı çıkarken baktım bunların kapıları kapalı. O saatte niye kapalı diye merak ettim, kapıya dayadım kulağımı. İçerde karyola gıcırdatıyorlardı. Gündüz vakti sikişiyorlardı” dediğimde güldü. Hanife, “Sana demeye utandım, ama ben de bir defa şahit oldum senin bu dediğine. Benim  yanımda birbirlerine kaş göz işareti yapıp yukarı çıktılar. Sen Samsun’a gitmiştin arabayla. Nereye gidiyor bunlar diye merak ettim. Yukarı çıktım, kapıları kapalıydı. Senin  gibi kulağımı dayadım kapıya, gündüz vakti sikişiyorlardı Meliha Hanım öyle bir ‘Ayy, ahhh, ohhh!’ çekiyordu ki şaşırıp kalırsın Duyarız ederiz diye korkuları, utanmaları yok hiç Sonra da bir şey olmamış gibi geldiler aşağıya Zaten kadının acayip acayip külotları sutyenleri var. Görüntüsüne baksan   ehlisünnet bir kadın sanırsın, ama ben bu  yaşımda giymeye utanırım onları dediğinde, “Nasıl şeylermiş onlar kız dedim merakla. Hanife gülerek, “Böyle arkası ipli, giyince götünün arasında kalır. Önü de ha bu avucumdan daha küçük, ben giysem amım dışarda kalır valla dedi sesli gülmesini engellemek için ağzını kapatarak. Ev sahiplerimizin bu garip durumları karşısında  şakayla karışık biraz daha konuştuktan sonra yattık… O günden sonra gözüm Numan Bey de oldu hep. Bahçede çalıştığım zamanlarda bir yandan da evi gözetliyordum. Gerçi içerde olan biteni göremezdim, ama karıma askıntı olmaması için kendimce tedbirler almaya çalışıyordum. Arabayla Samsun’a gittiğim zamanlardaysa Hanife’yi arıyordum  sık  sık cebinden. Ancak tahminimin aksine Numan  Beyden herhangi
bir hareket gelmedi. Hanife’ye her seferinde bir şey olup olmadığını sorduğumda Bir şey yok. O günden sonra aklı başına geldi herhalde diyordu. Numan Bey kabuğuna çekilmiş, ama Meliha Hanım sık sık çalışırken yanıma gelmeye başlamıştı İşle ilgili sorular soruyor,  bazen de çalışma sırasında ufak yardımlarda bulunuyordu Bana ilk zamanlar “Usta diye hitap ederken sonrasında Tahsin Bey demeye başlamış, en sonunda da sadece Tahsin der olmuştu Hanife’nin onun hakkında söyledikleri geliyordu aklıma yanıma her gelişinde. Yarağım ister istemez sertleşiyordu ama kadın anlamasın diye öyle azami dikkati gösteriyordum. Uzun ve bol pardesülerini üstünden hiç çıkartmıyor, başını aynı tip büyük türbanlarla bağlıyordu. Numan Bey evin içinden bile çıkmak istemezken karısı bahçede     rahatça dolaşıyordu. Geçen zamanla birlikte dikkatimi çeken bir şey de kendilerine herhangi bir ziyaretçinin gelmemesiydi. Diğer evlerdeki komşulardan gelen olmuyordu hiç. Onların da bir yere gittikleri yoktu zaten. Bize işi ayarlayan kardeşi bile Numan Bey yerine bazen beni arıyor, abisinin ve yengesinin nasıl olduğunu soruyordu… Bir sabah kahvaltımı yapmış bahçeye çıkacakken, Meliha Hanım, “Tahsin seninle Samsun’a gitmemiz lazım deyince, “Şimdi mi dedim gayriihtiyari. “Evet, yapmam gereken işler var. Alışveriş de yapmam lazım.Ben çantamı alıp geleyim dedi ve yukarı çıktı. Kocası daha aşağı inmemişti



 . Hanife’ye, Nerden çıktı şimdi bu dedim,  sinirlenmiştim. Karımı Numan Bey ile tek bırakmak istemiyordum. Ancak Hanife gayet rahattı. “Ne olacak canım, sen merak etme beni, ben yapacağımı bilirim öyle bir durumda dedi gülümseyerek. Birkaç dakika sonra
 Meliha Hanım omzuna siyah çantasını asmış, siyah güneş gözlüklerini de türbanının üstüne atmış halde indi aşağı. “Hadi çıkalım derken Numan Bey de arkasından iniyordu. Bana, Dikkatli sür Tahsin, Meliha Hanım aşırı süratten hoşlanmaz deyince, “Merak etmeyin efendim, dikkat ederim dedim. Ancak içimden Ulan ibne, karıma dokunmaya kalkma, ben de senin karını sikerim demeden duramadım. Binmesi için arka kapıyı açtım ama o öne oturmak istediğini söyledi Meliha Hanım öne oturunca yola çıktık ama benim aklım Hanife’deydi. Karımı o çakalla yalnız bırakmak zorunda kalmıştım. Meliha Hanım, “Bahçe çok  zamanını alıyor, havuzla daha ilgilenemedin deyince, “Kusura bakmayın. En  yakın zamanda bakacağım Gerçi havalar artık soğuyor ama size söz verdim ne de olsa dedim. Estağfurullah, ne sözü, sadece bir rica benimki dedi gülümseyerek.Ardından evle    ilgili  kafasındaki düşüncelerden bahsetti. Evin içini ve dış cephesini boyatmak istediğini, ancak Numan Beyin buna karşı çıktığını, evin içinde tadilat görmek istemediğini söyledi. Kocası hakkında ilk kez böyle serzenişte bulunurken görüyordum kendisini. Bir süre sessiz kaldıktan sonra neden çocuğumuz olmadığını, tedavi olup olmadığımızı, problemin kimde olduğunu sordu. “Kısmet olmadı, ikimiz de çok istedik, ama olmadı işte.  Bende sıkıntı yokmuş, Hanife ile ilgili bir şeymiş. Tedavi için de paramız  yeterli gelmedi bir türlü. Devlet karşılıyor dediler, ama sigortamız olmayınca ona da başvuramadık dedim. Elini sağ kolumun üstüne koyup, “Biz ne güne duruyoruz Allah aşkına, özelse özel, devletse devlet. Hangi hastaneye gitmek istediğinizi söyleyin sadece. Para  konusunu düşünmeyin
 dediğinde, Çok teşekkür ederim dedim utanarak. İlk defa bana dokunmasına şaşırmıştım Elini çekerken, “Ne demek, elimizden ne gelirse yaparız dedi karşılık olarak  . Kısa bir sessizlik sonrası ben utanıp sıkılarak Şey sizin niye olmadı acaba diye sordum.tekrar Gülümseyerek, “Ben Numan Bey ile geç bir yaşta evlendim, o saatten sonra da yapmak istemedim. Numan Beyin ilk evliliğinden bir oğlu var zaten. Gerçi görüşmüyorlar, ama evlat sonuçta. İlk evliliğim 15 yıl sürmüştü. Senin Hanife gibi benim de kocam  kısırdı. O nedenle çocuğumuz olmamıştı dedi.Meliha Hanımın daha önce evli olduğunu bilmiyordum. Bunu ilk defa duyuyordum, ama yine de söyleyerek moralini bozmak istemedim. Ardından, “Senden yana sıkıntı olmadığını anlamıştım zaten. Güçlü, kuvvetli, yakışıklı adamsın. Ama Hanife de genç ve güzel bir kadın sonuçta. Anne olmak ona çok  yakışacaktır dedi. Nazikçe teşekkür ederek karşılık verdim sözlerine.


 .. 

 
  Numan Beyin sözleri üzerine maksimum 60 km ile gidiyordum. Meliha Hanım camdan etrafı seyrediyordu. Merkeze gidince onu bir giyim mağazasının önünde indirdim. Arabayı yakınlardaki bir otoparka çektim. Hanife’yi aradım. Birkaç kez çaldıktan sonra açtı.  Orada durumlar nasıl diye sorduğumda, “İyi, ne olsun. Kahvaltı yapıp yukarı çıktı dedi Numan Bey için. “Bir şey dedi mi, bir şey yaptı mı diye soruncaysa, “Ne yapacak Tahsin, sen de telaş yapma böyle dedi sinirlenmiş gibi. “İyii tamam diyerek kapattım telefonu. Ama merak edip 15-20 dakika sonra yeniden aradım. Ancak bu kez yanıt  alamadım, telefonu açmadı. Ne oldu, niye açmıyor bu diye düşünüp dururken yoksa numan bir şeymi yapıyor merak ediyordum ki Meliha Hanım arayıp hemen yanına gelmemi istedi. Yeniden mağazanın
önüne gittim. Bayağı alışveriş yapmıştı, elleri poşetlerle doluydu. Poşetleri bagaja koyarken o ön koltuğa oturdu yine. Elinde bir paket vardı. “Bu senin!” dedi paketi uzatıp. “Nedir bu?” dediğimde, “Aç bak bakalım, beğenecek misin dedi gülümseyerek. Kareli bordo renkli çok güzel bir gömlekti. “Meliha Hanım çok teşekkür ederim, ama ne zahmet ettiniz dediğimde elimi tutup, “Sen daha iyilerine layıksın dedi. İlk kez eli elime değiyordu. Çok şaşırıp heyecanlandım. Sıcak ve yumuşak elini çekerken, “Meliha de bundan sonra bana, Hanım demeni istemiyorum, aramızda resmiyet olmasın lütfen dedi gülümseyerek. Ama hemen ardından, “Ama Numan Beyin yanında aynı şekilde Hanım demeye dikkat etmelisin dediğinde, “Nasıl isterseniz” dedim. Arabayı çalıştırırken, “Nasıl isterseniz değil, nasıl istersen dedi nazikçe. “Peki!” dedim yanıt olarak. Alışveriş sonrası başka mağazalara    ,PTT’ye ve banka şubesine uğradık. Bankadan çıktığında elinde hatırı sayılır bir miktarda para vardı. Paraları çantasına koyup, “Yemek yiyip öyle dönelim eve dedi. Sonra da,“Balık yemek istiyorum, bildiğim güzel bir yer var, oraya gidelim dedi. Yolu tarif ederek dediği balıkçıya gittik. Hayatımda ilk defa böyle lüks bir yere geliyordum. Üzerimdeki eski püskü kot pantolon ve ütüsüz gömlekle burası için uygun olmadığımı düşündüm. AncakMeliha Hanım o şekilde düşünmüyordu. Sahile bakan bir masaya oturduk. Ben ezikbüzük otururken o benim adıma da sipariş verdi. Kadının benimle böyle yakından ilgilenmesi hoşuma gitmişti, ama niye böyle davrandığını da anlayamıyordum. Acaba
 benden hoşlanıyor muydu Meliha Hanım gibi mütedeyyin bir kadının kocası haricinde bir erkeğe bakabileceğine inanmıyordum, ama aklıma başka da bir şey gelmiyordu.
Balıklarımızı yerken havadan sudan konuştuk. Bir sonraki gelişimizde bahçeye ekmek istediği ağaç fidanları olduğunu, onları alacağımızı söyledi. Meliha Hanımın işaretiyle
hesabı istedim garsondan. Oldukça yüklü bir hesaptı, benim ödeyecek durumum zaten yoktu. Meliha Hanım bankadan çektiği paralarla ödedi, üstünü de bahşiş olarak bıraktı.


 

 


 
“Kesenize bereket, teşekkür ederim dediğimde, “Afiyet olsun, daha bu bir şey değildedi gülümseyerek. Arabanın kapısını bu kez ben açtım binmesi için. Güneş karşıdan
geldiği için gözlüklerini taktı. Bu haliyle daha güzel ve hoş bir görüntüsü olmuştu. 45 yaşında olsa da daha genç gösteriyordu. Yüzüne hiç makyaj yapmadığı için de teni temiz ve bakımlı kalmış, yaşlanıp kırışmamıştı. Eve doğru giderken vites kolundaki elimi tuttu. Siyah güneş gözlüklerinin arkasından bana bakıyordu, dudaklarında gülümseme vardı.Bir süre o şekilde kaldıktan sonra çekti elini. Heyecandan ne yapacağımı şaşırdım. Ev sahibim bana yazılıyordu. Kadının niyeti bozduğunu anlamıştım artık. Eve gelene kadar başka söz etmedik, ama etmemize gerek kalmamıştı zaten. Arabadan inerken, “Bu gömleği giysene, üstünde görmek istiyorum. Bedenini tahmin ettim ama uymazsa değiştirelim dedi gülümseyerek. “Tamam dedim kontağı kapatırken. Meliha Hanım arabadan inerken ben de  bagajdaki poşetleri aldım. Önümden kısa topuklu babetleri ilekıvıra kıvıra yürüyordu. Siyah renkli, bol ve uzun pardesünün altında götünü sağa sola çalkalıyor, pardesünün genişliği bunu görmeme engel olamıyordu. Poşetleri salona bıraktığımda karım ve Numan Bey yoktu içerde. Meliha Hanım, “Ben yukarı çıkayım diyerek merdivenlere yönelirken mutfağın bahçeye açılan kısmına baktım. Hanife görünmüyordu orada da. Yukarı çıktım hızlı adımlarla. Meliha Hanım yatak odasına girmiş, kapıyı kapatmıştı. En üst kata çıkıp bizim odanın kapısını açmaya çalıştım, ama kapalıydı. Hanife içerde miydi Birkaç defa tıklattım, “Hanife benim, açsana kapıyı, orda mısın dedim. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Derken kapı açıldı. Hanife’nin suratı  kıpkırmızıydı. “Ne oldu kız, anlatsana
, bir şey mi oldu dedim kapıyı kapatırken.Hanife ağlamıştı ben gelmeden önce. “Geç otur  dedi yatağın üstünü işaret ederek. “O pezevenk bir şey mi yaptı sana dedim kollarından tutup sarsarak. “Otur, konuşalım dedi çok sakin bir sesle. Bir şeyler olmuştu, ama Hanife’nin bu sakinliği beni korkutuyordu… Hanife sakin bir sesle konuşmaya başladı: “Senle telefonda konuştuktan sonra yanıma geldi. Gene sırnaşıp ellemeye çalıştı. Beni çok beğendiğini, çok güzel olduğumu, benimle birlikte olmak istediğini söyledi. İtiraz ettiğimde İstersem seni zorla sikerim, hiçbir şey yapamazsın bana. Benim akıl hastanesinden 46’lı raporum var. Hem çok param, geniş  çevrem var. Olan senle kocana olur. Ya dediğimi
yaparsın, ya da hemen bugün kovarım sizi dedi deyince, E ne oldu peki, sen ne dedin diye sordum. Vücudumdaki bütün kan çekilmişti sanki. Kalbim güm güm atıyordu. Hanife duraklayarak, Kendimi siktirmedim elbette dedi. Siktirmedin de ne oldu, söylesene be dedim yine kollarından  sıkıca tutup sarsarak. Ağlamaklı bir sesle, “Sikini ağzıma aldım  dediğinde öfkeyle bir tokat attım suratına. Yatağın üstüne yüz üstü düştü. Daha fazla vurmak istesem de  yapamadım. Yavaşça doğrulup kalktı. Hanife’ye Tamam, bitti. Toparlan gidiyoruz   hemen dediğimde, “Nereye gidiyoruz Gidecek bir yerimiz mi var Evimiz mi    
.
image

Lüks Villada Seks! (3) (Tahsin 38 Y., Samsun
Porn Core Thumbnails : Connie Carter - such beautiful breasts …
var bizim  Tahsin Senelerdir çadırlarda, barakalarda yatıp kalktık. 3 bavul eşyamızdan başka neyimiz var Ablamın yanına gitsek ne kadar kalacağız orada? Seninkiler desen açlıktan  nefesleri kokuyor. Bizim gidecek bir yerimiz yok Tahsin, anlasana… Çaresiziz biz, yerimiz yurdumuz yok. İş bulursak çalışıyoruz, bulamazsak ne olacak Ekmek verenimiz var mı   Zengin dayımız mı var bizim dedi ağlaya ağlaya. Dediklerinin hepsi doğruydu. Karı koca ikimiz de aç ve çıplaktık. Onca yıl ırgatlık yapmış ama bir ev bile alamamıştık.  Onun  bunun yanında sürünüp duruyorduk. Ne olacağımız da belli değildi. Bu iş bizim için şanstı, ama böyle bir şeyle yeniden karşılaşmak çok koydu. Senelerce çalıştığımız yerlerde iş sahipleri ya da kahyaların tehditleri, baskıları bizi yıldırmıştı. Başa çıkabilmek   için Hanife kendini ellemelerine izin vermişti. Şimdi gene aynı şeyle karşılaşıyorduk.  Üstelik adam ellemekle yetinmeyip sikmek istiyordu Hanife’yi. Hanife, “Ben bir yere gitmiyorum, sen
 gitmek istersen git dedi ayağa kalkıp. “Ne yani, adamın seni sikmesine  izin mi vereceksin dediğimde, “Bu işi kaybetmemek için, değil amımı, her şeyimi veririm dedi. Gözleri ateş saçıyordu. İnatçı bir kadındı Hanife. Beni dinlemeyeceğini biliyordum. “Sen orospuluğa gerçekten meraklısın güzelim, işi kaybetmek falan bahane dedikten sonra çıktım odadan. Merdivenlerden hızla indim. Bahçeye çıkıp en uca kadar gittim.  Oturdum, sırtımı bahçe duvarına dayayıp bir sigara yaktım. Sinirimden birkaç sigarayı üst üste içtim. Sakin kalmak istesem de yapamıyordum. İçki içip sarhoş olmak istedim. Ama yakınlarda içki alabileceğim bir yer yoktu. Her şeye lanet ettim. Derken ileriden Meliha Hanımın bana doğru geldiğini gördüm. Kalktım, üstümü başımı toplarken yanıma geldi.  Aynı kıyafetleri vardı üstünde  Baktım ama ön tarafta yoktun. Bir şey mi oldu, bir şeye mi kızdın diye sorunca, “Yok, Hanife ile tartıştık biraz dedim. Gülerek, “Olur evliliklerde, boş ver üzülme dedi. Bana doğru birkaç adım daha atıp, “Giymemişsin gömleği” dedi gülümseyerek. Yaşadıklarımın arasında gömleği çoktan unutmuştum. Çalışırken  kirlenmesin diye giymedim dedim yalandan. Olsun,kirlensin, yenisini alırız. Senden daha mı kıymetli dedi nazikçe. Kocası karımı sikmek istiyor kendisi de bana yazılıyordu. Garip bir durumdu bu. Kocasının niyetinden haberi var mıydı acaba Şimdi ne yapacaksın diye sordu. Şu otlar büyümüş, biraz onları temizleyeyim dediğimde,  İyi olur. Ama acelesi var mı Sonra yapsan olmaz mı dedi. Kadının imalı bakışları vardı. Bu bakışları ve ses tonuyla bir şeyler anlatmaya çalışıyordu
 sanki. Benden bir  adım atmamı bekliyordu. Ama cesaret edemiyordum. Meliha Hanım benden daha cesur çıktı. “Şöyle gelsene diyerek villanın arka tarafındaki kısma doğru yürüdü. Küçük deponun önüne kadar gitti, ben de peşinden gidiyordum. Deponun kapısı açıktı, içeriye göz gezdirdikten sonra, “Gel!” dedi eliyle işaret ederek. Heyecanlandığım

  zamanlarda  olduğu gibi kalbim güm güm atmaya başladı. Yanına gittiğimde içeri girdi. Öylece durduğumu görünce, “Girsene, ne bekliyorsun dedi elini uzatıp. İçeri girdim. Malzemelerin bir kısmı bahçede olduğundan içerisi boş kalmıştı. Kapıdan ve pencere boşluğundan vuran ışığın etkisiyle loş bir aydınlık vardı depoda.hemen Ellerimi tutup yanağımdan öptü yavaşça. “Senden hoşlandığımı görmüyor musun dedi fısıltıyla. Ne yapacağımı, söyleyeceğimi bilemedim. Meliha Hanım yeniden yanağımı öptükten sonra, Kocan görürse ne olacak dedim. Yatıyor o şimdi, görmez. Evden dışarı çıktığı yok zaten, korkma dedi sakince. Gene yanağıma öpücük kondururken,  “Öyle durma, yoksa benden hoşlanmadın mı dedi. “Şey, hoşlandım, ama ne bileyim. Yani senin gibi bir kadının benimle ne işi olur ki dedim. Sözlerim pek hoşuna gitmedi. “Neyim varmış benim dedi, alınmış üzülmüş gibiydi. “Kapalı namazında niyazında evli bir kadınsın. Kocanı aldatmış oluyorsun. Şu an benimle burada olman bile günah değil mi  dediğimde sinirlenip, “Sen de amma korkak çıktın dedi öfkeyle. Kapıdan çıkacağı anda bileğinden yakaladım sıkıca ve kendime
 çektim. Belinden tutup, pembe, etli dudaklarına yumuldum hemen. Meliha Hanım önce tepki gösterir gibi kendini geri çekmeye çalıştı, ama sonra uzun zamandır böyle bir anı bekliyormuş gibi ellerini sırtıma atıp sarıldı sıkı sıkı. Öpmelerime aynı şekilde karşılık verirken gözlerini kapatmış ufaktan inliyordu. Öpüşmemizin ardından, “Çok zamanımız yok, şu kapıyı kapat hadi dedi. Demir kapıyı yavaşça kapattım. Duvarın tavanla birleştiği yerde pencere boşluğu vardı, oradan küçük bir ışık huzmesi giriyordu içeriye. Deponun lambası yoktu. Oradan giren ışıkla yetinmek durumundaydık, ama saniyeler içinde gözlerimiz karanlığa alıştı. Siyah bol pardesüsünün   altına soktu ellerini. Beyaz külotunu sıyırıp çıkardı ayaklarından. Sırtını benden yana   döndü. Salondaki şömine için üzerinde odun kırılan büyük ağaç kütüğüne koydu ellerini ve domaldı. Arkasında duruyordum. “Hadisene, ne bekliyorsun dedi acelesi varmış gibi.  Pardesüsünü altındaki eteğiyle birlikte sıyırdım beline. Yarı karanlık yarı aydınlık deponun içini Meliha Hanımın bembeyaz kalçaları ve götü bir fener gibi aydınlattı.  Karımdan uzun ve yapılıydı, vücudu da dolgundu. Daha depoya girdiğimiz andan itibaren sertleşmeye başlayan yarağım bu manzara karşısında demir gibi oldu. Hızlıca kot  pantolonumu ve külotumu çıkardım ayaklarımdan. Sertleşen yarağımı tükürükleyip Meliha Hanımın göt yarığına sürttüm. O an boşalacak gibi oldum. Karım hayatımdaki ilk   ve tek kadın olmuştu, evlendiğimde bakir bir erkektim. Sonrasında da
 başka bir kadınla ilişkim olmamıştı. Ama şimdi Meliha Hanım hemen önümde domalmış haldeydi. Amını  bulmaya çalıştım kısa bir süre. Meliha Hanım da götünü sağa sola oynatıp bacaklarını biraz daha ayırdı iki yana. Sonunda amının dudaklarını yarağımın kafasında 
    

 


 
hissettim.  Derin bir iç geçirdim, dudaklarımı ısırdım. Karımınkinden sonra ilk defa bir am sikecektim. Yarağım yavaş yavaş girdi içine. Amı derin ve sımsıcaktı, ilginç şekilde  kaygan ve  ıslaktı. Meliha Hanım kendini çoktan sikişmeye hazırlamıştı anlaşılan.Yarağım dibine kadar girdi içine. Gözlerimi kapadığımda Meliha Hanımın derinlerden gelen fısıltılı  inlemesi benimkine eşlik etti. Amında yavaşça çalışmaya başladım. Göt yanaklarından tutuyordum sıkıca. Pardesü ve eteğini biraz daha sıyırdım yukarı. Yarağım her seferinde  daha da derinlere giriyor, amının içinde kayboluyordu sanki. Hızlanmaya başladığımda Meliha Hanımdan ufak ufak iniltiler çıkmaya başlamıştı. Başını sağa sola oynatıp bana bakmaya çalışıyordu sanki. Kaygan amı yarağımı kolayca içine alıyordu. Meliha Hanım da tıpkı karım gibi çocuk doğurmamıştı. Amı dardı. Yarağım amının etten duvarlarına  sürtünüyordu, ikimiz de çok zevk alıyorduk. Daha da hızlanıp pompalamaya başladım. Karımla sikiştiğim zamanlardaki gibi güçlü ve yoğun ‘Şop şop şop sesleri küçük deponun içinde ses patlamaları yaratmaya başlamıştı bu sırada. Meliha Hanım ellerini dayadığı ağaç kütüğünden sıkıca tutunuyordu. Bu pozisyonda başı aşağıda kaldığı için  zaman
 zaman rahatsız olup yukarı kaldırıyordu başını. İkimiz de inliyorduk. İlk defa karımınkinden farklı bir am sikiyordum. Harika bir duyguydu bu. Karımla sikişirken kendimi kontrol edebiliyordum, ama Meliha Hanımın amında çalışırken zorlanıyordum bunu yapmakta. O nedenle boşalacak gibi olduğumda geri çektim kendimi, amından  çıktım. Meliha Hanım hemen, “Niye çıktın, boşaldın mı?” diye sorunca, “Yok, kendimi tutmak için çıktım!” dedim. Heyecandan nefes nefese kalmıştım. Kalbim kim bilir  dakikada kaç atıyordu o sırada. Meliha Hanım da doğruldu bu sırada. “Benim de başım ağrıdı böyle dedi. Uzun beyaz yüzü terlemiş gibiydi. Bu kez de sağ ayağını ağaç  kütüğünün üstüne koyup ellerini duvara  koydu. Arkasına geçtim. Pardesü ve eteği engel oluyordu, “Şunları çıkartsana dediğimde, Yap böyle, bir şey olmaz” dedi. Pardesü ve  eteğini kaldırdım. Sol ayağı yerde sağ ayağı kütüğün üstündeydi. Amını bu şekilde sunuyordu şimdi de. Yarağımı soktum alta doğru, duvardaki sağ elini alta atıp yarağımı  kavradı. Amına sokmama yardımcı oldu. Yarağım yeniden amına girdiğinde elini duvara dayadı tekrar. Bu şekilde sikmeye başladım. Daha güçlü pompalıyordum. Kocası karımı  sikmek istemiş, bunu yapamamışsa da yarağını ağzına vermişti. Şimdiyse ben onun karısını küçük deponun içinde sikiyordum. Ne tarafından bakılsa garip bir durumdu, ama  fazlasıyla zevkliydi. Meliha Hanım az önceki gibi inlemeye başlamıştı. Bir rüyada mıyım diye kendi kendime sordum, ama gerçekti her şeyiyle. Meliha Hanımın yanan amcığı  yarağımı içine alıyordu boydan boya. Boşalmaya
 adım adım yaklaşıyordum. Her şey iyi gidiyordu, ama birden deponun kapısı açıldığında ikimiz de neye uğradığımızı şaşırdık. Numan Bey karşımızda duruyordu. Meliha Hanım, “Numan  diye küçük bir çığlık atarken ben çıkardım yarağımı amından. Numan Bey kapıyı tutmaya devam ediyordu, içeri girmek gibi bir niyeti yoktu. Anlamsız, garip bir şekilde hem bana hem karısına bakıyordu. Yarağım önümde sallanıp duruyordu. Meliha Hanım çoktan  



   

 doğrulmuş, toparlanmıştı. Sonunda Numan Bey, “Çık dışarı dedi karısına. Meliha Hanım yerde duran beyaz külotunu giymeden kıvırıp pardesünün cebine attı. Depodan çıkınca Numan Bey kapıyı sertçe kapattı. İçerde tek başıma kalmış, olayın şoku içindeydim. Adam karısını sikerken basmıştı beni, ama tek kelime etmemişti. Karısına bile sadece Çık dışarı   demişti.  Numan Bey gerçekten 46’lı biriydi anlaşılan, normal biri değildi. Giyinip dışarı çıktım. Yarağım olayın şokuyla sönmüş, nerdeyse içe kaçmıştı. Ancak o noktaya geldikten sonra boşalmamak taşaklarımı ağrıttı. Bahçe kapısından mutfağa girdim. Hanife yemek hazırlıyordu. “Ne oldu, neyin var diye sordu. Olaydan haberi yoktu demek ki.  “Neredeler diye sorduğumda, “Ne bileyim, şöyle şu taraftan geçip gittiler az önce dedi bahçeyi göstererek. Yavaş adımlarla yukarı çıktım. Yatak odalarının kapıları kapalıydı. İçerden fısıltılı konuşmalar geliyordu sadece. Nasıl bir yere gelmiştik böyle. Anlayamıyordum. Yukarıya çıkıp banyoya girdim. Bir an önce boşalmam gerekiyordu.  Soyunup 31 çekmeye başladım. Meliha Hanımı düşünerek boşalmam uzun sürmedi, hatta yarağım bile tam
 sertleşmemişti. Onun amına akması gereken döllerim banyo da yere aktı karım numan beyseninle konuşmak  istiyormuş dediğinde şaşırdım. “Niye, ne oldu dedim. “Ben ne bileyim, in aşağı konuş, yatak odasında seni bekliyormuş!” dedi. “Meliha Hanım nerde peki diye sorunca,  “Kocasının yanında, nerde olacak dedi kızmış gibi. Kendisi aşağı inerken bir süre daha orada kaldım. Derin derin birkaç nefes alıp indim basamakları. Yatak odasının kapısı   kapalıydı. Ne olacaktı içerde Adam beni çekip vuracak mıydı, yoksa siktirin gidin mi diyecekti Meliha Hanımın yüzü nasıldı acaba O neler hissediyordu Ne olacaksa  olsun diyerek bildiğim birkaç duayı okuduktan sonra kapıya tıklayıp içeri girdim…Yatak odaları evin en büyük odasıydı. Sadece yatak ve gardırop yoktu içerde. Bahçeye bakan camın
 önünde iki tane küçük tekli koltuk, ortalarında da bir sehpa vardı. Yatağın yan tarafında ise yatak olabilen ikili bir koltuk duruyordu. Odanın arka tarafında küçük bir giyinme odası ile büyük bir banyo vardı ayrıca. Büyük banyoda hem duşakabin hem de jakuzili bir küvet vardı. Meliha Hanım ikili koltuğun sağ köşesinde oturuyordu. Bacak  bacak üstüne atmış, dirseğini koltuğun koluna dayamış, yüzünü de eliyle kapatmıştı. Numan Bey hemen yanında oturuyordu. Meliha Hanım hiç istifini bozmadı, aynı şekilde oturmaya devam etti.Numan Bey ayağa kalkıp camın önündeki koltukları gösterdi oturmam için. Karşı karşıya tekli koltuklara oturduk, Meliha Hanım arkamızda kalmıştı. 50 yaşında, saçları gibi badem bıyığı da kırlaşmış, zayıf bir adamdı Numan Bey. Sol elini dizimin üstüne koyup, “Seni affediyorum dedi gülümseyerek. Ne diyeceğimi bilemiyordum. Elini dizimin üstünde   

 

Lüks Villada Seks! (4) (Tahsin 38 Y., Samsun




tutup bacağımı okşar gibi yaptı. Sonra da kulağıma  eğilip fısıltıyla, “Hoşuna gitti mi dedi. Adamın normal olmadığı belliydi. Ben sessiz kalınca aynı soruyu tekrarladı. O zaman fısıltıyla Evet diyebildim. Güzel dedi elini çekip koltuğunda geriye yaslanarak. Parmaklarını birleştirip bir süre bana baktı gözünü kırpmadan. Süklüm püklüm  oturuyordum. O an karıma yaptıklarını söyleyecek cesareti bulamadım kendimde. Hanife’nin gösterdiği tepkiyi en sonra söylememin de anlamı kalmamıştı zaten. Yeniden öne doğru eğildi, elini dizime koydu tekrar. “Karın sana bir şeyler anlattı mı diye sordu. Başımı salladığımda, “Güzel dedi tekrar. Hemen ardından da, “Ben de karından  memnun kaldım dedi. Hiç de samimi gelmeyen gülümsemesi vardı yüzünde bunu söylerken. Biraz daha öne doğru eğildi, elimi tutup, “O zaman ben senin karını, sen de benim karımı, anladın mı deyince kalbim küt küt
 atmaya başladı.Adamın sözleri karşısında bir an bayılacağımı sandım. “Ne diyorsunuz siz dediğimde Anlamadın mı  yoksa dedi karşılık olarak Yok, anladım, ama deyince, sözümü kesip, “Aması ne, açık açık söylüyorum işte. Sen benim karımı, ben de seninkini dedi eliyle de sikmek’  anlamındaki herkesin bildiği hareketi yaparak. Siz ciddi misiniz dediğimdeyse sorum onu rahatsız etmişe benziyordu. Sesini çıkartmadı. Onun yerine geriye dönüp sert bir sesle, “Meliha dedi. Meliha Hanım aynı şekilde oturmaya devam ediyordu o zamana kadar. Kocasının seslenmesiyle kalkıp yanına geldi. Ayakta duruyordu. Bana  bakmıyordu, kızarmıştı yüzü. Numan Bey başıyla bir hareket yapınca, pardesü ve eteğini kaldırdı yukarı. Küçük depoda yarı aydınlık yarı karanlık bir ortamda net göremediğim şey şimdi açık açık karşımdaydı. Meliha Hanımın süt gibi beyaz kalçaları, tertemiz tıraşlı amı önümde  duruyordu. Görmeden siktiğim amı hafif kahverengi etli ve büyük dudaklara  sahipti. Tüyden kıldan yana hiçbir şey yoktu bacaklarında ve kalçalarında. Dizlerinin altına gelen ince siyah çoraplar vardı ayağında. Numan Bey yeniden bir işaret yapınca etrafında döndü. Şimdi götü karşımdaydı. Dolgun, beyaz göt yanakları iki yana ayrılmış gibiydi. Ortasında siyah derin bir yarık vardı. Yarağım sertleşmeye başlamıştı. Numan  Bey karısının götünü avuçladı gülerek. Ardından da sert bir tokat attı götüne. Meliha Hanımın göt yanakları titredi bu tokatla, içerisi çınladı resmen. Ama kadından tek bir ses çıkmadı. “Geç otur dedi Numan Bey. Meliha Hanım ellerini çekti, pardesü ve eteği aşağı inerken aynı şekilde ikili koltuğa oturdu. Numan Bey bacak bacak üstüne atıp, “Bu  güzelliğin tadına doya doya varmak istiyorsan, sen de karınla konuş, onu ikna et, ikna etmekte zorlanacağını sanmıyorum
 zaten dedi. Ne diyeceğimi şaşırmıştım. Adam  Hanife’yi sikecek, karşılığında ben de karısını sikecektim. Görüntüleri, yaşamları ile bu kadar zıt birilerini ilk defa görüyordum. Daha sonra bir şey demeden yerinden kalktı. Yatağın yanındaki çekmeceyi açtı. Oradan bir miktar para alıp bana uzattı. “Al, bu senin. Daha fazlasını istiyorsan dediğimi yaparsın. Yapmazsan pılınızı pırtınızı toplayın siktirin gidin dedi sert bir sesle. Parayı alıp tek kelime etmeden çıktım dışarı. Hanife mutfaktaydı. Allak bullak halimi görünce, “Ne oldu dedi 
  ,

 telaşla. Hemen ardından da, “Yoksa kovdular mı bizi dedi sinirli ama ağlamaklı bir sesle. “Yok, kovmadılar dediğimde, “Ne oldu o zaman, söylesene dedi kolumu tutup. “Gel biraz, konuşalım  seninle diyerek bahçeye çıkmasını istedim. Hanife peşimden bahçeye geldi ağaçların arasında bir yere kadar yürüdüm. Bizi görmelerini, duymalarını istemiyordum. Yanıma gelip, “Ne oldu be, deli misin, söylesene dedi. Cebimden parayı çıkarıp uzattım. Alıp saydı keyifle. 1000 liraydı. “Nerden aldın bunu diye sorunca, “Numan Bey verdi
dedim. “Niye, ne için diye sordu merakla. Nasıl söylesem, nasıl söylesem diye daha fazla uzatmamın bir gereği yoktu. Pat diye gerçeği söylemek en iyisiydi. “Seni sikmek istiyormuş, onun için verdi dediğimde ağzı açık halde bakakaldı. Derin bir nefes alıp, “Onun için verdi, seni sikmek istediğini söyledi, onun için çağırmış yanına dediğimde,“Tövbe tövbe, bu nasıl bir adammış böyle dedi. Ancak elindeki para onu mutlu etmişti. “Sen ne dedin diye sordu. Bir sigara yaktım, birkaç nefes çektikten sonra, “Söylesene,sen ne cevap verdin diye yeniden sordu. “Bir şey demedim. Sen zaten kararını vermişsin, ne yapıyorsan yap
dediğimde küçük bir şaşkınlık yaşadı. Ama kolayca geçti şaşkınlığı.“Elbet ya, ben biliyorum ne yapacağımı. Sana kalsa açlıktan nefesimiz kokacak dedi. Kendini Numan Beye siktirmeyi kafasına koymuştu bir kere. Ben ne desem de bunu yapacaktı. Onu sevdiği, beğendiği için değildi elbette, para için yapacaktı bunu. “Ama başka bir şey daha var dediğimde, “anlat Neymiş dedi. Parça parça konuşmam onu kızdırdı. Omzuma vurup, Konuşsana be, dilini mi yuttun deyince, Ben de onun karısını sikecekmişim dedim. Hanife’nin yüzü garip bir hal aldı. Kekeleyerek,“Ne dedin diye sordu. Anlamamıştı sanki. “Ben de onun karısını sikecekmişim karşılık olarak. O seni sikecek, ben de Meliha Hanımı. Eğer kabul ediyorsanız edin, yoksa siktirin gidin dedi bana. Şartı buymuş dediğimde Hanife bir elini ağzına götürdü. Sen ne dedin diye sordu. “Bir şey demedim, ama kabul


 etmeyip de ne yapacağız dediğimde“Seni parçalarım vallahi, öyle bir şey yaparsan seni gebertirim!” dedi. Kendisinin adamla sikişmesinde sorun yoktu, ama benim kadınla sikişmeme gelince delirdi. Koluma sertçe vurup, “Seni gebertirim öyle bir şey yaparsan dedi yine. Ona Meliha Hanımı sikerken yakalandığımızı söyleyemezdim. Bunu bilmemesi en iyisiydi. “Geri zekalı, anlamadın herhalde Adam sadece seni sikmek istemiyor. Benim de karısını sikmemi istiyor. Yoksa diyor, siktirin gidin. Anlamıyor musun, kafan basmıyor mu?” dedim öfkeyle. Sinirdendeliye dönmüştü. Elindeki parayı sıkı sıkı tutuyordu. Öyle ki, (İstemiyorum, buradan gidelim!) diyeceğini sandım, ama yanıldım. “Bana bak, o karıya takıldığını, aklının gittiğini görmeyecem, öyle bir şey olursa seni gebertirim dedi dişlerini sıkarak. “Ulan kancık, kıskançlığın mı tuttu şimdi?” dedim alay ederek. “Ben diyeceğimi
dedim, aklın gönlün kaymasın sakın, yoksa seni gebertirim!” dedi yine. “E, sen adamla sikişirken iyi de, ben yaparken mi kötü dediğimde, “Salak, ben adamı seviyor muyum, para için yapıyorum, sen de başka türlü bir şey yapmayacaksın, anladın mı dedi öfkeyle. Ardından da parayı şalvarının kalın lastiğine sıkıştırıp eve doğru yürüdü. Numan Beyin teklifini kabul etmiştik.  Başka da yapacak bir şeyimiz yoktu zaten. Eve geçip odalarının kapısını çaldım. Numan Bey biraz sonra kapıyı açtı, yüzümden ne  diyeceğimi anlamış gibi gülümsedi. Fısıltıyla, “Tamam, kabul ediyoruz dediğimde, elini omzuma koyup, “Aferin!” dedi sırıtarak. Sonra da bir şey demeden kapıyı kapattı. Yeniden aşağı indim. Hanife 

yemeği pişirmiş, sandalyede oturuyordu. Yanına gittiğimde, “Nasıl olacakmış peki diye sordu. “Bilmiyorum, bir şey demedi. Teklifi kabul ediyoruz dedim, o da bir şey demedi. Bu adam normal biri değil Hanife. Ne gelenleri var ne gidenleri. Bunların da bir yere gittikleri yok. İlk karısı da kim bilir niye bırakmıştır bunu dediğimde, “Ne bileyim niye bırakmıştır.
 Umurumda da değil, ben alacağım paraya bakarım dedi. “Hay sana da, parana da
diyerek bahçeye çıktım. Havuzun yanına gittim. Su daha da azalmıştı. İçi yapraklarla,
otlarla ve rüzgarın savurup getirdiği başka şeylerle dolmuştu. Bir sigara yakmış içiyordum. Dalmıştım ki arkamdan karımın da sesi geldi. Yanıma geldi çekine çekine. Yüzünün hali değişmişti. “Ne oldu diye sorduğumda, “Numan Bey beni çağırdı dedi. Yutkundum, “Bir şey 
dedi mi diye sordum. “Yok, Meliha Hanım merdivenin başından seslendi sadece dedi. 14 yıllık karım başka bir adamla sikişecekti. İkimiz de her şeyi kabul etmiştik. Bu saatten sonra da yapacak bir şeyimiz yoktu. Hanife şalvarının lastiğine sıkıştırdığı parayı bana uzattı. “Sende kalsın, düşürürüm falan dedi. Yukarı çıkarken en büyük korkusu parayı  düşürüp kaybetmekti. Ben parayı alırken o arkasını dönüp gitti.Karımın götü çiçekli şalvarının altında sağa sola oynuyordu. Numan Bey ile sikişmeye giderken benim aklıma gelen sadece Hanife’nin götüydü Parayı cebime koydum. O yukarı giderken bir sigara daha yaktım. Ama daha bir nefes çekmişken “Tahsin diyen Meliha Hanımın sesi ile irkildim. Bahçeye açılan kapının önündeydi, eliyle yanına gitmemi  işaret etti. Sigarayı atıp yavaş adımlarla gittim yanına. Elimi tuttu, “Senden çok hoşlandım, senin de benden hoşlanmana sevindim dedi. Yanağımdan öptü, ardından da elimi tutup halen çıkartmadığı
pardesüsünün altına soktu. Elimin altında dolgun kalçasını hissedince ister istemez heyecanlandım. Bir süre elimi tutup kalçalarını okşamamı istedi.  Ardından da, “Hadi yukarı gidelim dedi gülümseyerek. Bahçe kapısını ve dış kapıyı kilitlememi istedi öncesinde. Dediğini yaptıktan sonra elimden tutup merdivenlerden çıktık . İkinci katın sahanlığında durup, “İçeri bakmak ister misin dedi kendi yatak odasını göstererek. İçerden ses seda gelmiyordu. Meliha Hanım izlemek isteyip istemediğimi sordu yeniden. “Hayır, yukarı gidelim dediğimde, “Tamam, sen bilirsin diyerek önüme düştü. Üçüncü kata çıktık. Bizim kaldığımız odaya girince Meliha Hanım kapıyı kilitledi.  Pencerelerde kalın tüller vardı perde yerine. İçerisi yavaş yavaş çökmeye başlayan akşam nedeniyle hafiften loş bir hale
 bürünmüştü. “Beni senin soymanı istiyorum dediğinde yutkuna yutkuna gittim yanına. Gülümseyerek bakıyordu bana. Başındaki büyük türbanı kendi açarken ben de pardesünün düğmelerini açtım tek tek. Altına siyah  bir gömlekle siyah pileli uzun bir etek giymişti.  

Gömleğin düğmeleri memelerinin şişkinliği ile birlikte kopacakmış gibi gergindi. Pardesüyü çıkardım  üstünden, sandalyenin üstüne koydum. O da başını açmıştı. Uzun, beline inen boyalı sarı  saçları vardı. Böyle bir kadının saçlarının boyalı olması garibime gitti, ama garibime giden o kadar çok şey vardı  ki, bu onların yanında önemsizdi. Başı açık haliyle çok değişik ve farklı bir güzelliğe bürünmüştü Meliha Hanım. Teninin beyazlığı ve temizliği sarı saçları ile uyumluydu. Siyah gömleğinin düğmelerini açarken kendisi kollarını iki yana açmıştı. Düğmeleri açtığımda beyaz sutyeninin taşımakta zorlandığı şişkin Gömleği de

 tamamen açtığımda eteği ve sutyeni ile kaldı. Yine bir şey söylemeden gülümsemesine devam ediyordu. “Arkanı dönsene!” dediğimde yavaşça döndü. Sutyenin izi sırtında çıkmıştı. Eti dolgun ve sıkıydı. Bu da sutyenin iz yapmasını kolaylaştırmıştı. Gergin ve kopacakmış gibi görünen kopçayı açmak için bir süre uğraşmam gerekti.  Karımın sutyen kopçalarını zaman zaman kapatır, ya da açardım, ama bu kadar  zorlanmazdım. Meliha Hanımın dolgun vücudu nedeniyle biraz zorlandım. Ama sonunda başardım. Sutyenini tutup sandalyenin üstüne fırlattı, benden yana döndü. Memeleri çıplak halde karşımdaydı. Karımınkilerden daha büyük daha beyaz ve uçları daha etli,pembeydi. Müthiş bir güzellikti bu. Pembe meme başları biraz tomurcuklanmış gibiydi. Bembeyaz biçimli ve yuvarlak karnının ortasında minik bir delikten ibaretti göbeği.Yarağım kot pantolonun altında hareketlenmeye, oynamaya başlamıştı kendi kendine. Depoda tamamlayamadığım sikiş
 işini şimdi yatakta, üstelik karımın yatağında tamamlayacaktım. Ancak 31 çektiğim için yarağım kalkacak mıydı yeniden Meliha Hanıma mahcup mu olacaktım yoksa Kafam bu sorularla doluydu, halimi anlamış olmalıydı ki, Neyin var, niye böyle düşüncelisin diye sordu. Cevap vermek yerine eteğini lastiklerinden tutup indirdim. Aşağıda kocasının yanında kısa bir süre gördüğüm tıraşlı etli amı santimlerle karşımdaydı. Diz altına gelen ince siyah çoraplarını çıkardığımda anadan doğma bir hale gelmişti sonunda. Cevap vermemi beklemeden yatağın üstündeki örtüyü ve altındaki kalın battaniyeyi açtı.  Yatağa uzanırken, “Hadi, sen de soyunsana dedi. Üstümdekileri çıkartırken gözlerini bir an olsun üstümden ayırmadı.Külotumu indirip yarağım ortaya çıktığında gözleri aşağı kaydı


Hımmm!” dedi dudaklarında belli belirsiz bir gülümsemeyle. Bunun ne anlama geldiğini anlayamadım. Tamamen çıplak kaldığımda yanına uzandım. Ancak aklım halen  yarağımın kalkıp kalkmayacağındaydı. Bu hali ile onu sikemezdim. Omzuma koydu sağ elini, “Neyin var, nedir bu halin?” deyince meseleyi anlattım. Dudaklarımın kenarına bir öpücük kondurup,“Genç ve güçlü bir erkeksin, yeniden ereksiyon olmana engel bir durum yok. Hatta boşalmış olman daha iyi, erkenden boşalmanı önlemiş olur dedi.  Bunları söylerken omzumdaki eli yarağıma kaymış, onu kavramıştı. “Hadi şöyle uzan dedi. Heyecandan her yanım zangır zangır titriyordu. Hanife aşağıda ne yapıyordu Numan Bey sikmeye başlamış mıydı, yoksa sevişme aşamasında mıydılar Acaba o da beni düşünüyor muydu Meliha Hanımın aşağı kayıp dizlerinin üstünde çömeldiğini ve  yarağımı emmeye başladığını fark
 etmem gecikti bu düşünceler nedeniyle. Sol eli karnımda, kalçalarımda gezerken sağ eliyle taşaklarımı tutmuş, yarağımın kafasını etli pembe dudaklarının arasına almıştı somurarak kaldırmaya çalışıyordu aklımda hanifedeydi şu an numan  bey sikerek inletiyormuydu bu düşüncelerle sikim taş gibi oldu sikişe hazırdı  aldım bunu altıma başladım sikmeye ben vurdukca amına şak şak ses çıkarıyordum Meliha inliyor harikasın sik beni kocamda hanifeyi inletiyordur diyordu bu beni kamçıladı sadisce sikiyordum bu Meliha nın işine yarıyordu aklıma numan bey hanifemin götünü sikiyormu geliyordu ben sikimi çıkardım amına götüne sürterek sikimi götüne dayadım bu napıyon dediğinde götüne girecem dedim bu yok sevmiyom desede ben bastırdım girdim bu inliyor dişlerini sıkıyordu ben biraz böyle siktim sonrada kökleyip bağırta bağırta siktim götüne boşaldım bu bana
halen kızıyordu bende kocan sikişte şart koymadıki belkide oda hanifeyi götten sikmiştir dedim oda kesin ben vermediğim için sikmiştir kesin dedi yani dedim biz yıkanıp çıktık halen numan bey ve hanifeden ses yoktu ben tekrar hadi bunlar işi bitirmedi tekar yapalım edim yine altıma aldım yine başladık sikişmeye biraz amdan birazda götten sikiyordum ve finali memesinde bitirecekdik iki memesinin ara sına sikimi sıkıştırıp gidip geliyordu bende çok zevk alıyordum tam boşalacağım iyice hızlandım tazikle suratına boşaldım biraz kızdı ama hoşuna gitmşişti kalkıp tekrar yıkanıp bekledik ne yaptılar neler oldu bilmiyordum bir dahakine devamını yazacağım sikiş severler bekleyin  
cocks cocks cum frot bi cock sucking | MOTHERLESS.COM ™ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder